25 Mart 2014 Salı

İslamoğlu Tef. Ders. NUH SURESİ (24 - 28) (182-A)b



a sayfasından devam.

24-) Ve kad edallû kesiyra* ve lâ tezidizzâlimiyne illâ dalâla;

"Böylece (bunlar) pek çok kimseyi saptırdılar... O hâlde sen de o zâlimlerin sapkınlığını artır!" (A. Hulusi)

24 - Ve çoğunu şaşırttılar, sen de zalimleri artırma ancak şaşkınlıkca artır. (Elmalı)


Ve kad edallû kesiyran doğrusu birçoklarını yoldan saptırdılar, çıkardılar. ve lâ tezidizzâlimiyne illâ dalâla ve sen de (ey Allah’ım) bu zalimlerin delaletini artır. Lafzen böyle çevirmem lazım ama daha bir açılımlı ve daha doğru kabul ettiğim bir çeviriyle çevirmek istiyorum bu zalimleri hedeflerinden daha fazla saptır. Yani onların gözettikleri hedefi tutturamasınlar. Diye dua etti.


25-) Mimma hatiatihim uğriku feudhılu naren felem yecidu lehüm min dûnillâhi ensara;

(Nihayet) onlar hatalarından dolayı suda boğuldular da ateşe dâhil edildiler ve kendilerine Allâh dûnunda yardımcılar bulamadılar. (A. Hulusi)

25 - Bir çok hatîatlarından dolayı suya boğuldular da ateşe atıldılar ve kendilerine Allahın dûnünden yardımcılar bulamadılar. (Elmalı)


Mimma hatiatihim uğriku onlar günahlarından dolayı boğulup gittiler. feudhılu naren felem yecidu lehüm min dûnillâhi ensara dahası ahirette ateşe atılacaklar ve Allah dışında kendilerine yardım edecek hiçbir kimse bulamayacaklar.


26-) Ve kale Nuhun Rabbi lâ tezer 'alel Ardı minelkafiriyne deyyara;

Nuh dedi ki: "Rabbim... Hakikat bilgisini inkâr edenlerden arz üzerinde hiç kimseyi bırakma!" (A. Hulusi)

26 - Nuh demişti ki: yarab, bırakma yeryüzünde kâfirlerden bir deyyar. (Elmalı)


Ve kale Nuhun Rabbi lâ tezer 'alel Ardı minelkafiriyne deyyara ve Nuh dedi ki, daha doğrusu Nuh ellerini açıp şöyle dua etti; Rabbim, onlardan yer yüzünde bir tane, bir tek kişi bile bırakma. Mostralık, deyyar. Evde kimse yok dediklerinde bir Arap bu kelimeyi kullanır onun için mostralık bir tek kişi dahi bırakma şeklinde anlayabiliriz.


27-) İnneKE in tezerhüm yudıllu 'ıbadeKE ve lâ yelidû illâ faciren keffara;

"Zira sen, onları bırakırsan, kullarını saptırırlar; hakikat bilgisini inkâr eden ve emirlere karşı çıkandan başkasını doğurmazlar. (Onların genlerinden ancak bu oluşur!)" (A. Hulusi)

27 - Zira sen onları bırakırsan kullarını yoldan çıkarıyorlar, ve nankör facirden başka da doğurmuyorlar. (Elmalı)


İnneKE in tezerhüm yudıllu 'ıbadeKE ve lâ yelidû illâ faciren keffara eğer sen onlardan bir tane bırakırsan onlar kafirden başka bir şey doğurmayacaklar ve senin kullarını saptırmaya devam edecekler. Yani onlardan yer yüzünde bir tane mostralık bıraksan bile ya rabbi, o boş durmayıp senin kullarını saptıracak ve ondan da kafir doğacak, başka bir şey değil.

Duanın büyüklüğü emeğin büyüklüğünü gösteriyor değerli dostlar. Ben beddua demiyorum. Bu bir duadır. Küfrü ile azgınlaşmış kafirin artık yer yüzünden sökülüp alınmasını istemek, kendisinin de hayrını istemektir aslında. Çünkü yaşadıkça küfrünü sürdürecek, yaşadıkça azgınlığını artıracak, yaşadıkça günahını çoğaltacak. Onun için beddua demek istemiyorum. Fakat bir peygamber, Efendimiz öyle buyuruyor; Her peygamberin kabul olmuş bir duası vardır. Hz. Nuh’un da kabul olmuş duası bu olsa gerek. Ki emeğin büyüklüğünü biz burada görüyoruz.

Emeğinin büyüklüğünü biz biliyoruz aslında değil mi? ..elfe senetin illâ hamsiyne 'amen, (Ankebut/14) diyor Kur’an bize. 50 eksiği ile 1000 yıl. Aslında Hz. Nuh’un daveti bu. 950 demiyor, 50 eksiği ile 1.000 diyor. Bunu şöyle de anlayabiliriz Allah’u alem. Bir insanın aklına gelebilecek en uzun ömrü aklınıza getirin. Zaten 1000 yı9l kesretten kinaye olarak kullanılır, Kur’an da da kinaye olarak kullanılmaktadır. İşte 1000 yıla bedel bir gün gibi.

Yine ..lev yu'ammeru elfe seneh. (Bakara/96) İster ki Yahudileşmiş mantık 1000 yıl yaşayayım. Burada olduğu gibi. Dolayısıyla 1000 yıl kesretten kinaye. Aklınıza bir insanın yaşayabileceği en uzun ömrü getirin, ondan, peygamberlikten öncesini düşün illâ hamsiyne 'amen i (Ankebut/14) böyle anlayabiliriz. İşte bütün bir ömrü boyunca davet etsin o peygamber, fakat bir avuç dışında kimse davetine icabet etmesin. Hz. Nuh’un durumu bu.

Allah resulü Bedir esirleri ele geçtiğinde istişare etmişti. Hz. Ebu Bekir bu istişare sonuncunda; Bırakalım ya ResulAllah demişti. Hz. Ömer ise hepsinin boynunu vuralım demişti. Allah Resulü Ebu Bekir’e dönerek; Ey Ebu Bekir sen; İn tüazzibhüm feinnehüm ıbaduK. (eğer onlara azap edersen onlar benim değil senin kullarındır ya rabbi. ve in tağfir lehüm feinneKE entel Aziyzül Hakiym (Maide/118)eğer affedersen, bağışlarsan ya rabbi sen yücesin zaten. Hükmünde hikmet sahibisin. Yani bağışlasan daha iyi olur diyen İsa gibisin demişti. Ve Hz. Ömer’e dönmüş; sen de “bunların kellelerini vuralım diyen ey Ömer sen de tıpkı lâ tezer 'alel Ardı minelkafiriyne deyyara (26) onlardan yer yüzünde bir tane bırakma İnneKE in tezerhüm yudıllu 'ıbadeKE ve lâ yelidû illâ faciren keffara (27) diyen, yani eğer bir tane bırakırsan onlar insanları saptıracaklar ve onlardan facir, günahkar ve kafirden başka bir şey doğmayacak diyen Nuh gibisin. Demişti. Tirmizi, A. Bin Hambel naklediyor bu haberi bize.


28-) Rabbiğfirliy ve livâlideyye ve limen dehale beytiye mu'minen ve lilmu'miniyne velmu'minât* ve lâ tezidizzâlimiyne illâ tebârâ;

"Rabbim... Beni, ana-babamı, imanlı olarak evime gireni, imanlı erkekleri ve imanlı kadınları mağfiret et! O zâlimlerin, helâkından başka bir şeylerini artırma!"(A. Hulusi)

28 - Yarab! Mağfiret buyur bana, ve babama anama, mü'min olarak evime girene ve bütün mü'minîn, ve mü'minâta, zalimleri ise artırma ancak helâkça artır. (Elmalı)


Rabbiğfirliy ve livâlideyye ve limen dehale beytiye mu'minen ve lilmu'miniyne velmu'minât rabbim beni bağışla, anne babamı bağışla ve benim evime girenleri de bağışla. Tabii ki mü’min olarak girenleri. Ve tüm mü’minleri, iman eden mü’min erkekleri ve mü’min kadınları da bağışla diye en sonunda rahmet duası da yaptı. Yani sadece yukarıda ki bedduayı değil, aynı zamanda mü’minlere de dua etti, çünkü canı çok yanmıştı. Çünkü Allah’a davet etti, kendisine değil. Fakat onlar Allah’a karşı geldiler ve lâ tezidizzâlimiyne illâ tebârâ zalimlerin de sadece tükenişini artır ya rabbi dedi.

Rabbimiz bu duayı Hz. Nuh’un ağzından tüm zamanlarda yaşasın diye vahyin içine koyup bize aktardığına göre amin denmiş sayılır mı? Naçizane böyle sayılsa gerektir. Eğer rabbimiz bu duaya “Amin” demeseydi eğer tabir caizse, Hz. İbrahim’in babasına duayı reddettiği gibi bunu da reddederdi.

Peki sözün özü ne burada? Tuğyan olan yerde tufan kaçınılmaz olur. Günah okyanusunda bir sevap adası olun ey mü’minler, siz geminizi yapmaya devam edin. Herkes günaha batmış olsa bile siz sevabı sürdürün. Ne diyordu Hz. Nuh; Fede'a Rabbehu enniy mağlubun fentasır. (Kamer/10) ellerini kaldırdı ve rabbine şöyle dua etti. Ya rabbi ben bittim dedi, ben yenildim. enniy mağlubun fentasır sen bana yardıma yetiş ya rabbi.

Peki Allah ne buyurdu? Demek ki gücü biterse bir kulun, bittim derse, gücünün sonuna kadar mücadele eder ve bittim derse rabbi ona yettim kulum der. Ve işte cevabı da şöyle oldu. Fefetahnâ ebvabes Semai Bimain munhemir. (Kamer(11) biz de göğün kapılarını açtık, denizi onun ayağına getirdik. Onun duası üstüne dizginlenemez bir su denizini yer yüzüne indirdik. Bimain munhemir, yani denizi ayağına getirdik. Eğer inkarcılar karada gemisini yapan çağın Nuh’larına dalga geçercesine iyi de bunun denizi hani derlerse çağın Nuh’ları hiç tereddüt etmeden denizin rabbi deniz lazım olduğunda onu ayağıma getirir diyebilirler. Zaten bunu dememiz için bu kıssa bize anlatılıyor.

Rabbim kendi çağının Nuh’larından kılsın. Rabbim tuğyan olan yerde tuğyanı üretenlerden değil, tuğyana karşı çıkıp tufanı bir necat olarak kullananlardan kılsın. Rabbim Kenan gibi dağa kaçanlardan değil, Nuh’un gemisine sığınanlardan kılsın inşaAllah.


“Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn”

Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd’adır.

Nûh (20-28) suresinin sonu.
Nûh (20-28) suresini toplu olarak BURADA bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder