C sayfasından devam.
16-)
Kale Rabbi inniy zalemtü nefsiy fağfir liy feğafere leh* inneHU
"HU"vel Ğafûrur Rahıym;
"Rabbim!
Doğrusu ben nefsime (hakikatime) zulmettim (kendimi beden
dünyasına ait kabullenmekle), beni mağfiret
et!" dedi (Musa)... (Rabbi de) Onu mağfiret etti. Kesinlikle "HÛ" Ğafûr'dur,
Rahıym'dir. (A.Hulusi)
16 - Ya
rab dedi: doğrusu ben nefsime yazık ettim, artık mağrifetinle benim suçumu ört:
o da mağrifet buyurdu, hakikat o, öyle gafur öyle rahîmdir. (Elmalı)
Kale
Rabbi inniy zalemtü nefsiy fağfir liy Rabbim dedi bu olayın
ardından. Ben kendime kötülük ettim, ben kendime zulmettim ne olur beni affet, feğafere leh Evet, bunun üzerine Allah onu
affetti. Gönülden bir tevbe, gönülden bir af isteği, gönülden bir istiğfar ve
arkasından gelen af. Aslında neye vurgu yapıldığı bir kez daha ortaya çıkıyor.
Tabii burada ilahi hikmetin
tecellisine bakınız. Peygamber adayı olarak seçildiği daha önce vurgulanmıştı.
Hatta doğumunda. Daha önce o ayeti işledik. Ben onu Resullerden biri kılacağım
diyordu rabbimiz annesine. Yani aday adayı. Fakat öyle ağır acılardan geçiyor
ki adeta, önce mutlak ölümden döndürülüp sarayda büyütülüyor. Zikzaklar Hz.
Musa’nın hayatında. Bir iniş bir çıkış. Ondan sonra sarayda büyümüş, belki
tahtın varisi olan bir preslikten çobanlığa. Aç susuz yolculuğa. Yani öyle
hayatı iniş ve çıkış. Adeta gergef gergef dokunuyor. Adeta Hz. Musa’nın ruhu
iki tarafa gerilmiş tın tın öttürülüyor. Yani eğitiliyor. İlahi terbiye onu
böyle yüceltiyor.
inneHU
"HU"vel Ğafûrur Rahıym çünkü O, evet O’dur sonsuz
merhametiyle sınırsız bağışlayıcı olan. İnsan peygamber, bu ayetlerde aynı
zamanda Resulallah’ın peygamber tasavvuru da inşa ediliyor. Tabii hepimizin.
17-)
Kale Rabbi Bima en'amte aleyye felen ekûne zahiyren lilmücrimiyn;
(Musa) dedi ki:
"Rabbim, varlığımdaki nimetlerine yemin ederim ki, (aidiyet duygusuna kapılarak)
suçlulara asla arka çıkmayacağım." (A.Hulusi)
17 - Ya
rab! Dedi: bana olan bu in'amın hakkı için artık mücrimlere aslâ zahîr olmam.
(Elmalı)
Kale
Rabbi Bima en'amte aleyye felen ekûne zahiyren lilmücrimiyn Rabbim
dedi yine Hz. Musa; Bahşettiğin nimet hakkı için suçlu ve haksız kimselere
bundan böyle asla arka çıkmayacağım. Evet, demek ki haksızmış İbrani olan.
Zalim, bizden gerekçesiyle arka çıkmam bundan böyle.
Belki de 56. ayetle bir irtibatı
olsa gerek İnneke
lâ tehdiy men ahbebte (56) yani sen sevdiğini doğru yola
iletemezsin. Ayetiyle bir atıf olsa gerek arasında bu olayın. Yani ben sevsem
bile eğer sen sevmiyorsan, sen hidayet etmiyorsan ben onu desteklemem, yani bu
manada. Onun arkasında durmam.
18-)
Fe asbeha fiyl mediyneti haifen yeterakkabu feizellezistensarehu Bil emsi
yestasrihuh* kale lehu Musa inneke leğaviyyün mubiyn;
(Musa) şehirde (etrafı) gözetleyerek korku
içinde sabahladı... Bir de ne görsün, dün kendisinden yardım isteyen (yine) Ona feryat ediyor...
Musa ona dedi ki: "Muhakkak ki sen apaçık bir azgınsın!" (A.Hulusi)
18 - Derken
şehirde korku içinde sabahı etti gözetiyordu, baktı ki dün kendisinden yardım
isteyen ona yine feryat ediyor, Musâ ona besbelli sen yaramazsın dedi. (Elmalı)
Fe
asbeha fiyl mediyneti haifen yeterakkabu ertesi sabah o kentte
endişe ile etrafı kolaçan ederek dolaşıyordu. feizellezistensarehu
Bil emsi yestasrihuhu fakat o da nesi dün ondan yardım isteyen adam
kendisini yine yardıma çağırmasın mı? kale lehu Musa
inneke leğaviyyün mubiyn Musa ona dedi ki; Besbelli ki sen iyice
sapıtmışsın, yoldan çıkmışsın dedi.
19-)
Felemma en erade en yebtışe Billeziy huve adüvvün lehüma, kale ya Musa etüriydü
en taktüleniy kema katelte nefsen Bil' ems* in türiydü illâ en tekûne cebbaren
fiyl Ardı ve ma türiydü en tekune minel muslihıyn;
(Musa) ikisinin de düşmanı
olanı (kendi halkından olana tekrar yardım
amaçlı olarak) yakalamak isteyince, (o kişi) dedi ki: "Ey
Musa... Dün birini katlettiğin gibi beni de mi öldürmek istiyorsun? Sadece bir
zorba olmak istiyorsun buralarda; işleri düzeltmek gibi bir arzun yok!" (A.Hulusi)
19 - Deyip
de o ikisinin bir düşmanı olan herifi yakalayıvermek isteyince: ya Musâ dedi:
dün bir adamı öldürdüğün gibi benî de öldürmek mi istiyorsun, ara
düzelticilerden olmak istemeyip de yer yüzünde bir zorba mı olmak istiyorsun.
(Elmalı)
Felemma
en erade en yebtışe Billeziy huve adüvvün lehüma fakat bir yandan da
her ikisinin ortak düşmanı olan kimseyi yakalamaya girişmişti. Yani hem öyle
diyor, hem de hala o bulaşık, demek ki o “bizden” duygusu hala alttan alta var.
Hala temizlenmemiş o duygu. Hem haklıyı haksızı biliyor. Ama buna rağmen içgüdü
ile, refleksif bir davranışla yine de o kendi milliyetinden olan adamın
düşmanını yakalamaya seyirtti, koştu.
kale
ya Musa etüriydü en taktüleniy kema katelte nefsen Bil' ems O kişi
ey Musa dedi. Daha dün öldürdüğün adam gibi beni de mi öldürmek istiyorsun? in türiydü illâ en tekûne cebbaren fiyl Ardı ve ma türiydü
en tekune minel muslihıyn anlaşılan senin tek arzun haksızlıkları
gideren ve düzelten biri olmak değil, ülkenin başına zorba kesilmen. Yani bir
yerde yönetenleri kastederek, sen de eğitildiğin saraydakilerin yoluna mı
uyuyorsun dercesine böyle bir uyarıda bulundu.
Bu ikinci sınav aslında işin
bilgisine sahip olmasına rağmen işin hala içine yatmamış olmalı. Yani hala işin
ahlaki boyutunda problem var. O halde ne gerekli? Çok sıkı bir eğitime
göndermek gerekli. Madem pırıl pırıl
edecek Allah onu, çünkü nübüvveti onun üstüne inşa edecek. Peygamberler
peygamber olmadan önce, yani tertemiz kılınırlar da onun üzerine inşa
edilirler, eğitilirler, saflaşırlar, temizlenirler.
Evet o halde ciddi bir eğitim ve
terbiyeden geçmek üzere Medeyn’li öğretmenin eline seni göndereyim. Zımnen
rabbimizin dediği bu aslında ve arkasından gelen ayetlerde de bunu görüyoruz
zaten.
20-)
Ve cae racülün min aksal mediyneti yes'a* kale ya Musa innel melee ye'temirune
Bike li yaktüluke fahruc inniy leke minen nasıhıyn;
Şehrin
uzak ucundan bir adam koşarak geldi... Dedi ki: "Ey Musa! Şehrin ileri
gelenleri, senin öldürülmen konusunu tartışıyorlar... Kaç buradan... Şüphesiz
sana öğüt verenlerdenim." (A.Hulusi)
20 - Şehrin
öte başından bir adam da koşarak geldi: Musâ dedi: haberin olsun heyet, seni
öldürmek için hakkında emri müzakere ediyorlar, hemen çık! Ben cidden senin
hayırhahlarındanım. (Elmalı)
Ve cae
racülün min aksal mediyneti yes'a işte bu sırada kentin öteki
ucundan bir adam koşarak geldi. kale ya Musa innel
melee ye'temirune Bike li yaktüluk ey Musa dedi soylular seni
öldürmek için hakkında görüşme yapıyorlar.
Burada suikast hazırlığı için
belki de. Belki açıkça bir öldürme hükümle bir öldürme bilmiyoruz ama, Hz.
peygamber için müşriklerin yavaş yavaş düşündükleri suikasti de ima eder
bir tarz görüyoruz, üslup görüyoruz.
Çünkü bu zaman dilimi içerisinde müşrikler artık Resulallah’tan kurtulmak için
ona suikast düzenlemek gibi bir düşünceyi tartışıyorlardı.
fahruc
inniy leke minen nasıhıyn derhal burayı terk et ve şunu da unutma ki
ben senin iyiliğini isteyen biriyim dedi.
21-)
Feharece minha haifen yeterakkab* kale Rabbi necciniy minel kavmiz zâlimiyn;
Bunun
üzerine (Musa)
korkarak, (etrafı) gözetleyerek oradan çıktı... (Musa) dedi ki: "Rabbim, zâlim toplumdan beni kurtar!"
(A.Hulusi)
21 - Derhal
oradan korku ile çıktı gözetiyordu, dedi: ya rabbi! kurtar beni bu zalim kavimden.
(Elmalı)
Feharece
minha haifen yeterakkab* kale Rabbi necciniy minel kavmiz zâlimiyn
bunun üzerine korku dolu gözlerle etrafı gözetleyerek orayı terk ederken bir
yandan da rabbine şöyle yalvarıyordu. necciniy
minel kavmiz zâlimiyn ey rabbim beni bu zalim toplumun elinden kurtar.
22-)
Ve lemma teveccehe tilkae Medyene kale asâ Rabbiy en yehdiyeniy sevaessebiyl;
Medyen
(Şuayb a.s.ın memleketi) tarafına yöneldiğinde (Musa) dedi ki: "Umulur ki Rabbim, düzlüğe çıkartır!" (A.Hulusi)
22 - Vaktâ
ki Medyen cihetine yöneldi, ola ki rabbim beni düz yola çıkara dedi. (Elmalı)
Ve
lemma teveccehe tilkae Medyene kale asâ Rabbiy en yehdiyeniy sevaessebiyl
ve Medyen’e doğru yola koyulurken umarım rabbim beni doğru bir yola yönlendirir
dedi.
Meyden halkı Arapların amoid
kolundan olan bir halk. Hem ırk, hem dil olarak İbranilerle aynı kökenden.
Bugünkü Amman vadisinde yaşıyorlar, Mısır’a mücavir, bağımsız bir bölge aynı
zamanda. Yani Hz. Musa Resmi Mısır sınırları dışına çıkarak onların elinden
kurtulmak istiyor ve bu iş için en müsait, en uygun toprak Meyden toprağı. Onun
içinde orayı tercih ediyor.
23-)
Ve lemma verade mae Medyene vecede aleyhi ümmeten minenNasi yeskun* ve vecede
min dunihimümraeteyni tezûdan* kale ma hatbüküma* kaleta lâ neskıy hatta
yusdirer ri'aü ve ebuna şeyhun kebiyr;
(Musa) Medyen su kuyularına
ulaşınca, hayvanlarını sulayan bir grup gördü. Az ötede de iki kız,
hayvanlarını sulamak için sıra bekliyordu. (Musa) sordu: "Nedir derdiniz ne bekliyorsunuz?"
Dediler ki: "Çobanlar sulayıp dönene kadar biz sulayamayız... Babamız da
çok ihtiyardır bu işe gelemez!" (A.Hulusi)
23 - Ve
vaktâ ki Medyen suyuna vardı, üzerinde bir küme insan buldu suluyorlar,
ötelerinde de iki dişi ehli buldu sakınıp duruyorlar, derdiniz nedir? Dedi
«biz: çobanlar çekip gitmeyince sulamayız ve bizim babamız büyük bir pirdir»
dediler. (Elmalı)
Ve
lemma verade mae Medyene vecede aleyhi ümmeten minenNasi yeskun Musa
Meyden sularına ulaşınca orada hayvan sulayan bir grup insanla karşılaştı. ve vecede min dunihimümraeteyni tezûdan ve
onların az ötesinde iki kadın hayvanlarını tutmaya. Tezudan; yani sahip olmaya
engellemeye, dağılmaktan korumaya çalışıyorlardı.
kale
ma hatbüküma onlara dedi ki size nasıl yardımcı olabilirim. Yani
aslında lafzen arzunuz nedir, ne arıyorsunuz burada, ne istiyorsunuz anlamına
gelse de işlev olarak size nasıl yardımcı olabilirim dedi.
kaleta
lâ neskıy hatta yusdirer ri'a onlar bu çobanlar işini bitirip
ayrılıncaya dek biz hayvanlarımızı sulayamıyoruz dediler. Şikayet eder gibi bir
tavırla. ve ebuna şeyhun Kebiyr ve bir de
açıklama yaptılar. Yani arada tabii ki veciz ifade, Kur’an ın veciz beleğatı
gereği, neden biz geldik, bir erkeğimiz yok muydu diye soracak olursan, öyle
düşünürsen; Babamız var ama o da çok yaşlı biri dediler.
24-)
Feseka lehüma sümme tevella ilezzılli fekale Rabbi inniy lima enzelte ileyye
min hayrin fakıyr;
Bunun
üzerine (Musa),
onlar namına suladı... Sonra gölgeye geri dönüp niyaz etti: "Rabbim,
şüphesiz ki, bana nasip ettiğin hayırdan (kaçıp
kurtulduktan) sonra, çok yoksul kaldım!" (A.Hulusi)
24 - Bunun
üzerine ikisine sulayıverdi, sonra gölgeye çekildi de «ya rabbi! dedi: ben
cidden bana indirdiğin hayırdan dolayı bir fakirim».(Elmalı)
Feseka
lehüma bunun üzerine Musa onların hayvanlarını onların yerine
suladı. sümme tevella ilezzılli fekale Rabbi inniy
lima enzelte ileyye min hayrin fakıyr ardından gölgeye çekilip şöyle
yalvardı. Rabbim bana bahşedeceğin her hayra öylesine muhtacım ki..!
Evet, bu dua Resulallah’ın Taif
dönüşü Mekke’ye girmeden önceki duasına benziyor. “Allah’ım gücümün tükendiğini
sana arz ediyorum. Kuvvetimin azaldığını, bitmek üzere olduğunu sana arz
ediyorum. İnsanlardan bıkıp usandığımı sana arz ediyorum. Beni kimlerin eline
bıraktın Allah’ım.” Diyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder