D sayfasından devam
64-) İnnAllâhe leanel kafiriyne ve e'adde lehüm
se'ıyra;
Muhakkak
ki Allâh, hakikat bilgisini inkâr edenlere lânet etmiş; onlara alevli ateşi
hazırlamıştır. (A.Hulusi)
64 - Şu
muhakkak ki Allah kâfirleri lânetlemiş ve onlara bir çılgın ateş hazırlamıştır.
(Elmalı)
İnnAllâhe leanel kafiriyne ve e'adde lehüm
se'ıyra neden böyle bir ayetler silsilesinin arkasından kıyamet
geldi? Biraz önce açıklamama dayalı olarak bunu cevabı verilebilir. Eğer bir
toplumda kadın erkek ilişkilerinin zemini bozulursa o toplumun son saati gelir.
Yani oralardan yola çıkarak toplumsal son saati, Medeniyetlerin son saatinin
nasıl geldiğini insan ilişkilerinin bozulmasından yola çıkarak
anlayabilirsiniz.
İnnAllâhe leanel kafiriyne ve e'adde lehüm
se'ıyra şüphe yok ki Allah inkarcıları rahmetinden mahrum etmiş ve
onlar için yakıcı, daha doğrusu se’ıyr, kışkırtılmış bir ateş. Yani çılgın bir
ateş, çılgınca bir ateş hazırlamıştır.
65-) Halidiyne fiyha ebeda* lâ yecidune
Veliyyen ve lâ Nesıyra;
Sonsuza
dek orada yaşarlar... Bir velî ve bir yardımcı da bulamazlar. (A.Hulusi)
65 - Onda
muhalled kalırlar ve ne bir veliy bulabilirler ne de bir nasîr. (Elmalı)
Halidiyne fiyha ebeda onlar orada
ebediyen kalacaklardır. lâ yecidune Veliyyen ve lâ Nesıyra ne bir dost,
ne de bir yardımcı bulabilecekler.
66-) Yevme tükallebu vucuhühüm fiyn nari
yekulune ya leytena eta'nAllâhe ve eta'ner Rasûla;
Vechlerinin
(şuurlarının)
o ateşe dönüşeceği (pişmanlıkla yanacakları) o süreçte: "Yazıklar olsun bize! Keşke Allâh'a itaat
etseydik, keşke O Rasûl'e itaat etseydik" derler. (A.Hulusi)
66 - O
gün yüzleri ateşte çevrilirken ah derler: ah ne olurdu bizler Allaha itaat
edeydik, Peygambere itaat edeydik. (Elmalı)
Yevme tükallebu vucuhühüm fiyn nari yekulu
ateşte yüzlerinin ters çevrildiği o gün diyecekler ki tükallebu dikkat buyurun vucuhuhü, yüzlerin ateşte ters çevrilmesi.
Bu ne olabilir ki? Maskelerin eriyip yanıp dökülerek gerçek yüzlerin ortaya
çıkması olmasın sakın. Bana bunu çağrıştırdı. Dünyada ki manevi durumu orada
bedene dönüşmüştür. Dünyada yılan gibi bir ahlaka sahip, insanları zehirliyordu
orada o manevi hali kendi cismine dönüşecek. Kimi merkep suretinde,i kimi deve
suretinde. Resulallah’ın ahiretle ilgili miraç hadisinde anlattıklarını
hatırlarsanız, insanın dünyadaki manevi resminin ahirette kendi bedeni olacağı
gerçeğini de anlarsınız.
ya leytena eta'nAllâhe ve eta'ner Rasûla
peki ne diyecekler. Hani yüzlerinin maskelerini döktüğünde ateş diyecekler ki
ah..! keşke Allah’a itaat etseydik, Resule itaat etseydik.
67-) Ve kalu Rabbena inna eta'na sadetena ve
küberaena feedallunes sebiyla;
Daha da
dediler ki: "Rabbimiz... Muhakkak ki biz önderlerimize ve inanç
büyüklerimize itaat ettik de (onlar da) bizi (Hak) yoldan saptırdılar." (A.Hulusi)
67 - Ya
Rabbena, demektedirler: doğrusu bizler beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik
de bizi yanlış yola götürdüler. (Elmalı)
Ve kalu Rabbena inna eta'na sadetena ve
küberaena feedallunes sebiyl yine rabbimiz diyecekler, fakat biz
ileri gelenlerimize, büyüklerimize uyduk, yöneticilerimize uyduk, liderlerimize
uyduk. Sonuçta onlarda bizi yoldan saptırdı. Yani taklit ettik, kafamızı
kullanmadık, birilerinin arkasına takıldık bu hale geldik.
Furkan/27-28. ayetlerini
hatırlayalım ki, bir üstteki ayeti hatırlatıyor zaten;
Ve yevme ye'adduzzâlimü alâ yedeyhi yekulü
ya leytenit tehaztü maar Rasûli sebiyla. (Furkan/27) o gün kişi
arkasına düştüğü adamın kendisini bile kurtaramadığını görünce can sıkısından
elinin kemiğine dişini geçirecek ve diyecek ki diyor; Keşke bu adamın arkasına
düşmeseydik.
Ya veyleta
leyteniy lem ettehız fülanen haliyla. (Furkan/28) evet, keşke Resulallah’ı
takip etseydim de falanca adamı dost edinip arkasına peşine takılmasaydım.
Diyecek diyor.
68-) Rabbena atihim dı'feyni minel azâbi
vel'anhüm lâ'nen kebiyra;
"Rabbimiz,
onlara iki misli azap ver ve onlara çok büyük bir lânetle lânet et."
(A.Hulusi)
68 - Ya
Rabbena onlara azâbın iki katlısını ver ve kendilerini büyük bir lânet ile
lânetle. (Elmalı)
Rabbena atihim dı'feyni minel azâbi vel'anhüm
lâ'nen kebiyra Rabbimiz ne olur onlara iki kat azab ver ve onları
rahmetinden tamamen dışla diyecek, yalvaracak. Yani iblisleşmeyi dua edecek,
tamamen dışla onları iblisleştir diyecekler.
69-) Ya eyyühelleziyne amenû lâ tekûnu
kelleziyne azev Musa feberraehullahu mimma kalu* ve kâne indAllâhi veciyha;
Ey iman
edenler! Musa'ya eziyet verenler gibi olmayın! Allâh, Onu (onların) dediklerinden
temize çıkardı... Allâh indînde vechini teslim etmiş idi. (A.Hulusi)
69 - Ey
o bütün iman edenler! Sizler o, Musâ ya ezâ edenler gibi olmayıp, ezâ ettiler
de Allah, onu onların dediklerinden tebrie etti temize çıkardı, o, Allah
yanında yüzlü idi. (Elmalı)
Ya eyyühelleziyne amenû lâ tekûnu kelleziyne
azev Musa ey iman edenler Musa’ya eziyet eden İsrail oğulları gibi
olmayın. İlginç değerli dostlar. Yani kısaca Yahudileşmeyin ey ümmeti Muhammed.
Diyor. Ümmeti Musa’da sizin gibi Müslüman idiler, fakat yoldan çıkarak
Yahudileştiler. Sizde ümmeti Muhammed olarak vahyi taşımak gibi büyük bir
göreve seçildiniz.
Seçilmiş olmanızı siz torpil
olarak düşünüp, algılayıp da yan gelip yatıp Allah’a isyan etmeye kalkarsanız
Yahudileşmiş olursunuz. Buna hakkını verin sorumluluğunuzu yerine getirin.
Peygamberinize sıradan biri muamelesi yapmayın Yahudileşen İsrail oğulları
gibi.
feberraehullahu mimma kalu
Hatırlayın ki Allah onların ithamlarına karşılık onu temize çıkarmıştı ve kâne indAllâhi
veciyha ve O Allah katında zaten hatırlı, zaten şerefli, onurlu
biriydi.
70-) Ya eyyühelleziyne amenüttekullahe ve kulu
kavlen sediyda;
Ey iman
edenler! Allâh'tan (yaptıklarınızın sonucunu
yaşatacak olan sisteminden) korunun ve sağlam
söz söyleyin! (A.Hulusi)
70 - Ey
o bütün iman edenler Allah dan korkun ve sağlam söz söyleyin. (Elmalı)
Ya eyyühelleziyne amenüttekullahe ve kulu
kavlen sediyda Ey iman edenler Allah’a karşı sorumlu davranın ve
sözü yerinde ve doğru olarak söyleyin. Daha doğrusu sözü dosdoğru, doğru yerde,
doğru zamanda, doğru bir biçimde söyleyin.
Sediyd, aslında bir gediği dolduran söz, lafı gediğine koymak bizde
karşılığı dilsel karşılığı. Sözün gediğini bulsun, yerini bulsun. Sözün gücü
doğruluğundan kaynaklanır diyor yani.
71-) Yuslıh leküm a'maleküm ve yağfir leküm
zünubeküm* ve men yutı'ıllahe ve RasûleHU fekad faze fevzen 'azıyma;
(Ki Allâh da) sizin
davranışlarınızı düzeltsin ve suçlarınızı örtsün... Kim Allâh'a ve Rasûlüne
itaat ederse, gerçekten büyük bir kurtuluş ile kurtuluşa ermiştir. (A.Hulusi)
71 - Ki
işinizi yoluna koysun ve günahlarınıza mağrifet buyursun, her kim de Allaha ve
Resulüne itaat ederse o hakikaten büyük murada ermiştir. (Elmalı)
Yuslıh leküm a'maleküm ve yağfir leküm
zünubeküm o zamanda sizin işlerinizi yoluna koyar ve günahlarınızı
bağışlar Allah eğer böyle yaparsanız. ve men yutı'ıllahe ve RasûleHU fekad faze fevzen 'azıyma
her kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse iyi bilsin ki o nihai kurtuluşa ermiş
demektir. Kurtuluş tasavvurumuzu yeniden inşa ediyor. Ben kurtuldum diyenler
kurtulmak nedir onu vahiyden öğrenin.
72-) İnna 'aradnel emanete ales Semavati vel
Ardı vel cibali feebeyne en yahmilneha ve eşfakne minha ve hamelehel İnsan*
innehu kâne zalumen cehula;
Muhakkak
ki biz o Emaneti (Esmâ şuuruyla yaşamayı), semâlara (benlik
bilincine), arza (bedene) ve dağlara (organlara) önerdik de, onu
yüklenmekten kaçındılar (Esmâ bileşimleri onu
açığa çıkarmaya elvermedi); ve ondan
korktular! Onu, İnsan (hilâfeti oluşturan Esmâ
mânâlarını açığa çıkarma şuuru) yüklendi!
Muhakkak ki o zâlim (hakikatini hakkıyla
yaşamakta yetersiz) ve cahildir (sınırsız Esmâ'yı bilmede yetersizdir)! (A.Hulusi)
72 - Evet,
biz o emaneti Göklere, Yere ve Dağlara arz ettik, onlar onu yüklenmeğe
yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yüklendi, o cidden çok zalim, çok
câhil bulunuyor. (Elmalı)
İnna 'aradnel emanete ales Semavati vel Ardı
vel cibal işin gerçeği şu. Biz akıl ve irade emanetini göklere ve
yere ve dağlara sunmuştuk. İyi ile kötüyü seçme yeteneği burada emanet. Bu ayet
emanet ayeti diye bilinen bu ayet Bakara/30. ayeti olan hilafet ayeti ve
A’raf/172. ayeti olan misak ayetiyle birlikte okunduğu zaman anlaşılabilir.
feebeyne en yahmilneha ve eşfakne minha
fakat sorumluluktan kaçıp onu üstlenmek istemediler. Yerler gökler sırtlanmadı. ve hamelehel İnsan
nihayet onu insan üstlendi. Yani ey insan yükün, göklerin ve yerin taşımayacağı
bir yük. Bu kadar ağır, insan olmak bu kadar ağır bir yükü taşımak demektir.
Onun için gökleri ve yeri Allah senin emrine verdi, seni onun emrine vermedi.
Neden? Çünkü sen irade ve akıl sahibisin, ira de ve akıl bu kadar önemli.
Yerleri ve gökleri emrine boyun eğdirebilirsin bu akıl sayesinde.
innehu kâne zalumen cehula ne var ki
o, yani insan da zalim ve cahil biri olup çıktı. Buradaki kâne; keynunet, yani ontolojik olarak baştan beri öyle oluşu değil
sayrureti, daha sonradan bir şey yaparak başka bir şey olmayı ifade eder. Onun
için insan başlangıçta emaneti aldı fakat emanete sahip çıkmayıp ihanet etti,
zalim ve cahil biri olup çıktı anlamına gelir ki, İsra/27. ayetinde Kâne, yine
bu anlama, sayruret anlamına kullanılır. Suyuti İtkan’nın 2. cildinin 17. sayfasında
edatları işlerken kânenin sayruret anlamına da atıf yapar.
Ve lekad
kerremna beniy Adem..
(İsra/70) biz ademoğluna kat kat ikram ettik, onurlu kıldık.
halaknel'İnsane
fiy ahseni takviym. (Tin/4) biz insanı en güzel surette yarattık
ayetleri böyle anlamamızı şart koşar. Çünkü insan doğuştan pavlus
Hıristiyanlığının dediği gibi ilk günahla doğmaz, masum doğar, fakat sonradan
saptırabilir.
73-) Li yu'azzibAllâhul münafikıne vel
münafikati vel müşrikiyne vel müşrikâti ve yetubAllâhu alel mu'miniyne vel
mu'minat* ve kânAllâhu Ğafûran Rahıyma;
Allâh,
münafık erkeklerle münafık kadınları ve müşrik erkeklerle müşrik kadınları azaplandıracak;
iman etmiş erkeklerle iman etmiş kadınların tövbelerini de
gerçekleştirecektir... Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir.(A.Hulusi)
73 - Çünkü
Allah münafikîn-ü münafikate ve müşrikîn-ü müşrikâta azâb edecek, mü'minîn-ü
mü'minata da Allah tevbe ile nazar buyuracak, ve Allah gafur rahîm bulunuyor.
(Elmalı)
Li yu'azzibAllâhul münafikıne vel münafikati
vel müşrikiyne vel müşrikât bundan dolayıdır ki Allah iki yüzlü
erkeklerle kadınlara, Allah’tan başkasına ilahlık yakıştıran erkekler ve
kadınlara azab edecek veya azabı kelime manasıyla, etimolojik kök anlamıyla
alırsak onları kendisinden mahrum edecek, onlardan yüz çevirecek, ilişki
kesecek diye de anlayabiliriz.
ve yetubAllâhu alel mu'miniyne vel mu'minat
inanan erkeklerin ve kadınların tevbelerini de kabul edecek. Yani öbürlerinden
yüz çevirip inanan erkekler ve kadınlara dönecek, yönelecek. ve kânAllâhu
Ğafûran Rahıyma zira Allah zaten bağışlayandır, merhamet kaynağıdır.
Bu ayetle biten Ahzab suresinin
en sonunda biz de diyoruz ki; Rabbimiz bizi de bu sonsuz bağışına, sonsuz
merhametine nail et. O sonsuz okyanustan bizim de üstümüze rahmet boca et.
Amin..!
“Ve ahiru davana enil hamdülillahi rabbil
alemiyn”
Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan
Allah’a hamd’adır.
133. videonun sonu.
133. videoyu toplu olarak BURADA
bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder