D sayfasından devam
27-) Fekeyfe izâ teveffethümül Melaiketü
yadribune vucuhehüm ve edbarehüm;
Peki ya o Melekler, onların yüzlerine ve arka taraflarına vurarak kendilerini vefat ettirdikleri (bedenle bağlantılarını kestikleri) zaman nasıl olacak? (A.Hulusi)
27 - O
halde Melekler onların yüzlerine ve arkalarına vura vura canlarını alırlarken
nasıl olacak bakalım. (Elmalı)
Fekeyfe izâ teveffethümül Melaiketü yadribune
vucuhehüm ve edbarehüm iyi de melekler onların yüzlerine ve
sırtlarına vurarak canlarını alacakları zaman halleri ne olacak peki? O zaman
ne yapacaklar. Yani o zamanda yarısını şeytanım mı alsın diyecekler. Ne
yapacaklar?
28-) Zâlike Bi ennehümüt tebe'û ma eshatAllâhe
ve kerihu rıdvaneHU feahbeta a'malehüm;
İşte budur! Onlar Allâh'ı öfkelendiren şeylere tâbi oldular; O'nun rıdvanını beğenmediler de, (Allâh) onların yaptıklarının karşılığını hiç etti! (A.Hulusi)
28 - Öyle,
çünkü onlar Allahın hışmına sebep olan şeylerin ardına düştüler de onun
rıdvanını istemediler, o da onların bütün amellerini heder etmiştir. (Elmalı)
Zâlike Bi ennehümüt tebe'û ma eshatAllâhe ve
kerihu rıdvaneH böyle olacak, çünkü onlar Allah’ın lanetlediği her
şeye sarıldılar ve O’nun hoşnutluğundan nefret ettiler. feahbeta a'malehüm ve böylece kendi
emeklerini boşa çıkardılar.
Ayete dikkat buyurdunuz mu
sevgili dostlar, Allah’ın lanetlediği her şeye sarılmak, Allah’ın sevdiği
şeylerden de nefret etmek. Çok ilginç bir tavır. Allah ile zıtlaşmak diyoruz
biz buna. Neyi seviyorsa Allah ondan nefret etmek. Neyi de lanetliyorsa ona
deli gibi sarılmak. İşte Allah ile zıtlaşmak bu. Bu bir tür Allah’a savaş açmak
aslında. Böyle bir insanın sonu ne olur, böyle bir tavrın sonucu ne olur..!
Evet, vahiy inşa ederse ancak Allah ile zıtlaşmaz insan. Allah’ın gör dediği
yerden bakar ve onu görür. Şeytanın inşa ettiği bir zihinle bakarsa Allah ile
zıtlaşacaktır.
29-) Em
hasibelleziyne fiy kulubihim meredun en len yuhricAllâhu adğânehüm;
Yoksa hastalıklı düşünce sahipleri, onların (gizledikleri) amansız kinlerini Allâh asla ortaya çıkarmayacak mı sandılar? (A.Hulusi)
29 - Yoksa
o kalplerinde bir maraz bulunanlar, Allah kendilerinin kinlerini asla meydana
çıkarmaz mı sandılar? (Elmalı)
Em hasibelleziyne fiy kulubihim meredun en len
yuhricAllâhu adğânehüm yoksa kalplerinde tarifsiz bir hastalık
bulunanlar, kör kinlerini Allah’ın açığa çıkarmayacağını mı sandılar. Dğn aslında kötü bir şeyin, görünmesin
diye üstünü örtmektir. Kök manası bu. Fakat daha sonra kin, nefret, kör kin
manasına gelmiş. Bu kör kinin açıklaması ne? Bir üstteki ayettir. Allah’a
karşı, O’nun dinine karşı kör kin nasıl anlaşılır? Allah’ın lanetlediği her
şeyi sevmek, Allah’ın hoşnut ve razı olduklarındansa hiç hoşnut ve razı
olmamak. İşte kör kin bu.
[Ek bilgi; Nitekim i'rabda veya tecvidde hataya da lahin
denilir. Mesela zafer elde edildiği zaman "Biz de sizinle
beraberdik." (Ankebut, 29/10) demeleri, biraz sıkışınca "Şüphesiz
bizim evlerimiz açıktır." (Ahzap, 33/13) demeleri, yahut demin geçtiği
üzere "o demin ne dedi?" demeleri gibi sözler hep sözün lahni
cümlesindendir. Allah bütün amellerinizi bilir. Hepinizin niyetlerinize göre,
iyiye iyi, kötüye kötü, uygun olan karşılığını verir.(Elmalı-Tefsir)]
30-) Velev neşau le ereynakehüm fele areftehüm
Bisiymahüm* ve leta'rifennehüm fiy lahnil kavl* vAllâhu ya'lemu a'maleküm;
Eğer dileseydik elbette onları sana gösterirdik de onları sîmalarından kesinlikle tanırdın! Yemin olsun ki sen onları sözlerinin üslubundan tanırsın... Allâh yaptıklarınızı bilir! (A.Hulusi)
30 - Dilesek
biz onları sana gösteriverirdik de kendilerini bütün simalarıyla tanırdın ve
her halde sen onları lakırdılarının edasından tanırsın, Allah ise bütün
yaptıklarınızı bilir. (Elmalı)
Velev neşau le ereynakehüm fele areftehüm
Bisiymahüm eğer isteseydik onları sana kesin gösterirdik ve elbet
sen de onları gerçek yüzleriyle tanımış olurdun. Söz geliminden, ama bunu
yapmadık, yani istemedik denildiğini anlıyoruz, fahval hitaptan. Yani kimseye
insanın kalbini okuma yetkisi vermedik demektir bu ayet. Bu sen dahi olsan ey
peygamber. Sana bile insanların kalbini okuma yetkisi vermedik.
Üsame örneğini hatırlayın. Üsame,
bir düşmanını kendisine karşı kılıç üşürmek üzere olan bir düşmanını, kendisi
kılıcıyla tam haklarken o Allah’a iman ettiğini söylemiş, ama kılıç durmamıştı
ve boynunun üzerine inmişti. Resulallah bunu haber aldığında; “Ya Üsame demek
sen Rabbim Allah diyen birini öldürdün ha?” “Ama ya Resulallah o kendini
kurtarmak için öyle söyledi.” Deyince;”Hel şakakta kalbeh.” “Onun kalbini açıp
da baktın mı? Yarıp da baktın mı?”
Aslında Üsame’nin dediği gibi
olmuş olması kuvvetle muhtemel. Ama peygamberimizin verdiği ders çok daha soylu
bir ders. 1/100 ihtimal dahi olsa o bir ihtimali önemliydi. Efendimiz hep böyle
hareket etmişti. Onun içindir ki; Lem ab as em eşukka alâ
kulubinnas. “Ben insanların gönlünü açıp
bakmak için gönderilmedim.” Diyordu ve onların beyanlarına itibar ediyordu,
işte bu yüzden münafıkların münafıklığını bilse dahi onların yüzlerine vurmadı
bunu.
Bu vahyin inşa ettiği peygamberin
tasavvuruydu işte. Ayet böyle inşa etmişti Resulallah’ın tasavvurunu. Onun
içindir ki Ümmü ‘Ala’ya cevap verirken efendimiz: “Ve inniy vallahi ma edrıy ve
ene resulullahi ve ma yuf’allu bihi.” Demişti. “Ben peygamber olduğum halde, Allah’ın Resulü
olduğum halde vallahi yarın bana ne yapılacağını bilmiyorum.” Çünkü Ümmü ‘Ala
evlerinde vefat eden Keriym sahabe Osman’bin Maz’un un cenazesine dönerek;
“Sana ne mutlu, Allah seni cennetine koyacak.” Demişti de peygamberimiz bunu
duyunca ona böyle cevap vermişti. “Ben peygamber olduğum halde vallahi bana
yarın ne yapılacağını ben bile bilmiyorum.” Buyurmuştu.
İşte böyle diyen peygamberin
tasavvurunu bu tip ayetler inşa etmişti. Çünkü Ahkaf/9 da ..ve ma edriy ma yüf'alu Biy ve lâ Biküm.
(Ahkaf/9) yani böyle demesi emr olunuyordu. Ben; bana da size de yarın ne
olacağını bilmiyorum de diye emr olunuyordu.
ve leta'rifennehüm fiy lahnil kavl
Ama, yani kalplerini açıp bakmazsın, bilemezsin. Allah sana bildirseydi
bilirdin ama bilemezsin. Peki yine de bileceğin bir yer yok mu? Var. Sen onları
sözün eda ve üslubundan mutlaka çıkarırsın. Yani yine de bilebilecek bir yer
var.
Basiretli biri ses tonundan,
edasından muhatabını çözebilir. Sen de çözebilirsin. Mesela onlar Ra’ina yerine
ra’iyna derlerdi dillerini eğip bükerek. Bizi gözet, bize bak yerine, bizim
çobanımız, yani bir tür hakaret manasına o anlama gelecek şekilde hiç belli
belirsiz dillerini hafif kırıverirlerdi. Mesela yine “esselâmu aleyküm” yerine
belli belirsiz “essem aleyküm” derlerdi. Sem, yani karşıdakine ilenmek,
lanetlemek anlamına gelen bir söz bu.
Hatta peygamberimiz de onlara
“Aleyküm.” Derdi. Bir kezinde peygamberimizin ince mesajını anlayamayan Hz.
Aişe, Ya Resulallah onların selamını niye alıyorsun, baksana ne diyor, nasıl
dilini eğip bükerek selam veriyor, anlamıyor musun.”. “Hayır ya Aişe anlıyorum,
zaten ben de “ve aleyküm” dedim. Aynısı da size olsun dedim. Buyuruyorlar.
vAllâhu ya'lemu a'maleküm ama Allah
bütün yaptıklarınızı bilir.
31-) Ve leneblüvenneküm hattâ na'lemel
mücahidiyne minküm vessabiriyne ve neblüve ahbareküm;
Andolsun ki biz, sizden, mücahitler (Allâh yolunda mücahede edenler) ve sabredenler (sizce de) bilininceye kadar sizi (belâlarla) deneyeceğiz... Haberlerinizi duyuracağız! (A.Hulusi)
31 - Celalim
hakkı için sizi imtihana sokacağız, tâ ki içinizden mücahitleri ve sabredenleri
belli edelim ve haberlerinizi imtihan meydanlarına numune yapalım. (Elmalı)
Ve leneblüvenneküm hattâ na'lemel mücahidiyne
minküm vessabiriyne ve neblüve ahbareküm içinizden Allah yolunda
üstün çaba gösterenleri ve zorluklara karşı direnenleri ortaya koyuncaya kadar,
hatta na’lem ibaresi aslında, kelime
manası bilinceye, öğreninceye kadar. Allah’ımız bilmiyor muydu, bu; ortaya
çıkarıncaya kadar anlamına alınmalı diye düşünüyorum. Ortaya çıkarıncaya kadar
sizi sınayacağız. Sizin bütün iddialarınızı da sınayacağız. Hatta na’lem i biraz daha durmak isterdim ama
vaktimiz toparlanıyor, yine de daha önce işlediğimi hatırlıyorum Bakara/143. ayetinin
tefsirine, Ankebut/3. ayetinin tefsirine bakılabilir.
32-) İnnelleziyne keferu ve saddu 'an
sebiliyllâhi ve şakkur Rasûle min ba'di ma tebeyyene lehümül hüda, len
yedurrullahe şey'a* ve seyuhbitu a'malehüm;
Muhakkak ki hakikat bilgisini inkâr edenler, Allâh yolundan alıkoyanlar ve hakikat ilmi kendilerine açıklandıktan sonra Er Rasûl'e (Rasûlullâh'a) muhalefet edenler, Allâh'a asla hiçbir zarar veremezler! (Ama O) onların amellerini boşa çıkaracaktır. (A.Hulusi)
32 - Haberiniz
olsun ki o küfredip Allah yolundan men' eyleyen ve hak kendilerine tebeyyün
ettikten sonra Peygambere karşı gelenler hiç bir zaman Allaha zerrece bir zarar
edecek değiller, o onların amellerini heder edecektir. (Elmalı)
İnnelleziyne keferu ve saddu 'an sebiliyllâhi
ve şakkur Rasûle min ba'di ma tebeyyene lehümül hüda, len yedurrullahe şey'a
şüphesiz inkarda direnen, Allah yolundan alıkoyan ve doğru yol kendilerine
açıklandıktan sonra elçi ile yollarını, aralarını ayıran kimseler Allah’a
hiçbir zarar vermiş olamazlar.
Ve şakkur Rasûl; Nebi ile yol ayırmak, elçi ile. Bugün bunun anlamı
daha geniş olsa gerek. Onu vahiy postacısı gibi görmekte onunla yolları ayırmak
anlamına gelir diye düşünüyorum. Onu ilahi inşanın bir modeli bir arke tipi,
bir prototipi olarak görmek ve onu model almak yerine, onu sanki bir ara kablosu
haşa gibi görmekte onunla yolları ayırmak olsa gerektir diye düşünüyorum.
ve seyuhbitu a'malehüm ne ki kendi,
emeklerini boşa çıkarmış olacaklar böyleleri. Eğer Allah Resulü ile yollarını
ayırırlarsa.
33-) Ya eyyühelleziyne amenû etıy'ullahe ve etıy'ur
Rasûle ve lâ tubtılu a'maleküm;
Ey iman edenler! İtaat edin Allâh'a ve itaat edin Rasûl'e; yaptıklarınızın getirisini geçersiz kılmayın! (A.Hulusi)
33 - Ey
o bütün iman edenler! Allaha itaat edin ve Resule itaat edin de amellerinizi
iptal eylemeyin. (Elmalı)
Ya eyyühelleziyne amenû siz ey iman
ailesinin fertleri, bireyleri.
Ya eyyühe; nida ve münada ibaresi aslında bir ailenin fertlerini,
bireylerini ifade eden bir ifade tarzıdır. Onun için Ey iman ailesinin fertleri
diye çevirmeyi uygun buldum.
amenû etıy'ullahe ve etıy'ur Rasûle ve lâ
tubtılu a'maleküm Allah’a itaat edin. Elçiye itaat edin, peygambere
itaat edin ve asla emeklerinizi boşa çıkarmayın. Burada aslında etıy’u 2 kere
gelmeyebilirdi de. Dil kuralları gereği etıy’ullahe vel Resul diye de
gelebilirdi. Ama iki kere gelmesi anlama farklı bir şey katar yan anlam olarak.
Nedir o; Allah’a ve peygambere itaatinizin iki ayrı illeti, iki ayrı gayesi
vardır. Yani peygambere itaatin de ayrıca getirisi vardır, gayesi vardır,
illeti vardır. O nedenle ayrıca peygambere de itaat edin anlamına gelir.
[Ek bilgi; Diğer bir deyimle,
amellerinin faydalı ve sonuç verici olması, tamamen Allah ve Resulü’ne itaate
bağlıdır. İtaatten çıktıktan sonra yapılan hiçbir amel, kişinin ecir
kazanmasına neden olan hayırlı amel değildir. (Ebu’l alâ Mevdudi- Tefhimu-l
Kur’an.)]
34-) İnnelleziyne keferu ve saddu an
sebiylillâhi sümme matu ve hüm küffarun felen yağfirAllâhu lehüm;
Muhakkak ki hakikat bilgisini inkâr edenler, (insanları dışsallık veya içsellik yüzünden) Allâh yolundan alıkoyanlar, sonra da hakikati inkârlarıyla ölenler var ya, Allâh onları kesinlikle bağışlamayacaktır! (A.Hulusi)
34 - Haberiniz
olsun ki küfredip Allah yolundan sapan sonra da kâfir oldukları halde ölenleri
Allah hiç bir zaman mağfiret buyurmaz. (Elmalı)
İnnelleziyne keferu ve saddu an sebiylillâhi
sümme matu ve hüm küffarun şüphesiz inkarda direnen, Allah yolundan
alıkoyan sonra da bu inkar üzere ölen kimselere gelince felen yağfirAllâhu lehüm evet,
Allah onları asla bağışlamayacaktır, affetmeyecektir.
35-) Fela tehinu ve ted'u ilesSelmi, ve entümül
a'levne, vAllâhu me'aküm ve len yetireküm a'maleküm;
Gevşemeyin ve siz üstünken selm'e (barışa, Hak ile bâtılı uzlaştırmaya) çağırmayın! Allâh sizinle "Bir"liktedir! Sizin yaptıklarınızı asla eksiltmeyecektir. (A.Hulusi)
35 - Onun
için gevşeklik etmeyin de sizler daha üstün olacak iken sulha yalvarmayın,
Allah sizinledir ve asla sizin amellerinize kıymaz. (Elmalı)
Fela tehinu ve ted'u ilesSelm artık
gevşemeyin ve barış için yalvarıp yakarmayın. Yani bu Kur’an da nehy edilen
barış adı altında zillet ve onursuzluktur. Aslında barış emredilir. A.
İmran/139. ayetinde; (Hayır Enfal/61 olacak) Ve in cenehû lis selmi fecnah lehâ.
(Enfal61) Yani eğer barışa yanaşırlarda
sen de barışa yanaş emri vardır.
ve entümül a'levn zira sizsiniz
üstün olan vAllâhu
me'aküm ve len yetireküm a'maleküm çünkü Allah sizinle beraberdir ve
O sizin emeklerinizi asla zayi
etmeyecektir.
36-) İnnemel hayatüd dünya le'ıbun ve lehv* ve
in tu'minu ve tetteku yü'tiküm ücureküm ve lâ yes'elküm emvaleküm;
Dünya hayatı sadece bir oyun ve eğlencedir! Eğer iman eder ve korunursanız, hem ecirlerinizi verir ve hem de sizden bütün mallarınızı (bu yolda sarf etmenizi) istemez! (A.Hulusi)
36 - Dünya
hayat bir oyun ve eğlenceden ibârettir, halbuki siz iman eder de iyi
korunursanız size hem ecirlerinizi verir hem de sizden bütün mallarınızı
istemez. (Elmalı)
İnnemel hayatüd dünya le'ıbun ve lehvun
bu dünya hayatı, öte dünya olmaksızın açıklama bu; Bir oyun ve eğlenceden ibarettir. ve in tu'minu ve
tetteku yü'tiküm ücureküm ama eğer iman eder ve sorumluluk
bilinciyle yaşarsanız karşılığını mutlaka alırsınız. ve lâ yes'elküm emvaleküm üstelik
sizden mallarınızın tamamını da istemez. Bir bağ veren Allah, sizden bir salkım
ister yoluna.
37-) İn yes'elkümuha feyuhfiküm tebhalu ve
yuhric adğâneküm;
Eğer sizden onların (tamamını) isteyip size baskı yapsaydı, cimrilik ederdiniz ve (böylece) kinlerinizi (açığa) çıkarırdı. (A.Hulusi)
37 - Eğer
sizden onların hepsini ister de sizi çıplak bırakacak olursa buhl eder
dayatırsınız, bütün kînlerinizi de meydana çıkarır(Elmalı)
İn yes'elkümuha feyuhfiküm tebhalu ve yuhric
adğâneküm O sizden mallarınızın tamamını istese ve sizi köşeye
kıstırsaydı cimrilik ederdiniz de böylece gizli tarafınızı ortaya çıkarmış
olurdu. Yani zaafınızı ortaya çıkarmış olurdu.
38-) Ha entüm haülai tüd'avne li tünfiku fiy
sebiylillâh* feminküm men yebhalü, ve men yebhal feinnema yebhalü an nefsih*
vAllâhul Ğaniyyü ve entümül fükarâ'* ve in tetevellev yestebdil kavmen ğayreküm
sümme lâ yekûnu emsâleküm;
İşte sizler, Allâh yolunda karşılıksız paylaşmak için davet olunanlarsınız! Sizden kimi de var cimrilik eder! Kim cimrilik ederse cimriliği yalnızca kendi nefsine yapmış olur! Allâh Ğaniyy'dir, sizler fakirlersiniz! Eğer yüz çevirirseniz sizden başka bir toplumu yerinize getirir; onlar sizler gibi olmazlar! (A.Hulusi)
38 - İşte
siz şunlarsınız: Allah yolunda infak etmeğe (iktiza eden masrafı vermeğe) davet
olunuyorsunuz da yine içinizden kimisi kıskanıyor, halbuki kim kıskanırsa
kendine kıskanmış olur, Allah ganî, fukara sizsiniz (ihtiyaç sizin) ve eğer
tersine giderseniz başka bir kavmi tutar yerinize getirir sonra onlar sizin
gibi olmazlar. (Elmalı)
Ha entüm haülai tüd'avne li tünfiku fiy
sebiylillâh bakın, sizler Allah yolunda infak etmeye çağrılarak
ödüllendirilen kimselersiniz. Yani Allah sizden yolunda infak isterken sizi
ödüllendirmek için bunu yapıyor. Muhtaç olduğu için değil. feminküm men yebhal fakat yine de
sizin içinizden cimrilik edenler var. ve men yebhal feinnema yebhalü an nefsih ama kim
cimrilik ederse kendi aleyhine cimrilik etmiş olur. Çünkü veren ödülü hak
edecek. Çünkü veren aslında kendinden vermiyor, Allah’ın kendisine verdiğinden
daha fazlasını vermek için veriyor.
vAllâhul Ğaniyyü ve entümül fükarâ'
zira Allah kendine yetendir. Siz ise O’na hep muhtaçsınız. ve in tetevellev yestebdil kavmen ğayreküm
sümme lâ yekûnu emsâleküm evet son olarak; Eğer Allah’tan yüz
çevirirseniz sizin yerinize başka bir toplum getirir de sonra onlar sizin gibi
olmazlar.
Bir başka ayette; ..men yertedde
minküm an diynihı fesevfe ye'tillâhu Bi kavm.. (Maide/54) kim
Allah’ın dininden yüz çevirirse Allah onların yerine yepyeni bir toplum getirecektir.
Bir başka ayette; İn yeşe'
yüzhibküm ve ye'ti Bi halkın cediyd. (Fâtır/16) eğer isterse sizi
sile süpürür, yerinize yepyeni bir varlık türü getirir. Neden? Eğer O’na
kulluğu terk ederseniz unutmayın ki ona muhtaçsınız, O size muhtaç değil.
Allah’a yapacağınız kulluk, aslında kendinize ikramınızdır.
Rabbim kulluğundan ayırmasın.
“Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil
alemiyn”
Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan
Allah’a hamd’adır.
160. videonun sonu.
160. videoyu toplu olarak BURADA
bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder