C sayfasından devam
130-) Selâmun alâ İlyasiyn;
Selâm
olsun İlyâsîn yolundan gidenlere! (A.Hulusi)
130 - Selâm,
İlyas’a. (Elmalı)
Selâmun alâ İlyasiyn selâm olsun
İlyas’lara, selâm olsun İlyas ve onun inanç soyundan gelenlere. Selâm olsun
İlyas gibilere. İlyasiyn ‘ali Yasin diye de okunmuş bazı kariler tarafından.
İlyas’ın inancını izleyenler manasına, yani bir tür çoğul. İbn. Mes’ud İdrasiyn
diye okumuş bu kelimeyi, Buradan İlyas ve İdris’in aynı peygamberin iki ismi,
ya da iki vasfı olduğu sonucunu çıkaranlar da olmuş. Ki mümkindir. Hatta bu konuyu
istismar eden bazı irfan ekolü müntesipleri tenasüh’ü çağrıştıran yorumlar
yapmışlar. İlyas’ı ölümsüzleştiren yorumlar. Oysa ki Kur’an bu konuda son sözü
söylemiş. Enbiya/34. ayeti açık. Ve ma ce'alna li beşerin min kablikel huld.
(Enbiya/34) senden önce hiçbir insan türüne ebedilik vermedik. Bu yetmeli.
131-) İnna kezâlike neczil muhsiniyn;
Doğrusu
biz, muhsinleri (Allâh'a, görürcesine kulluk
edenleri) böylece cezalandırırız. (A.Hulusi)
131 - Biz
böyle mükâfat ederiz işte muhsinîne. (Elmalı)
İnna kezâlike neczil muhsiniyn
iyileri biz işte böyle ödüllendiririz.
132-) İnnehu min 'ıbadiNEl mu'miniyn;
Muhakkak
ki O, iman eden kullarımızdandır. (A.Hulusi)
132 - Çünkü
o bizim mü'min kullarımızdan. (Elmalı)
İnnehu min 'ıbadiNEl mu'miniyn zira
onlar bizim gerçek kullarımızdandı.
133-) Ve inne Lutan le minel murseliyn;
Muhakkak
ki Lût da irsâl olunanlardandı. (A.Hulusi)
133 - Şüphesiz
Lût da mürselînden. (Elmalı)
Ve inne Lutan le minel murseliyn
yeni bir peygamber kıssasına getirdi sözü Kur’an. Burada da vurgu yine Allah’ın
yardımına, kulun gücünün bittiği yerde Allah’ın yardımı başlar ilkesi. Şüphe
yok ki Lût’ta elçilerden biriydi.
134-) İz necceynahu ve ehlehu ecme'ıyn;
Hani
Onu ve Onun yakınlarını toptan kurtardık. (A.Hulusi)
134 - Zira
kurtardık onu ve bütün ehlini. (Elmalı)
İz necceynahu ve ehlehu ecme'ıyn
kavmi helâk olduğu zaman onu ve yakınlarını toptan kurtarmıştık.
135-) İlla acuzen fiyl ğabiriyn;
Sadece
geride kalanlar içinde olan bir kocakarı (Lût
a.s.ın iman etmeyen karısı) hariç. (A.Hulusi)
135 -
Kalan bir karıdan başka batanlar içinde. (Elmalı)
İlla acuzen fiyl ğabiriyn geride
kalanları tercih eden yaşlı bir kadın dışında. Tabii bu kadının Hz. Lût’un eşi
olduğunu biliyoruz. Çünkü Kur’an ın başka yerlerinde bunu açıkça söyleyen
ibarelerde var. Aslında neden bunu hep dile getirir? Nedeni açık, akrabalık ve
hısımlık kişinin hakikate nispetinde hiçbir artı değer taşımaz. Peygamberin eşi
de olsa. Eğer onun yolundan gitmiyorsa hayır onunla olan hısımlık ve
akrabalığın ona getirdiği hiçbir değer olmaz. Söylediği bu.
136-) Sümme demmernel âhariyn;
Sonra
diğerlerini yerle bir ettik! (A.Hulusi)
136 - Sonra
diğerlerini temdir (yok etmek) eyledik. (Elmalı)
Sümme demmernel âhariyn en sonunda
diğerlerinin tamamını kahrettik.
137-) Ve inneküm le temürrune aleyhim
musbihıyn;
Muhakkak
ki siz sabahları onların yurtlarından geçersiniz. (A.Hulusi)
137 - Ve
siz elbette onlara uğrar ve üzerinden geçerseniz, sabahleyin. (Elmalı)
Ve inneküm le temürrune aleyhim musbihıyn
ve siz onların mekanlarından,
138-) Ve Bil leyl* efela ta'kılun;
Geceleri
de... Hâlâ aklınızı kullanmaz mısınız? (A.Hulusi)
138 - Ve geceleyin, ya akıl edip de düşünmez misiniz.
(Elmalı)
(le temürrune aleyhim musbihıyn) Ve Bil leyl ki cümle aslında burada bitiyor, siz
onların mekanlarından gelip geçmektesiniz her sabah, her akşam. Çünkü Mekke ve
Medine’lilerin yolu üzerindeydi bu belanın indiği Sodom ve Gomora. Lût gölü
civarında. Bu da Akdeniz’de güney Arabistan arasında ki yolun üzerindeydi. Her
geçişte aslında belanın kokusunu alıyorlar, görüyorlardı. Şimdi de gidenler
belayı açıkça görürler. Koca Lût gölünde hiçbir canlının yaşamadığı, som bir
zehir olduğunu, Yer yüzünde en çukur parça olduğunu ve Lût gölünün içinde Lisan
denen bir parçanın 6o metreden birden bire 400 metreye indiğini, bir kırık
olduğunu şimdi bile görürler.
efela ta'kılun hala aklınızı
kullanmayacak mısınız.
139-) Ve inne Yunuse le minel murseliyn;
Muhakkak
ki Yunus da irsâl olunanlardandı (Hakikat
bilgisiyle açığa çıkarılanlardandı). (A.Hulusi)
139 - Şüphesiz
Yunus da o mürselînden. (Elmalı)
Ve inne Yunuse le minel murseliyn
Şüphe yok ki Yunus’ta elçilerden biriydi. Biliyorsunuz Yunus Peygamber
Ninova’ya gönderilmişti. Kitabı Mukaddes’te Yunus kitabında gerçekten de
ayrıntılı bir biçimde kıssası anlatılır.
140-) İz ebeka ilel fülkil meşhun;
Hani o
dopdolu gemiye kaçmıştı (Hakikat bilgisine
rağmen halkına yararlı olamadığı düşüncesiyle sıradan yaşamına dönmüştü). (A.Hulusi)
140 - Hani
bir vakit dolu gemiye kaçmıştı, (Elmalı)
İz ebeka ilel fülkil meşhun hani o
efendisinden kaçan bir köle gibi dolu bir gemi ile kaçmıştı.
Kitabı Mukaddes’te ki anlatıma
bakarsak Hz. Yunus kavmini uzun süre davet etmiş, fakat İsrail oğulları adam
olmamakta direnmişler ve en sonunda Hz. Yunus bu kavmin başına bir bela
geleceğini düşünmüş, bu belaya uğramamak için izin almadan, rabbi kendisine
işaret etmeden görev yerini izinsiz terk etmişti. İşte onun gerçekten ilginç
kıssası anlatılıyor burada.
Efendisinden kaçan bir köle gibi
diyor. Allah’tan mı kaçacaksın diyor yani. Allah’tan eymel mefer, nereye
kaçacaksın diyor. Fefirrû ilAllâh (Zariyat/50) cevabı yine
Kur’an da Allah’a kaçınız. Ayrıca diyor ki hiç siz bahçeye küsen bahçıvan
gördünüz mü. Bahçıvanın bahçeye küsme lüksü var mı? Mühendisin demir ve çimentoya
küsme lüksü var mı? Marangozun ahşaba küsme lüksü var mı? Davetçi, hele bir
peygamber insana küser mi. Yok böyle bir lüks. Aslında verdiği ders çok derin.
141-) Fesaheme fekâne minel müdhadıyn;
(Yunus) kura çekti (seçim yaptı) de delili
geçersiz kılınanlardan oldu (bu tercihi -
seçimi onu yanlışa sürükledi ve). (A.Hulusi)
141 -
Kur'a çekmişti de kaydırılanlardan olmuştu. (Elmalı)
Fesaheme fekâne minel müdhadıyn
bunun ardından kura çekilmiş ve hayatı kayıp denize atılmıştı. El müdhadiyn,
aslında hayat kaymak manasına gelir. Ben bunu hayatı kaymak diye çeviriyorum.
Bindiği gemi fırtınaya yakalanmıştı Hz. Yunus’un. Fırtına kopunca gemidekiler
telaşa düşmüşler çünkü gemi batmak üzereydi. Ve o günün yaygın uygulamalarından
biri olarak içinizde aşırı bir günahkar var, o kimse çıksın yoksa Kura
çekeceğiz demişler, Kura çekmişler ve kurada Hz. Yunus çıkmış ama o da en
sonunda evet o bendim demiş, itiraf etmiş ve beni atın demişti ve onu suya
attıktan sonra gemi batmaktan kurtulmuş ve fırtına dinmişti. Yunus kitabında
anlatılan kıssaya göre, Tevrat’ta ki Yunus kitabında.
142-) Feltekamehul hutü ve huve müliym;
(Yunus) levmedici olduğu
hâlde balık Onu yuttu (pişmanlık duygusuyla
karışık bir hâlde, balık = dünya yaşamı onu yuttu); (A.Hulusi)
142 - Derken
kendisi balık yuttu melâmette idi. (Elmalı)
Feltekamehul hutü ve huve müliym
derken o iri balık tarafından yutulmuş ve derin bir pişmanlık yaşamıştı. O
derin pişmanlığı biz biliyoruz değil mi. Öyle diyordu;
lâ ilâhe illâ ente subhâneKE inniy küntü
minez zâlimiyn. (Enbiya/87) senden başka ilah yok, tapılacak varlık
yok. Senin şanın ne yücedir ya rabbi, ben zalimlerden oldum. Ben kendime
zulmettim. Senin koyduğun yerde durmadım. Zulüm Allah’ın yerleştirdiği yerde
durmamak demektir. Senin koyduğun yerde durmadım.
Çok ilginç Mevdudi tefsirinde
1891 Ağustosunda İngiltere de gerçekleşen bir olayı anlatır. Balina
avcılarından biri yaralı bir balina tarafından yutulur. James Börtli diye bir
adam bu. Ve 60 saat sonra yaralı balina ölü olarak kıyıya vurur. Balinanın
karnını yardıklarında James Börtli balinanın karnından diri olarak çıkar. Çok
ilginç 19. yy. yaşanmış böyle bir olay tarihe geçmiş.
143-) Felevla ennehu kâne minel müsebbihıyn;
Eğer (Yunus) tespih edenlerden (işlevini hatırlayanlardan)
olmasaydı (eğer tespih ile hakikatini
hissederek Allâh'a vechini dönmeseydi);
(A.Hulusi)
143 - Eğer
çok tesbih edenlerden olmasa idi. (Elmalı)
Felevla ennehu kâne minel müsebbihıyn
(aşağıdaki ayetle birleşti)
144-) Lelebise fiy batnihi ila yevmi yüb'asûn;
Bâ's olunacakları
güne kadar (Yunus) balığın karnında kalırdı (ölüm tadılma
sürecine kadar dünyasında bedensellikte kalırdı).
(A.Hulusi)
144 - Her
halde ba's olunacakları güne kadar onun karnında kalırdı. (Elmalı)
Felevla ennehu kâne minel müsebbihıyn Lelebise fiy batnihi ila yevmi yüb'asûn evet, iki
ayeti birden manalandırayım. Fakat o eğer rabbinin yüceliğini sürekli hatırda
tutan biri olmasaydı, yeniden diriliş gününe kadar onun karnında kalacaktı.
Yani oradan çıkamayacaktı.
145-) Fenebeznahu Bil 'arai ve huve sakıym;
Biz Onu
hasta (yıpranmış - sağlıksız) olarak çıplak arazide (kuvvelerin
bilinmediği bir ortamda) bıraktık. (A.Hulusi)
145 - Hemen
biz onu alana attık hasta idi. (Elmalı)
Fenebeznahu Bil 'arai ve huve sakıym
sonunda biz onu bitkin bir halde ıssız ve çorak bir kıyıya çıkarttık.
146-) Ve enbenta aleyhi şecereten miy yaktıyn;
Üzerine
kabak türünden (gövdesi olmayan bitki cinsi) bir ağaç bitirdik (Onda
ilâhî marifet meyveleri açığa çıkardık).
(A.Hulusi)
146 - Ve
üzerine kabak cinsinden bir ağaç bitirdik. (Elmalı)
Ve enbenta aleyhi şecereten miy yaktıyn
ve onun başı ucunda bodur, bol hevenkli, bol yapraklı bir bitki yeşerttik. Bu
bir tür. Kabak diye çeviriyorlar ama, hasetsen kabağın ismi değil. Bu bir tür.
Ebu Ubeyde Muammer bin Müsenna bunu gerçekten de güzel açıklamış ben de oraya
dayanarak söylüyorum.
147-) Ve erselnahu ila mieti elfin ev yeziydun;
Onu (Yunus'u) yüz bin (kişiye) yahut daha da
fazlasına irsâl ettik. (A.Hulusi)
147 - Ve
onu yüz bine Resul gönderdik ve hattâ artıyorlardı. (Elmalı)
Ve erselnahu ila mieti elfin ev yeziydun
yine onu 100.000, belki daha fazla kişiye yeniden elçi olarak gönderdik.
148-) Feamenû femetta'nahüm ila hıyn;
(Onlar) iman ettiler de, biz
onları bir süre mutlu yaşattık. (A.Hulusi)
148 - O
vakit ona iman ettiler de onları bir zamana kadar istifade ettirdik. (Elmalı)
Feamenû femetta'nahüm ila hıyn bu
kez onlar iman ettiler o yüzden biz de onlara bir müddet müreffeh bir hayat,
refah içinde bir hayat yaşattık.
Hz. Yunus Kur’an da iki defa
gönderilen tek Nebiy olarak anılır. İlk surelerden kalem suresinde de anılır
ki, Resulallah’a bir uyarı mahiyetindedir bu. Yunus’tan söz edilen her yerde
aslında bahusus özellikle Hz. Peygambere bir uyarı var. Bu uyarının ne demeye
geldiğini bu ayetlerin indiği yılın takriben 7. yıl, peygamberliğin 7. yılı,
yani müşriklerin boykotunun ayyuka çıktığı, bir yudum suya hasret yaşanan
günler olduğunu hatırlarsanız o zaman durumun ne kadar kritik olduğunu da
bilirsiniz.
149-) Festeftihim eliRabbikel benatü ve lehümül
benun;
O hâlde
sor görüşlerini onlara (o müşriklere): "Kız çocukları Rabbinin, erkek çocukları onların
mı?" (A.Hulusi)
149 - Şimdi
sor o seninkilere: rabbine kızlar, onlara oğullar öyle mi? (Elmalı)
Festeftihim eliRabbikel benatü ve lehümül benun
imdi onlardan şu sorunun cevabını iste. Senin rabbinin payına kızlar, onlara da
oğullar düştü öyle mi. Böyle bir mantık vardı vahyin ilk muhataplarında. Hoş,
model muhatapların içinde böyleleri yok mu. Yani Allah’ı tanımlamaya varlığı
ikiye ayırıyorlar. Şu benim, şu senin. Allah’a kendi kafalarına göre bir pay
veriyorlar ama suçüstü yakalanıyorlar. Kendilerine ayırdıkları ile rablerine
ayırdıkları farklı.
Devam ediyor E sayfasına geçiniz.
141. videoyu toplu olarak BURADA
bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder