D
sayfasından devam
46-)
Men amile salihan felinefsihi ve men esâe fealeyha* ve ma Rabbüke Bi zallâmin
lil 'abiyd;
Kim
imanın gereğini uygularsa, yararı kendi nefsi içindir! Kim de kötülük işlerse,
kendi aleyhinedir. Rabbin, kullarına zulmedici değildir. (A.Hulusi)
46 - İyi
iş yapan kendine, kötü yapan yine kendinedir, yoksa rabbin kullara zulüm kar
değildir. (Elmalı)
Men
amile salihan felinefsih kim salih
amel işlerse kendi lehine işlemiş olur. ve
men esâe fealeyha kimde kötülük
işlerse kendi aleyhine işlemiş olur. ve ma
Rabbüke Bi zallâmin lil 'abiyd rabbinin
kullarına zulmetme ihtimali asla bulunmamaktadır. Böyle çevirdim çünkü ma
ve biy kalıbı, yani nefyin haberi B ile gelince imkan; ve veya
ihtimal yokluğuna delalet eder. Allah’ın zulmetme ihtimali bulunmamaktadır.
Neden? Bir hadisi kutsi de buyrulduğu gibi
İnniy
harramtü ala nefsiy zulmen zulmü ben kendime dahi haram kıldım. Onun için
İslam’da her yasağın ruhsat sınırı vardır, zulmün ruhsatı yoktur.
47-)
İleyHİ yüreddü 'ılmüs sa'ati, ve ma tahrucü min semeratin min ekmamiha ve ma
tahmilü min ünsâ ve lâ teda'u illâ Bi 'ılmiHİ, ve yevme yünadiyhim eyne
şürekâiy kalu azennake ma minna min şehiyd;
O
Saat'in (ölüm)
ilmi O'na aittir! O'nun bilgisi dışında ne meyveler tomurcuklardan meydana
gelir, ne bir dişi hamile kalır ve ne de taşıdığını doğurur! "Nerede benim
ortaklarım?" diye onlara (Allâh'ın) nida ettiği gün, dediler ki: "Senin bir ortağın
olduğuna kimse şahit olmamıştır; bunu itiraf ederiz!" (A.Hulusi)
47 - Saate
ilim ona havale edilir, hem onun ilmi olmaksızın ne meyvelerden biri
tomurcuklarından çıkar ve ne bir dişi yüklü olur, ne de vazeder, nerede imiş
şeriklerim? diye onlara haykıracağı gün ise diyeceklerdir: arz ederiz huzuruna
ki bizden hiç şahit yok. (Elmalı)
İleyHİ
yüreddü 'ılmüs sa'ah son saatin
bilgisi yalnız O’na havale edilir. Fiyme ente min zikraha. (Nazi’at/43) diyordu ya bir başka ayet. Onun vaktini bildirecek sen
değilsin.
Bir
adam Resulallah’a gelir ve der ki mete sa’ah ya Resulallah. Kıyamet, son saat
ne zaman kopacak. Nebi ona der ki M’aze adette, ne hazırladın onun için. Yani
polemik yapmaya mı geldin, sen ne hazırladığına bak.
ve ma
tahrucü min semeratin min ekmamiha ve ma tahmilü min ünsâ ve lâ teda'u illâ Bi
'ılmiH hem onun bilgisi olmadan ne
meyveler kabuklarını çatlatır, ne bir dişi gebe kalır veya doğurur. Fakat bu
cümlede geçenlerin bilgisi yalnız Allah’a hasredilmemiş. Bunun anlamı insan da
bilebilir manasına gelir, çünkü bundan önceki cümlede İleyHİ yüreddü 'ılmüs
sa'ah Allah’a hasredilmiş son saatin bilgisi. İleyhi; Car ve mecruru
müteallekından önce gelmesi hasr ifade eder. Onun için ama “be” lamında ki
bilgiler sadece Allah’a hasredilmiştir.
ve
yevme yünadiyhim eyne şürekâiy ve o gün
onlara nerede ortaklarım diye seslenilir. Yani zımnen bana ortak koştuklarınız
şimdi neredeler. kalu azennake ma minna min
şehiyd Onlar; sana itiraf ederiz ki
ey Allah’ım şu anda bizden hiç kimse buna asla tanık olmamıştır derler. Yani
itirafı o gün ederler fakat iş işten geçmiştir.
48-)
Ve dalle anhüm ma kânu yed'une min kablü ve zannu ma lehüm min mahıys;
Daha
önce lafını ettikleri şeyler onlardan kaybolup gitti ve kendileri için bir
kaçış yeri bulunmadığını da fark ettiler! (A.Hulusi)
48 - Önceden
tapıp durdukları şeyler onlardan gayb olup gitmişler ve onlar kendilerine hiç
bir kaçamak kalmadığını anlamışlardır. (Elmalı)
Ve
dalle anhüm ma kânu yed'une min kabl
artık onların daha önceden yalvarıp yakardıkları şeyler kendilerini yalnız
bırakmıştır. Yani hiçbir yararı olmamıştır. ve
zannu ma lehüm min mahıys kendileri
için kaçacak bir yer olmadığına iyice kanaat getirirler.
49-)
Lâ yes'emül İnsanu min du'âil hayr* ve in messehüş şerru feyeusün kanut;
İnsan
hayır istemekten usanmaz... Eğer ona şerr dokunsa, hemen ümitsizce
karamsarlaşır! (A.Hulusi)
49 - İnsan
hayır istemekten usanmaz da kendisine bir şer dokunuverirse hemen ümidi keser,
ye'se düşer. (Elmalı)
Lâ
yes'emül İnsanu min du'âil hayr insan gözle görülür iyilikleri
istemekten asla bıkıp usanmaz. İnsan çözümlemelerine bakınız. Vahyin muhteşem
insan çözümlemeleri bunlar. Asla bıkıp usanmaz, gözle görülür iyilikler diye
çevirdim el hayr ı. Genellikle Kur’an da böyle kullanılır. Bu bağlamda
özellikle somut gözle görülür iyilik. Yani burada.
ve
'asa en tekrahu şey'en ve huve hayrun leküm, ve 'asa en tuhıbbu şey'en ve huve
şerrun leküm. (Bakara/216) Siz kötü
zannedersiniz o sizin için hayırlıdır. Siz iyi zannedersiniz o sizin için
şerdir ayetini de hatırlayalım. O zaman gözle görülür iyiliği mahza iyilik
zanneder. Onun altında bir şer olabileceğini düşünmez. Gözle görülür kötülüğü
de mahza kötülük zanneder. Bu ima da var gibidir ayette ki devamında gelecek
zaten.
ve in
messehüş şerru feyeusün kanut ama
başına kötülük bildiği bir şey gelecek olsa bu kez de tüm umudunu yitirip
karamsarlığa kapılır.
Zamanın
nesnesi olmak dile getiriliyor burada, kınanıyor yani. Parçaya kilitlenen
bütünü kaybeder deniliyor. Parçada kötü gözüken bütünde iyi olabilir. Onun için
de Allah’ın gör dediği yerden bak parçayı değil bütünü de görmeye çalış.
Yeus; umutsuzluğun tasavvuru esir alması halidir. Kanut
ise tasavvurda ki umutsuzluğun bedene yansımasıdır.. Nasıl? Eğer içinizde umut
bitti ise 50 kiloyu kaldıran eliniz 50 gramı kaldıramaz olur. Elim kolum
döküldü derler ya. İşte dökülür yani. Onu ifade ediyor ayet.
50-)
Ve lein ezâknahu rahmeten minna min ba'di darrâe messethü leyekulenne hazâ liy
ve ma ezunnüs saate kaimeten ve lein rucı'tü ila Rabbiy inne liy 'ındeHU lel
hüsna* felenünebbiennelleziyne keferu Bima 'amilu* ve le nüziykannehüm min
azâbin ğaliyz;
Andolsun
ki eğer ona (insana), isâbet etmiş bir sıkıntıdan sonra rahmetimizi tattırsak,
elbette şöyle diyecektir: "Bu, benim hakkımdır... O Saat'in (kıyametin) olacağını da
zannetmiyorum... Andolsun ki eğer Rabbime rücu ettirilirsem, zaten muhakkak ki
O'nun indînde en güzeli benimdir!"... Andolsun ki hakikat bilgisini inkâr
edenlere yaptıkları şeyleri haber vereceğiz... Andolsun ki onlara ağır azaptan
tattıracağız. (A.Hulusi)
50 - Ve
şayet ona dokunan bir sıkıntıdan sonra tarafımızdan bir rahmet tattırırsak
mutlak der ki: bu benim hakkım ve zannetmem ki saat başıma dikilmiş olsun,
bilfarz rabbime döndürülecek olursam muhakkak benim için onun yanında daha
güzeli vardır, fakat o vakit biz o küfredenlere ne yaptıklarını haber vereceğiz
ve onlara muhakkak yoğun bir azâb tattıracağız. (Elmalı)
Ve
lein ezâknahu rahmeten minna min ba'di darrâe messethü leyekulenne hazâ liy
ne ki uğradığı bu musibetin ardından eğer tarafımızdan bir rahmet tattıracak
olsak tutar der ki bu zaten benim hakkımdı. Yine insan çözümlemeleri devam
ediyor. Yani
Femmel'İnsanu
izâ mebtelâhu Rabbühu feekremehu ve na'amehu feyekulü Rabbiy ekremen.
(Fecr/15) rabbi ne zaman ikram etse rabbim bana
ikram etti, bu zaten hakkımdı zımnen. Ama ne zaman da onu sınırlasa rabbim bana
ihanet etti der ayetlerini hatırlayalım.
ve ma
ezunnüs saate kaimeten hem son saatin
kopacağını da sanmam ya, hadi bir ihtimal veya farzı muhal olsa ve lein rucı'tü ila Rabbiy inne liy 'ındeHU lel Hüsna bi,r ihtimal eğer rabbime döndürülürsem eğer beni
onun katında malum güzelliklerin beklediğinden çok eminim der.
İnsana
bakın insana. Tabi burada ahireti inkar eden tek dünyalı insan tanımlanıyor.
İman etmeyenin ahiret tasavvuru olursa işte böyle olur. Tek dünyalı akıl.
Dünyada ölüme sübûr gibi bakar. Sübûr; yok oluştur. Bakanlar ahirette sübûr
isteyecekler. Evet, Lâ ted'ul yevme
süburen vahıden ved'u süburen kesiyra. (Furkan/14) bugün bir tek yok
oluşu istemeyin bir ölüm yetmez, yok oluşları isteyin ayetini hatırlayalım.
felenünebbiennelleziyne
keferu Bima 'amilu* ve le nüziykannehüm min azâbin ğaliyz sonuçta küfürde direnenler de elbet yaptıklarını bir
bir haber vereceğiz ve onları kesinlikle altında ezilecekleri azâbin ğaliyz
bu, altında ezilecekleri bir azaba mahkum edeceğiz.
51-)
Ve izâ en'amna alel İnsani a'reda ve nea Bicanibih* ve izâ messehüş şerru fezû
du'âin 'ariyd;
İnsana
bir nimet verdiğimizde yüz çevirir ve döner uzaklaşır! Kendisine şerr
dokunduğunda ise, hemen çokça dua edicidir. (A.Hulusi)
51 - Evet
insana nimet verdiğimiz vakit yan büker, başının tuttuğuna gider de kendisine
şer dokunuverdi mi artık enine boyuna duâya dalar. (Elmalı)
Ve izâ
en'amna alel İnsani a'reda ve nea Bicanibih
ne zaman insana nimetlerimizi tattırsak hemen yüz çevirir ve yan çizer, omzunu
döner. Ve nea Bicanibih. ve izâ messehüş
şerru fezû du'âin 'ariyd ne zaman da
başına bir musibet gelse başlar yalvar yakar uzun uzadıya dualar okumaya. Hatta
burada ki ‘ariyd; şu manaya da gelebilir, sündüre sündüre dualar okumaya. Yani
tam bir batmak üzere olan gemide ki ateist sendromu, burada tarif edilen o.
52-)
Kul eraeytüm in kâne min indillâhi sümme kefertüm Bihi men edallü mimmen huve
fiy şikakın beıyd;
De ki:
"Düşünün bakalım, eğer (bildirilen) Allâh indîndense, siz de Onu inkâr etmişseniz, (Hakikatten) bu kadar uzak
düşmüş birinden daha sapık kim olabilir!" (A.Hulusi)
52 - De
ki söyleyin bakayım, eğer o Kur'an Allah tarafından da sonra siz ona küfretmiş
iseniz o uzak şikaka düşenden daha şaşkın kim olur? (Elmalı)
Kul
eraeytüm in kâne min indillâhi sümme kefertüm Bih de ki ya bu vahiy Allah katından gelmişte, buna
rağmen siz onu inkar etmişseniz neler olacağını hiç düşündünüz mü? Eraeytüm,
hiç düşündünüz mü? Bunu soruyor şimdi. Ya bu vahiy tıpkı İman Cafer’in ahirete
inanmayan muhatabıyla tartışmasında olduğu gibi. Ya demiş İmam Cafer, sen
inanmıyorsun ahirete. Eğer senin dediğin doğruysa ben bir şey kaybetmem,
ahlaklı yaşamış olurum. Ama ya benim dediğim doğruysa, ya öldükten sonra hesaba
çekileceğimiz gerçekse sen ne yaparsın. Ona benziyor.
men
edallü mimmen huve fiy şikakın beıyd
kim derin bir yabancılaşma içine düşen birinden daha sapık olabilir ki? fiy
şikakın beıyd kendisine karşı derin yabancılaşma olarak çevirdim. Yani
böyle birinden daha sapık kim olabilir. Şunu söylüyor; Kendine karşı
yabancılaşan sapar.
53-)
Senüriyhim âyâtina fiyl afakı ve fiy enfüsihim hattâ yetebeyyene lehüm enneHUl
Hakk* evelem yekfi Bi Rabbike enneHU alâ külli şey'in şehiyd;
Âfakta
(ufuklar - dışta)
ve enfüslerinde (bilinçlerinde) işaretlerimizi onlara göstereceğiz, tâ ki O'nun Hak
olduğu kendilerine açıkça belli olsun! Rabbinin her şeye şahit oluşu yetmez mi?
(A.Hulusi)
53 - İleride
biz onlara hem âfakta hem nefislerinde âyetlerimizi öyle göstereceğiz ki
nihayet onun Hakk olduğu kendilerine tebeyyün edecek, kâfî değil mi bu ki
rabbin her şey'e şahit. (Elmalı)
Senüriyhim
âyâtina fiyl afakı ve fiy enfüsihim hattâ yetebeyyene lehüm enneHUl Hakk vakti geldikçe insana kainatın uçsuz bucaksız
ufuklarında ve bizzat kendi öz benliğinde mesajlarımızı göstereceğiz. Ta ki bu
vahyin tartışmasız bir gerçek olduğunu herkes anlasın. Evet, Afak ve enfüsteki
ayetler nasıl gösterilecek? İki yorum yapılmış.
1
– Fütuhatla. Yani Mekke ve çevresi fethedilecek, yani insanların gönüllerinde
fütuhat olacak, kalpler açılacak. Ki Hudeybiye’ den sonra bu görüldü.
Hudeybiye’ye kadar iman etmiş olanların sayısı, Hudeybiye’den sonra ilk 6 ayda
aştı iman edenler ve tüm 4 kıtada İslam’ın kısa zamanda yayılışı bunun ifadesi.
2
– 2. bir yorumu ve daha çaplı yorumu afak ve enfüste yani insanın mikro kozmos
olan insanda ve makro kozmos olan kainatta Allah’ın ayetlerinde ki hakikatler
kendini hep zaman içinde bir bir keşfettirecektir, dışa vuracaktır.
evelem
yekfi Bi Rabbike enneHU alâ külli şey'in şehiyd her şeye şahit olan senin rabbin insana yetmez mi,
yetmedi mi.
54-)
Elâ innehüm fiy miryetin min Lıkai Rabbihim* elâ inneHU Bi külli şey'in Muhıyt;
Dikkat
edin! Muhakkak ki onlar Rablerinin likâsından (Rablerinin
varlıklarında açığa çıkışını yaşamaktan) şek -
şüphe içindedirler! Dikkat edin! Muhakkak ki O, Bi-küllî şey'in (her şeyin Esmâ'sıyla varlığında olarak) Muhiyt'tir (ihâta eder)! (A.Hulusi)
54 - Uyan!
onlar rablerinin likasından işkil içindeler, uyan ki o her şey'i muhît.
(Elmalı)
Elâ
innehüm fiy miryetin min Lıkai Rabbihim
bakın belli ki onlar rablerinin huzuruna çıkacaklarına ilişkin tereddüt
içindeler elâ inneHU Bi külli şey'in Muhıyt bakın şüphesiz O her şeyi çepe çevre kuşatmıştır.
Yani ondan kaçmak isteyenin O’na kaçmaktan başka hiçbir çaresi yoktur.
“Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil
alemiyn”
Çağrımız ve davamız
Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd’adır.
151. videonun sonu.
151. videoyu toplu olarak BURADA
bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder