C sayfasından devam
10-) Ya eyyühelleziyne amenû hel edüllüküm 'alâ
ticaretin tunciyküm min 'azâbin eliym;
Ey iman
edenler... Size, sizi feci bir azaptan kurtaracak bir ticaret göstereyim! (A.
Hulusi)
10 -
Ey o bütün iman edenler! Size öyle bir ticaret göstereyim mi ki sizleri elîm
bir azâb dan kurtarır. (Elmalı)
Ya eyyühelleziyne amenû hel edüllüküm 'alâ
ticaretin tunciyküm min 'azâbin eliym siz ey iman edenler, sizi elim
bir azab dan, acı bir mahrumiyetten kurtaracak karlı bir ticaret haber vereyim
mi? Buyur ya rabbi, ver bu ticareti:
11-) Tu'minune Billâhi ve RasûliHİ ve
tucahidûne fiy sebiylillâhi Biemvaliküm ve enfüsiküm zâliküm hayrun leküm in
küntüm ta'lemun;
El
Esmâ'sıyla hakikatiniz olan Allâh'a ve Rasûlüne iman edersiniz ve Allâh yolunda
karşılık beklemeksizin mallarınızla ve nefsleriniz ile mücadele verirsiniz!
İşte bu sizin için daha hayırlıdır; eğer kavrayabilirseniz! (A. Hulusi)
11 -
Allah ve Resulüne iman edip mallarınız ve canlarınızla Allah yolunda mücahede
eylersiniz, bu sizin için çok hayırlıdır, eğer bilir iseniz. (Elmalı)
Tu'minune Billâhi ve RasûliHİ ve tucahidûne fiy
sebiylillâhi Biemvaliküm ve enfüsiküm zâliküm hayrun leküm in küntüm ta'lemun
ne yaparsınız? Allah’a ve O’nun resulüne iman edersiniz. Güvenirsiniz, yürekten
inanırsınız ve Allah davası uğrunda mallarınızla ve canlarınızla mücadele
edersiniz. Sonuna kadar cihat edersiniz. Mal candan önce gelmiş, zira maldan
fedakarlık yapamayan, candan hiç yapamaz. İşte bu sizin için çok daha
hayırlıdır. Yani bir amel 3 şey için yapılır; Ya haz için, ya çıkar için, ya
hayır için. Siz hayır için yapın, haz için yapmayın. Hayır için yaparsanız en
büyük çıkar da o olur. Allah sizin
çıkarınızı o zaman korur. İn küntüm
ta’lemun eğer biliyorsanız, eğer gerçeği biliyorsanız, yani bir başka
ifadesiyle eğer bilgi ile hareket ediyorsanız, eğer cihadın zeminine bilgiyi
koyuyorsanız manası da verebiliriz, güzel bir mana olur. Zımnen cihadı bilgi
üzerine inşa ediyorsanız anlamına gelir.
12-) Yağfir leküm zünubeküm ve yüdhılküm
cennatin tecriy min tahtihel'enharu ve mesakine tayyibeten fiy cennati 'adn*
zâlikelfevzul'azıym;
(Bu takdirde) benlikten
kaynaklanan suçlarınızı örter ve sizi altından nehirler akan cennetlere ve Adn
cennetlerindeki temiz meskenlere dâhil eder... İşte bu aziym bir kurtuluştur!
(A. Hulusi)
12 -
Günahlarınızı mağfiret buyurur ve sizi altından ırmaklar akar Cennetlere ve Adn
Cennetlerinde hoş hoş meskenlere koyar, işte büyük kurtuluş «fevzi azîm» odur.
(Elmalı)
Yağfir leküm zünubeküm ve yüdhılküm cennatin
tecriy min tahtihel'enharu ve mesakine tayyibeten fiy cennati 'adn O
zaman ne olur? Sizi Allah bağışlar, bağışlasın, günahlarınızı affetsin ve sizi
Allah tabanından ırmakların çağladığı cennetlere koyar. ve mesakine tayyibeten fiy cennati 'adn
güzelliğin madeni olan, güzelliğin üretildiği cennetlerde sizi pırıl pırıl
mekanlara yerleştirir. Cennetlerde çok özel yerlere yerleştirir. zâlikelfevzul'azıym
işte ey insan eğer sen başarı nedir, kurtuluş nedir diye soruyorsan budur büyük
başarı, budur muhteşem kurtuluş.
13-) Ve uhra tuhıbbuneha* nasrun minAllâhi ve
fethun kariyb* ve beşşiril mu'miniyn;
Seveceğiniz
dahası da var: Allâh'tan yardım ve feth-i kariyb (Kurbiyet açılımı)! İman
edenleri müjdele! (A. Hulusi)
13 -
Diğer biri de ki onu seveceksiniz; Allah dan nusrat ve yakın bir fetih, hem
mü'minleri müjdele. (Elmalı)
Ve uhra tuhıbbuneha ve kendisiyle
sevineceğiniz bir şey daha var. Nedir o? nasrun minAllâhi ve fethun kariyb Allah’tan bir
yardım ve görünen, yakın, çok yakın bir zafer. ve beşşiril mu'miniyn ve mü’minleri
müjdele. O görünen zafer aslında fetih suresinin müjdelediği yüreklerin fethi
değil miydi. Çok kısa bir zaman sonra, hemen 1.5-2 yıl sonra milyonların
gönüllerinin açılışının habercisi olan imana fevç fevç gelme büyük bir fetih
değil miydi salında.
14-) Ya eyyühelleziyne amenû kûnû ensarAllâhi
kema kale 'Iysebnu Meryeme lilHavariyyiyne men ensariy ilAllâh*
kalelHavariyyune nahnu ensarullahi, feamenet taifetun min beniy israiyle ve
keferet taifetun, feeyyednelleziyne amenû 'alâ 'aduvvihim feasbehu zahiriyn;
Ey iman
edenler, Allâh'ın Ensârı (yardımcıları) olun; Meryemoğlu İsa'nın, Havarilere: "Kim benim
yardımcılarımdır Allâh'a?" dediğindeki gibi! Havariyyun dedi ki: "Biz
Allâh'ın yardımcılarıyız!"... İsrailoğullarından bir kısmı iman etti ve
bir kısmı da küfretti (gerçeği reddetti)! Bunun üzerine o iman edenleri,
düşmanları aleyhine destekledik de üstün gelenler oldular. (A. Hulusi)
14 -
Ey o bütün iman edenler! Allah yardımcıları olunuz, nitekim Meryem’in oğlu Isâ:
«kim benim yardımcılarım Allaha doğru?» dedi, Havâriyyun «biz Allah
yardımcılarıyız» dediler. Bunun üzerine Beni İsraîl’den bir taife iman etti,
bir taife de küfre gitti de biz iman edenleri düşmanlarına karşı te'yid
eyledik, o suretle onlar üstün olup yüze çıktılar. (Elmalı)
Ya eyyühelleziyne amenû siz ey iman
edenler kûnû
ensarAllâh Allah’ın yardımcıları olun, Allah’ın destekçileri olun.
Eğer birine destek verecekseniz Allah’ın dinine destek verin. Niçin? Çünkü
desteği Allah’tan aldınız. Siz O’nun sayesinde varsınız. Çünkü yarın lazım
olunca yine Allah yardımınıza koşacak. Çünkü aslında Allah’ın size değil, sizin
Allah’a ihtiyacınız var.
kema kale 'Iysebnu Meryeme lilHavariyyiyne men
ensariy ilAllâh tıpkı Meryem oğlu İsa’nın havariler için dediği
gibi; kim Allah’a doğru giden yolda bana yardım eder? dediği gibi. Allah’a
giden yolda kim bana yardım eder deyince;
kalelHavariyyune nahnu ensarullah
Havariler dediler ki; Biziz Allah yolunda gönüllü destekçilerin. Gönüllü
destekçi olacak olanlar bizleriz dediler. feamenet taifetun min beniy israiyle ve keferet taifeh
Nitekim İsrail oğullarından bir taife, bir bölümü ona iman ettiler, bir bölümü
de onu inkar ettiler.
Aslında ona iman eden bir bölüm
Hadid/28. ayette iman edenler olarak adlandırılan muvahhid İsevilerdi. Yine
onların, ki Hz. İsa’nın havarileri içerisinde 40 kişilik bu grubun, onun
imanını yaymak için varlıklarını ortaya koyduklarını tarihsel olarak biz
biliyoruz. Arius onun inancı üzere yürüdü. Miladi 4. yy.da o tevhidi inancı
savundu. Savundu fakat maalesef kovuşturmaya uğradı, sonunda öldürüldü.
Teslisçi kilise tarafından Muvahhid İseviler birer birer kovalandılar,
yakalandılar, yok edildiler.
Yine Kur’an ın, mesele Maide/82.
ayetinde olduğu gibi biz nasarayız diyenlerle kastettiği kimseler de muvahhid
İseviler olsa gerektir bu acizin kanaatine göre.
Peki inkar edenlerden kasıt; 3
tür inkar ettiler Hz. İsa’yı. Buradan onu anlayabiliriz. 3 tür inkar anlaşılır.
Hangisi anlaşılmalıdır o ayrı bir bahis.
1 - İsa’nın peygamberliğini inkar edenler.
2 – İsa’nın müjdelediği hakikati,
müjdesini, yani Allah’ın Resulü Hz. Muhammed’i müjdelemesini inkar edenler.
3 – İsa’nın beşerliğini,
insanlığını inkar edip onu ilahlaştıranlar. Ben bu ibareden üçünün de
anlaşılabileceği kanaatindeyim.
feeyyednelleziyne amenû 'alâ 'aduvvihim
bunun üzerine ona iman eden kimseleri, düşmanları üzerine galip getirdik.
Güçlendirdik ve destekledik. feasbehu zahiriyn sonunda galip gelenler onlar
oldu.
Burada bir sualim var dostlar.
Hz. İsa’nın gerçek havarileri, İslam peygamberi Hz. İsa’nın Müslüman havarileri
savaşmadılar. Kanlı çarpışmalara girmediler. Fakat davet ettiler, sadece davet
ettiler. Aç aslanlara atıldılar, dövüldüler, sövüldüler, çarmıhlara gerildiler,
taşlandılar Antakya da olduğu gibi, öldürüldüler. Ama hep davet ettiler. Şimdi
sual şu; Onlar hangi zaferi kazanmış oldular, hangi savaşın galibi oldular ki
bu ayet sonunda galip gelenler onlar oldu dedi.
Aslında onlar yürek fatihleriydi,
yürekleri fethettiler. Sözün burasında çok ilginç bir bilgi notu aktarmak
isterim, o da; Havari kelimesinin kök anlamı olarak Rağıp El Isfahani avcı
karşılığını verir. Avcı. Yani avcı manasına gelir der, Arapça değildir, muarrap
bir kelimedir, Arapçaya sonradan başka dilden geçmiştir der. Dolayısıyla ne
avcısıydı bunlar. Ben balık avcısı, kuş avcısı, yabani ördek avcısı
diyemiyorum, yürek avcısı diyorum. Demek ki onlar gönül avcısıydılar.
Sadakallahülaziym. Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn
Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan
Allah’a hamd’adır.
Saff suresinin sonu
Saff suresini toplu olarak BURADA
bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder