D sayfasından devam
205-)
Eferaeyte in metta'nahüm siniyn;
Görüyorsun
işte... Onları senelerce çeşitli nimetlerle zevklendirsek, (A.Hulusi)
205 - Gördün
a artık onlara senelerce zevk ettirsek. (Elmalı)
Eferaeyte
in metta'nahüm siniyn düşünsene bir onlara yıllarca safa sürmeleri
için fırsat verdik.
206-)
Sümme caehüm ma kânu yu'adun;
Sonra,
uyarıldıkları başlarına gelse... (A.Hulusi)
206 - Sonra
kendilerine edilen vaat gelip çatarsa. (Elmalı)
Sümme
caehüm ma kânu yu'adun sonra vaat edilen azap başlarına gelince;
207-)
Ma ağnâ anhüm ma kânu yümette'un;
Sahip
olduklarıyla yaşadıkları zevkler, onlara hiçbir yarar sağlamaz! (A.Hulusi)
207 - O
yaşatıldıkları zevkin kendilerine hiç faydası olmayacaktır. (Elmalı)
Ma
ağnâ anhüm ma kânu yümette'un safa sürerek kaçırdıkları bu fırsatın
kendilerine herhangi bir yararı dokunabilir mi?
208-)
Ve ma ehlekna min karyetin illâ leha münzirun;
Biz,
uyarıcıları gelmemiş hiçbir bölge halkını helâk etmedik. (A.Hulusi)
208 - Mamafih
biz hangi memleketi helâk ettikse her halde onu inzar edenler olmuştur. (Elmalı)
Ve ma
ehlekna min karyetin illâ leha münzirun dahası, biz bir ülkeyi helak
etmeden önce illaki uyarmış,
209-)
Zikra* ve ma künna zâlimiyn;
(Önce) hatırlatma olur! Biz
haksızlık etmeyiz! (A.Hulusi)
209 - İhtar
edilmiştir, ve biz zulmetmiş değilizdir. (Elmalı)
Zikra;
hatırlatmışızdır.
Bir çok surede, Mesela En’am/31.
(hayır 131. Olacak) ayetinde …lem yekün
Rabbüke mühlikel kura Bi zulmin ve ehlüha ğafilun. (En’am/131) Eğer
ehli gafil iseler, hakikatten habersiz iseler rabbin bir toplumu helak edecek
değildir, helak etmemiştir buyruluyor. Onun için bir çok böyle ayetler var.
Demek ki buradan şunu anlayacağız dostlar; Uyarmadan cezalandıran her tasavvur
zalimdir. Buradan bunu anlıyoruz.
ve ma
künna zâlimiyn zira biz asla zulmeden biri değiliz. ..ve ma ene Bi zallamin lil `abiyd (Kaf/29) bizim kullara zulmetmek gibi bir tavrımız yok. Yani kullara
zulmetmemiz ihtimal dışıdır diyor.
210-)
Ve ma tenezzelet Bihişşeyatıyn;
Onu (Kurân'ı) şeytanlar
oluşturmadı! (A.Hulusi)
210 - Ve
bunu Şeytanlar indirmedi. (Elmalı)
Ve ma
tenezzelet Bihişşeyatıyn hem bu vahyi asla şeytanlar indirmiş
değildir.
211-)
Ve ma yenbeğıy lehüm ve ma yestetıy'un;
Onların
işlevine uymaz! (Zaten) buna yetecek kuvvelere de sahip değillerdir! (A.Hulusi)
211 - Bu
onlara hem yaraşmaz hem güçleri yetmez? (Elmalı)
Ve ma
yenbeğıy lehüm ve ma yestetıy'un zira bu hem onların ağzının işi
değildir, hem de buna güçleri yetmez.
Şeytanlarda mı indirebilirmiş?
Şeytanlar vahiy indirmezler şeytanlar fısıldarlar. Şeytanlar vesvese verirler.
Şeytanlar evham verirler ve şeytanların evham verdikleri vahiy alıyorum diye
gelebilir. Ben de vahiy alıyorum derler. Böyleleri tarihin her döneminde olmuş
bugünde vardırlar.
[Ek
bilgi; Uzay Dini" diye tanımlanan ve "Uzaylıların tebliğ
ettiği" iddia edilen Cin
kökenli, "Altın Çağ Bilgi kitabında" şöyle denilmektedir:
İslâmî bütünlük ışık dost
MUHAMMET'i "RASÛL" ZANNETMEKTEDİR... Hâlbuki O, ALLÂH'ın habibi
"RASÛL"ün ELÇİSİDİR… RASÛL, büyük ASHOT yani SULH'tur."
(Fasikül:42; s:408)
Bu "UZAYLILAR"a
göre, "Muhammet'in elçisi olduğu büyük ASHOT'un Rabbi olan ALLÂH da,
bedenlenmiş olarak BETA NOVA gezegeninde yaşamakta ve orada bizi yanına
beklemektedir"!!! (Fasikül:46; s:447)
212-)
İnnehüm anis sem'ı le ma'zulun;
Muhakkak
ki onlar algılama kapasitesinden yoksundurlar! (A.Hulusi)
212 - Onlar
işitmekten sureti kat'iyye de azledilmişlerdir. (Elmalı)
İnnehüm
anis sem'ı le ma'zulun çünkü onlar vahyi işitmekten bile kesinlikle
men edilmişlerdir. Peygamber taslakları, sahte peygamberler, her türlü gaipten
haber verme teşebbüsleri, “bana da vahiy geliyor” iddiasında bulunan şeytanın
oyuncaklarından söz ediyor bu ayetler.
213-)
Fela ted'u meAllâhi ilâhen âhare fetekûne minel mu'azzebiyn;
O hâlde
Allâh (hakikati ortada iken) yanı sıra tanrı kavramına yönelme! Yoksa azabı
yaşayacaklardan olursun! (A.Hulusi)
213 - Binaenaleyh
sakın Allah ile beraber diğer bir ilâha çağırma ki o ta'zib edileceklerden
olmayasın. (Elmalı)
Fela
ted'u meAllâhi ilâhen âhare fetekûne minel mu'azzebiyn şu halde
Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarıp yakarma. Bu takdirde azaba
uğrayanlardan olursun.
214-)
Ve enzir aşiyretekel akrebiyn;
Uyarmaya
en yakınlarından başla! (A.Hulusi)
214 - Hem
en yakın hısımlarını inzar et. (Elmalı)
Ve
enzir aşiyretekel akrebiyn ve uyarmaya sana en yakın olan çevrenden
başla. Davet usulünü veriyor bu ayet. Merkezden başla, yakın olandan başla. Ki
Resulallah’ta öyle yapmış, ilk uyardığı eşi Hatice olmuştu.
215-)
Vahfıd cenahake limenit tebeake minel mu'miniyn;
İman
edenlerden sana tâbi olanları kanadının altına al! (A.Hulusi)
215 - Ve
sana ittiba' eden müminlere kanadını indir. (Elmalı)
Vahfıd
cenahake limenit tebeake minel mu'miniyn ve seni izleyen müminlere
kol kanat ger. İnsani ilişkinin zeminini ifade ediyor bu ayet. Şefkat ve
merhametin bu zemin olduğunu söylüyor.
Hani hatırlayalım FeBima rahmetin minAllâhi linte
lehüm.. (A.İmran/159) Allah’tan bir rahmet sayesinde sen onlara
yumuşak davrandın. ve lev künte fazzan
ğaliyzal kalbi lenfaddu min havlik.. eğer katı kalpli davransaydın
onlar senin etrafından dağılır giderlerdi. fa'fü anhüm.. O halde onları affet. vestağfir lehüm onlar için bir de dön Allah’tan
af dile. ..ve şavirhüm fiyl emr.
(A.İmran/159) Yine de işlerinde onlarla istişareyi sürdür.
Bakınız bu
ayet Uhud’un arkasından indirildi. Uhud’da Resulallah istişare sonucunda
dışarıda harp yapmayı kabul etmiş, ve istişare de dışarıda karşılayalım düşmanı
diyenler ilk defa savaştan kaçanlar olmuşlardı. Yani belki yenilgiye belki
onlar sebep olmuşlardı. Eğer Resulallah görüşünde direnseydi belki de o yenilgi
yaşanmayacaktı. Ama Resulallah onlara dönüpte sizin yüzünüzden oldu demedi.
Böyle bir akıl yürütmemesi içinde uyarıldı. Onun için onlarla istişareyi
sürdür. Bu ayetle adeta bakışımlı bir mesajı var.
216-)
Fein asavke fekul inniy beriyün mimma ta'melun;
Eğer
sana âsi olurlar ise de ki: "Ben yaptıklarınızdan berîyim!" (A.Hulusi)
216 - Bunun
üzerine sana isyan ederlerse ben sizin amellerinizden beriyim de. (Elmalı)
Fein
asavke fekul inniy beriyün mimma ta'melun ne ki eğer sana isyan
ederlerse bu takdirde; “bakın ben sizin yaptıklarınızdan sorumlu değilim. Sizin
yaptıklarınızın sorumluluğunu asla üstlenmiyorum” de
217-)
Ve tevekkel alel 'Aziyzir Rahıym;
(Hakikatin olan Esmâ mertebesine) Aziyz Rahıym'e tevekkül et! (A.Hulusi)
217 - Ve
o, azîz rahime mütevekkil ol. (Elmalı)
Ve
tevekkel alel 'Aziyzir Rahıym ve merhameti bol olan O yüceler yücesine
güven.
218-)
Elleziy yerake hıyne tekum;
Ki O,
işlevine kalktığında seni görür... (A.Hulusi)
218 - O
ki görüyor kıyam ettiğin vakit seni. (Elmalı)
Elleziy
yerake hıyne tekum ki O hiyam ettiğin vakit seni görmektedir.
219-)
Ve tekallübeke fiys sacidiyn;
Secde
edenler içinde yer aldığını da! (A.Hulusi)
219 - Ve
secdekârlar içinde dolaşmanı. (Elmalı)
Ve
tekallübeke fiys sacidiyn çünkü o Allah’a teslim olanlar arasındaki
tasarruflarını görmektedir.
Bu son ayete böyle meal vermem;
Mekke’de herhangi bir cemaatle namaz kılınan mescidin bu sure indiğinde henüz
olmadığı gerçeğinden yola çıkarak Hasan Basri’nin görüşüne ittibandır.
220-)
İnneHU HUves Semiy'ul 'Aliym;
Muhakkak
ki O, "HÛ"; Semi'dir, Aliym'dir. (A.Hulusi)
220 - Çünkü
o öyle semi öyle alîmdir. (Elmalı)
İnneHU
HUves Semiy'ul 'Aliym çünkü O, evet, yalnızca O’dur her şeyi işiten,
her şeyi bilen.
221-)
Hel ünebbiüküm alâ men tenezzelüş şeyatıyn;
Şeytanların
kime indiğini size haber vereyim mi? (A.Hulusi)
221 - Haber
vereyim mi size Şeytanlar kimin üzerine inerler? (Elmalı)
Hel
ünebbiüküm alâ men tenezzelüş şeyatıyn o şeytanların kimlere
indiğini sana haber vereyim mi?
222-)
Tenezzelü alâ külli effakin esiym;
Kendini
aldatan vebal sahibini etkilerler! (A.Hulusi)
222 - Vebal
yüklenici her bir sahtekâr üzerine inerler. (Elmalı)
Tenezzelü
alâ külli effakin esiym onlar kendini aldatmayı alışkanlık haline
getiren her günahkarın üzerine inerler.
223-)
Yülkunes sem'a ve ekseruhüm kâzibun;
Kendilerini
aldatanlar, (şeytanlara - bilinçteki aldatıcı
fikirlere) kulak verirler ve onların
ekseriyeti yalancıdırlar. (A.Hulusi)
223 - Onlar
kulak verirler ve ekseri yalan söylerler. (Elmalı)
Yülkunes
sem'a ve ekseruhüm kâzibun yalana kulak kabartanlar ve onların çoğu
başkalarına da yalan söylerler. Yani onlar hem yalana kulak kabartırlar, hem de
başkalarına yalan söylerler. Cahiliye döneminde manevi boşluk bir talebe yol
açtı. Bu yoğun talep sahici bir arz ile karşılanmayınca sahte arz ile
karşılandı. Bu arzı yapan iki kesim vardı. Kahinler ve şairler. Bu ayetler
Kahinlerle alakalı. Bundan sonraki ayetlerse sözü şairlere getiriyor.
224-)
Veş şu'arâü yettebi'uhümül ğavun;
Şairler
(şiirlerle duygusallığı tahrik ederek,
insanları tanrı edindiklerine tapınmaya yönlendirenler); onlara hakikatten sapanlar tâbi olur. (A.Hulusi)
224 - Şairler,
bunların arkasına da çapkınlar, sapkınlar düşer. (Elmalı)
Veş
şu'arâ’ şairlere gelince, ve şairler yettebi'uhümül
ğavun onları batıl inanç peşindeki cahil ve bilinçsizler izler. El
ğavun’un anlamı bu.
Şamanlık koltuğunu oturan
şairlerden söz ediyor burada Kur’an. Her biri sahte bir peygamber gibi davranan
bu şairler bizim bugün gördüğümüz şairlerin işlevini üstlenmiyorlar. Yani
bunlar sıradan sanatkar falan değiller. Söyledikleri de şiir değil. Kendileri sahte
bir peygamber pozlarında, söylediklerini de vahiy gibi lanse ediyorlar. Mesela
bunlar içinde İbn. Zibara, İbn. Ebu. Sah gibi isimler var.
225-)
Elem tera ennehüm fiy külli vadin yehiymun;
Görmez
misin ki onlar hayal - evham dünyalarında yaşarlar! (A.Hulusi)
225 - Görmez
misin bunlar her vâdide hayran olurlar. (Elmalı)
Elem
tera ennehüm fiy külli vadin yehiymun görmez misin ki onlar hayal ve
his alemindeki her vadide amaçsızca gezinip dururlar. Evhamlarının peşinde
gezinirler. Hakikatin değil yani. Düşünün o günün şiiri ya medihti, ya hicivdi.
Ya methiye ya hiciv yani ya birini yersizce överler, sırf ondan aferin ya da
harçlık almak için, ya da kızmışlarsa yererler veya bir başkası ona yergi
dizmesi için para vermiştir kızarlar. Kendi duyguları değil aslında, ödünç
duygularla kızarlar. Vazifeleri ise sırf karşıdakini etkilemek.
226-)
Ve ennehüm yekulune ma lâ yef'alun;
Muhakkak
ki onlar yapmayacakları şeyleri söylerler! (A.Hulusi)
226 - hem
de onlar yapmayacakları şeyleri söylerler. (Elmalı)
Ve
ennehüm yekulune ma lâ yef'alun ve onlar yapmadıklarını söylerler.
Cahiliye şairiyle peygamberi ayıran ayırım bu işte. Şairin amacı etkilemek.
Peygamberin amacı ise yolda kılavuzluk etmek.
227-)
İllelleziyne amenû ve amilus salihati ve zekerullahe kesiyren ventesaru min
ba'di ma zulimu* ve seya'lemülleziyne zalemu eyye münkalebin yenkalibun;
Ancak (hakikate) iman edenler ve
imanın gereğini uygulayanlar, Allâh'ı çok zikredenler ve zulme uğradıktan sonra
zafere ulaşanlar müstesna... (Nefslerine) zulmedenler, yakında hangi dönüşüme uğrayacaklarını
kavrayacaklar (ama iş işten geçmiş olacak)! (A.Hulusi)
227 - Ancak
iman edip iyi ameller işleyenler ve Allah ı çok zikredenler ve kendilerine
zulmedildikten sonra öçlerini alanlar müstesna, yarın bilecek o zulmedenler
hangi inkılâba münkalib olacaklar. (Elmalı)
İllelleziyne
amenû ve amilus salihati ve zekerullahe kesiyren ventesaru min ba'di ma zulimu
ne ki bu şairlerden iman eden, salih amel işleyen, Allah’ı sürekli hatırda
tutan ve zulme uğradıktan sonra haklarını savunanlar müstesna. Yani şairleri
ikiye ayırıyor Kur’an;
1 – Şaman koltuğunda oturup
yalancı peygamberlik taslayanlar.
2 - İkincisi ise haddini bilen,
hakkı savunan ve iman eden şairler.
Ve sure muhteşem bir uyarıyla,
tabir caizse tarihin en büyük hakikatiyle bitiyor. ve
seya'lemülleziyne zalemu eyye münkalebin yenkalibun sonuçta zulmeden
kimseler nasıl bir devrimle devrileceklerini günü gelince öğrenecekler.
Firavuna, Nemrud’a, Nuh, Âd,
Semud, Lût kavimlerinin ve zalimlerin akıbetine bakıp öğrenmedilerse eğer, bu
ayetlerden de öğrenmedilerse eğer, belalarını bulunca mutlaka öğrenecekler.
Siz ve bize gelince; Kimin
tarafındayız, ne taraftayız ona bakalım. Yani zalimlerin tarafında mıyız, yoksa
mazlumların mı. Musa’nın tarafında mıyız, firavunun mu. İşte bize tarafımızı
seçmek düşüyor. Rabbim tarafımızı nebilerin çizgisinden yana olanlardan kılsın
inşallah.
“Ve
ahiru davana enil hamdülillahi rabbil alemiyn”
Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd’adır.
117. videonun sonu.
117. videoyu toplu olarak http://kurantefsir.wordpress.com/2012/10/05/islamoglu-tef-ders-suara-141-227117/
bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder