D
sayfasından devam
70-) Ve eradu Bihi keyden fecealnahümül
ahseriyn;
Ona bir
tuzak kurmak istediler; onların yaptığını geçersiz kıldık! (A.Hulusi)
070 - Ona
bir dolap kurmak istediler, biz de daha ziyade kendilerini hüsrâna düşürdük. (Elmalı)
Ve eradu Bihi keyde işte onlar İbrahim’e
karşı bir düzen kurmak istediler. fecealnahümül
ahseriyn fakat biz onların düzenini boşa çıkardık.
71-) Ve necceynahu ve Lutan ilel Ardılletiy
barekna fiyha lil alemiyn;
Biz Onu
(İbrahim'i) da
Lût'u da, insanlar için bereketlendirdiğimiz o bölgeye eriştirip, kurtardık.
(A.Hulusi)
071 - Ve
onu Lût ile beraber kurtarıp içinde âlemîne bereketler verdiğimiz Arza
çıkardık. (Elmalı)
Ve necceynahu ve Lutan ilel Ardılletiy barekna
fiyha lil alemiyn dahası onu ve yeğeni Lut’u oradan kurtararak bütün
milletler için mübarek kıldığımız yurda ilettik. Ki bu yurt Hz. İbrahim’in
Harran üzerinden gittiği Filistin’di. Burada dile getirilen de Hz. İbrahim’in
büyük hicreti Filistin’e olan hicretiydi.
Hz. Lut, kardeşi Hâran’ın oğlu
olarak geçmiş tarihi kayıtlara. Ki Hz. İbrahim’in yeğeni olur. Kutsal topraklar
insanlığın ortak değerleridir diyor bu ayet görüyorsunuz değil mi. Yani aslında
burada lil alemiyn, tüm insanlığı. Buradaki alemiyn’in en doğru karşılığı
budur, ortak değerleri. Onun için bu o insanlığın ortak değerlerine herhangi
bir kavmin, kavmiyetçilik adına sahip çıkması bu ayetin de medlulüne aykırı
olur.
72-) Ve vehebna lehu İshak* ve Ya'kube
nafileten, ve küllen ce'alna salihıyn;
Biz Ona
İshak'ı bağışladık, fazladan da Yakup'u verdik... Hepsini sâlihler kıldık.
(A.Hulusi)
072 - Ve
ona İshak’ı ihsan ettik, fazla olarak Yakup’u da ve her birini salihînden
kıldık. (Elmalı)
Ve vehebna lehu İshak* ve Ya'kube nafileten
Hemen bu ayete geçmeden bir şey
daha ekleyeyim; Yahudilerin Tevrat’ta ki bazı metinleri vaat edilmiş topraklar
anlayışını sadece kendilerine vaat edilmiş olarak algılamaları da bu ayetin
reddettiği şeylerden biridir. Çünkü kutsala hürmet gösteren tüm insanların
ortak mirasıdır o.
Ve vehebna lehu İshak* ve Ya'kube nafileten
ve ona bir armağan olarak, Nafile; armağan demek, fazladan yapılan şey demek,
hediye demektir. Armağan olarak İshak’ı ve onun oğlu Yakub’u bahşettik. ve küllen ce'alna
salihıyn ve onların hepsini kişilik ve erdem sahibi kıldık.
73-) Ve ce'alnahüm eimmeten yehdune Bi emriNA
ve evhayna ileyhim fi'lel hayrati ve ikamas Salâti ve iytaez Zekâti, ve kânu
lena abidiyn;
Onları
hükmümüzce hakikate erdiren önderler kıldık... Onlara hayırlı işler yapmayı,
salâtı ikame etmeyi ve zekât vermeyi vahyettik... Kulluklarının farkında
lığında idiler. (A.Hulusi)
073 - Ve
hepsini emrimizle yol gösteren imamlar ettik ve kendilerine hayırlar işlemeği,
namaz kılmayı zekât vermeyi, vahy eyledik ve hep bize âbid idiler. (Elmalı)
Ve ce'alnahüm eimmeten yehdune Bi emriNA
ve onları talimatlarımız çerçevesinde herkese doğru yolu gösteren önderler
yaptık. ve
evhayna ileyhim fi'lel hayrati ve ikamas Salâti ve iytaez Zekât
nitekim onlara hayırlı işler yapmalarını, salâtı ikame etmelerini, Allah’a
karşı esas duruşlarını korumalarını, arındırmak ve arıtmak için gerekli bedeli
ödemelerini ve
kânu lena abidiyn ödemelerini vahy ettik. Nihayet onların tümüde
bize kulluk eden kimselerdi.
74-) Ve Lutan ateynahu hukmen ve ılmen ve
necceynahu minel karyetilletiy kânet ta'melül habais* innehüm kânu kavme sev'in
fasikıyn;
Lût'a (gelince), Ona bir hüküm ve
bir ilim verdik... Onu çirkin şeyleri işleyen o kentten kurtardık... Muhakkak
ki onlar bozuk inançlı, kötü bir kavim idi. (A.Hulusi)
074 - Lût,
ona da hüküm, bir ilim verdik ve onu habasetler işleyen o karyeden kurtardık,
hakikat onlar kötü, fasık bir kavım idiler. (Elmalı)
Ve Lutan ateynahu hukmen ve ılme
Lut’a da sağlam bir muhakeme ve onunla sıradan bilgileri ilme dönüştürecek bir
yetenek bahşettik.
Evet, Hükm. Tüm alternatifleri
içeren şıkları, tek bir şıkka indirgemek demek. En doğru şıkkı. Hikmet ise bu
işlemi mümkün kılan yeteneğin adıdır. İlim; Mekayis sahibi tarafından şöyle
tarif edilmiş ; Bir şeyi ona ait olmayandan seçip ayırmaya yarayan bir iz bir
alamet, bir eser demiş. Bütün bu tarifleri bir araya getirdiğimizde sıradan bilgilerin
ilim olması için çevrim istasyonunun, yani muhakemenin şart olduğunu görüyoruz.
Çevrim istasyonundan geçirilmesi lazımdır. İşte buna hikmet adını veriyor
vahiy. İlahi inşa projesi olan vahiy; insan zihninde bu çevrim istasyonunu inşa
eden bir ilahi projedir. Dolayısıyla biz bu çeviriyi onun için böyle yaptık.
ve necceynahu minel karyetilletiy kânet
ta'melül habais ve onu çirkin eylemleriyle tanınan malum kentten
kurtardık. innehüm
kânu kavme sev'in fasikıyn çünkü onlar yoldan çıkmış yoz bir kavimdi.
75-) Ve edhalnahu fiy rahmetiNA* innehu mines
salihıyn;
Onu
rahmetimize kattık... Muhakkak ki O sâlihlerden idi. (A.Hulusi)
075 - Onu
ise rahmetimize idhal eyledik, çünkü o cidden salihînden idi. (Elmalı)
Ve edhalnahu fiy rahmetiNA ama Nuh’a
bir şey olmadı, onu rahmetimizle kuşatmıştık. innehu mines salihıyn zira o
erdemli kimselerdendi.
76-) Ve Nuhan iz nada min kablü festecebna lehu
fenecceynahu ve ehlehu minel kerbil azıym;
Nuh...
Hani daha önce bize yönelmişti de, Ona icabet etmiş; (böylece) Onu ve ehlini o
aziym sıkıntıdan kurtarmıştık. (A.Hulusi)
076 - Nuh’u
da, zira mukaddemâ nidâ etmişti, biz de duâsını kabul ettik de kendisini ve
ehlini büyük bir sıkıntıdan kurtardık. (Elmalı)
Ve Nuhan iz nada min kablü festecebna leh
onlardan çok daha önce Nuh’ta bize yalvarmış bunun üzerine bizde onun duasını
kabul etmiştik.
Ve kale Nuhun Rabbi lâ tezer 'alel Ardı
minelkafiriyne deyyara; (Nuh/26)
İnneKE in tezerhüm yudıllu 'ıbadeKE ve lâ
yelidû illâ faciren keffara; (Nuh/27) diyorduya bu ayetlerde. Yani
Ya rabbi dedi onlardan yeryüzünden bir tek insan bırakma. Ne kadar canına tak
demişse, o bir ömür boyu uğraş ve çaba sonucunda hala küfürde inat etmelerine
karşın Hz. Nuh işte bunu söyledi. Eğer onlardan yer yüzünde bir kişi bırakacak
olursan onlar insanları yine sapmaya devam ettirecek demişti. O duaya bir atıf
yapıyor bu.
fenecceynahu ve ehlehu minel kerbil azıym en
sonunda onu ve onun yakınlarını büyük bir beladan kurtarmıştık.
77-) Ve nesarnahu minel kavmilleziyne kezzebu
Bi âyâtiNA* innehüm kânu kavme sev'in fe ağraknahüm ecme'ıyn;
Ona,
kendilerindeki işaretlerimizi yalanlayan halka (karşı) yardım etmiştik...
Muhakkak ki onlar kötü bir topluluk idi... Biz de onların hepsini birden suda
boğduk. (A.Hulusi)
077 - Ve
âyetlerimizi tekzip eden kavimden öcünü aldık, hakikat onlar kötü bir kavim
idiler, biz de hepsini birden gark ettik. (Elmalı)
Ve nesarnahu minel kavmilleziyne kezzebu Bi
âyâtiNA yine ona ayetlerimizi yalanlamakta ısrar eden bir topluma
karşıda desteklemiştik. innehüm kânu kavme sev'in zira onlarda ahlaken
yozlaşmış bir toplumdu. fe ağraknahüm ecme'ıyn bu yüzden biz de tümünü
boğulmaya terk ettik.
Evet, geçmişte yaşanmış olan bu
trajedileri Kur’an gelecekte ki insanların ebedi akıbetleri için bir ibret
vesikası olarak sunar. Umarım bu vahyin modern muhatabı olan bizler, geçmişte
yaşanmış bu ibreti alem olan olaylardan ibret alan ve dolayısıyla rabbine karşı
kulluğunu gereği gibi ifa eden insanlardan oluruz. Bu dilek ve temennilerle bu
dersime son veriyorum.
“Ve ahiru davana enil hamdülillahi rabbil alemiyn”
Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd’adır.
102. videonun sonu.
102. videoyu toplu olarak http://kurantefsir.wordpress.com/2012/06/22/islamoglu-tef-ders-enbiya-037-077102/
bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder