17 Mayıs 2012 Perşembe

İslamoğlu Tef. Ders. MERYEM (17-28)(96-D)



C sayfasından devam


17-) Fettehazet min dunihim hıcaben fe erselna ileyha ruhanâ fetemessele leha beşeran seviyya;

        Onlardan kendini tecrid etti... Ona ruhumuzu (ilmi suret - dalga - data yapı) irsâl ettik de, Ona tam bir beşer olarak göründü. (A.Hulusi)

17 - Onlardan öte bir perde çekti derken kendisine ruhumuzu gönderdik de düzgün bir beşer halinde ona temessül ediverdi. (Elmalı)


Fettehazet min dunihim hıcabe olabildiğince kendini onlardan uzak tutup sakınıyordu. Kim? Hz. Meryem. Yani kendisi doğu yönünde bir yer. Ya mabedin içinde doğu tarafı, ama yeni tarihi bulgular ışığında düşünürsek o ülkenin doğusunda bir yere, belki o anda Romanın işgali altında olan mukaddes beldeleri geri almak ve kurtarmak için hazırlık yapan dindarların içerisinde bir yer. Onların yaşadığı bir yere çekilmişti diye düşünebiliriz.

Fettehazet min dunihim hıcabe olabildiğince kendini onlardan uzak tutup sakınıyordu. fe erselna ileyha ruhanâ fetemessele leha beşeran seviyya hal böyle iken ona vahiy meleğimizi gönderdik. Öyle ki o ona eli yüzü düzgün bir insan suretinde göründü.

Evet, Ruhana, ruhumuz. Aslında Kur’an da ruh, vahiy anlamına Nahl/2. de olduğu gibi kullanılıyor. Vahyin kaynağı anlamında kullanılıyor ki daha önce İsra suresini işlerken 85. ayette değinmiştik ve burada da vahiy elçisi anlamında kullanılıyor. Ruhumuzu göndermiştik.


18-) Kalet inniy euzü Bir Rahmâni minke in künte tekıyya;

        (Meryem) dedi ki: "Rahmânıma sığınırım senden; eğer çok korunansan (bana yaklaşma)!" (A.Hulusi)

18 - (Meryem) ona ben, dedi: her halde senden rahmana sığınırım, sakınırsın eğer bir teki isen. (Elmalı)


Kalet inniy euzü Bir Rahmâni minke in künte tekıyya Meryem onu insan suretinde, tabii burada ki erkek aslında. Erkek suretinde birini görünce; Senden o sınırsız merhamet sahibinin koruyuculuğuna sığınırım dedi. Tabii ki eğer ona saygı duyup ondan sakınıyorsan.


19-) Kale innema ene Rasûlü Rabbiki, li ehebe leki ğulamen zekiyya;

        (Ruh) dedi ki: "Ben Rabbinin Rasûlüyüm! Sana sâfiye bir oğul hibe etmek için açığa çıktım." (A.Hulusi)

19 - (Ruh) dedi: haberin olsun ben sana gayet temiz bir oğlan vermek için sırf rabbinin resulüyüm. (Elmalı)


Kale innema ene Rasûlü Rabbiki, li ehebe leki ğulamen zekiyya melekte ona dedi ki; Ben sadece rabbinin elçisiyim, sana pırıl pırıl oğlan çocuğu armağan etmek için buradayım müjdesini verdi. Tıpkı Zekeriyya ya verdiği müjde gibi hatırlayınız. Peki Meryem’in cevabı ne oldu buna;


20-) Kalet enna yekûnü liy ğulamün ve lem yemsesniy beşerun ve lem ekü bağıyya;

        (Meryem) dedi ki: "Bana bir beşer dokunmadığı ve ben de iffetsiz bir kadın olmadığım hâlde, benim nasıl bir oğlum olur?" (A.Hulusi)

20 - Dedi: benim için bir oğlan nasıl olur? bana bir beşer dokunmadı, ben bir kahpe de değilim. (Elmalı)


Kalet enna yekûnü liy ğulamün ve lem yemsesniy beşerun ve lem ekü bağıyya Meryem, temizlerin temizi bir anne. Dağların çekemediği bir yükün altına, kaynakların verdiği bilgi doğru ise eğer, 16 – 17 yaşlarında bir anne. Onun için Meryem; Nasıl benim bir oğlum olabilir ki dedi. Bana hiçbir erkek eli değmediği gibi, iffetsiz bir kadın da değilim.


21-) Kale kezâlik* kale Rabbüki huve aleyye heyyin* ve linec'alehu ayeten linNasi ve rahmeten minna* ve kâne emren makdıyya;

        "Orası öyle! (Ancak) Rabbin dedi ki: "O, bana kolaydır! Onu insanlar için bir mucize ve bizden bir rahmet olarak açığa çıkaracağız. Bu hükmedilmiş (olup bitmiş) bir iştir!" (A.Hulusi)

21 - Dedi öyle, fakat rabbin buyurdu ki o bana göre kolay hem onu nasa kudretimizin bir burhanı ve tarafımızdan bir rahmet kılacağımız için, hem de o, bir kaza edilmiş emir bulunuyor. (Elmalı)


Kale kezâlik* kale Rabbüki huve aleyye heyyin Melek ona şöyle dedi; orası öyledir, yani bu doğrudur ama Rabbin diyor ki bu benim için çok kolaydır. Aynen Hz. Zekeriyya’ya verilmiş cevap burada da geldi. Surenin anahtar cümlelerinden unutmayalım değerli dostlar. Allah isterse neler olmaz ki diyor burası. Ki 35. ayet onu diyecek.

Allah ol der, o da oluverir. Allah’ın iradesinin gerçekleşmesinde nedensellik, sebep sonuç ilişkisinin niteliğine dair hiçbir bilgi verilmiyor bu ayetlerde ve bu olayın anlatıldığı Kur’an da ki başka yerlerde. Yani annenin nasıl hamile kalacağı veya kaldığı, bu konuda Hz. Meryem’in hamile kalışında ki sebep sonuç ilişkilerine dair hiçbir bilgi verilmezken, bizim tefsir adı altında bir çok spekülatif rivayete girip te burada varsayımlar yürütmemiz hiçte doğru olmayacağı için ben rabbimizin bu konuda bir bilgi vermemişken bizim; Rabbimizin bilgi vermediği bir konuda akıl yürütmeye spekülasyon yapmaya, bir takım yorumlarla işi sulandırma hakkımızın olmadığını düşünüyorum. Onun için bunlar tefsirimizin dışındadır diyor ve devam ediyorum.

ve linec'alehu ayeten linNasi ve rahmeten minna üstelik biz onu insanlar için canlı bir ayet ve katımızdan bir rahmet kılacağız. Kimi? Doğacak yavruyu, yani Hz. İsa’yı. Bir ayet kılmak..! O Unutmayalım kelimetûn minh, Allah’tan bir kelimeydi. Yani onun varlığı vahiy gibi idi. Onun için iki ayaklı vahiy saymamız lazım.

ve kâne emren makdıyya zaten bu iş artık gerçekleşmiş bulunmaktadır, yani buna itiraz vakti falan geçti, onun için bu iş oldu bitti. Allah’ın lûtfuyla.


22-) Fehamelethü fentebezet Bihi mekanen kasıyya;

        (Meryem) Ona (İsa'ya) hamile kaldı. Onunla uzak bir bölgeye çekildi. (A.Hulusi)

22 - Bu suretle ona hamil oldu, ve bu hamlile uzak bir yere çekildi. (Elmalı)


Fehamelethü fentebezet Bihi mekanen kasıyya işte böylece Meryem ona hamile kaldı. Bundan dolayı da insanların gözünden uzak, kuytu bir köşeye çekildi. Çünkü insanlar neler neler diyeceklerdi.


23-) Feecaehel mehadu ila ciz'ın nahleti, kalet ya leyteniy mittü kable hazâ ve küntü nesyen mensiyya;

        Doğum sancısı ile bir hurma dalına yapışırken; "Keşke bundan önce ölseydim ve büsbütün unutulup gitseydim" dedi. (A.Hulusi)

23 - Derken ağrı onu bir hurma dalına götürdü, ay dedi: nolaydım bundan evvel öleydim ve unutulmuş gitmiş olaydım. (Elmalı)


Feecaehel mehadu ila ciz'ın nahleti, kalet ya leyteniy mittü kable hazâ ve küntü nesyen mensiyya ve doğum sancısı tutunacak bir dal aratacak kadar acı gelince doğum sancısıyla tabii ki. Onu hurma ağacının gövdesine doğru sürükledi. Tutunacak bir dal arıyordu yani ve diyordu ki; Nolaydım ya leyteniy mittü kable hazâ nolaydım, keşke bundan önce öleydim de ve küntü nesyen mensiyya unutulup gidenlerden olaydım dedi.

Bu ayet Hz. Meryem’in de her kadın gibi doğum sancılarıyla doğurduğunu özellikle vurgulamak için yer alıyor. Yani Meryem’i ilahlaştıran Hıristiyan düşüncesine tokat gibi aslında bir cevap bu. Çünkü teslis akidesini ortaya koyan, icat eden kilise bununla da yetinmeyip ondan 100 yıl sonra, İznik konsülünden 100 yıl sonra Meryem’i de bu üçün yanına koyarak, onu da ilahın anası olarak ilahlaştıracaklardı.


24-) Fenadaha min tahtiha ella tahzeniy kad ce'ale Rabbüki tahteki seriyya;

        Onun altından bir ses: "Mahzun olma, Rabbin senin alt tarafında bir dere oluşturdu" diye nida etti. (A.Hulusi)

24 - Derken ona altından nida etti: sakın mahzun olma, rabbin senin altında bir su arkı vücûda getirdi. (Elmalı)


Fenadaha min tahtiha ella tahzeniy kad ce'ale Rabbüki tahteki seriyya bunun ardından o hurmanın alt tarafından ona hitaben bir ses geldi. Sakın üzülme. İşte rabbin senin alt tarafından bir dere akıtmıştır.

Tahtiha kelimesinde ki “ha” zamiri;Meryem’e de gidebilir, ağaca da. Eğer Meryem’e gidiyorsa Meryem’in altından geldi bu ses diye çevirmek lazım. Eğer ağaca gidiyorsa ki ilk müfessirlerimizden bir çoğuna göre ağaca gider. O zaman ağacın altından gelen bir ses olduğunu anlamak lazım.


25-) Ve hüzziy ileyki Bi ciz'ın nahleti tüsakıt aleyki rutaben ceniyya;

        "O hurma ağacının dalını kendine doğru salla, üzerine olgun, taze hurma düşecektir." (A.Hulusi)

25 - Hurmanın da dalını kendine doğru silkele, üzerine derilmiş tâze hurmalar dökülsün. (Elmalı)


Ve hüzziy ileyki Bi ciz'ın nahleti tüsakıt aleyki rutaben ceniyya Haydi, Hurmanın dalını kendine doğru çekerek silkele üstüne taze ve olgun hurma dökülsün.


26-) Feküliy veşrabiy ve karriy 'ayna* feimma tereyinne minel beşeri ehaden fekuliy inniy nezertü lirRahmâni savmen felen ükellimel yevme insiyya;

        "Artık ye, iç, gözün aydın olsun! Eğer beşerden birini görürsen; 'Ben Rahmân için bir oruç adadım; artık bugün kimseyle konuşmayacağım' de!" (A.Hulusi)

26 - Artık ye, iç, gözün aydın olsun, bunun üzerine şayet beşerden birini görürsen ben, de: rahmana oruç adadım, onun için bu gün hiç bir inse söz söylemeyeceğim. (Elmalı)


Feküliy veşrabiy ve karriy 'ayna sonra da ye iç gözün aydın olsun ey Meryem. feimma tereyinne minel beşeri ehaden fekuliy ve eğer insanlardan birine rastlarsan o zaman da işaret yoluyla de ki, -işaret yoluyla metinde yok tabii ama unutmayalım o hala susması emr olunuyor ve sükût orucunda. inniy nezertü lirRahmâni savmen felen ükellimel yevme insiyya ben o sınırsız merhamet sahibine oruç adadım, dolayısıyla bugün insanlardan hiç kimseyle konuşmayacağım. De. Yani konuşmamak üzere oruç adayan, yani sükût orucunda bir kimse bunu herhalde ağzıyla değil işaretle söylemiş olmalı, tıpkı Hz. Zekeriyya gibi.


27-) Feetet Bihi kavmeha tahmilüh* kalu ya Meryemü lekad ci'ti şey'en feriyya;

        (Meryem) çocuğu kucağında, ailesinin yanına döndü... Dediler ki: "Ey Meryem! Andolsun sen korkunç bir iş yapmışsın!" (A.Hulusi)

27 - Derken onu yüklenerek kavmine getirdi, hey Meryem! Dediler: alimallah yumurcak bir şey getirdin. (Elmalı)


Feetet Bihi kavmeha tahmilühu nihayet onu alarak kavminin yanına döndü. O kim; yavrusunu tabii ki. Demek ki bu arada bir geçiş var, onu doğurdu, büyüttü besledi ve aynen Hz. Zekeriyya’nın oğlu Yahya’da olduğu gibi hızlı bir geçiş var burada.

kalu ya Meryemü lekad ci'ti şey'en feriyya Ey Meryem dediler yanında oğlunu görünce doğrusu sen dehşet bir iş işlemişsin.


28-) Ya uhte Harune ma kâne ebukimrae sev'in ve ma kânet ümmüki beğıyya;

        "Ey Harun'un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kişi değildi... Senin anan da iffetsiz bir kadın değildi." (A.Hulusi)

28 - Ey Harûn’un hemşiresi, baban bir kötülük adamı değil idi, anan da bir kahpe değil idi. (Elmalı)


Ya uhte Harun ey Harun soyunun kız kardeşi. Ki Harun’un kız kardeşi diye mota mot harfiyen çevirmek lazım ama, bu sami geleneğinde saygı ifadesidir. Ailenin ünlü bir erkeğine kadın nispet edilirse bu o gelenekte saygıya delalet eder. Ona bir konum vermektir.

Ya uhte Harune ma kâne ebukimrae sev'in ve ma kânet ümmüki beğıyya senin baban kötü bir adam değildi. Annen de iffetsiz bir kadın değildi.


Devam ediyor E sayfasına geçiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder