1 Şubat 2013 Cuma

İslamoğlu Tef. Ders. AHZAB (64-73) (133-E)



D sayfasından devam

64-) İnnAllâhe leanel kafiriyne ve e'adde lehüm se'ıyra;

Muhakkak ki Allâh, hakikat bilgisini inkâr edenlere lânet etmiş; onlara alevli ateşi hazırlamıştır. (A.Hulusi)

64 - Şu muhakkak ki Allah kâfirleri lânetlemiş ve onlara bir çılgın ateş hazırlamıştır. (Elmalı)


İnnAllâhe leanel kafiriyne ve e'adde lehüm se'ıyra neden böyle bir ayetler silsilesinin arkasından kıyamet geldi? Biraz önce açıklamama dayalı olarak bunu cevabı verilebilir. Eğer bir toplumda kadın erkek ilişkilerinin zemini bozulursa o toplumun son saati gelir. Yani oralardan yola çıkarak toplumsal son saati, Medeniyetlerin son saatinin nasıl geldiğini insan ilişkilerinin bozulmasından yola çıkarak anlayabilirsiniz.

İnnAllâhe leanel kafiriyne ve e'adde lehüm se'ıyra şüphe yok ki Allah inkarcıları rahmetinden mahrum etmiş ve onlar için yakıcı, daha doğrusu se’ıyr, kışkırtılmış bir ateş. Yani çılgın bir ateş, çılgınca bir ateş hazırlamıştır.


65-) Halidiyne fiyha ebeda* lâ yecidune Veliyyen ve lâ Nesıyra;

Sonsuza dek orada yaşarlar... Bir velî ve bir yardımcı da bulamazlar. (A.Hulusi)

65 - Onda muhalled kalırlar ve ne bir veliy bulabilirler ne de bir nasîr. (Elmalı)


Halidiyne fiyha ebeda onlar orada ebediyen kalacaklardır. lâ yecidune Veliyyen ve lâ Nesıyra ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilecekler.


66-) Yevme tükallebu vucuhühüm fiyn nari yekulune ya leytena eta'nAllâhe ve eta'ner Rasûla;

Vechlerinin (şuurlarının) o ateşe dönüşeceği (pişmanlıkla yanacakları) o süreçte: "Yazıklar olsun bize! Keşke Allâh'a itaat etseydik, keşke O Rasûl'e itaat etseydik" derler. (A.Hulusi)

66 - O gün yüzleri ateşte çevrilirken ah derler: ah ne olurdu bizler Allaha itaat edeydik, Peygambere itaat edeydik. (Elmalı)


Yevme tükallebu vucuhühüm fiyn nari yekulu ateşte yüzlerinin ters çevrildiği o gün diyecekler ki tükallebu dikkat buyurun vucuhuhü, yüzlerin ateşte ters çevrilmesi. Bu ne olabilir ki? Maskelerin eriyip yanıp dökülerek gerçek yüzlerin ortaya çıkması olmasın sakın. Bana bunu çağrıştırdı. Dünyada ki manevi durumu orada bedene dönüşmüştür. Dünyada yılan gibi bir ahlaka sahip, insanları zehirliyordu orada o manevi hali kendi cismine dönüşecek. Kimi merkep suretinde,i kimi deve suretinde. Resulallah’ın ahiretle ilgili miraç hadisinde anlattıklarını hatırlarsanız, insanın dünyadaki manevi resminin ahirette kendi bedeni olacağı gerçeğini de anlarsınız.

ya leytena eta'nAllâhe ve eta'ner Rasûla peki ne diyecekler. Hani yüzlerinin maskelerini döktüğünde ateş diyecekler ki ah..! keşke Allah’a itaat etseydik, Resule itaat etseydik.


67-) Ve kalu Rabbena inna eta'na sadetena ve küberaena feedallunes sebiyla;

Daha da dediler ki: "Rabbimiz... Muhakkak ki biz önderlerimize ve inanç büyüklerimize itaat ettik de (onlar da) bizi (Hak) yoldan saptırdılar." (A.Hulusi)

67 - Ya Rabbena, demektedirler: doğrusu bizler beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler. (Elmalı)


Ve kalu Rabbena inna eta'na sadetena ve küberaena feedallunes sebiyl yine rabbimiz diyecekler, fakat biz ileri gelenlerimize, büyüklerimize uyduk, yöneticilerimize uyduk, liderlerimize uyduk. Sonuçta onlarda bizi yoldan saptırdı. Yani taklit ettik, kafamızı kullanmadık, birilerinin arkasına takıldık bu hale geldik.

Furkan/27-28. ayetlerini hatırlayalım ki, bir üstteki ayeti hatırlatıyor zaten;

Ve yevme ye'adduzzâlimü alâ yedeyhi yekulü ya leytenit tehaztü maar Rasûli sebiyla. (Furkan/27) o gün kişi arkasına düştüğü adamın kendisini bile kurtaramadığını görünce can sıkısından elinin kemiğine dişini geçirecek ve diyecek ki diyor; Keşke bu adamın arkasına düşmeseydik.

Ya veyleta leyteniy lem ettehız fülanen haliyla. (Furkan/28) evet, keşke Resulallah’ı takip etseydim de falanca adamı dost edinip arkasına peşine takılmasaydım. Diyecek diyor.


68-) Rabbena atihim dı'feyni minel azâbi vel'anhüm lâ'nen kebiyra;

"Rabbimiz, onlara iki misli azap ver ve onlara çok büyük bir lânetle lânet et." (A.Hulusi)

68 - Ya Rabbena onlara azâbın iki katlısını ver ve kendilerini büyük bir lânet ile lânetle. (Elmalı)


Rabbena atihim dı'feyni minel azâbi vel'anhüm lâ'nen kebiyra Rabbimiz ne olur onlara iki kat azab ver ve onları rahmetinden tamamen dışla diyecek, yalvaracak. Yani iblisleşmeyi dua edecek, tamamen dışla onları iblisleştir diyecekler.


69-) Ya eyyühelleziyne amenû lâ tekûnu kelleziyne azev Musa feberraehullahu mimma kalu* ve kâne indAllâhi veciyha;

Ey iman edenler! Musa'ya eziyet verenler gibi olmayın! Allâh, Onu (onların) dediklerinden temize çıkardı... Allâh indînde vechini teslim etmiş idi. (A.Hulusi)

69 - Ey o bütün iman edenler! Sizler o, Musâ ya ezâ edenler gibi olmayıp, ezâ ettiler de Allah, onu onların dediklerinden tebrie etti temize çıkardı, o, Allah yanında yüzlü idi. (Elmalı)


Ya eyyühelleziyne amenû lâ tekûnu kelleziyne azev Musa ey iman edenler Musa’ya eziyet eden İsrail oğulları gibi olmayın. İlginç değerli dostlar. Yani kısaca Yahudileşmeyin ey ümmeti Muhammed. Diyor. Ümmeti Musa’da sizin gibi Müslüman idiler, fakat yoldan çıkarak Yahudileştiler. Sizde ümmeti Muhammed olarak vahyi taşımak gibi büyük bir göreve seçildiniz.

Seçilmiş olmanızı siz torpil olarak düşünüp, algılayıp da yan gelip yatıp Allah’a isyan etmeye kalkarsanız Yahudileşmiş olursunuz. Buna hakkını verin sorumluluğunuzu yerine getirin. Peygamberinize sıradan biri muamelesi yapmayın Yahudileşen İsrail oğulları gibi.

feberraehullahu mimma kalu Hatırlayın ki Allah onların ithamlarına karşılık onu temize çıkarmıştı ve kâne indAllâhi veciyha ve O Allah katında zaten hatırlı, zaten şerefli, onurlu biriydi.


70-) Ya eyyühelleziyne amenüttekullahe ve kulu kavlen sediyda;

Ey iman edenler! Allâh'tan (yaptıklarınızın sonucunu yaşatacak olan sisteminden) korunun ve sağlam söz söyleyin! (A.Hulusi)

70 - Ey o bütün iman edenler Allah dan korkun ve sağlam söz söyleyin. (Elmalı)


Ya eyyühelleziyne amenüttekullahe ve kulu kavlen sediyda Ey iman edenler Allah’a karşı sorumlu davranın ve sözü yerinde ve doğru olarak söyleyin. Daha doğrusu sözü dosdoğru, doğru yerde, doğru zamanda, doğru bir biçimde söyleyin.

Sediyd, aslında bir gediği dolduran söz, lafı gediğine koymak bizde karşılığı dilsel karşılığı. Sözün gediğini bulsun, yerini bulsun. Sözün gücü doğruluğundan kaynaklanır diyor yani.


71-) Yuslıh leküm a'maleküm ve yağfir leküm zünubeküm* ve men yutı'ıllahe ve RasûleHU fekad faze fevzen 'azıyma;

(Ki Allâh da) sizin davranışlarınızı düzeltsin ve suçlarınızı örtsün... Kim Allâh'a ve Rasûlüne itaat ederse, gerçekten büyük bir kurtuluş ile kurtuluşa ermiştir. (A.Hulusi)

71 - Ki işinizi yoluna koysun ve günahlarınıza mağrifet buyursun, her kim de Allaha ve Resulüne itaat ederse o hakikaten büyük murada ermiştir. (Elmalı)


Yuslıh leküm a'maleküm ve yağfir leküm zünubeküm o zamanda sizin işlerinizi yoluna koyar ve günahlarınızı bağışlar Allah eğer böyle yaparsanız. ve men yutı'ıllahe ve RasûleHU fekad faze fevzen 'azıyma her kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse iyi bilsin ki o nihai kurtuluşa ermiş demektir. Kurtuluş tasavvurumuzu yeniden inşa ediyor. Ben kurtuldum diyenler kurtulmak nedir onu vahiyden öğrenin.


72-) İnna 'aradnel emanete ales Semavati vel Ardı vel cibali feebeyne en yahmilneha ve eşfakne minha ve hamelehel İnsan* innehu kâne zalumen cehula;

Muhakkak ki biz o Emaneti (Esmâ şuuruyla yaşamayı), semâlara (benlik bilincine), arza (bedene) ve dağlara (organlara) önerdik de, onu yüklenmekten kaçındılar (Esmâ bileşimleri onu açığa çıkarmaya elvermedi); ve ondan korktular! Onu, İnsan (hilâfeti oluşturan Esmâ mânâlarını açığa çıkarma şuuru) yüklendi! Muhakkak ki o zâlim (hakikatini hakkıyla yaşamakta yetersiz) ve cahildir (sınırsız Esmâ'yı bilmede yetersizdir)! (A.Hulusi)

72 - Evet, biz o emaneti Göklere, Yere ve Dağlara arz ettik, onlar onu yüklenmeğe yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yüklendi, o cidden çok zalim, çok câhil bulunuyor. (Elmalı)


İnna 'aradnel emanete ales Semavati vel Ardı vel cibal işin gerçeği şu. Biz akıl ve irade emanetini göklere ve yere ve dağlara sunmuştuk. İyi ile kötüyü seçme yeteneği burada emanet. Bu ayet emanet ayeti diye bilinen bu ayet Bakara/30. ayeti olan hilafet ayeti ve A’raf/172. ayeti olan misak ayetiyle birlikte okunduğu zaman anlaşılabilir.

feebeyne en yahmilneha ve eşfakne minha fakat sorumluluktan kaçıp onu üstlenmek istemediler. Yerler gökler sırtlanmadı. ve hamelehel İnsan nihayet onu insan üstlendi. Yani ey insan yükün, göklerin ve yerin taşımayacağı bir yük. Bu kadar ağır, insan olmak bu kadar ağır bir yükü taşımak demektir. Onun için gökleri ve yeri Allah senin emrine verdi, seni onun emrine vermedi. Neden? Çünkü sen irade ve akıl sahibisin, ira de ve akıl bu kadar önemli. Yerleri ve gökleri emrine boyun eğdirebilirsin bu akıl sayesinde.

innehu kâne zalumen cehula ne var ki o, yani insan da zalim ve cahil biri olup çıktı. Buradaki kâne; keynunet, yani ontolojik olarak baştan beri öyle oluşu değil sayrureti, daha sonradan bir şey yaparak başka bir şey olmayı ifade eder. Onun için insan başlangıçta emaneti aldı fakat emanete sahip çıkmayıp ihanet etti, zalim ve cahil biri olup çıktı anlamına gelir ki, İsra/27. ayetinde Kâne, yine bu anlama, sayruret anlamına kullanılır. Suyuti İtkan’nın 2. cildinin 17. sayfasında edatları işlerken kânenin sayruret anlamına da atıf yapar.

Ve lekad kerremna beniy Adem.. (İsra/70) biz ademoğluna kat kat ikram ettik, onurlu kıldık.

halaknel'İnsane fiy ahseni takviym. (Tin/4) biz insanı en güzel surette yarattık ayetleri böyle anlamamızı şart koşar. Çünkü insan doğuştan pavlus Hıristiyanlığının dediği gibi ilk günahla doğmaz, masum doğar, fakat sonradan saptırabilir.


73-) Li yu'azzibAllâhul münafikıne vel münafikati vel müşrikiyne vel müşrikâti ve yetubAllâhu alel mu'miniyne vel mu'minat* ve kânAllâhu Ğafûran Rahıyma;

Allâh, münafık erkeklerle münafık kadınları ve müşrik erkeklerle müşrik kadınları azaplandıracak; iman etmiş erkeklerle iman etmiş kadınların tövbelerini de gerçekleştirecektir... Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir.(A.Hulusi)

73 - Çünkü Allah münafikîn-ü münafikate ve müşrikîn-ü müşrikâta azâb edecek, mü'minîn-ü mü'minata da Allah tevbe ile nazar buyuracak, ve Allah gafur rahîm bulunuyor. (Elmalı)


Li yu'azzibAllâhul münafikıne vel münafikati vel müşrikiyne vel müşrikât bundan dolayıdır ki Allah iki yüzlü erkeklerle kadınlara, Allah’tan başkasına ilahlık yakıştıran erkekler ve kadınlara azab edecek veya azabı kelime manasıyla, etimolojik kök anlamıyla alırsak onları kendisinden mahrum edecek, onlardan yüz çevirecek, ilişki kesecek diye de anlayabiliriz.

ve yetubAllâhu alel mu'miniyne vel mu'minat inanan erkeklerin ve kadınların tevbelerini de kabul edecek. Yani öbürlerinden yüz çevirip inanan erkekler ve kadınlara dönecek, yönelecek. ve kânAllâhu Ğafûran Rahıyma zira Allah zaten bağışlayandır, merhamet kaynağıdır.

Bu ayetle biten Ahzab suresinin en sonunda biz de diyoruz ki; Rabbimiz bizi de bu sonsuz bağışına, sonsuz merhametine nail et. O sonsuz okyanustan bizim de üstümüze rahmet boca et. Amin..!

“Ve ahiru davana enil hamdülillahi rabbil alemiyn”

Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd’adır.


133. videonun sonu.
133. videoyu toplu olarak BURADA bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder