10 Ağustos 2012 Cuma

İslamoğlu Tef. Ders. MÜ’MİNUN (080-092)(108-E)


D sayfasından devam



80-) Ve "HU"velleziy yuhyiy ve yümiytü ve leHUhtilafülleyli vennehar* efela ta'kılun;

"HÛ"dur dirilten ve öldüren... Gece ve gündüzün dönüşümü O'nun içindir... Hâlâ aklınız ermiyor mu? (A.Hulusi)

080 - Ve o öldüren ve dirilten o, gece ve gündüzün ihtilâfı da hep onun için, artık akıllanmayacak mısınız.


Ve "HU"velleziy yuhyiy ve yümiyt yine o hayat verir ve ölümü o takdir eder. ve leHUhtilafülleyli vennehar gece ve gündüzün, birbirinin yerine geçmesi de O’nun eseridir.

Bu ilginçtir. Gece ve gündüz örneği ne zaman gelse bir pasajda, orada mümin ve kafirlerin, iman ve küfrün tabiatı ele alınıyor demektir ve bu örnek geldiğinde adeta muhataba söylenen; gece ve gündüz ne kadar tabii ise, yani Allah’ın yasası ise, insan olduğu, yaşadığı sürece Hakk ve batıl da öyle var olacaktır. efela ta'kılun peki, hala akletmeyecek misiniz.


81-) Bel kalu misle ma kalel evvelun;

Ne var ki, onlar da öncekilerin söylediğinin benzerini söylediler. (A.Hulusi)

081 - Hayır, evvelkilerin dedikleri gibi dediler. (Elmalı)


Bel kalu misle ma kalel evvelun aksine öncekiler ne dediyse onlar da aynısını söylediler.


82-) Kalu eizâ mitna ve künna türaben ve 'ızamen einna lemeb'usûn;

Dediler ki: "Ölüp, toprak ve kemikler olduğumuzda gerçekten yeni bir yapıyla yaşama devam edecek miyiz?" (A.Hulusi)

082 - «öldüğünüz ve bir türap, bir yığın kemik olduğumuz vakit mı, cidden biz mi mutlak ba's olunacağız? (Elmalı)


Kalu eizâ mitna ve künna türaben ve 'ızamen einna lemeb'usûn Ne dediler peki öncekiler; Ne yani dediler,biz ölüp gittikten, toza toprağa karışmış bir iskelet halini aldıktan sonra tekrar mı diriltileceğiz?


83-) Lekad vuıdna nahnu ve abauna hazâ min kablü in hazâ illâ esatıyrul evveliyn;

"Andolsun ki biz de bizden önceki atalarımız da bununla tehdit edildik. Bu eskilerin masallarından başka bir şey değil." (A.Hulusi)

083 - Yemîn ederiz ki bize de, atalarımıza da bu, bundan evvel vaat olundu, bu eskilerin masallarından başka bir şey değil» dediler. (Elmalı)


Lekad vuıdna nahnu ve abauna hazâ min kabl doğrusu bu bize ve bizden önceki atalarımıza da vaat edilmişti öldükten sonra dirilmek. in hazâ illâ esatıyrul evveliyn ne ki bu eskilerin masallarından başka bir şey değil. Dediler.

Değerli dostlar nerede eskilerin masalları ibaresi gelse hepsi de ahireti inkâra taalluk eder. Onun için ahirete imanı, eskilerin masalları olarak görme eğiliminde vahyin ilk muhatabı olan inkârcılar. Demek ki ahirete imanı biliyorlar. Ama eskilerin masalları diyorlar. Yani öldükten sonra dirilmeye ilişkin bilgileri var. Öteden beri insanlığın değişmez değeri olduğunu da biliyorlar. Fakat bunu masal olarak görüyorlar.

Peki niçin, çok ilginç değil mi insan böyle yaratılmışların şah eseri olur. İnsan ölünce toprak olmaya böyle can atar?Aslında bu insanın canını çok sıkmalı. Yani insan ki bu muhteşem bir varlık. Kendi akıbetini, solucanın akıbetiyle nasıl eşitler? Aslında bir kafir içinde bu dayanılmaz bir şey. Bir inkârcı içinde bu kabul edilemez bir şey. Peki neden buna bu kadar hevesli olurlar? Aslında bu kendilerine hakarettir. Bu insanı affedersini sümüklü böcekle eş değer görmektir. Kendisine yapabileceği en büyük hakaretlerden biri, ahireti inkârdır. Peki insan niçin yapar bunu?

Bir tek şey için eylemlerinin sorumluluğunu üstlenmemek. Ömründen hesap vermekten kaçmak için yapar. İşte sorumluluk şuurundan mahrum olmak, inkârın temelinde yatan asıl sebeptir değerli dostlar.


84-) Kul limenil Ardu ve men fiyha in küntüm ta'lemun;

De ki: "Kim içindir arz ve onda olan kim? Eğer biliyorsanız (söyleyin)." (A.Hulusi)

084 - Kimin o Arz ve ondaki kimseler, eğer biliyorsanız? De. (Elmalı)


Kul limenil Ardu ve men fiyha in küntüm ta'lemun de ki; yer ve ondaki varlıklar kime ait? Eğer biliyorsanız cevaplasanıza?


85-) Seyekulune Lillâh* kul efela tezekkerun;

"Allâh içindir", diyecekler! De ki: "Hâlâ düşünüp değerlendirmeyecek misiniz?" (A.Hulusi)

085 - Allahın diyecekler, o halde düşünmez misiniz? De. (Elmalı)


Seyekulune Lillâh Allah’a aittir diyecekler. kul efela tezekkerun de ki o halde hala onurunuzu hatırlamayacak mısınız?

İlginç değil mi dostlar? Bu sorunun sorulduğu kimseler vahyin ilk muhatabı olan inkârcı Mekke müşrikleri, öncelikle onlar. Yani yer ve gök ve onun içindekiler kime ait deyin, Allah’a ait diyecekler. İnkârcı Mekke müşriklerinin problemi Allah’ı inkar etmek değildi ki. Bunu bu işi bilenler biliyor zaten. Kur’an a birazcık vakıf olanlar bu gerçeği bilirler. Onlar Allah’ı inkâr etmiyorlardı.

Kur’an a göre Allah’a iman etmek, sadece Allah’a imanla sınırlı olamaz. Kur’an a yani vahye ahirete nübüvvete iman etmeyen biri, Allah’a da iman etmemiş demektir. Kur’an a göre makbul bir iman; Ahirete, vahye ve peygamberliğe imanı kapsayan bir imandır. Yoksa Allah’a da iman etmiş sayılmamaktadır. İşte bu, sırrı bu, bu ayetlerin.


86-) Kul men Rabbüs Semavatis Seb'ı ve Rabbul 'Arşil 'Azıym;

De ki: "Yedi semânın Rabbi ve Aziym Arş'ın Rabbi kimdir?" (A.Hulusi)

086 - Kim o yedi Semânın rabbi ve o azametli Arşın rabbi? De. (Elmalı)


Kul men Rabbüs Semavatis Seb'ı ve Rabbul 'Arşil 'Azıym de ki hem yedi göğün, hem de mutlak hükümranlık tahtının yegane rabbi kimdir, biliyorsanız söylesenize?


87-) Seyekulune Lillâh* kul efela tettekun;

"Allâh içindir", diyecekler! De ki: "O hâlde korkup korunmaz mısınız?" (A.Hulusi)

087 - Allahın diyecekler, o halde korkmaz mısınız? De. (Elmalı)


Seyekulune Lillâh Allah’tır diyecekler.

Mekke müşrikleri böyle diyecek. Onları müşrik kılan Allah’ı inkârları değil, Allah yanında başkalarına da Allahlık yakıştırmaları. Allah’a ait kimi vasıfları, sıfatları, nitelikleri Allah dışındaki varlıklara atıf etmeleri idi.

Peki bunu neden yapıyorlardı diyecek olursanız temelde uzak bir Allah inancı işlerine geliyordu ve Allah’ın hayata müdahil olmadığını düşünüyorlardı. Yani seküler bir mantığa sahiptiler. Yer yüzüne, hayata, insanın yapıp ettiklerine müdahil olmayan bir Allah, uzak bir Allah. Onun içinde mesela Zümer/3. ayetinde putların ne işe yaradığını sorduğunuzda Allah’a iman ettikleri halde neden bu putlara tapıyorsunuz denilince şöyle cevap veriyorlardı;

..liyükarribûna ilAllâhi zülfâ.. (Zümer/3) Bunlar bizimle Allah arasındaki aracılardır. Allah’a yaklaştırıyorlar bizi diyorlardı. İşte yer yüzüne, hayata müdahil olmayan seküler bir Allah inancının insanı getirdiği geri nokta, çağdışı nokta, irticai nokta işte burası. Gerçek mürtecilik budur işte. Yani Allah’a inandığını iddia ettiği halde, Allah’ın kendi hayatına müdahil olmadığını düşünmek.

kul efela tettekun de ki o halde hala sorumluluğunuzun bilincine varmayacak mısınız.


88-) Kul men Bi yediHİ melekûtü külli şey'in ve HUve yuciyru ve lâ yücaru aleyHİ in küntüm ta'lemun;

De ki: "Her şeyin melekûtu (derûnu - içselliği), (ilim - kudret) elinde olan, (varlığıyla bizâtihi her şeyi) himaye edip koruyan, fakat kendisi korunmayan kimdir? Varsa ilminiz konuşun!" (A.Hulusi)

088 - Kim o her şeyin melekûtu yedinde ve o kayırır da ona karşı kayırılmaz olan eğer ilminiz varsa? de. (Elmalı)


Kul men Bi yediHİ melekûtü külli şey'in ve HUve yuciyru ve lâ yücaru aleyHİ in küntüm ta'lemun de ki her şeyin hakimiyetini elinde tutan, kendisi kollayıp kayırdığı halde ona karşı kimsenin kollanıp kayırılamayacağı kimdir biliyorsanız söylesenize?


89-) Seyekulune Lillâh* kul feenna tüsharun;

"Allâh içindir", diyecekler! De ki: "Nasıl oluyor da (dünyanızla) büyüleniyorsunuz?" (A.Hulusi)

089 - Allahın diyecekler, o halde nereden büyüleniyorsunuz? De. (Elmalı)


Seyekulune Lillâh Allah’tır diyecekler. kul feenna tüsharun de ki o halde nasıl büyülenmiş gibi davranabiliyorsunuz. Tüsharun, enna nasıl ve neden manalarına, hatta keyfe manasını da içerir. Onun için bu, nasıl böyle yapabiliyorsunuz, nasıl büyülenmiş gibi davranıyorsunuz.

Burada hem Allah’a iman ettiğinizi söyleyeceksiniz hemde o Allah tarafından size gönderilen yol haritasını reddedeceksiniz. Bu akıllı bir insanın yapacağı iş değil. O halde sizin şu andaki durumunuz kendi kendinizi büyülemekten başka bir şey değil. Adeta sihirlenmiş gibisiniz. Başka bir izahı yok çünkü bunun.


90-) Bel eteynahüm Bil Hakkı ve innehüm le kâzibun;

Hayır, biz onlara Hak olarak geldik... Onlarsa kesinlikle yalancılardır. (A.Hulusi)

090 - Doğrusu biz onlara hakkı getirdik ve şüphesiz onlar yalancılar. (Elmalı)


Bel eteynahüm Bil Hakk yo..! aksine biz onlara saf gerçeği sunmuştuk. ve innehüm le kâzibun ama onlar ısrarla yalana sarıldılar.

70. ayet katıksız gerçeği sevmemekten söz ediyordu. Onun yerine kendilerini kurtaracak durumlarını ve konumlarını meşrulaştıracak katıklı gerçeği yani yalanla, batılla karıştırılmış gerçeği sevdiler.


91-) MettehazÂllahu min veledin ve ma kâne meahu min ilâhin izen lezehebe küllü ilâhin Bima haleka ve lealâ ba'duhüm alâ ba'd* subhanAllâhi amma yesıfun;

Allâh çocuk edinmez! O yanı sıra bir tanrı da yoktur! Öyle olsaydı, her bir tanrı yarattığı ile bir yana gider; kimi kimine üstün gelirdi! Allâh onların tanımlamalarından Subhan'dır (ötedir)! (A.Hulusi)

091- Allah, hiç velet ittihaz etmedi, beraberinde bir tanrı da yok O surette her tanrı kendi yarattığı ile giderdi ve elbette biri diğerine kibir ederdi, o isnat ettikleri vasıflardan sübhan o Allah. (Elmalı)


MettehazÂllahu min veled Allah asla bir çocuk edinmemiştir. ve ma kâne meahu min ilâh onunla birlikte başka bir tanrı da yoktur. Hem meleklerin Allah’ın kızları olduğu sapık inancına, hem de Hıristiyanlıktaki teslise reddiye bu.

izen lezehebe küllü ilâhin Bima haleka ve lealâ ba'duhüm alâ ba'd aksi halde her bir tanrı kendi yarattığını kendinden yana çeker böylece biri diğerine üstünlük kurmaya kalkardı. Kur’an mantıksal delillerle inkârcıların mantıklarına hitap ediyor, akıllarına. Eğer birden fazla ilah olmuş olsaydı kaos olurdu, kozmos değil.

subhanAllâhi amma yesıfun Allah onların tasavvur ettiklerinin çok ötesinde aşkın ve yücedir.


92-) 'Alimil ğaybi veşşehadeti fete'ala 'amma yüşrikûn;

Gaybı da şehâdeti de Bilen'dir... Onların ortak koşmalarından yücedir! (A.Hulusi)

092 - O gayb-ü şahadetin âlimi, binaenaleyh onların koştukları çok yüksek. (Elmalı)


'Alimil ğaybi veşşehadeh O insan idrakinin algılamaktan aciz olduğu şeylerinde, algılayabileceği şeylerin de sırrına vakıftır.  O insanın bildiklerinin de, bilmediklerinin de sırrına vakıftır. fete'ala 'amma yüşrikûn nitekim O, onların zatına yakıştırdıkları her türlü ortaklıktan, şirkten, eş ve benzer koşmaktan üstündür, uludur, yücedir.

Rabbim kendisini hakkıyla bilecek bir şuur ve iman lütfetsin.


“Ve ahiru davana enil hamdülillahi rabbil alemiyn”

Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd’adır.


108. videonun sonu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder