22 Ağustos 2013 Perşembe

İslamoğlu Tef. Ders. FETİH (05 - 09) (161-D)



C sayfasından devam.

 5-) Liyüdhılel mu'miniyne velmu'minati cennatin tecriy min tahtihel'enharü halidiyne fiyha ve yükeffire anhüm seyyiatihim ve kâne zâlike indAllâhi fevzen 'azıyma;

İmanlı erkek ve kadınları, içinde ebedî kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokması, onlardan kötülüklerini silmesi içindir. İşte bu Allâh indînde aziym kurtuluştur! (A.Hulusi)

05 - Öyle ya Allah’ındır bütün o Göklerin ve Yerin orduları ve Allah, bir alîm, hakîm bulunuyor. (Elmalı)


Liyüdhılel mu'miniyne velmu'minati cennatin tecriy min tahtihel'enharü halidiyne fiyha böyle yapmıştır ki Allah mü’min erkekler ve mü’min kadınları tabanından ırmakların çağıldadığı cennetlere alsında orada yerleşip kalsınlar ve yükeffire anhüm seyyiatihim bununla da kalmasın yine Allah onların günahlarının üstünü çizsin. Allah günahın üstünü çizerse kim tersini iddia edebilir ki. Allah o karaları montajlar da alırsa kim aksini söyleye bilir ki. Allah onun hayat filminden istenmeyen görüntüleri temizlesin, ayıklasın, pırıl pırıl yapsın. ve kâne zâlike indAllâhi fevzen 'azıyma  ve zaten bu Allah katında büyük bir başarıdır.

Evet. Önce, bir önceki cümleye, Yani Allah’ın günahların üstünü çizmesine bir not düşeyim: innel hasenati yüzhibnes seyyiat. (Hud/114) buyurur Kur’an. Güzellikler, iyilikler; kötülükleri siler süpürür, götürür. Yani bir artı eksi sayfası vardır. Artılar eksileri götürür. Onun için günahsız bir insan istemiyor Allah. İyisi bol, güzeli bol, hasenatı bol bir insan istiyor. Gelirleri giderlerinden fazla bir insan istiyor. Artısı eksisinden fazla bir insan istiyor. Dolayısıyla melekleşmemiz istenmiyor.

Bu notu düştükten sonra ikinci cümle için bir notum var. Burada tasavvur inşa ediliyor. Allah katında işte büyük başarı budur diyor ya fevzen ‘aziyma. Büyük başarı nedir sizce? Size büyük başarıyı tanımla deseler senin hayatında en büyük başarı ne anlama gelir. Ne cevap verirdiniz? Allah böyle cevap veriyor. Allah’ın gör dediği yerden bakarsanız sizinde cevabınız bu olmak zorunda.

İşte büyük başarıyı bu olarak tanımlarsanız sizin zihninizi, sizin tasavvurunuzu, sizin aklınızı Kur’an inşa etmiştir. Aklını Kur’an inşa ederse, tasavvurunu Kur’an inşa ederse bir insan Allah’ın gör dediği yerden bakar.Allah’ın gör dediği yerden bakarsa bir insan mutluluk ırmağına gemisini daldırmıştır. O ırmağın akıntısına kendisini bırakmıştır. O ırmağın kendisini götüreceği yer mutluluk okyanusudur. Oraya kadar zahmetsizce yol alacaktır. Onun için ilahi vahiy bizde bir tasavvur inşa eder. Kavramlarımızın içini boşaltır ve doldurur ve Allah’ın gör dediği yerden bakmayı öğretir. İşte burada da büyük başarının tanımı yapılmaktadır.


6-) Ve yu'azzibel münafikıyne velmünafikati velmüşrikiyne velmüşrikâtiz zanniyne Billâhi zannessev'* aleyhim dairetüssev'* ve ğadıbAllâhu aleyhim ve leanehüm ve e'adde lehüm cehennem* ve saet masıyra;

Bir de Esmâ'sıyla hakikatleri olan Allâh hakkında su-i zanda bulunan (O'nu tanrı gibi düşünen) münafık (ikiyüzlü) erkek ve kadınlara, şirk koşan erkek ve kadınlara azabı yaşatması içindir! Zanları yüzünden devranın belâsı başlarında patlasın! Allâh onlara gazap etmiş, onları lânetlemiş (inkârları sonucu hakikati yaşamaktan uzaklaştırmış); onlar için cehennem hazırlamıştır! Ne kötü dönüş yeridir! (A.Hulusi)

06 - Müminleri ve mümineleri ebediyen içinde kalmak üzere altından ırmaklar akar Cennetlere koymak ve kabâhatlerini taraflarından kefaretleyip örtmek için ki Allah yanında bu bir fevzi azîm bulunuyor Ve o Allaha sûi zanneden Münafıkları ve Münafıkaları ve Müşrikleri ve Müşrikeleri, o kötülük girdâbı başlarına dönesileri ta'zib etmek için ki Allah onlara gadab etmiş, lânet etmiş ve kendilerine Cehennemi hazırlamıştır, ona gidiş de ne fenâdır. (Elmalı)
Ve yu'azzibel münafikıyne velmünafikati velmüşrikiyne velmüşrikâtiz zanniyne Billâhi zannessev' yine o diler ki Allah hakkında berbat tasavvurlara sahip münafık erkekler ve münafık kadınları. Müşrik erkekler ve müşrik kadınları cezalandırsın. Dikkat buyurun münafık erkekler ve münafık kadınlar, müşriklerden önce gelmiş. Bunun bir nüktesi, münafıklar müşriklerden daha tehlikelidir imasını taşıyor olsa gerek.

Allah hakkında kötü zan, yani sui zannetmek bu ayet bunu söylüyor. İnsan, insan hakkında sui zanneder haydi. Ama Allah hakkında da sui zanneder mi. Evet, en çok suizanna uğrayan Allah’tır desem sanırım itirazınız olmaz. En çok suizanna uğrayan Allah’tır. Oysa ki en çok hüsnü zannı hak eden Allah’tır. Allah’a da hüsnü zannetmeyen kime edecektir. Ve ma kaderullahe hakka kadrihi.. (Zümer/67) O zaman Allah’ı hakkıyla taktir etmemiş olmaz mı insan.

İlahi destek vaadinin blöf olduğunu düşünmek. Ayetlerin indiği zaman için bu anlama geliyor. Yani bunlar; müşrikler olsun, Resulallah’ın davetine icabet etmeyenler olsun ilahi destek vaadinin blöf olduğunu düşünmüşlerdi. Bu yorumu yaptım, bu yorumumun delili 7. ayettir. 7. Ayet; göklerin ve yerin ordularının Allah’a ait olduğunu tekrarlıyor. Yani ilahi destek vaadinin blöf olmadığını tekrarlıyor. Onun içinde yorumumu bu 7. ayete bina ediyorum.

aleyhim dairetüssev' onlar fenalığın girdabını boylasınlar, fenalığın girdabında kaybolsunlar. Adeta ilahi bir ilenç, lanet. ve ğadıbAllâhu aleyhim ve leanehüm zira Allah onlara gazap etmiş ve rahmetinden dışlamıştır. ve e'adde lehüm cehennem* ve saet masıyra İşte onlar için hazırlamıştır cehennemi. Ama orası ne berbat, ne fena, ne kötü bir son duraktır.


7-) Ve lillâhi cünudüs Semavati vel'Ard* ve kânAllâhu 'Aziyzen Hakiyma;

Semâlar ve arzın orduları (kuvveleri) Allâh'ındır... Allâh Aziyz'dir, Hakiym'dir. (A.Hulusi)

07 – Allah’ındır evet, o Göklerin ve Yerin bütün orduları ve Allah, bir azîz hakîm bulunuyor. (Elmalı)


Ve lillâhi cünudüs Semavati vel'Ard işte yine geldi, evet, göklerin ve yerin bütün orduları Allah’a aittir, Allah’a mahsustur. ve kânAllâhu 'Aziyzen Hakiyma Ama Allah güç ve kudret, üstün hikmet sahibidir. Yani göklerin ve yerin orduları Allah’a mahsustur da, Allah o orduları kullanmadan da güç ve kudret sahibidir. İstediğinde doğrudan müdahale de yapar. Gönüllere müdahil olur. Kalpleri evirip çevirir, kalpleri evirip çeviren O’dur, mukallibel kulûb olan O’dur.


8-) İnna erselnake şahiden ve mübeşşiran ve neziyra;

Muhakkak ki biz seni şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak irsâl ettik! (A.Hulusi)

08 – El hak biz seni hem bir şahit gönderdik hem bir mübeşşir hem bir nezîr. (Elmalı)


İnna erselnake şahiden ve mübeşşiran ve neziyra ey peygamber elbet biz seni bir şahit, bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Şahit, Aslında yalnız peygamber mi şahit, hepimiz şahidiz. Bakın ne diyor Kur’an;

Ve kezâlike cealnâküm ümmeten vesetan litekûnû şühedâe alenNâsi ve yekûnerRasûlü aleyküm şehiyda. (Bakara/143) işte böylece sizi dengeli bir ümmet kıldık ki peygamber size model olsun, siz de bütün bir insanlığa model olasınız. Burada şahitlikten kasıt model olmak, örnek olmak, mastra olmak. Şahit olmak budur. Aslında dostlar bana sorarsanız var olmak şahit olmaktır. Biz bu cihana sahip olmaya gelmedik, biz bu cihana şahit olmaya geldik. Şahadetini gereği gibi yapanlara ne mutlu.


9-) Litu'minu Billâhi ve RasûliHİ ve tu'azziruhu ve tüvekkıruh* ve tüsebbihuHU bükreten ve asıyla;

Artık varlığınızın Esmâ'sıyla hakikati olan Allâh'a ve Rasûlüne iman edip; O'na yardımcı olasınız, O'nu yüce bilip saygı gösteresiniz ve sabah akşam O'nu tespih edesiniz. (A.Hulusi)

09 - Ki Allaha ve Resulüne iman edesiniz de bunu takviye ve tevkır edip ona sabah akşam tesbih edesiniz. (Elmalı)


Litu'minu Billâhi ve RasûliH şu nedenle ki ey insanlar Allah’a ve resulüne inanasınız, iman edesiniz ve tu'azziruhu ve tüvekkıruh Onun davasını destekleyesiniz, ona saygıda kusur etmeyesiniz ve tüvekkıruh. Ve tu'azziruhu 2 mayaya birden gelir. İki kökü var çünkü kelimenin. Biri nasr, biri taziym. Ben nasr manasını verdim. Taziym manasını verecek olursak O’nu yüceltin anlamı çıkar. Bir önceki surede;

in tensurullahe yensurküm ve yüsebbit akdameküm (Muhammed/7) ayeti vardı hatırlayın. Eğer siz Allah’ın davasına yardım ederseniz Allah’ta size yardım eder ve sizi dimdik tutar. Yani yerde sürünmezsiniz. Bu ayeti hatırlarsanız bizim Allah’a yardımımız Allah’ın bize ihtiyacı olduğu için değil, bizim ona ihtiyacımız olduğu içindir. İnsana yardım etmeyi böyle bir yasaya bağladığı içindir. Yani benim yasama uygun davranın, size daha fazla yardım edeyim. Bunu böyle anlıyoruz.

Ahzab/56 ile yakın bir anlama sahip bu ifade, yani ve tu'azziruhu Allah’ın davasını destekleyin. İnnAllâhe ve MelâiketeHÛ yusallûne alen Nebiyy. (Ahzab/56) diyordu ya mezkur ayet. Allah ve melekleri Nebiye salât ederler, Yani Nebiyi desteklerler yâ eyyühelleziyne âmenû sallû aleyh. Ey iman ettiğini söyleyenler siz de destekleyin, sizde salât edin. İşte peygambere destek burada da geldi. Vefatından sonra Hz. Peygambere destek nasıl olur? Elbette vefatından sonra onun davasını ve misyonunu, onun bıraktığı mirası desteklemek onu desteklemektir.

ve tüsebbihuHU bükreten ve asıyla ve sabah akşam O’nun yüceliğini dillendiresiniz. Aslında burada “tı” konulmasının sebebi; önceki iki kelimenin Allah’a değil de Hz. Peygambere raci olma ihtimalidir. Yani oradaki zamirler Hz. Peygambere raci ise, ondan kasıt Resulallah’tır. Yani onu destekleyin ve ona saygıda kusur etmeyin Resulallah’a raci olarak. Fakat biz hepsinin de Allah’a raci olduğu görüşünü de tercih ettik.


Devam ediyor E sayfasına geçiniz.
           161. videoyu toplu olarak BURADA bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder