b sayfasından devam
20-) İnniy zanentu enniy mülakın hısabiyeh;
"Gerçekten
ben, yaptıklarımın sonucuna kavuşacağımı düşünüyordum!" (A. Hulusi)
20 - Çünkü
ben sezmiştim ki ben kavuşacağım hesabıma. (Elmalı)
İnniy zanentu enniy mülakın hısabiyeh
kesinlikle ben hesabımla yüzleşeceğime gönülden inanmıştım diyecek. Yani bir
gün gelip hayatımın hesabını verebileceğime, vereceğime iman etmiştim: Burada İnniy zanentu
gelmiş İnniy amentü gelmemiş. Neden zanentu gelmiş? Aslında zanne fiili enne
ile birlikte kesinlik, eniy muhaffafe ile birlikte de şüphe ifade eder. Burada
enne ile birlikte te’kit edildiği için zanne, zaten yakıyne en yakın fiil
olduğu için sanki yakıyn gibi, iman gibi anlaşılmalıdır ki, aslında burada enne
ile birlikte kesinlikle inanmıştır manasını verir.
21-) Fehüve fiy 'ıyşetin radıyeh;
Artık
o, mutlu bir seyir içindedir; (A. Hulusi)
21 - Artık
o, hoşnut bir hayatta. (Elmalı)
Fehüve fiy 'ıyşetin radıyeh o razı
olunmuş bir hayat yaşayacak. Bu sanki tevriyeli gibi. Madem dünyada Allah’ın
razı olduğu bir hayat yaşadı, ahirette de Allah ona razı olduğu bir hayat
bahşedecek. Cennet hayatı bu.
22-) Fiy cennetin 'aliyetin;
Âli (yüce) bir cennette! (A.
Hulusi)
22 - Yüksek
bir Cennettedir. (Elmalı)
Fiy cennetin 'aliyeh yüce bir
cennetin ta ortasında, ta göbeğinde yaşayacak.
23-) Kutufuha daniyeh;
Onun
yaptıklarının getirisi nimetler, elinin altındadır! (A. Hulusi)
23 - Devşirimleri
yakında. (Elmalı)
Kutufuha daniyeh hemen yanında, yani
elini uzatsa alacağı kadar yakınında (Amellerinin meyveleri) olacak. Daniyeh;
meyveleri, Fakat tabii ki amellerinin meyveleri. Kişi aslında ahirette
karşılaşacağı bir şeyi dünyada ekiyor. Eğer tuba ağacını ekmişse orada onun
meyvelerini devşiriyor. Yok cehennem ağacını, şeceretüs zakkumu ekmişse, zıkkım
ekmişse orada onun yemişlerini devşiriyor. Yani dünya bir tarla, ed dünya
mezra’a, dünya bir tarla. Dolayısıyla ahiretin tarlası. Dünyada neyi ekersek
ahirette onu biçeceğimizi söylüyor bu ayet.
24-) Külu veşrebu henien Bima esleftum
fiyl'eyyamilhaliyeh;
Geçmişinizde
yaptıklarınızın sonucu olarak şimdi afiyetle yeyip için! (A. Hulusi)
24 - Yiyin
için afiyet olsun, takdim ettiklerinize mukabil geçmiş günlerde. (Elmalı)
Külu veşrebu henien Bima esleftum
fiyl'eyyamilhaliyeh bu günler için geçmişte peşinen takdim
ettiklerinize karşılık yiyin, için, afiyet olsun. Bu günler için geçmişte peşinen
takdim ettiklerinize karşılık. Demek ki bir mü’min dünyadayken peşin olarak
yapıyor. Aslında bu rabbimizin bize ikramı. Yoksa rabbimizin daha peşin olarak
verdiklerine eğer ödeyecek olsaydık ahirette hiçbir şey almazdı, alamazdı.
Çünkü elimiz dilimiz, dudağımız, aklımız, ömrümüz, nefesimiz, ayağımız ne
diyorsanız, neye sahipsek hepsi Allah’tan aldıklarımız değil mi? O’nun nimeti
değil mi?
O halde biz ekstradan neyi hak
etmiş oluyoruz. Demek ki cömertliği Allah’ımızın, başka bir şey değil. Onun
içinde mü’min sanki Allah’a borçlu değilmiş gibi rabbimiz keremiyle davranıp
peşinen ödeyen diyor. Peşinen ödediğimizi varsayıyor.
25-) Ve emma men ûtiye Kitabehu Bişimalihi
feyekulu ya leyteniy lem ûte Kitabiyeh;
Yaşam
bilgisi kayıtları (kitabı) solundan oluşmuş olana gelince; o da şöyle der:
"Keşke bana kayıtlarım hiç verilmeseydi!" (A. Hulusi)
25 - Amma
kitabına soluyla irdirilmiş olan da der ki: eyvah keşke erdirilmese idim
kitabıma. (Elmalı)
Ve emma men ûtiye Kitabehu Bişimalih
fakat karnesi sol elinden, solundan verilenlere gelince, aslında bu
kaybedenlere, imtihanı kaybedenlere, hayat sınıfında imtihandan sınıfta
kalanlara şeklinde de anlaşılabilir.
feyekulu ya leyteniy lem ûte Kitabiyeh
o da diyecek ki nolaydım da keşke bugün karne almaz olaydım. Yani hiç imtihanı
da görmeseydim, karne alma gününü de görmeseydim, öldükten sonra dirilmeseydim,
toprak olsaydım. Öyle diyecek. ya leyteniy küntü turaba.
(Nebe’/30) keşke toprak olup gitseydim diyecek diyor.
26-) Ve lem edri ma hısabiyeh;
"Hesabımı
(yaptıklarımın sonucunun ne olduğunu) hiç bilmeseydim!" (A. Hulusi)
26 - Ve
vâkıf olmasa idim ne imiş? Hesabıma. (Elmalı)
Ve lem edri ma hısabiyeh keşke
hesabımın ne olduğunu hiç bilmeseydim.
27-) Yaleyteha kânetilkadıyete;
"Keşke
(bu aşamaya gelinmeden) iş bitmiş olsaydı!" (A. Hulusi)
27 –
Ne olurdu iş bitiren olaydı o ölüm. (Elmalı)
Yaleyteha kânetilkadıye ah..! keşke
işimi tamamen bitirip bir yok oluş olsaydım. Yani benim işimi bitirseydi de ben
yok olsaydım. Kânetilkadıyeh kesin
bir vuruşla vurup işimi bitirmiş olsaydı, ölüm bir yok oluş olsaydı. Lâ
ted'ul yevme süburen vahıden ved'u sübure..(Furkan/14) ayetini
hatırlatıyor değil mi? bugün bir ölümü çağırmayın, bir tek ölü yetmez size
ölümleri çağırın ölümleri diyordu ya ayeti kerime kaybedenler için. Ölümleri
çağırın, işte o.
28-) Ma ağnâ 'anniy maliyeh;
"Servetim
bana hiçbir fayda sağlamadı!" (A. Hulusi)
28 - Hiç
bir şey'e yaramadı benden yana malım. (Elmalı)
Ma ağnâ 'anniy maliyeh malım, başıma
gelen hiçbir belayı benden defetmedi.
29-) Heleke 'anniy sultaniyeh;
"Bütün
gücüm de yok olup gitti." (A. Hulusi)
29 - Mahvoldu
benden saltanat-ü sâmanım. (Elmalı)
Heleke 'anniy sultaniyeh gücüm
elimde patladı veya beni güçlü kılan belgeler hiçbir işe yaramadı.
Devam ediyor d sayfasına geçiniz.
Hakka suresini toplu olarak BURADA
bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder