B sayfasından devam
13-) Kale fehbıt minha fema yekûnü leke en tetekebbera fiyha fahruc inneke mines sağıriyn;
Buyurdu: "İn makamından!.. Bir başkasına büyüklük taslama makamı değildir bulunduğun makam! Çık! Muhakkak ki sen (böyle düşünmekle) kendini küçülttün!" (A.Hulusi)
13 - Hemen, buyurdu: in oradan ne haddine ki orada tekebbür edesin, haydi çık, çünkü sen alçaklardansın. (Elmalı)
Kale fehbıt minha Allah, “öyleyse in o bulunduğun konumdan”. Dedi. Bu iniş yüksek bir yerden iniş değil, bir tenzihi rütbe, bir rütbe söküştür.
fema yekûnü leke en tetekebbera fiyha Çünkü o makamda büyüklük taslaman senin haddine düşmez. fahruc inneke mines sağıriyn; hadi çık, git artık, çünkü sen aşağılık birisin.
14-) Kale enzırniy ila yevmi yüb'asûn;
"(İnsanların ölüm sonrasında) Bâ's olacakları güne kadar bana mühlet ver" dedi. (A.Hulusi)
14 - Bana, dedi: ba'solunacakları güne kadar mühlet ver. (Elmalı)
Kale enzırniy ila yevmi yüb'asûn; İblis dedi ki; Yeniden diriliş gününe kadar bana süre tanı, mühlet ver.
15-) Kale inneke minel münzariyn;
Buyurdu: "Muhakkak ki sen mühlet verilmişlerdensin." (A.Hulusi)
15 - buyurdu ki: hâydi mühlet verilenlerdensin. (Elmalı)
Kale inneke minel münzariyn; Allah cevap verdi; Peki sen artık süre tanınan kimselerden oldun.
16-) Kale feBima ağveyteniy leak'udenne lehüm sıratakel müstekıym;
"Yemin ederim ki, (yudillü men yeşau = dilediğine sapmayı yaşattırır; realitesince) beni sapıttırmanın sonucu olarak, onlara engel olmak için senin sırat-ı müstakimine oturacağım!" (A.Hulusi)
16 - Öyle ise dedi beni azdırmana karşılık yemin ederim ki ben de onları saptırmak için her halde senin doğru yoluna oturacağım,
Kale feBima ağveyteniy leak'udenne lehüm sıratakel müstekıym; ve iblis şöyle dedi; Mademki sen benim azıp sapmama izin verdin, literal anlamıyla motamot tam; Sen beni saptırdın, yemin olsun ki ben de senin dosdoğru yolunun üzerine onlar için pusu kuracağım. Dedi.
Beni saptırdın diyor. Allah’a iftira ediyor, suçunu kabullenmiyor. Hem suçlu, hem güçlü gözüküyor. Tercihinin sorumluluğunu üstlenmiyor. Asıl Allah’ı gücendiren bu. Hem bir tercih yapıyor, hem de tercihinin sorumluluğunu üstlenmiyor. Onun için tevbe, sorumluluğu üstlenmektir.
Yine burada bir nükte var, o nükte de; leak'udenne lehüm sıratakel müstekıym; Ben senin dosdoğru yolunun üzerine onlar için pusu kuracağım diyor. Ama şeytan şöyle bir nükte yapar biliriz, doğru yolda. Şeytan doğru yolda. Demek ki tek başına doğru yolda olmak yetmiyor. Sormak lazım niçin oradasın. Şeytan doğru yolda olur mu diyeceksiniz. Bakın işte bu sorunuza doğru cevap verebilmemiz için niçin oradasın sorusunu sormamız lazım. Herkes kendisi için de bu soruyu sorsun. İslam yolların en doğrusudur, sizde o yoldasınız. Ama ne yapıyorsunuz bu çok önemli.
Şeytan o yola oturmuş, yolda yürümek için bulunmuyor. Oysaki yollar yürümek içindir, varmak içindir, vuslat içindir. Ama o yolu amacına uygun kullanmıyor, sadece gelip geçenlerin ayağına çelme takmak için yola ters oturmuş. Doğru yola ters oturuyor. İşte problem bu. Onun için yolda neden, niçin bulunduğunuz da önemli.
17-) Sümme leatiyennehüm min beyni eydiyhim ve min halfihim ve an eymanihim ve an şemailihim* ve lâ tecidü ekserehüm şakiriyn;
"Sonra andolsun ki, onlara önlerinden (hırslarını tahrik ederek - benliklerini yücelterek hakikati inkâra sürükleyerek), arkalarından (gizli şirke yönelterek - saptırıcı fikirlerle), sağlarından (senden alıkoyacak hayırları ilham ederek) ve sollarından (kötülükleri güzel - süslü göstererek) geleceğim... Onların çoğunluğunu, verdiklerini değerlendiren olarak bulamayacaksın!" (A.Hulusi)
17 - sonra onlara önlerinden ve arkalarından, sağlarından ve sollarından sokulacağım, sen de çoğunu şükredici bulmayacaksın. (Elmalı)
Sümme leatiyennehüm min beyni eydiyhim ve min halfihim Sonra da hem doğrudan ve açıktan, hem de dolaylı ve sinsice. Ki lafzen ellerinin arasından ve arkasından anlamına geliyor, ben bu lafzi anlamın da ötesinde hem doğrudan ve önden, yani kötülüğü bile bile yaptıracağım. Eğer beceremezsem ya da daha farklı bir üslupta kullanacağım, arkadan geleceğim. Sinsice, hiç fark edemeyeceği hileler kullanacağım onu saptırmak için.
ve an eymanihim ve an şemailihim görünerek, hem de zaafları ve güdüleri kullanarak sokulacağım onlara. Yani görünerek, hem görünerek sokulacağım diyor, yani şöyle diyebiliriz; sureti haktan görüneceğim. Eymanihim, sağlardan gelir. Kelime anlamı bu. Sureti haktan görüneceğim. Yüzüme maske takacağım, bu iyidir diyeceğim, böyle yap. Senin lehine olan budur diyeceğim.
Diyeceğim ki mesela, önce açıktan geleceğim, önünden. Açıkça dünyevileştireceğim. Allah ile ilgisini koparmaya çalışacağım. Beceremedim değil mi, dedi ki ben Allahsız yapamam, her şeyimi O’na borçluyum.
Bu sefer; daha erken diyeceğim,
Gençsin diyeceğim,
İlerde yaparsın diyeceğim,
Ömrün uzun diyeceğim,
Şimdi hayatını yaşa diyeceğim, yaşlanınca başka ne işin var diyeceğim.
Onu da beceremedim değil mi? 3. sünü;
Acele et, hepsini yap,
Daha iyi ol,
En iyi Müslüman sen ol,
En büyük sen ol,
En mükemmel sen ol diyeceğim, tabii beceremeyecek. Bakacak ki olmayacak, terk edecek.
Ama terk etmedi ve dedi ki; Hayır gücüm kadar yapabilirim. Sonra Allah benim amellerime kalmadı. Asıl olan elimden gelen çabayı göstermemdir. Yoksa götüremeyeceğim yükün altına girmem değildir gibi akıllılık sergiledi, o zaman yakasını bırakmayacağım, bir başka yerden gireceğim.
Diyeceğim ki; Kusursuzsun, seni bu sefer bile aldatamadım bak, şeytana bu sefer bile yenilmedin, sen ne uyanık adamsın, sen ne güzel adamsın, seni şeytan hiç aldatamaz diyeceğim. Buna inandırırsam işte o zaman aldatmış olacağım.
Ama dedi ki; Hayır, kusursuz değilim, şeytan beni de aldatabilir. Onun için emin değilim. Onun için kendime çok fazla da güvenmiyorum, ama tetikteyim, sürekli Allah’a sığınıyorum. Onu Allah’a havale ediyorum ve onunla savaşıyorum, ateş kesmiyorum. Dedi ve yine aldatamadı, yine çekilmeyeceğim. Bir başka yerden geleceğim. Bu sefer sağlardan geleceğim.
Diyeceğim ki; Sen mükemmel birisin, su ana kadar hangi tuzaklara düşmeyen hangi insan vardır ki..! Birine düşmemişse öbürüne düştü. Oysaki sen şu ana kadar hiç düşmedin, hep dengede kaldın. Onun için sen cennete girmeyeceksin de kim girecek. Sen Allah’ı razı etmeyeceksin de kim edecek diyeceğim.
O da; Ölmeden kimseyi mutlu diye adlandırma, henüz daha ölmedim ve akıbetim meçhuldür der ve bu tuzağıma da düşmezse ona bu sefer farklı bir yöntem kullanacağım ve diyeceğim ki;
Herkes kaderine koşar, iş olacağına varır. Onun için ne yaparsan yap, kaderinde ne ise o olur.
Bunu da yemezse tabii ki bırakmayacak ama kolay kolayda bundan böyle ona diş geçiremeyecektir.
İşte şeytanın önlerden, arkalardan, sağlardan ve sollardan gelmesi buna benziyor.
ve lâ tecidü ekserehüm şakiriyn; ve sen onlardan çoğunu şükreder bulmayacaksın.
18-) Kalahruc minha mez'umen medhura* lemen tebiake minhüm leemleenne cehenneme minküm ecme'ıyn;
Buyurdu: "Çık makamından; aşağılanmış ve (hakikatini yaşamaktan) uzaklaştırılmış olarak!.. And olsun ki, onlardan kim sana tâbi olursa, kesinlikle bilin ki cehennemi topunuzla dolduracağım." (A.Hulusi)
18 - Çık oradan mezmûm, matrûd olarak buyurdu: kasem ederim ki onlardan her kim sana uyarsa kat'ıyyen ve katıbeten sizin mecmuunuzdan Cehennemi doldururum. (Elmalı)
Kalahruc minha mez'umen medhura Allah; aşağılanmış ve dışlanmış bir halde defol oradan dedi. lemen tebiake minhüm leemleenne cehenneme minküm ecme'ıyn; Onlardan kim sana uyarsa unutmayın ki cehennemi tıka basa sizden olanlarla dolduracağım. Allah öyle dedi.
19-) Ve Ya Ademüskün ente ve zevcükel cennete feküla min haysü şi'tüma ve lâ takreba hazihiş şecerete feteküna minez zalimiyn;
"Ey Âdem! Sen ve eşin cenneti yaşam ortamı edinin... İkiniz de istediğiniz yerden yeyin... (Ancak) şu ağaca (bedene - kendini beden kabullenmenin getirisine) yaklaşmayın... Nefsine zulmedenlerden olursunuz." (A.Hulusi)
19 - Veya Âdem, mesken et o Cenneti sen zevcenle de ikiniz dilediğiniz yerden yiyin ve şu ağaca yaklaşıp da zâlimlerden olmayın. (Elmalı)
Ve Ya Ademüskün ente ve zevcükel cenneh ve sana gelince ey Adem, sen ve eşin has bahçede yerleşin. feküla min haysü şi'tüma canınızın çektiği her şeyden yiyin. ve lâ takreba hazihiş şecereh ama sakın şu ağaca yaklaşayım demeyin. feteküna minez zalimiyn; sonra zalimlerden olursunuz.
20-) Fe vesvese lehümeş şeytanu liyübdiye lehüma ma vuriye anhüma min sev'atihima ve kale ma nehaküma Rabbüküma an hazihiş şecereti illâ en teküna melekeyni ev teküna minel halidiyn;
Derken şeytan, bedenselliklerini fark ettirmek için onlara vesvese verdi... Dedi ki: "Rabbinizin sizi şu ağaçtan (bedenselliğinizi yaşamaktan) yasaklamasının sebebi sizin iki melek olarak (kuvveler boyutunda) sonsuz yaşamamanız içindir!" (A.Hulusi)
20 - Derken Şeytan bunlara kendilerinden örtülmüş olan çirkin yerlerini açmak için ikisine de vesvese verdi, ve sizi rabbiniz başka bir şey için değil, sırf Melek olacağınız yahut ebediyen kalanlardan olacağınız için bu ağaçtan nehy etti dedi. (Elmalı)
Fe vesvese lehümeş şeytanu liyübdiye lehüma ma vuriye anhüma min sev'atihima Bunun üzerine şeytan onlara, o zamana kadar cinsellikleri hakkında henüz farkına varmadıkları şeyi ifşa etmek için fısıldadı.
Ben; sev'atihima yı, bu sözcüğü cinsellik olarak çevirdim ki, cinsel organdan kinaye olarak kullanıldığını söylüyor tüm müfessirler ve lügatlar. Ben bunu Mücahit, bu ifadeleri sembolik olarak alıyor unutmayın. İbn. Abbas’ın büyük öğrencisi Mücahit, büyük müfessir Mücahit bütün bu anlatılan kıssayı sembolik olarak yorumluyor ki, bu doğru bir yorumdur.
Bu sembollerle bu kıssa ile rabbimiz bize bambaşka bir hakikati ifade ediyor. Bu ifadeleri sembolik olarak yorumlayan Mücahit’e göre burada ki elbise, yani üzerinden attığı, açtığı ki cinsellikleri hakkında henüz farkına varmadıkları şeyi ifşa etmek için fısıldadı diyor ya, işte o Mücahide göre takvayı aldı. Yani Allah’a karşı sorumluluk duygusunu ve saygınlığı üzerlerinden kaldırmak istedi anlamına geliyor.
ve kale ma nehaküma Rabbüküma an hazihiş şecereti illâ en teküna melekeyni ev teküna minel halidiyn; ve dedi ki; Rabbimizin sizi bu ağaçtan uzak tutma nedeni, sadece sizler melekler gibi olmayasınız. Ya da ölümsüzleşmeyesiniz içindir.
Bakınız şeytan nasıl sağlardan geliyor, nasıl böyle mantıki konuşuyor. Sizden yanaymış gibi hatta hemen arkasından;
Devam ediyor D sayfasına geçiniz.
51. videoyu toplu halde http://kurantefsir.wordpress.com/2011/08/04/islamoglu-kuran-tefsir-dersleri-araf-1-34-51/ bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder