9 Ağustos 2011 Salı

İslamoğlu Tef. Ders. Araf (21-27) (51-D)

C sayfasından devam



21-) Ve kasemehüma inniy leküma le minen nasıhıyn;

Ve onlara: "Kesinlikle ben sizin hayrınızı isteyenlerdenim" diye de yemin etti. (A.Hulusi)

21 - Ve her halde ben sizin hayrınızı isteyenlerdenim diye ikisine de yemin etti. (Elmalı)


Ve kasemehüma inniy leküma le minen nasıhıyn; ve her ikisine yemin etti; inanın ki ben ikinizin de iyiliğini istiyorum. Dedi.

İşte sağlardan gelmesi. Yukarıda ifade edilen sağlardan gelmesi bu ve burada iki melek olmak ve ebedileşmek, mükemmelleştirme tuzağına düşürmek istiyor. BU alegorik anlatımda insanın tüketim arzusunu körüklüyor. Yani tüketici olarak burada yaşayın, has bahçenin iki tüketicisi olun ama üretmeyin. Sorumluluk üstlenmeyin, yer yüzünün emanetini almayın, sorumsuzca yaşayın burada diyor. Ve ölümsüzlük, insanın içindeki ölümsüzlük duygusunu kendi aleyhine kullanıyor.

Ben yaparsam mükemmel yaparım diyenler de işte şeytanın bu tuzağına düşer. Mükemmel yaparım ben yaparsam diyenlerin hiçbir şey yapmadığını görürsünüz. Çünkü insan mükemmel olmadığı için mükemmel yapmaz, yapamaz. Onlar şeytanın iki melek olma tuzağına düşenlerdir. Melekleşme tuzağı. Sen mükemmel yapamazsın, çünkü sen mükemmel değilsin. O halde elinden geleni yap. Çünkü akıllı insanın söyleyeceği budur. “Elimden geleni yaparım.”


22-) Fedellahüma Biğurur* felemma zâkaş şecerete bedet lehüma sev'atühüma ve tafika yahsifani aleyhima min varakıl cenneti, ve nadahüma Rabbühüma elem enheküma an tilkümeş şecereti ve ekul leküma inneş şeytane leküma adüvvün mubiyn;

Böylece onları (vehimlendirerek - kendilerini beden yapı olarak kabul ettirerek) aldattı (bedenselliği fark ettirdi)... O ikisi, o malûm ağaçtan, (seks - üreme sisteminden) tadınca, bedenselliklerini hisseder oldular! Cennet yapraklarından üzerlerine örtmeye başladılar (nefslerindeki çeşitli Esmâ kuvveleri ile bedensellik hissini örtmeye çalıştılar)... Rableri onlara nida etti: "Ben size şu ağacı (bedenselliği yaşamayı) yasaklamadım mı; ben size demedim mi, kesinlikle şeytan sizin için apaçık düşmandır?" (A.Hulusi)

22 - Bu suretle kandırarak ikisini de sarktırdı, onun üzerine vakte ki o ağacı tattılar, ikisine de çirkin yerleri açılıverdi ve başladılar Cennet yapraklarından üzerlerine üst üste yamıyorlardı, rableri da kendilerine nida etti: ben sizi bu ağaçtan nehy etmedim mi? Ve size haberiniz olsun bu Şeytan açık bir düşmandır size demedim mi? (Elmalı)


Fedellahüma Biğururin İşte böylece onları aldanışa sürükleyecek telkinlerde bulundu. felemma zâkaş şecerete bedet lehüma sev'atühüma bunun üzerine onlar ağaçtan tadar tatmaz cinselliklerinin farkına vardılar. ve tafika yahsifani aleyhima min varakıl cenneh ve başladılar has bahçenin yapraklarını, cennetin yapraklarını ki cennet has bahçe demektir. Yapraklarıyla üzerlerini örtmeye.

Buradaki sembolizm şudur sevgili dostlar. Cinselliğin kışkırtılması durumunda insanın ne hale geldiğini ifade ediyor bu ayetler. Yani bir insanın aklı ile arasını açmak istiyorsanız, aklını cinselliğine takınız. Eğer aklını cinselliğine takarsanız o zaman kendisi hakkında salim düşünemez. Salim karar veremez. Onun için cinselliğin kışkırtılmaması gerektiğine ilahi bir atıftır bu. Kışkırtıldığı zaman insanın tüm duyargalarını, tüm hissini, aklını, düşüncesini, muhayyilesini cinsel güdüleri kaplar ve burada aynı zamanda, has bahçenin yapraklarını üzerlerine çekiyorlardı ifadesi; hayanın, insanın doğuştan gelen bir meziyeti olduğunu gösteriyor ki;

- El hayau minel iman. Diyen peygamber, haya imandandır diyen peygamber aslında bu manada imanı da insanın doğuştan içine yerleştirilmiş bir vasıf, bir meziyet olduğunu söylemiş oluyor.

Sorumluluk ve saygınlık perdesini yırtan insanın, cinsel dürtülerin emri altına gireceğinin sembolik bir ifadesidir bu ayet. Sorumluluk perdesi, ki Mücahid, büyük müfessir Mücahid, burada ki elbiseyi sorumluluk duygusu, yani takva elbisesi olarak tefsir etmiş. Onun için sorumluluk perdesini, saygınlık perdesini, örtüsünü, elbisesini sıyıran bir insan, cinsel güdülerinin emri altına girer. Cinsel güdülerinin emri altına girince şeytanın emri altına girmiş olur. İşte şeytani güdülerle şeytan bazen aynı anlama gelir.

ve nadahüma Rabbühüma Rableri de her ikisine şöyle seslendi; elem enheküma an tilkümeş şeceret ben sizleri o ağaçtan men etmemiş miydim..! ve ekul leküma inneş şeytane leküma adüvvün mubiyn; ve ben şeytan sizlere kesinlikle sizin aşikar düşmanınızdır dememiş miydim..!


23-) Kala Rabbena zalemna enfüsena ve in lem tağfir lena ve terhamna lenekûnenne minel hasiriyn;

Dediler ki: "Rabbimiz! Nefsimize zulmettik... Eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmet etmez isen, biz kesinlikle hüsrana uğrayanlardan oluruz." (A.Hulusi)

23 - Rabbena, dediler, nefsilerimize zulmettik, eğer sen bize mağfiret etmez, merhamet buyurmazsan şüphe yok ki hüsrâna düşenlerden oluruz. (Elmalı)


Kala Rabbena zalemna enfüsena her ikisi de; Rabbimiz biz kendi kendimize zulmetmişiz. ve in lem tağfir lena ve terhamna lenekûnenne minel hasiriyn; eğer bizi bağışlamaz, eğer bize acımazsan kesinlikle kaybedenler arasına gireriz. Dediler.

Evet değerli dostlar, ilginç, kıyaslama yapmaz mısınız, Adem’le şeytanı kıyaslamaz mısınız. Adem’le şeytanı ayıran temel özellik bu ayette saklı. Öz eleştiri, tevbe yani. Adem’i; günahını itiraf, adam etti. Cennetteki şeytanı ise suçunu savunmak şeytan etti. İşte Adem’le şeytanı ayıran temel vasıf.

İkisi de hata etti. İkisi de yanlış yaptı, ikisi de asi oldu, ikisi de kendine zulmetti. Ama Adem suçunu itiraf etti, öz eleştiri yaptı. Şeytan ise suçunu savundu, kabul etmedi. İşte ikisini ayıran temel nokta.


24-) Kalehbitu ba'duküm li ba'din adüvv* ve leküm fiyl Ardı müstekarrun ve meta'un ila hıyn;

Buyurdu: "Birbirinize (bilinç - beden ikilisi) düşman olarak (kuvveler boyutunda yaşamaktan beden boyutunun şartlarını yaşamaya) inin! Sizin için arzda (beden boyutunda - yeryüzünde) belli bir yaşam süreci ve belli bir süre, nasibinizdekileri almak söz konusudur." (A.Hulusi)

24 - Buyurdu ki ininiz bazınız bazınıza düşman olarak, size bir zamana kadar Arzda bir karargâh tutmak ve bir nasip almak mukadder. (Elmalı)


Kalehbitu ba'duküm li ba'din adüvvun Allah buyurdu; İnin birbirinize düşman olarak.

İnsanla şeytanın rekabetine bir atıftır bu. İniş; Bir uyandırılmış bilinç, bir irade donanımıdır burada. Yani aslında insan eğer isyan edemeseydi, ahlaki sorumluluk geliştiremezdi. İsyan edemeyen itaatte edemez. Daha doğrusu isyan edemeyenin itaati ödüllendirilmez ki. Onun için insan tüketim cennetinden kovulduğu gün insan oldu. Bu da Allah’ın yazdığı ilahi bir senaryo idi tabir caizse tabii. Ve iradenin ateşte imtihanını ifade ediyor bu ayetler. İnsan iradesi işte böyle bir ömür boyu sınanacaktır demek istiyor.

Kalehbitu ba'duküm li ba'din adüvv* ve leküm fiyl Ardı müstekarrun ve meta'un ila hıyn; Allah buyurdu; İnin birbirinize düşman olarak. Zira yeryüzünde bir barınak ve bir süreliğine tadımlık hazlar sizi bekliyor.


25-) Kale fiyha tahyevne ve fiyha temutune ve minha tuhrecun;

"Orada yaşayıp, orada öleceksiniz ve ondan (bedenden) çıkarılacaksınız" dedi. (A.Hulusi)

25 - Buyurdu ki onda yaşayacaksınız ve onda öleceksiniz ve ondan çıkarılacaksınız. (Elmalı)


Kale fiyha tahyevne ve fiyha temutune ve minha tuhrecun; Orada yaşayacaksınız ve orada öleceksiniz ve oradan ahiret yolculuğuna çıkarılacaksınız diye de ekledi.


26-) Ya Beniy Ademe kad enzelna aleyküm libasen yüvariy sev'atiküm ve riyşa* ve libasüt takva zâlike hayr* zâlike min âyâtillâhi leallehüm yezzekkerun;

Ey Âdemoğulları... Hakikaten size bedenselliğinizi örtecek giysi (hakikat bilgisi) ve süs-zinet olan giysi (fazlından gelen ikramlar) İNZÂL ettik... Korunma libası elbette en hayırlısıdır... İşte bu Allâh işaretlerindendir ki; belki düşünüp ders çıkarırlar. (A.Hulusi)

26 - Ey Âdem oğulları! bakın size çirkin yerlerinizi örtecek libas indirdik, hıl'at indirdik, fakat takvâ libası, o hepsinden hayırlı, bu işte Allâhın âyetlerinden, gerektir ki düşünür ibret alırlar. (Elmalı)


Ya Beniy Ademe ey adem oğulları, kad enzelna aleyküm libasen yüvariy sev'atiküm ve riyşen size katımızdan hem çıplaklığınızı örtmek, hem de zarafet ve güzellik amacı olmak üzere giysi bahşettik. Aslında giysi yapma becerisini bahşettik olarak anlamamız gerekir. Utanma duygusuna, güzellik tutkusuna bir atıftır ayet. İnsanın güzellik arayışının özünde olduğuna, insanın ta içinde bir güzellik arzusu, bir utanma duygusu, bir estetik duygusu olduğuna güzel bir atıftır ve çıplaklığında ilkellik olduğuna bir atıftır.

ve libasüt takva zâlike hayrun fakat saygınlık ve sorumluluk örtüsü var ya, işte o her şeyin üstündedir.

İşin özüne de atıf yapıyor, örtünün, süslenin ama işin ruhunu kaçırmayın. İşi zaafa döküp de mazrufu, mektubu unutmayın. Özü kabuğa feda etmeyin. İlahi emirleri ruhsuzlaştırmayın, bedeninizi örterken ruhunuzu çıplaklaştırmayın. Bedeninizi kapatırken, güzelleştirirken, ruhunuzu ve aklınızı çirkinleştirmeyin. Asıl güzellik, asıl örtü, asıl tesettür ruhunuzun, aklınızın tesettürüdür örtüsüdür. Eğer onu çırılçıplak soymuşsanız, eğer onu uryan hale getirmişseniz, bedeninizi örtmeniz bu anlamda mektubu yırtıp ta zarfı saklamanız anlamına gelir.

zâlike min âyâtillâhi leallehüm yezzekkerun; bunlarda Allah’ın ayetlerindendir. Belki insanlar ders alırlar.


27-) Ya Beniy Ademe lâ yeftinennekümüş şeytanu kema ahrece ebeveyküm minel cenneti yenzi'u anhüma libasehüma li yüriyehüma sev'atihima* innehu yeraküm huve ve kabiylühu min haysü lâ teravnehüm* inna ce'alneş şeyatıyne evliyâe lilleziyne lâ yu'minun;

Ey Âdemoğulları! Şeytan (bedeniniz), sizin ceddinizi, bedenselliği kendilerine göstermek suretiyle libaslarını (melekî kuvvelerini) onlardan soyarak cennet yaşamından çıkardığı gibi, sizi de fitneye düşürmesin! Çünkü o ve onun işlevini paylaşanlar, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler... Biz, şeytanları (şaşırtıp saptırıcı kuvveleri - beş duyuya dayanan kabulleri), iman etmeyenler için velîler kıldık. (A.Hulusi)

27 - Ey Âdem oğulları! babanızla ananızı çirkin yerlerini kendilerine göstermek için Şeytan Cennetten çıkardığı gibi sakının sizi de belâya uğratmasın, çünkü o ve kabilesi sizi sizin kendilerini göremeyeceğiz cihetten görürler, biz o Şeytanları o kimselerin velileri kılmışızdır ki imana gelmezler. (Elmalı)


Ya Beniy Adem ey ademoğulları, lâ yeftinennekümüş şeytanu kema ahrece ebeveyküm minel cenneh tıpkı atalarımızın cennetten çıkışına sebep olduğu gibi şeytanın sizi şaşırtmasına fırsat vermeyin. yenzi'u anhüma libasehüma li yüriyehüma sev'atihima cinselliklerini keşfetmeleri için her ikisinin de örtüden yoksun bırakılmasını sağlamıştık.

innehu yeraküm huve ve kabiylühu min haysü lâ teravnehüm Hiç kuşkunuz olmasın ki o ve avanesi sizin hiç fark edemeyeceğiniz bir şekilde size pusu kurmuş sizi gözetiyorlar. inna ce'alneş şeyatıyne evliyâe lilleziyne lâ yu'minun; Çünkü biz şeytanları hakkıyla iman etmeyenlere otorite kılarız.

Evet, hiç kuşkunuz olmasın ki diyor ayet, O ve avanesi sizin hiç fark edemeyeceğiniz bir yere pusu kurup sizi gözetliyor.

innehu yeraküm huve ve kabiylühu min haysü lâ teravnehüm ibaresini böyle çevirdim. Şeytan ve avanesinin, insanın hiç hesap etmediği yerde insanı gözetlemesi ve bunun da devamında; Çünkü biz diyor ayet, şeytanları hakkıyla iman etmeyenlere otorite kılarız.

Yine burada ki evliya sözcüğünü otorite biçiminde çevirdim. Şeytanlar, yani şeytani güdüler.” Ya da hemen eş anlamlı olarak onu almak lazım. Nerede şeytandan söz ediliyorsa orada insanın içindeki şeytani güdülerde söz edildiğini anlamak lazım. Şeytanın yürekteki iktidarıdır aslında bu.

İnsanın içinde bir iktidar kavgası sürer gider. İmanın ya da şeytanın iktidarı. İman ve şeytan bir birinin muhalifi olarak insan bedeninin başkenti olan kalpte iktidar savaşını sürdürürler. Aklı fikri cinselliğine takan, aklını ve fikrini cinsel güdülerine takan, ipotek eden bir insanın yüreğinde ki iktidar elbette güdülerin iktidarı, şeytrani duyguların iktidarı olur. Artık eli ayağı, gözü kulağı, dili budağı o iktidara hizmet eder. Yer yüzünü bir cinsel obje olarak algılar. Baktığı her şeyde cinsellik arar. Haz ve zevkin kulu olur, Allah’ın değil. Rızayı aramaz. Allah’ın razı oluşunun peşinden gitmez, zevklerini arar, zevkin peşinden gider.

İşte burada ifade edilen ebedi hakikatte budur ve şeytanların evliya edilmesi, onu kelime anlamıyla, hatta bugünkü kullanımıyla da alabilirsiniz. Şeytanların evliya sayılması. Veli edinmesi, efendi edilmesi, otorite edilmesinin anlamı da budur.



Devam ediyor E sayfasına geçiniz.
51. videoyu toplu olarak http://kurantefsir.wordpress.com/2011/08/04/islamoglu-kuran-tefsir-dersleri-araf-1-34-51/  bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder