D sayfasından devam
17-) Felem taktüluhüm ve lakinnAllâhe katelehüm ve ma rameyte iz rameyte ve lakinnAllâhe rema* ve liyübliyel mu'miniyne minhü belaen hasena* innAllâhe Semiy'un Aliym;
Siz öldürmediniz onları, öldüren Allâh'tı! (Oku) attığında sen atmadın, atan Allâh'tı! İman edenlere, kendinden (rahmetinden) güzel bir tecrübe yaşatmak için! Muhakkak ki Allâh Semi'dir, Aliym'dir. (A.Hulusi)
17 - Sonra onları siz öldürmediniz ve lâkin onları Allah öldürdü, attığın vakit da sen atmadın ve lâkin Allah attı, hem de müminlere güzel bir imtihan geçirtmek için, hakikat Allah semi'dir, alîmdir. (Elmalı)
Felem taktüluhüm ve lakinnAllâhe katelehüm hem onları siz öldürmediniz, fakat onları asıl öldüren Allah’tır.
Ne demek, bu ne demek değerli dostlar. Bu ayeti nasıl anlayacağız? Herhalde (haşa) Allah kılıcı çekti Bedir de savaştı şeklinde kesinlikle anlamayacağız. Bu kesin. Bu ayetleri somut bir olaya dayandıran rivayetler de var. Mesela ayetin devamını okursam daha kolay anlaşılır;
ve ma rameyte iz rameyte ve lakinnAllâhe rema attığın zaman da sen değildin atan ve fakat atan Allah’tı.
Resulallah’ın eline bir avuç toprak alıp saçtığı şeklindeki bir çok rivayet görürüz. Fakat rivayet tekniği açısından İbn. Kesir’in de sarahatle ifade ettiği gibi problemli bunlar. Aslında bu ayetler çok daha geniş çok daha genel, çok daha uzun bir ufuk açıyor önümüze ve bu ayetlerin söylediği şeyler, sebep-i nüzul rivayetlerinin tartışılabilir nakilleriyle sınırlanamayacak kadar büyük. Nedir o;
La havle vela kuvvete illa Billah güç ve kuvvet yalnızca Allah’a aittir. Sözünü doğruluyor, tasdik ediyor. Açıl diyor bunlar. Ey insan Allah’tan bağımsız kendine bir alan seçmeye kalkma. Allah’tan bağımsız bir başarı yorumlama. Allah’tan bağımsız ayakta duracağını sanma. Allahsız bir hayat tasavvur etmeye kalkma diyor. Budur aslında burada söylenen.
Sen değildin atan, Allah attı. Siz öldürmediniz onları, Allah öldürdü ifadesini, cümlelerini daha güzel nasıl anlayabiliriz. Budur, kendine yontma, kendine değil Allah’a pay çıkar. Unutma Allahsız bir hayat düşünülemez. Allahsız bir başarı tasarlayamazsın, Allahsız bir mutluluk planlayamazsın. Onun için sebebe değil, müsebbibe bak.
Kasına teşekkür etme, kasa enerjiyi gönderene teşekkür et. Su tası değildir senin dudağına suyu veren, unutma o tas sadece kaynağından su aldı getirdi sana. Aracı amaçlaştırdığın gün, amacı araçlaştırırsın. Kaynağı gör, teşekkürünü doğru yere yönelt. Yoksa yolcu değil, yolu han kabul eden bir hancıya dönersin. Öyle yaparsan eğer ömür boyu menzile varamazsın. Yola yatar, gelene geçene çelme atar, yol üzerine nutuk atarsın ve yol alamazsın.
ve liyübliyel mu'miniyne minhü belaen hasena zira o inananlara sonucunu kendi katından takdir ettiği güzel bir sınava tabi tuttu.
Evet, belaen hasena sonucunu kendi katından güzel takdir ettiği bir sınav.
innAllâhe Semiy'un Aliym; Şüphesiz ki Allah her şeyi işitir her şeyi bilir.
18-) Zâliküm ve ennAllâhe muhinü keydil kafiriyn;
İşte böyle (yaşayıp gördünüz)! Muhakkak Allâh, hakikat bilgisini yaşamayı inkâr edenlerin tuzağını zayıf düşürendir! (A.Hulusi)
18 - Bunu gördünüz, bir de kâfirlerin tedbirini Allahın zayıf düşürmesi var. (Elmalı)
Zâliküm, hatırlayın 14. ayeti aynen o da böyle idi. Böyle başlamıştı. Burada ise hitap değişik, muhatap değişik. Bu da sizin için ey inananlar. 14. Ayette kafirlere idi, burada müminlere.
ve ennAllâhe muhinü keydil kafiriyn; İşte Allah inkarda direnenlerin tuzağını böyle boşa çıkarır.
19-) İn testeftihu fekad caekümül feth* ve in tentehu fehuve hayrun leküm* ve in te'ûdu ne'ud* velen tuğniye anküm fietüküm şey'en velev kesüret, ve ennAllâhe me'al mu'miniyn;
Eğer siz fetih (zafer) istiyorsanız, işte size (Bedir'de) fetih geldi... Eğer (Rasûlullâh'a direnmekten) vazgeçerseniz, o sizin için daha hayırlıdır... Şayet (şirke) dönerseniz, biz de döneriz! (O durumda) topluluğunuz çok da olsa size hiçbir faydası olmaz... Kesinlikle Allâh iman edenlerledir (kendinde açığa çıkan havl ve kuvvetin Allâh'ın olduğunu yaşayanlarladır)! (A.Hulusi)
19 - Fetih istiyorsanız (ey kâfirler) işte size fetih, ve eğer vazgeçerseniz hakkınızda daha hayırlı olur, yok döner yine başlarsanız biz de başlarız, o vakit askeriniz çok da olsa size zerre kadar fayda vermez, çünkü Allah müminlerle beraberdir. (Elmalı)
İn testeftihu fekad caekümül feth siz ey fetih isteyenler, işte fetih ayağınıza gelmiştir.
Çok ilginç bir ayet, Tefsir tarihinde bir problemdir bu ayet. Bu ayetin muhatabı kimdir, bu ayet kime hitap ediyor sorusu tefsir tarihinin en ciddi sorularından biridir.
İki kesim olabilir.
1 – Müminler,
2 – Müşrikler.
Müfessirlerin yarısı Müminler demiştir bu ayetin muhatabı, yarısı da kafirler ve bir türlü bu ayet üzerinde bir çoğunluk görüşü sağlanamamıştır. Peki, benim görüşüm; Ben, hayır, bu ayet öyle dizayn edilmiş ki her tarafı görüyor. Kasten böyle dizayn edilmiş bu ayet. İlahi kelam bu ayeti herkese hitap etmek üzere buyurmuş. Onun için dönüyoruz.
İn testeftihu fekad caekümül feth siz ey müminler fetih istiyordunuz değil mi? İşte fetih. Zafer istiyordunuz. Bir avuç olmanıza rağmen zafere kavuştunuz. Dönüyor kafirlere, müşriklere, siz ey müşrikler fetih istiyordunuz, kazanmak istiyordunuz değil mi, asıl kazanmak işte budur. Gururunuz büyük fethe engeldi, gönlünüzün imanı fethetmenize engeldi. Gönlünüzün önündeki o büyük perde yırtıldı. İmanla buluşacaksınız, işte fetih ayağınıza geldi. Siz yanlış koydunuz fethin adını, zaferin adını. Bu bir gönül fethi için size sunulmuş bir ödüldür aslında. Ayağınıza geldi, içeri alın. İman yüreğinizin kapısına dayandı, açıverin girsin. Bu böyle. Devam ediyoruz.
ve in tentehu fehuve hayrun leküm Bunu nasıl anlayacağız? Ey müminler, müminlere yönelik olarak. Yukarıyı görüyor, müminleri görüyor. Dünyaya dönerseniz desteğimi çekerim. Dünyaya dönerseniz desteğimi çekerim..! Yani işi tadında bırakın, ey müminler işi tadında bırakın. Ganimete değil. Siz niçin geldiğinizi unutmayın. Yanlış yapmayın, tadında bırakın. Yani malı görünce amacı unutuvermeyin.
Ey kafirler, saldırganlığa son verirseniz ben de sizi cezalandırmam. Size olan cezamı siler, ödüle döndürürüm. Devamı;
ve in te'ûdu ne'ud yok eğer dönerseniz biz de döneriz. Ey Müminler, siz dünyaya dönerseniz ganimete, biz de sizden döneriz. Yardımımızı çekeriz. Kafirlere, müşriklere dönüyor; İmana dönerseniz biz de rahmetimizle size yöneliriz. O kadar.
velen tuğniye anküm fietüküm şey'en velev kesüret ve topluluğunuz (ondan önce.. yukarıdan devam)size hiçbir yarar sağlamaz. Ne kadar kalabalık olursanız olun. Ey müminler sizin için de geçerli, ey müşrikler sizi için de geçerli.
ve ennAllâhe me'al mu'miniyn; herkes iyi bilsin ki Allah gerçek müminlerle beraberdir.
20-) Ya eyyühelleziyne amenû etıy'ullahe ve RasûleHU ve lâ tevellev 'anHU ve entüm tesme'un;
Ey iman edenler... Allâh'a ve O'nun Rasûlüne itaat edin! İşitip durduğunuz hâlde O'ndan yüz çevirmeyin! (A.Hulusi)
20 - Ey o bütün iman edenler! Allaha ve Resulüne itaat edin ve işitip durduğunuz halde ondan yan bükmeyin. (Elmalı)
Ya eyyühelleziyne amenû siz ey iman edenler, etıy'ullahe ve RasûleH Allah’a ve O’nun elçisine bağlılığınızı gösterin. ve lâ tevellev 'anHU ve entüm tesme'un; O’nun mesajını işittiğiniz halde O’ndan yüz çevirmeyin.
Bakınız hitabı inananlar ve inkar edenler dışında 3. bir zümreye yöneltti Kur’an. Burada şu ayetten itibaren 3. bir zümre gündeme geliyor. O da kim, İnananların içinde gelip, ganimete yürek çevirenler onlar. Yani Allah’ı işitmek istemeyenler. Hakikati işitmek istememek için yüreklerinin kulaklarını tıkayanlar, bu hitap ve bundan sonraki ayetler onlar için.
21-) Ve lâ tekûnu kelleziyne kalu semı'na ve hüm lâ yesme'un;
Kendileri işitip de (algılamadıkları hâlde), "işittik" diyenler gibi olmayın! (A.Hulusi)
21 - Ve işitmedikleri halde işittik diyenler gibi olmayın. (Elmalı)
Ve lâ tekûnu kelleziyne kalu semı'na ve hüm lâ yesme'un; ve kulak asmadıkları halde işittik diyenler gibi olmayın.
Kulak asmadıkları halde işittik diyenler..! Yani sizi duyuyor ama talimatınızı yerine getirmiyor. Tam bunun gibi. Allah’ın mesajı kendilerine varmış fakat bu mesajın gereğini yerine getirmeyenler için.
22-) İnne şerred devabbi 'indAllâhis summül bükmülleziyne lâ ya'kılun;
Muhakkak ki Allâh indînde canlıların en şerrlisi, aklını kullanmayan (taklitle yaşayan) sağırlar ve dilsizlerdir. (A.Hulusi)
22 - Çünkü yer yüzünde debelenenlerin ındallah en kötüsü o sağırlar o dilsizlerdir ki hakkı akıllarına koymazlar. (Elmalı)
İnne şerred devabbi 'indAllâhis summül bükmülleziyne lâ ya'kılun; İşte bu tipleri ele veren en müthiş ifade. İyi bilin ki Allah katında canlıların en zararlısı aklını kullanmayan gerçek sağır ve dilsizlerdir.
Anlama ve anlatma problemini akletmeye bağlayan bir ayet bu. Akletmeyen, aklını kullanmayan ne anlama problemini çözebilir, ne anlatma problemini demek istiyor. Aklını kullanmaya bağlı hepside. Eğer anlamak istiyorsanız, öncelikle aklı seliminizi kullanın. O zaman anlatma probleminiz de çözülür demek istiyor.
23-) Velev alimAllâhu fiyhim hayren leesme'ahüm* velev esme'ahüm letevellev ve hüm mu'ridun;
Eğer Allâh onlarda bir hayır (değerlendirecek istidat) olduğunu bilseydi, elbette onlara işittirirdi... Şayet onlara (mevcut yaratılış programları altında) işittirmiş olsaydı (bile) onlar yüz çevirirlerdi! (A.Hulusi)
23 - Allah onlarda bir hayır görseydi elbette kulaklarına sokardı ve bu hallerinde kulaklarına soksa idi yine aldırmazlar döner giderlerdi. (Elmalı)
Velev alimAllâhu fiyhim hayren leesme'ahüm hem Allah onlarda iyi hal ve gidiş görseydi, onların işitmelerini sağlardı.
velev esme'ahüm letevellev ve hüm mu'ridun; Ne ki eğer onların işitmelerini sağlasaydı bile onlar inatçı inkarları ile yine yüz çevirirlerdi. İnsan psikolojisi hakkında müthiş ifadeler. Yine yüz çevirirlerdi işitmelerini sağlasaydı. Özgür iradeleri ile yanlışı seçerlerdi diyor. Yine yanlışı seçerlerdi. Onların sapması kadar, yani onların sapması aslında kader falan değil, tercihlerinin bir sonucu. Kulaklarını tıkamayı tercih ettiler, duymadıkları için konuşamayanlar gibi. Aslında konuşamayan bir çokları var ki, konuşma kabiliyeti olmadığı için değil, duymadığı için konuşamaz. Tıpkı onlar gibi.
24-) Ya eyyühelleziyne amenüsteciybu Lillâhi ve lirRasûli izâ de'aküm lima yuhyıyküm* va'lemu ennAllâhe yehulü beynel mer'i ve kalbihi ve ennehu ileyHİ tuhşerun;
Ey iman edenler... Sizi, sizi dirilten şeye (hakikat ilmine) çağırdığında, Allâh ve Rasûlünün davetine uyun! İyi bilin ki (davet edildiğinize uymazsanız) Allâh (beynindeki var olan sistemiyle) kişinin bilinci ile kalbi arasına girip engel olur... Siz O'na haşr olunacaksınız. (A.Hulusi)
24 - Ey o bütün iman edenler! Sizi kendinize hayat verecek şeylere davet ettiği zaman Resulüyle Allaha icabet edin ve bilin ki Allah hakikaten kişi ile kalbinin arasını gerer, ve siz hakikaten hep ona haşr olunacaksınız. (Elmalı)
Ya eyyühelleziyne amenüsteciybu Lillâhi ve lirRasûli izâ de'aküm lima yuhyıyküm siz ey iman edenler, size hayat bahşeden bir dirilişe çağırıldığında, Allah’ın ve onun elçisine icabet edin. va'lemu ennAllâhe yehulü beynel mer'i ve kalbih zira iyi bilin ki Allah kişi ile yüreğinin eğilimleri arasına sürekli müdahale eder. Allah kişinin duygularına müdahale ederek kuluna hidayetini ulaştırır. ve ennehu ileyHİ tuhşerun; en sonunda onun huzurunda toplanacaksınız.
25-) Vetteku fitneten lâ tusıybennelleziyne zalemu minküm hassaten, va'lemu ennAllâhe şediyd'ül 'ıkab;
Sizden yalnızca zulmedenlere isâbet etmekle kalmayan (o toplumda bulunan iyileri de içine alan) bir belâdan korunun... İyi bilin ki Allâh "Şediyd'ül Ikab"dır (yapılanın sonucunu şiddetle yaşatandır). (A.Hulusi)
25 - Ve öyle bir fitneden sakının ki hiç te içinizden yalnız zulmedenlere dokunmakla kalmaz, ve bilin ki Allahın ıkabı şiddetlidir. (Elmalı)
Vetteku fitneten lâ tusıybennelleziyne zalemu minküm hassa ve öylesine bir yürek sınavına karşı tetikte ve tedbirli olun ki, O içinizden yalnızca bilinci alt üst olmuş kimselere musallat olmakla kalmayacaktır. va'lemu ennAllâhe şediyd'ül 'ıkab; ve iyi bilin ki Allah’ın azabı pek şiddetlidir. Yani içinizdeki hamı, hastan ayıran, altının posasını hasından ayıran yürek imtihanına sürekli, iyileriniz de kötülerinizde tabi tutulacaksınız. Dikkat edin, içinizdeki o sınavı başarıyla verin.
“Ve ahiru davana velil hamdülillahi rabbil alemiyn”
58. videonun sonu.
58. videonu toplu halde http://kurantefsir.wordpress.com/2011/08/26/islamoglu-tef-ders-enfal-1-2558/ bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder