C sayfasından devam
10-) İnnelleziyne keferu yünadevne lemaktullahi
ekberu min maktiküm enfüseküm iz tüd'avne ilel iymani fetekfürun;
Muhakkak
ki hakikat bilgisini inkâr edenlere: "Allâh'ın şiddetli öfkesi, sizin
kendinize kızgınlığınızdan daha büyüktür... Hani siz imana çağrılıyordunuz da,
inkâr ile reddediyordunuz!" diye nida olunur. (A. Hulusi)
10 - O
küfredenlere muhakkak şöyle bağırılacaktır: elbette Allahın buğzu sizin
nefislerinize buğzunuzdan daha büyük, zira siz imana davet olunuyordunuz da
küfrediyordunuz. (Elmalı)
İnnelleziyne keferu yünadevne lemaktullahi
ekberu min maktiküm enfüseküm iz tüd'avne ilel iymani fetekfürun
elbet küfürde ısrar edenlere o gün şöyle nida edilecektir; İman etmeye
çağrıldığınız halde inkar etmeyi sürdürdüğünüz zaman, Allah’ın size olan sitemi
ve kahrı, sizin şu an kendi kendinize ettiğiniz sitemden daha büyüktür.
Ne ilginç bir ifade, İman etmeye
çağrıldığınız zaman ısrarla bunu inkar ettiğinizde Allah’ın size olan sitemi ve
kahrı, ey cehennemi boylayanlar sizin şu anda cehenneme girer ayak kendi
kendinize yaptığınız sitemden daha büyüktür. lev ennehüm
kânu yehtedun. (Kasas/64) İşte bu, ben bu ayeti okuduğumda
iliklerime kadar titremiştim. Ne olurdu sanki doğru yolu bulmuş olsalardı.
Rabbimiz diyor. Ne olurdu sanki hidayete ermiş olsalardı. Ne olurdu sanki şimdi
burada yanmasalardı. Evet, Allah’ın kuluna olan şefkati, annenin evladına olan
şefkatinden sınırsızca daha büyüktür diyen efendimiz bunu kastediyordu. Ne
olurdu sanki..!
Akıl verdi.
Akıl verdim ya neyine yetmiyor demedi. İrade verdi. İrade verdim ya neyine
yetmiyor demedi. İbret alacak göz verdi, kulak verdi, neyine yetmiyor demedi,
onunla da yetinmedi. Peygamber gönderdi. Bir tane göndermedi. Bir tane
gönderdim hepinize yeter demedi, binlerce gönderdi. Onunla da yetinmedi kitap
gönderdi. Bir tane göndermedi, defaatle gönderdi. Daha ne yapsın Allah. Onun
için işte lev ennehüm kânu yehtedun
ne olurdu sanki hidayete ermiş olsalardı, ne olurdu.
Üç sebeple
sitem edecekler kendi kendilerine;
1 -
Arkalarına düştüklerinin hiçbir yararı olmayacağını görecekler. Olmadığını.
Ve yevme ye'adduzzâlimü alâ yedeyhi yekulü
ya leytenit tehaztü maar Rasûli sebiyla. (Furkan/27) O gün arkasın düştüğü adam kendisini dahi kurtaramadığını
görünce, yani beni kurtaracak diye bakıyor, adam kendini kurtaramamış. Bu
aldanmışlığın verdiği hırsla diyor kahırla, elinin kemiğine dişlerini geçirecek
diyor. Ayet aynen böyle. ye'adduzzâlimü alâ yedeyhi yekulü ya leytenit
tehaztü maar Rasûli sebiyla. Ve diyecek ki keşke nolaydım Resulün yolunu
yol edineydim. Ya veyleta leyteniy lem ettehız fülanen haliyla.
(Furkan28) falanca adamı kendime yar ve yardımcı dost edinmeseydim. Nolaydı
böyle yapsaydım, keşke böyle yapsaydım diyecek ama, hiçbir işe yaramayacak
çünkü yararsız.
2 – Şeytan
gerçeği söyleyince sitem edecek kendi kendisine. Ne diyecek Fela telumuniy
ve lumû enfüseküm. (İbrahim/22) beni kınamayın, kendinizi kınayın.
Ben çağırdım siz geldiniz. Oysa çağıranın kim olduğunu ve kötüye çağırdığını
bilmeniz gerekiyordu. Ama kalktınız şimdi beni kınıyorsunuz.
3 – Dünyada
beğenmediklerine karşı rezil oldukları için kendilerini kınayacaklar, sitem
edecekler. Yani dünyada beğenmediklerine bakacaklar, ahiretin gözdesi olmuşlar.
Yani; Bari şunlara karşı rezil olmasaydık diye sitem edecekler.
11-) Kalu Rabbena emettenesneteyni ve
ahyeytenesneteyni fa'terefna Bi zünubina fehel ila hurucin min sebiyl;
Dediler
ki: "Rabbimiz, bizi iki kere öldürdün (bedenden
ayrılma ile yaşanan ve mahşerde benliksizlik yaşamı {ferd olarak gelirler âyetindeki olay}) ve iki kere(sinde) de dirilttin (yeni bir benlikle bâ's ettin)
de kendimizdeki eksiklikleri itiraf ettik! (Bu
durumdan) bir çıkış yolu var mı?" (A.
Hulusi)
11 - Diyecekler
ki ya rab! Bizi iki öldürdün iki de dirilttin şimdi günahlarımızı anladık fakat
var mı çıkmaya bir yol? (Elmalı)
Kalu Rabbena emettenesneteyni ve
ahyeytenesneteyn şöyle karşılık verecekler; Rabbimiz sen bizi iki
kez öldürdün, iki kez de diriltin. İsneteyn;
iki kez manasına gelir harfiyen ama, tekzip içinse tekrar tekrar manasına
gelir. Önce bedeni ölüm, ahirette ise manevi, ruhani ölüm.
Ölümden bin beter ölüm; Lâ ted'ul yevme
süburen vahıden ved'u süburen kesiyra. (Furkan/14) o gün,
(cehennemlikler için söyleniyor) bir tek ölümü çağırmayın, sübur, mevt ten
farklı. Mevt; dünya değiştirmektir. Bir başka hayata geçmek. Sübur ise yok
olmaktır. Böyle bir şey yok. Bugün bir yok oluşu çağırmayın, size bir tek yok
oluş yetmez, ölümleri çağırın. Sizin imdadınıza ancak bir çok ölüm gelebilir,
ki o da yok. Yani yok olmayacaksınız, yok olmak isteyeceksiniz. İşte bunu ifade
ediyor.
Ki burada da aslında ahirette ki
bu manzara bir kere ölüm değil, bin kere ölüm gibi gelecek. Bin ölüm acısıyla.
Onun içinde isneteyn, tekrar tekrar,
yani bizi ölümden bin beter öldürdün diyecekler.
fa'terefna Bi zünubina fehel ila hurucin min
sebiyl işte şimdi günahlarımızı itiraf ettik. Şimdi bizim için çıkış
yolu yok mudur.
12-) Zâliküm Bi ennehu izâ du'ıyAllâhu VahdeHU
kefertüm* ve in yüşrek Bihi tu'minu* felhükmü Lillâhil 'Aliyyil Kebiyr;
İçinde
bulunduğunuz hâlin sebebi şudur: Allâh, TEK'liğine davet ettiğinde (vehmettiğiniz - varsandığınız benliğinizden arınmayı teklif
ettiğinde), küfür (inkâr) ettiniz! Eğer (teklif edilen) O'na şirk
anlayışı olsa, iman ederdiniz... Hüküm, Alîy, Kebiyr olan (açığa çıkan kuvvelerinin hükmediciliğini reddedemeyeceğiniz) Allâh'ındır! (A. Hulusi)
12 - İşte
bu size şu yüzdendir ki bir olarak Allaha çağırıldığında küfrettiniz ona şirk
koşulunca ise iman ediyordunuz, işte hüküm o ulu, o büyük Allahın. (Elmalı)
Zâliküm Bi ennehu izâ du'ıyAllâhu VahdeHU kefertüm*
ve in yüşrek Bihi tu'minun durum işte böylesine vahimdir. Çünkü ne
zaman tek Allah’a çağrılmışsa siz inkarı tercih ettiniz O’na ortak koşulduğunda
ise inanıverdiniz. İnkara çağrıldığında hemen buna inandınız imana
çağrıldığınızda inanmadınız inkarı tercih ettiniz. Bilincin baş aşağı dönme
hali. Batıla iman, hakka inkar. Bilinç amuda kalkarsa, baş aşağı dönerse hep
ters davranmaya başlar. Allah’a sırt döner nefse önünü döner. Ahirete sırtını
döner, dünyaya yüzünü döner. Ayağıyla düşünüp başı ile yürümeye başlar. Ters
dönme halidir bilincin.
felhükmü Lillâhil 'Aliyyil Kebiyr
sonuçta hüküm yüceler yücesi mutlak büyük olan Allah’ındır. Ahirette hüküm
Allah’ın.Buhari de; Said El Hudri’den bir hadis nakledilir. Hz. Nebi A.S.;
kalbinde hardal tanesi kadar iman olan en sonunda Allah affeder, affeder,
affeder günahkar mü’minleri. Öyle bir noktaya gelir ki kalbinde hardal tanesi
kadar imanı olanlara sıra gelir. Yani iman kırıntısı olanlara. Onları hayat
ırmağının kenarına atar, mantar suyu gibi adeta. Mantar suyu gibi hayat
ırmağının kenarına serper, onun kenarında yeniden yeşillenir ve dirilirler.
Böyle Buhari de bir hadis nakledilir iman kitabında. Ben de onu burada
nakletmiş olayım.
13-) "HU"velleziy yüriyküm âyâtiHİ ve
yünezzilü leküm mines Semai rizka* ve ma yetezekkeru illâ men yüniyb;
"HÛ"
ki, işaretlerini size gösteriyor ve semâdan (bilincinize) sizin için bir rızık (hakikatine
dair ilim) indiriyor... (Bunun ne demek olduğunu hakikatine) yönelenden başkası hatırlayıp üzerinde derin düşünemez!
(A. Hulusi)
13 - Odur
ki size âyetlerini gösteriyor ve sizin için Semâdan bir rızık indiriyor, fakat
ancak gönül veren anlar. (Elmalı)
"HU"velleziy yüriyküm âyâtiHİ ve
yünezzilü leküm mines Semai rizka Yeni bir pasaja girdik; O’dur size
varlık delillerini gösteren ve size semadan rızık indiren.
Varlık dünyası ayetler
mucizelerle doludur, bu ayet bunu söylüyor dostlar. Onların mucize oluşunu
unutmamızın tek nedeni vardır, sık sık karşılaşmanız. Aslında yaşadığımız
hayatın her alanında sınırsız mucize var, bizde de olduğu gibi. Biz
insanoğlunun kendi içinde de bir yığın mucize var. Onların mucize oluşunu
unutmamızın tek nedeni var sık sık görüyor olmamız. Ender görseydik mucize
olduğunu unutmayacaktık. Sık gerçekleşiyor olması mucize olduğunu unutmamıza
neden oluyor.
ve ma yetezekkeru illâ men yüniyb
istikametini O’na yöneltenlerden başkası bundan ders almaz. Allah’ın gör dediği
yerden bakanlar ancak bunu görür diyor. Ama Allah’ın gör dediği yerden
bakmayanlar bunu göremezler.
14-) Fed'ullahe muhlisıyne lehüd diyne ve lev
kerihel kâfirun;
Öyle
ise hakikat bilgisini inkâr edenler kerih görse de, Din'i O'na has kılarak
Allâh'a yönel! (A. Hulusi)
14 - O
halde siz, dini Allah için halis kılarak hep ona çağırın isterse kâfirler
hoşlanmasınlar. (Elmalı)
Fed'ullahe muhlisıyne lehüd diyne ve lev
kerihel kâfirun hakkı inkar edenleri ne denli kızdırsa da siz dini
yalnızca O’na has kılarak saf ve samimi bir iman ile sadece Allah’a yalvarın.
Devam ediyor E sayfasına geçiniz.
147. videoyu toplu olarak BURADA
bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder