1 Ekim 2011 Cumartesi

İslamoğlu Tef. Ders. Tevbe (029-029)(62-C)

B sayfasından devam



29-) Katilülleziyne lâ yu'minune Billâhi ve lâ Bil yevmil'ahıri ve lâ yuharrimune ma harremAllâhu ve RasûluHU ve lâ yediynune diynel hakkı minelleziyne utül Kitabe hatta yu'tul cizyete an yedin ve hüm sağırun;

BİLGİ (kitap) verilenlerden, Allâh'a ve gelecekte (ölüm ötesi) yaşayacakları sürece iman etmeyen, Allâh'ın ve Rasûlünün haram kıldığını haram saymayan ve Hak Din anlayışını (Hakikat ve Sünnetullâh Bilgilerini) din edinmeyenlerle, aşağılanmış olarak kendi elleriyle cizye verinceye kadar savaşın. (A.Hulusi)

29 - O kendilerine kitap verilenlerden oldukları halde ne Allaha ne Âhiret gününe inanmayan, Allahın ve Resulünün haram ettiğini haram tanımayan, ve hak dinini din edinmeyen kimselere küçülmüş oldukları halde elden cizye verecekleri hale kadar harp edin. (Elmalı)


Katilülleziyne lâ yu'minune Billâhi ve lâ Bil yevmil'ahıri ve lâ yuharrimune ma harremAllâhu ve RasûluHU ve lâ yediynune diynel hakkı minelleziyne utül Kitabe hatta yu'tul cizyete an yedin ve hüm sağırun; Uzun bir ayet ben de hiçbir tarafından bölemedim. Çünkü bölünme kabul etmez bir ayet. Bölersem, bölmeye kalkarsam korkarım ki doğru bir tercüme çıkaramam. Onun için tamamını okudum, umarım tamamını da doğru bir biçimde çevirmeye muvaffak olurum. Ne diyor Kuran bu ayette, ki bu ayet kuran ın yine müstesna ayetlerinden biridir. Çünkü içinde cizye kelimesinin geçtiği tek ayettir. İşte onun için cizye ayeti, hukukta cizye ayeti olarak şöhret bulmuştur. Ne diyor bakalım;

Kendilerine daha önceden vahiy emanet edilenlerden Allah’a da, ahiret gününe de tabii ki gerçek anlamda inanmayan, Allah’la onun elçisinin yasakladığını yasak saymayan ve hak dinini tek din olarak benimsemeyen kimselerle, boyun eğmiş bir halde savaştan muafiyet vergisini kendi elleri ile an yedin, kendi elleriyle verinceye kadar savaşın.

Biraz uzun oldu ama ayeti bölemedim. Evet, kimlerle savaşılması isteniyor? Açık. lâ yu'minune Billâhi ve lâ Bil yevmil'ahır Allah’a ve ahiret gününe samimi olarak inanmayan, kendilerine daha önce kitap verildiği halde. Demek ki adres açık. ve lâ yuharrimune ma harremAllâhu ve RasûluHU ve yine Allah’ın ve elçisinin yasakladığını yasak bilmeyen, saymayan bu insanlarla cizye verinceye kadar ve tabii ki boyun eğinceye kadar. ve hüm sağırun; boyun eğinceye kadar savaşın diyor.

Peki nasıl anlaşılmalı bu ayet. Bu ayeti Kuran ın diğer ayetleri ile birlikte ele aldığımızda, ki böyle yapmak zorundayız doğru anlamak için. Yoksa insanın elini kopartıp bu insandır demeye benzer. Hakikati parçalarsanız hakikat olmaktan çıkar. Bu ayeti Kuran ın bütünü içinden çekip te Kuran ı diğer din mensuplarına karşı nasıl davranmamızı emrettiğine ilişkin sistemini öğrenemezsiniz. Dahası yanlış yaparsınız. Sık sık bu konuda ayetler gelip sık sıkta benim tefsir ettiğim için bu konuda fazla durmuyorum. Biliyoruz ve biliyorsunuz ki bu konuda Kuran’ın tavrı hiçbir zaman zorla inanç değiştirme tavrı değildir.

La İkrahe fid Diyni kad tebeyyenerrüşdü minel gayy (Bakara/256)

 Diyen de aynı Kuran’dır. Zorlamanın hiçbir çeşidi dinde yoktur. Artık iyilik kötülükten, artık hak batıldan kesin sınırlarla ayrılmıştır. Onun için Allah insana irade vermiştir ve bu iradeyi seçme uğruna kullanması gerekir.

Peki bunu diyen Kuram burada ne demek istemektedir diye sorarsanız, tabii ki saldırıyı cezalandırmak ve Müslüman geleceğe ilişkin var oluşuna yönelik tehditleri engelleme amaçlıdır.

Cizye önemli bir İslami, hukuki kuraldır. Aslında cizye kelimesinin Arapça değil de Farsça olduğunu ve cizyenin eski İran adeti olarak uygulaması olarak, sonradan İslam’a geçtiğini söyleyenler de vardır. Onun için onlar cizye kökünden, Farsça cizye kökünden geldiğini söylerler ama, Arap diline uygun bir yapısı var. Etimolojik yapısı var sözcüğün. Cizye, cezadan gelir. Bizce de doğru olan budur, yani karşılık, bedel demektir. Neyin bedeli, bir bedel varsa bir şeyin bedeli olmalı. O halde cizyeyi kısaca işlemek istiyorum. Öncelikle bu ayetin müşriklere sığınma hakkı tanıyan 6. ve 8. ayetler kapsamında doğru anlaşılması için şarttır.

Cizye; bir baş vergisidir eskilerin ifadesi ile. Yani harpten muafiyet vergisi. Bilinmektedir ki Müslüman cemaat ideolojik hedeflerini gerçekleştirmek için müstakil bir sosyal toplum projesine sahiptir. Çünkü Kuran bir toplum projesi ile gelmiştir. Kuran, çile hayatına çağıran ve insanı tek tek muhatap alan bir kitap değil, aynı zamanda insan oğluna topluca bir uygarlık, bir medeniyet yolu gösteren bir medeniyet kitabıdır. Onun için bir toplum projesi vardır Kuran’ın.

Toplum projesi tabii ki topluma bir takım hedefler, bir takım kurallar, bir takım değerler, birlikte yaşamak için gerekli olan tüm insani, beşeri, ekonomik, siyasi ve hayatın diğer alanlarında ki tüm ilkeleri koymak durumundadır. İşte Kuran hedeflediği toplumu oluşturmak için o toplumun hangi ilkeler üzerine yükseleceğini de işaret eder, bazen açıkça söyler. Kuran’ın hedeflediği bu ideal toplumu elbette oluşturduğu üst yapı, kendisini korumak durumundadır. Hiçbir toplum kendisini saldırılara karşı açık tutamaz. Hiçbir toplumdan bunu isteme hakkı yok kimsenin. Siz, size olan saldırılara açık hale gelin. Deme hakkı yoktur.

Onun için de Kuran’ın öngördüğü toplum kendisini yeryüzünde var kılabilmek, erdem toplumudur bu. Erdem toplumunu yer yüzünde var kılabilmek için kendi mensuplarına ideolojik hedefler de gösterir.

İşte bu hedeflere ulaşmak için eğer gerekiyorsa her bir inanana savunma hizmetine, gönüllü ya da gönülsüz katılma mecburiyeti getirir. Fakat, İslam’i toplumun şemsiyesi altında yaşayan, Müslüman olmayan, bu ideolojik hedeflere inanmayan insanlara eğer İslam; sen de savunma hizmetine zorunlu katılacaksın derse bu dinde zorlama olur. Çünkü inanmadığı bir şey uğruna insanı savaşa, ölüme koşmaktır bu. İslam bunu yapmaz. Çünkü bunu bir insan hakkı olarak görür. İnanmadığı bir değer uğruna savaşıp ölmeyi istemez.

Ama beri yanda da o toplumun güvenliği için canını ortaya koyan insanlar var. Bir tarafta o toplumun güvenliğini sağlamak için canını ortaya koyan insanlar var, yine o toplumun güvenliğine ortak olan, o güvenlikten pay alan ama hiçbir şey vermeden o toplumda yaşayan gayri Müslimlerin bu güvenliğe katkısı nasıl olacaktır sorusu, sorulmayı hak eden bir sorudur. İşte cizye burada gündeme gelir. Bedeldir. Savunma sistemine katılma bedelidir. Bizzat canları ile katılmayı istemiyorlar ise eğer, Ki istiyorsa katılabilirler ve cizye vermekten muaf tutulurlar.

Uygulama da böyledir. Ama katılmak istemiyorlarsa cizye verirler. Söyler misiniz malla can nasıl takas edilir? Şimdi kim karlıdır kim kime eğer zulüm varsa, eğer haksızlık varsa kim haksızlığa uğramış, kim haksızlık etmiştir. Cizyeyi Müslümanların gayri Müslimlere haksızlığı olarak görenler, işte böyle kör ve şaşı bakarlar. Eğer haksızlık varsa, haksızlık yapılan Müslümanlardır. Yani can bedeli para verenler değil. Bu bir. Ama insan hukukuna, insanı inanmadığı bir şey uğruna ölüme sürüklememek için Müslümanlar adalet uğruna bu şeyi sineye çekmişler ve Allah’ın bir emri olarak kabul etmişlerdir.

Tabii ki cizyenin içeriğini öğrendikten sonra çok daha şaşıracağız. Cizye hiçbir zaman zekattan fazla olmamıştır. Onun için de cizye korkusu ile Müslüman oldular diyen garezkar müsteşrikler, oryantalistler ve onların yerli uzantıları doğru söylemiyorlar. Onların yalan söylediğini söyleyen yine iyi niyetli müsteşrikler olmuştur. Bunların başında Ignace
Goldziher.
Bunların başında Asim Palasyos. Bunların yine başında İntişar-ı İslam tarihi yazarı Sir Thomas Arnold var. Bunların hepsinin de ortak görüşü, cizye korkusu ile hiçbir Hıristiyan, hiçbir Yahudi, hiçbir gayri Müslim Müslüman olmaz, çünkü Müslüman olduğunda vereceği zekat cizyeden fazladır. Demişlerdir.

Hastalardan cizye alınmamıştır, yaşlılardan cizye alınmamıştır, çocuklardan cizye alınmamıştır, kadınlardan cizye alınmamıştır, haham, rahip ve papazlardan cizye alınmamıştır ve herkesten cizye gücü oranında yoksuldan düşük, zenginden biraz daha fazla ve vereceği miktarda alınmıştır. Ve eğer savunmaya katkıda bulunmuşlarsa bizzat, onlardan da cizye alınmamıştır. Muhammed Abduh’un da fetvası bu yönde olduğu için bugün Mısır yasalarına dahi girmiştir bu. Eğer gayri Müslim uyruklar bir İslam devletinde, toplumunda eğer sayım bizzat askerlik biçiminde katılırlarsa cizyeden muaf olurlar.

Onun için cizyeyi dillerine dolayarak İslam’a hakaret edenler, çok yanlış bir adresten ateş açıyorlar demektir.



Devam ediyor D sayfasına geçiniz.
62. videoyu toplu olarak http://kurantefsir.wordpress.com/2011/09/16/islamoglu-tef-ders-tevbe-024-03762/ bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder