b sayfasından devam
{Atlanan
ayetler. (7 ve 8)
7-) İnne leke fiynnehari sebhan taviyla;
Muhakkak ki gündüz senin yoğun işlevin vardır. (A. Hulusi)
07 - Çünkü sana gündüzün uzun bir yüzüş vardır. (Elmalı)
[Ek
bilgi; İbn. Cinni bu ibareden lafza değil manaya itibar olunduğu sonucunu
çıkarır. (M.İslamoğlu-Hayat Kitabi Kuran Gerekçeli Meal Tefsir)]
İnne leke
fiynnehari sebhan taviyla Gece kalkıp vahiyle beraberlik
kuracağız, çünkü gündüz işimiz var bizim. Ne işimiz var gündüz?
Kooperatiflerimiz var, dükkanlarımız, tezgahlarımız, araba işlerimiz var,
senet, çek işlerimiz var. Gündüz bizi meşgul edenler, bizi zorlayanlar vardır.
Dinimizi bozmak üzere zorlayanlar, hayatımızı bozmak üzere zorlayanlar,
programı bozmak ü-zere zorlayanlar vardır. Müdür var, âmir var.
Ama gece
öyle değildir. Gece Rabbimizle daha bir baş başa olabiliyoruz. Aceleye de gerek
yoktur gece, çünkü bizi bekleyen birileri de yoktur. Telefon yoktur, randevu
yoktur, beklediğimiz, bekleyenlerimiz yoktur.
Meselâ
gündüz kişi namaz kılarken, zil çalacaktır, ders başlayacaktır, müşteri
girecektir, tören vardır, iş vardır, aş vardır, yemek vardır diye hızlıca işi
bitirivermeden yanadır ya, işte gece öyle değil, acele etmesine gerek yoktur.
Sakin sakin Allah dedi diye yaptığı hareketin şuurunda olacaktır kişi. Yani
daha bir Allah’ı dinleme, Allah’la baş başa olma imkânı bulacaktır kişi.
Telefon, trafik, karmaşa, randevu yok, sadece Allah’la beraberlik var.
İşte
gündüzün bozuk düzen programlarını hayra, hakka çevirebilmek için gece kalkacak
ve vahiyle beraber olacağız. Yani gündüzümüz iyi olunca gecemizi Allah’a
ayıralım değil, gündüzümüzün iyi olması için gecemizi Allah’a ayırmak
zorundayız. Gece kalkıp vahiyle beraber olabilirsek bilelim ki gündüzümüz
programsızlıktan kurtulacaktır. (Besâiru-l
Kur’an – Ali Küçük)
[İbn-i Zeyd ise şöyle izah etmiştir:
"Şüphesiz ki senin, gündüzün ihtiyaçlarını karşılaman için uzun bir
zamanın vardır. O halde geceni dinine ayır.
" İbn-i
Zeyd diyor ki: "Bu emir, gece namazının farz olduğu zamanda idi. Sonra
Allah kullarına lütfederek bu namazı hafifletti. Daha sonra ise mecburi
olmaktan çıkardı. Allah teala bu hususta şöyle buyurmuştur; "Ey
elbisesine bürünen Peygamber, gecenin birazı hariç olmak üzere kalk namaz kıl.
Gecenin yansını kalk yahut yansından biraz eksilt veya yarısından biraz fazla
kıl. Kur'an ı ağır ağır tane tane oku."
Daha sonra
ise şöyle buyurmuştur: "Ey Muhammed, şüphesiz rabbin, senin ve
beraberindeki bir gurup ashabının, gecenin üçte ikisine yakın, yarısı ve üçte
biri kadar bir müddet kalkıp namaz kıldığını bilir. Gece ve gündüzü Ölçüp ayarlayan
Allah tır. Gece ve gündüzün bütün vakitlerini hesaplayamaya-cağınızı bildiği
için Allah sizi affetti. O halde Kur'an dan kolayınıza geleni okuyun."
İbn-i Zeyd
sözlerine devamla diyor ki: "Daha sonra daha geniş bir emir geldi. Hem
müminlerden hem de ResulAllah tan gece namazının farziyetini kaldırdı. Ve
buyurdu ki: "Ey Muhammed, gecenin bir bölümünde, sadece sana mahsus nafile
namaz kıl. Muhakkak rabbin seni övülmüş bir makama erdirecektir."
(İsra/79)
Said b.
Hişam diyor ki: “Aişe (r.anh.)a ya dedim ki: "Ey müminlerin annesi,
ResulAllah’ın gece namazını bana bildirir misin?" Aişe: "Sen,
Müzzemmil suresini okumuyor musun?" dedi. "Evet." dedim. Aişe:
"Allah bu surenin baş tarafını indirdi. (Gece namazını farz kılmıştı)
ResulAllah ın sunabilen bu namazı kıldılar. Öyle ki ayaklan şişiyordu. Allah
bu surenin son kısmını on iki ay göndermedi. Sonra bu surenin sonunu
göndererek gece namazını hafifletti. Gece namazı kılmak farz iken nafile
oldu."(Taberi tefsiri)]
[Gece, nasıl Güneş'in parazit
oluşturan ışınımı Dünya'nın arka yüzünde kaldığı için kesiliyor ve kısa dalga
yayın çok net alınabiliyorsa; insan beyni de, özellikle gece yarısı ve
sonrasında çok hassas hâle gelir ve kuvveti artar. Bu hem alıcılık (ilham)
yönünden böyledir; hem de vericilik yani "dua" yönünden böyledir.
"İslâm Dini"nde gecenin önemi buradan ileri gelir. (A.
Hulusi- İbadet hakkında)]
[Ek bilgi; GECE EHLİNE;
Ey kulum Gece bana aittir,
okunan Kur’an a ait değildir. Gece bana hamd etmeye ve övgüye değil bana
aittir.
Allah şöyle buyurur; Gündüz senin uzun meşguliyetin vardır. (Müzzemmil/7)
Geceyi gerçekte benim olduğu gibi sen de baha tahsis et. Çünkü ben gece inerim.
Gündüz işlerinle ilgilenirken seni görmüyorum. Gece seni arayıp indiğimde ise
seni dinlenmek için uyuyor bulurum. Dünya hayatında ise sadece gece ve gündüz
vardır. Seni gündüz bulamadım. Onu sana bırakmış ve gündüz sana inmemiştim.
Gündüzü sana teslim etmiştim. Geceyi ise benim yaptım. Böylece sana hitap
etmek, seninle konuşmak ve ihtiyaçlarını gidermek için gece sana indim. Yine
seni uyur buldum. Beni sevdiğini iddia edip benim katımı tercih ettiğini
söylemene rağmen bana karşı edepsizlik yaptın. Artık önümde ayağa kalk ve
benden iste ki istediğin şeyi sana vereyim.
Geceleyin seni Kur’an oku diye
kalkmanı istemedim. Ki onun anlamlarıyla ilgileniyorsun Kur’an ın anlamları
seni benden ayırır. Bir ayet seni cennetime ve orada velilerime hazırladığım
şeylere götürür. Peki sen cibinliklerde ki hurilerle cennetimdeyken ben nerede
kaldım?
Onlar inci ve Mercana benzer. (Rahman/58)
Onlar minderleri ibrişimden olan sedirlere yaslanırlar.
(Rahman/54)
Tatlı ve hoş bir su içirilir onlara. (Mutaffifin/27)
Bir ayet seni meleklerin
karşısında durdurur Onlar her kapıdan sana gelir ve sabrınıza karşılık size selam olsun, ne güzel yer burası.
(R’ad/24) derler.
Başka bir ayet ise sana
cehennemi bildirir. Cehennemde bana isyan eden ve şirk koşanlara hazırladığım
şeyleri görürsün. Bu gibi insanlar;
Zehir ve kaynamış su içindedir ne soğuk ve ne de rahatlatıcı.
(Vakıa/42-44)
Hayır onlar humame’ye atılır sen onu nereden bileceksin Kalplere
ulaşan Allah’ın yakıcı ateşi. O taeş onlara musallat olmuştur. Uzatılmış
direkler içinde. (Hümeze/4 – 8)
Ey kulum sen bu ayeti okuyup
düşünce ve himmetinle bazen cennette, bazen de cehennemdeyken ben nerdeyim?
Başka bir ayet okur ve o ayet
seni şu ayette bildirilen Karia’ya götürür.
Karia’nın ne olduğunu nereden bileceksin, o gün insanlar saçılıp
çekirgeler gibidirler. Dağlar hallaç pamuğu gibi atılır.
(Kari’a/1-5)
Bu hali anlatan başka bir ayet
ise şudur;
Onu gördükleri gün hamile her kadın taşıdığını düşürür, İnsanları
sarhoş görürsün, halbuki sarhoş değillerdir. Allah’ın azabı çok şiddetlidir.
(Hac/2)
O gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve oğlundan
kaçar. Herkesin o gün kendisini ilgilendiren işi vardır.
(‘Abese/34-37)
O gün arşı sekiz meleğin
taşıdığını görürsün ve o gün rablerine arz olunurlar. Gece bana ait iken (sen
Kur’an okurken bütün bunları düşündüğün halde) Ben nerede kaldım?
Ey kulum Gündüz senin işlerin
vardır. Gecede ise Kur’an okumanın sana verdiği cennet, cehennem ve amellerin
sunumu vardır Sen ise Ahiret-Dünya-berzah arasında gidip gelirsin. Binaenaleyh
sadece benimle kalmak için ayırdığın vakti de kendine ayırmış oldun. Ey Kulum
gece benimdir, övgü ve sena için değildir. Sen;
Onlar Allah’ın nimet verdiği peygamberler, doğrular, şehitler ve
salihler ile beraberdir (Nisa/69) ayetini okursun Böylece okurken
onları görürsün. Makamlarını, hallerini ve;
“Mü’min erkek ve kadınlara, ibadet eden kadın ve erkeklere, doğru sözlü
olan erkek ve kadınlara, ürperen erkek ve kadınlara, sadaka veren erkek ve
kadınlara, oruç tutan erkek ve kadınlara.” (Ahzab/35) verdiğim şeyleri
düşünürsün. Böylece kitabımda övdüğüm her grup karşısında övgü ve hamd ederek
durursun.
Peki (sen bunları yaparken)
ben nerede kaldım? Hani benimle baş başa kalacaktın?
Muhakkik ariften başka hiç
kimse beni bilememiş; “Gece benimdir” sözümün değerini kavramamış ve sana niçin
gece indiğimi anlayamamıştır. Böyle bir arifle bir kardeşi karşılaştığında
kendisine şöyle der, “Kardeşim, rabbinle baş başa kaldığında beni hatırla.”
(bana dua et) der. Söz konusu arif kul şöyle yanıt verir; “Seni hatırlarsam
O’nunla yalnız kalamam ki” Böyle bir arif Benim gece yakın göğe inmemin
değerini, niçin indiğimi ve kimi istediğimi anlayabilir. Ben de kitabımı kendi
diliyle ona okurum, o da dinler. İşte benim gece sohbetim budur. O kul ise
benim kelamımdan haz alır. Kul; Kur’an ın anlamlarıyla sınırlı kaldığında ise
fikri ve düşüncesiyle benden uzaklaşmıştır.
Yapması
gereken şey bana kulak vermek, kulağını benim sözümü(dinlemek üzere)
boşaltmaktır. Böyle yaptığında bu okuyuşta kendisine okuduğum ve duyurduğum
gibi, sözümü ona açıklayan ve anlamını aktaran (tercüman) olurum.Benim onunla
gece sohbetim budur. Böylece bilgiyi kendi düşünce ve değerlendirmesinden değil
(doğrudan) benden alır. (İbn. Arabi- F. Mekkiye C:2/233-234)]
8-) Vezkürisme
Rabbike ve tebettel ileyhi tebtiyla;
Rabbinin ismini zikret (hatırla) ve her şeyden kesilip sırf O'na yönel! (A. Hulusi)
08 - Hem rabbinin ismini an ve masivâdan kesilerek ona
çekil. (Elmalı)
[Ek
bilgi; Veya “(uyku ihtiyacını gidereceğin)uzun bir zaman var. (M.İslamoğlu-Hayat
Kitabi Kuran Gerekceli Meal Tefsir)]
Vezkürisme
Rabbike ve tebettel ileyhi tebtiyla Allah’ın adını an!
Allah’ın adını zikret! Peki Rabbimizin zatını ansak, kendini zikretsek olmaz
mı? Kendini bilmem ki ben! Zatını bilemem ki ben! Biz Rabbimizi ancak
kendisini, zatını bize anlattığı isimleriyle, esmâsıyla ve sıfatlarıyla
tanıyoruz. Biz kendini bize tanıttığı isimleriyle Rahmân, Rahîm, Hannân,
Mennân, Gaffâr, Rezzâk, Settâr, Tevvâb, yenilmez-yanılmaz biliriz. İşte Rabbimizi
O’nun kendisini tanıtırken bize haber verdiği bu isimleriyle zikredeceğiz.
“Rabbinin
adını an! Rabbinin ismini zikret!” Peki nerede? Ne zaman? Rabbimizin adını
sadece yemeğin başına otururken değil, sadece eve girerken, para saymaya
başlarken, dükkanın kapısını kilitlerken, ampulü sıkarken veya sökerken, gemi
batarken, uçak sallanınca veya sadece hastalanınca, kaybedince değil, sürekli
anacağız, zikredeceğiz.
Hangi konuda
bocaladık? Hangi konuyu yaşıyorsak veya hangi ortamdaysak, hangi konunun ortamında
bulunuyorsak, yani neyin insanıysak o konudaki Rabbimizin ismini zikrederek
Rabbimizden yardım isteyeceğiz. Meselâ o anda rızık konusunu mu yaşıyoruz? Yani
rızık konusunda bir çıkmazı mı yaşıyoruz? Rabbimizden rızık isteme makamında
mıyız? O zaman ya Rezzâk diyerek Rabbimizin adını zikredeceğiz. (Besâiru-l
Kur’an – Ali Küçük)}
9-) Rabbulmeşrikı velmağribi lâ ilâhe illâ HUve
fettehızHU Vekiyla;
Rabbidir doğunun (parlayıp
açığa çıkanın) ve batının (sönüp yok olanın)! Tanrı
yoktur; sadece HÛ"! O hâlde O'nu vekîl edin! (A. Hulusi)
09 - O maşrık u mağribin rabbi, başka tanrı yok ancak o, o
halde yalnız onu tut vekîl. (Elmalı)
Rabbulmeşrikı
velmağrib O Kur’an ın rabbi, daha doğrusu insanın rabbi; doğunun ve
batının rabbidir. Niye böyle bir ayet geldi? Gerçekten manidar ve ben de bu
ayetin buradaki manalarını asla tümüyle söyleyemem.
lâ ilâhe illâ HU
O’ndan başka tapılmaya layık hiçbir varlık yoktur. O’ndan başka hiçbir varlık
kulluğa layık değildir. Senin kulluğuna layık değildir. Senin kulluğun değerlidir
ey insan. Birine kul olacaksan eğer, bir kapıya kul olacaksan bu kapı Allah’ın
kapısı. Çünkü Allah insanı istismar etmeyen tek varlıktır. fettehızHU Vekiyla o halde artık sadece O’nu vekil edin. Sadece
O’na yaslan, sadece O’na dayan, sadece O’na sığın, sadece O’nu sığınak,
barınak, tutamak bil. Eğer ömür denizinde fırtına koparsa, sığınacağın liman
Allah’ın limanı olsun ey insan.
Rabbulmeşrikı
velmağrib bu ibareye gözüm takıldı. Doğunun ve batının rabbi. Acaba
doğu ve batı o zaman iki süper güç olan İran ve Bizans’a tekabül etmesin?
Mümkindir. Yani ne İran’ın, ne Bizans’ın hiçbir süper gücün değildir yer
yüzünde ki insanın kulluk edeceği kapı Allah’tır. Süper güç Allah’tır diyor.
Süper güç İran değil, Bizans değil. Süper güç İmparatorlar değil. Süper güç
süper devletler değil Allah’tır.
Kur’an ın
neresinde meşrık ve mağrıp gelirse birlikte bu her yer anlamına gelir. Yani
Allah her yerin Allah’ı. Tabii ki burada Rab ismi geliyor rab sıfatı geliyor,
çünkü bu ayetler Allah’ın rububiyetiyle ilgili. Gece kalkma emri terbiye ile
ilgilidir. Kur’an okuma emri terbiye ile ilgilidir. Bütün bunlarla rabbimiz
rububiyetini kul üzerinde tecelli ettiriyor ve bizi terbiye ediyor. Maksatta
budur. Bizim daha iyi olmamız, kemale doğru ulaşmamız ma huliga lehimizi, yaratılık
maksadımızı gerçekleştirmemizdir. Razi diyor ki, şimdi aklıma geldi; hiçbir
kulun kalemi bu ayeti tefsir etmeye gücü yetmez. İlginçtir.
Devam ediyor d
sayfasına geçiniz
Müzemmil
suresini toplu olarak BURADA
bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder