C sayfasından devam
10-) İnnemel mu'minune ıhvetün feaslihu beyne
ehaveyküm vettekullahe lealleküm turhamun;
Muhakkak
ki iman edenler kardeştirler! O hâlde iki kardeşinizin arasını düzeltin ve
Allâh'tan korunun ki rahmete eresiniz. (A.Hulusi)
10 -
Mü'minler ancak kardeştirler: onun için iki kardeşinizin aralarını düzeltin ve
Allah dan korkun ki rahmete şayan olasınız. (Elmalı)
İnnemel mu'minune ıhve bütün
mü’minler yalnızca kardeştirler. İşte temel değer bu. İşte İslam kardeşliğinin
en büyük gerekçesi bu; İman. İman kardeşliğidir, kardeşlik iman kardeşliğidir.
Dolayısıyla bizi kardeş kılan değerlerdir kardeşliğimizin temeli. Bu temel
sarsılırsa kardeşliğimiz sarsılır. Onun için öz kardeşimiz dahi olsa bu değerleri
yıkmaya kalkarsa biz onun düşmanıyla, yani, onun hasım olduğu mazlumla beraber
olmak zorundayız. O nedenle kardeşlik iman birliğidir. Allah; isteseler de
başka kardeşlik ölçülerini hiçbir mü’mine ne kadar isterse istesin meşru
görmüyor. İnnemel mu'minune ıhve.
Bunun aslında tam çevirisi şöyle yapılmalı;
Mü’minler kardeşlikten başka bir
duruma giremezler. Yani Mü’minler kardeşten başka bir şey olamazlar. Sadece
kardeş olabilirler. Mü’minler bir şey olacaklarsa kardeş olurlar. Onun dışında
bire şey olamazlar. Düşman olamazlar, hasım olamazlar, rakip olamazlar, kardeş
olurlar, sadece kardeş. Bu, bunu söylüyor. Tıpkı eğer kardeşlik temeli zayi
olursa Kur’an şairi Mehmet Akif’in dediği gibi olur.
Girmeden tefrika bir millete
düşman giremez,
Toplu vurdukça yürekler onu top
sindiremez. (M. Akif)
Diyordu ya. Eğer tefrika girerse
kardeşlik bozulur. Kardeşlik bozulursa iki aslan bir biri ile dövüşürken bir
kedi ikisini de yıkar, ikisini de yener. O nedenle mü’minlerin kardeşliği
zedelenmemelidir. Kardeşliği zedelendikten sonra düşman aramaya gerek yoktur.
Kardeşliğin zedelenmesi bizatihi düşmanın kendisidir.
feaslihu beyne ehaveyküm vettekullahe lealleküm
turhamun öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve sorumlu
davranım ki O’nun merhametine mazhar olasınız. Kardeşlerin arasını açmak haram,
bulmak bir görevdir.
11-) Ya eyyühelleziyne amenû lâ yeshar kavmün
min kavmin 'asâ en yekûnu hayren minhüm ve lâ nisaün min nisain 'asâ en yekünne
hayren minhünn* ve lâ telmizu enfüseküm ve lâ tenabezu Bil elkab* bi'selismülfüsuku
ba'del iyman* ve men lem yetüb feülaike hümüz zâlimun;
Ey iman
edenler. Bir grup diğer bir grup ile alay etmesin! Onlar (alay ettikleri),
kendilerinden daha hayırlı olabilirler! Kadınlar da kadınlarla (alay etmesinler)! Olabilir
ki onlar kendilerinden daha hayırlıdır! Nefslerinizi (birbirinizi) ayıplamayın ve
birbirinize (kötü) lakaplar takmayın! İmandan sonra fusuk (inancın bozulması) ne kötü bir
isimlenmedir! Kim tövbe etmediyse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir!
(A.Hulusi)
11 -
Ey o bütün iman edenler! alay etmesin Bir kavim bir kavim ile belki
kendilerinden daha hayırlı olurlar, ne de bir takım kadınlar diğer kadınlarla,
belki onlardan daha hayırlı olurlar, hem kendilerinizi ayıplamayın ve kötü
lakaplarla atışmayın, imandan sonra fâsıklık ne kötü isimdir, her kim de tevbe
etmezse artık onlar kendilerine zulmedenlerdir. (Elmalı)
Ya eyyühelleziyne amenû lâ yeshar kavmün min
kavmin ey iman edenler hiçbir kişi ve zümre, bir diğer kişi ve
zümreyi hor ve hakir görmesin, alaya almasın. Kardeşliği zedeleyen unsurların
birincisini dile getirdi bu ayet. İman kardeşliğini zedeleyen unsurlardan
birincisi neymiş? Mü’minleri oluşturan zümreden bir kısmının, ya da bir kişinin
diğer bir kısmını ya da diğer bir kişiyi hor ve hakir görmesin.
Bir başkasını hor ve hakir
görmek, aslında kendisini büyük görmektir. Kibrin karşıtıdır bu. Kibrin
karşılığıdır daha doğrusu. Tekebbürlü olan biri karşısında kini küçük görür,
hor görür, hakir görür. Bu bir benlik ve bencillik davasıdır. Her benlik ve
bencillik gizli bir şirktir. Çünkü iman kardeşliğinin üzerine çıkardığı
herhangi bir nesne, herhangi bir unsur, herhangi bir öğe onun için Allah’ın
koymadığı bir ölçüdür. Allah onu ölçü olarak koymamış ama o, onu ölçü olarak
koymaya kalkıyor.
Mesela o bizim kavimden değil
diye hor görüyor. Veya o bizim sınıftan diye hor görüyor. Veya o bizim
yaptığımız tahsili yapmadı diye hor görüyor. Veya o bizim gelir seviyemizden
değil diye hor görüyor. Veya o toplum içerisinde belli bir sınıftan olduğu için
hor görüyor. Veya kendi konumunu doğuştan kazanılmış bir konumdan görerek hor
görüyor.
Bu korkunç bir şey, bu aslında
Allah’ın adaletine de aykırı. Allah’ın
koyduğu ölçülere aykırı. İlahi ölçüleri ters yüz etmek anlamına geliyor. Bu
Allah’ım kendisini imtihan için verdiği şeylerin, Allah’tan değil de
kendisinden geldiğini zannetmekten başka bir şey değil bir başkasını hor
görmek.
'asâ en yekûnu hayren minhüm belki
diğerleri berikilerden daha değerli olabilir. Yani senin kendini üstün, onu da
hor görme nedenin aslında senin için bir bela, onu hor görme nedenin de onun
için bir kurtuluş sebebi olabilir. Sen kendi varsıllığını, onun yoksunluğunu
ölçü alarak kendini ondan üstün, onu da senden aşağı görüyorsan; senin
varsıllığın Allah katında senin cehennemin, onun yoksunluğu da Allah katında
onun cennetine dönüşebilir. Sen kendi meziyetlerini, meziyet gibi gördüğün
artılarını, veya şöhretini, veya makamını kendi üstünlüğün, onun da makam elde
edememesini onu hor görme sebebi olarak görüyorsan, senin üstünlük olarak
gördüğün makam, senin için bir ateşe, onu hor görme nedenin olan onun herhangi
bir makama ya da şöhrete sahip olmaması da onun için bir liyakat ve ehliyet ve
cennete sebep olabilir. Dolayısıyla sen yanlış değerlendirmiş olursun.
ve lâ nisaün min nisain 'asâ en yekünne hayren
minhünne ve bir kısım kadınlarda diğerlerini böyle görmesinler.
Ötekiler onlardan daha değerli olabilir. ve lâ telmizu enfüseküm ve lâ tenabezu Bil elkab
asla birbirinizi karalamayın ve birbirinize kötü lakaplar takarak yaralamayın.
Lenz; karalamak anlamına gelir.
Karalamak, aşağılamak, itibarıyla oynamak, aslında itibarını düşürmek için
karalamak. Burada ayette ve lâ telmizu
enfüseküm diyor. kendinizi karalamayın diyor, tam karşılığı bu. Birbirinizi
diye çevirdim ben. Ama ayette kendinizi karalamayın.
Çok ilginç bir nükte var burada.
Eğer iman kardeşinizi karalarsanız, kendinizi karalamış olursunuz demek bu.
Çünkü iman kardeşleri birbirleri ile bir vücut gibidirler, bir vücudun
organları gibidirler. Bir organ bir organı karalarsa, aslında aynı bedeni
karalamaz olmaz mı? Sağ el sol ele sen şöylesin derse, kulak göre, sen
berbatsın derse aslında o bedene hakaret olmaz mı? Burada böyle bir nükte car.
Veya ikinci bir nükte de şöyle
olabilir; Birini karalayan aslında kendisini karalamış, kendisini yaralamış
olur. Kendi kendisini Allah nezdinde sıfırlamış olur. Eğer birinin itibarını
düşürmek için onu karalamaya kalkıyorsanız, kendi itibarınızı düşürmüş
olursunuz. Çünkü itibarı verecek olan Allah. Sizin onun için karaladığınızı,
gönüllerin özünü bilen Allah çok iyi bildiği için, bir başkasını itibardan
düşürmek isteyen, kendisini Allah’ın itibarından düşürmüş olur. Allah’ın
gözünden düşürmüş olur. Mecazen “Başkasını gözden düşürmek isteyen kendisini
gözden düşürmüş olur.”
bi'selismülfüsuku ba'del iyman iman
ettikten sonra sapıklıkla anılmaktan daha berbat bir şey var mı?
Yaralamak için lâkap, sıfat
kullanmanın niteliği bu. Bazıları çok sıfat kullanırlar karşılarındakileri
yaralamak için. İlle de bir şey takarlar ona. İmandan sonra sapıklıkla anılmak,
anmak ne kötü şey diyor ayet. Bir mü’minin iman öncesi hayatını gündeme
getirerek suçlamak kastediliyor olabilir bununla. Yani bir mü’min, mü’min
olduktan sonrasıyla değil, mümin olmadan önce yaptıklarıyla yargılıyorsunuz.
Canınız sıkılmış ona, cahiliye sinden bir olayı getirip onunla utandırmaya
kalkıyorsunuz. Bunu yapmayın diyor. Yani iman ettikten sonra, iman öncesiyle
anmaktan daha kötü ne olabilir.
Ya da bu ayetin ikinci
yasakladığı şey mü’minleri karalayıp yaralayarak imandan sonra sapıtıp yoldan
çıkmayın diyor. Siz iman ettiniz, mü’minleri yaralamak aslında imandan sonra
sapıtmaktan farksızdır. İkinci söylediği de bu olabilir bu ibarenin.
ve men lem yetüb feülaike hümüz zâlimun
ve kim bu tür davranışlardan pişmanlık duyup vaz geçmezse, işte zalim olanlar
onların ta kendileridir.
Devam ediyor E sayfasına geçiniz.
163.
videoyu toplu olarak BURADA
bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder