11 Ekim 2014 Cumartesi

İslamoğlu Tef. Ders. ZİLZAL SURESİ (01-04) (195-B)a






Değerli Kur’an dostları, Beyyine suresinin hemen arkasından zelzele suresi geliyor. 99. sure. Zelzele ismini ilk ayetinden alıyor zilzal, İzâ zülziletil Ardu zilzaleha deprem manasına geliyor zilzal, zelzele. Zilzal diye de anılmış, zelzele diye de anılmış. Ben zelzele diye anmayı dilimize yatkın buluyorum.

İniş zamanı Mekki hiç şüphesiz, konu ve üslubu bunun delili. Sureyi; Karia, Zariyat, Tekviyr, İnfitar, İnşikak, Ğaşiye, Tekâsür, Adiyat gibi surelerin hizasına dizmek lazım çünkü konu bütünlüğü var. Medine de indiği iddiaları var ama bu iddialar doğru değil, sadece sebebi nüzule istinaden yapılmış iddialar. Sebebi nüzul Medine ile ilgili bir olayı nüzül sebebi olarak anlatırken bu sure bu olay üzerine indi demek o surenin gerçek zamanını ifade etmez tefsir usulünde ve ulûmül Kur’an da Suyuti’nin de isabetle ifade ettiği gibi. Neyi ifade eder ya? Sahabenin zihninde o olayla bu ayetler arasında irtibat kurduğunu ifade eder, bunun delilidir.

[Ek bilgi; İbn Ebî Hâtim, Ebû Saîd Hudrî'den nakletmiştir: "Her kim zerre miktarı hayır işlerse onu görecekler. Her kim de zerre miktarı bir şer işlerse onu görecektir" (7-8) âyetleri ile ilgili olarak Rasûlullah (s.a.s)'a şöyle demiştir: "Ya Rasûlullah, kendi amellerimi görecek miyim?" Al-lah Rasûlü şöyle buyurmuştur: "Evet!" Ben şöyle dedim: "Ben mahvoldum." Allah Rasûlü (s.a.s): "Sevin, ya Ebû Said. Çünkü Yaptığın her salih amele on sevap verilecektir" buyurdu. Bu hadis sûrenin Medenî olduğuna delil teşkil eder. Çünkü Ebû Said Hudrî Ensar'dandı. Ayrıca Uhud'dan sonra baliğ olmuş olduğu için bu rivayet, bu âyetin, dolayısıyla sûrenin Medine'de nâzil olduğunu te'yid etmektedir. (Besâiru-l Kur’an- Ali Küçük)] Allahu alem.

Aslında bunun arka planında harika bir şey yatar o da şu; Sahabe Kur’an ı  bir anda nazil olmuş bir metin gibi değil, bir hitap gibi değil her an nazil olan, hayatın içine nazil olan bir hitap gibi gördüğünü ifade eder. Bu hoş bir bakıştır.

Suremizin konusu ahiret ve ilahi adaletin tecellisidir. Zımnen şu mesajı veriyor bu mübarek sure; Ey insan Allah’tan hiçbir şeyi kaçıramazsın, Allah’tan hiçbir şeyi saklayamazsın. Yer yüzünü şahit olarak konuşturan Allah ne kadar güçlüdür bir düşünsene. Yer yüzünü dile getirip de şahit yapan Allah seni konuşturamaz mı zannediyorsun. Yani Allah’tan bir şey kaçırırım mı zannediyorsun. Koca dünyayı, koca alemi dile getirip konuşturacak olan Allah, buna gücü yeten Allah’ın seni konuşturmaya, sana hakikati söyletmeye gücü yetmez mi bir düşünsene ey insanoğlu. Niye böyle Allah’a karşı baş kaldırırsın zımnen söylediği bu.

Berceste ayetleri sonundaki ayetler. Femen ya'mel miskale zerretin hayren yerah, Ve men ya'mel miskale zerretin şerren yerah (7-8) Haydi hep beraber görelim şimdi.




1-) İzâ zülziletil Ardu zilzaleha;

Arz (beden), şiddetli bir sarsıntı ile sarsıldığında; (A.Hulusi)

1 - Arz o sarsıntısıyla sarsıldığı. (Elmalı)


İzâ zülziletil Ardu zilzaleha yer yüzü şiddetli bir depremle sarsıldığı zaman. Zilzaleha yerine Zilzalen gelebilirdi. Ama o zaman bir nüans olurdu, mana ve bir farklılık olurdu. Eğer böyle gelseydi az ya da çok bir sarsıntıya hamledilirdi. Fakat Zilzaleha diye yer yüzüne ait zamire izafe edilmesi depremin çapının yer yüzünün çapıyla orantılı olduğunu gösteriyor. Ne demek? Bu bölge sallanır, tektonik bir sarsıntıdır, işte bu plakanın hafif oynamasıdır.

Bakarsınız 8 şiddetinde deprem üretir. Bu plaka biraz daha büyük olur ve sarsılır, bakarsınız 9 şiddetinde bir deprem üretir. 8 şiddetinde4 bir deprem ürettiğinde nüfusunuzun Allah göstermesin %5-10 kaybedersiniz. Hanelerinizin %15-20 sini kaybedersiniz. 9 şiddetinde ürettiğinde hanelerinizin %40 ını kaybedersiniz. 10 şiddetinde deprem ürettiğinde hanelerinizin %90 ını kaybedersiniz. 11. şiddetinde deprem ürettiğinde hanelerinizin hiçbiri kalmaz. 12. şiddetinde bir deprem ürettiğinde yer yüzünde insan yapısı bir şey ayakta kalamaz. 13 şiddetinde bir deprem ürettiğinde dağlar yer değiştirir.

Ondan sonrasını jeofizikçiler de artık tahmin edemiyorlar. Çünkü depremin şiddeti bir derece artınca verdiği tahribat bir derece artmıyor. Korkunç katlanıyor. Yani aritmetik de diyemeyeceğim, hatta geometrik de diyemeyeceğim daha yüksek bir katlamayla katlanıyor. Onun için 15 şiddetinde bir depremin ne yapacağını tahmin edemiyorlar. Yani şöyle diyebiliriz 15 şiddetinde ki bir depremde kıtalar oynuyor. 17 şiddetinde ki bir depremde yer yüzü tamamıyla şekil değiştiriyor. 19 şiddetindeki bir depremde yer yüzü yörüngesinden fırlıyor, 21 şiddetinde ki bir depremde yer yüzü patlıyor. Haydi buyurun, 9 a gücü yeten 21 e gücü yetmez mi. Ey insan ne diyorsun sen buna. 9 a gücü yetenin 20 ye gücü yetmez mi.

Evet Öznesi yok, meçhul gelmiş zülzilet, meçhul fiil. Genellikle kıyamet ayetlerinde, son saat ayetlerinde meçhul ve mutavaat kipi kullanılır. Olay o kadar dehşetli ki kim yaptı bile diyemeyeceğimizi ima eder gibidir. Ansızın gerçekleşeceği içindir. Kevn ve fesat yasaları ile iç dinamik gereği işler. Dışardan bir emre gerek duymaz yani. Kevn ve fesadın yasalarını Allah koymuştur kendi içindeki dinamikle bu yasalar gerçekleşir. Üçüncüsü de insanın amelleri etkili olduğu için özneye gerek yok. Yani özne sadece tek değil, insanın eylemleri yeryüzünün eylemlerini belirlemiş ve Allah’ın koyduğu yasalar gereği yeryüzü insandan öç almıştır. Bütün bunlara delalet edebilir meçhul gelmesi.


2-) Ve ahrecetilArdu eskaleha;

Arz, ağırlıklarını dışarı çıkardığında, (A.Hulusi)

2 - Ve Arz ağırlıklarını çıkardığı. (Elmalı)


Ve ahrecetilArdu eskaleha tüm maddi ve manevi ağırlıklarını çıkarttığı zaman. Tüm maddi ve manevi ağırlıklarını çıkarttığı zaman, dışarı attığı yani kustuğu zaman tabir caizse.

Bu ne manaya gelir? İlk aklıma gelen doğrusu bugünkü o dehşetli hummalı faaliyetleri görünce yer yüzünün içini boşaltma geliyor. Bir taraftan petrolünü, bir taraftan gazını, bir taraftan madenlerini, bir taraftan kömürünü, bir taraftan elmasını, bir taraftan altınını yani yer yüzünün içinde hiçbir şey bırakmayacak şekilde herkes yer yüzünün göbeğine doğru tırtıklamaya çalışıyor. Adeta kıyametin gelişi yer yüzünün içinde ki tüm değerler boşaldığında. Veyahut ta yer yüzünün içi dışına çıktığında, o manaya gelebilir. Klasik tefsirimiz bunu yeryüzünde metfun bulunan ölüler dışarı çıktığında şeklinde anlamışlar. Ama bugün yaşayan insanlar bizler olarak gördüğümüz gerçek yer yüzünün içi boşaldığında daha yakın gözüküyor, çünkü boşaltılıyor yeryüzü.

Boşaltılıyor ama asla ilahi mimariye dikkat edilmiyor. Dikkat buyurun ilahi mimari dedim. Şu dağlar şu ovalar şu yeryüzü şekilleri Allah’ın mimarisinin bir ifadesi ve en büyük mimar Allah’tır bu manada. En muhteşem mimari de Allah’ın yaptığı mimaridir. Baksanıza etrafınıza bu ne muhteşem bir denge, bu ne muhteşem bir güzellik, kim yapsa böyle yapabilirdi ki ve insanoğlu hoyratça ilahi mimariyi talan ediyor, parçalıyor, saygı duymuyor. Dağa taşa saygı duymuyor.

Allah Resulü bir dağa çıktığında saygısından şahadet namazı kılardı. Allah Resulü Uhud’u bir dostu ziyarete gider gibi her hafta ziyaret ederdi. Allah resulü yağmur yağarken elbisesini bir gün yağmur’a tutmuş, ne yapıyorsun ya Resulallah diyenlere; Onun Allah işle olan sözleşmesi benden daha yeni, istifade ediyorum demişti. Bu saygı nere bugünkülerin modernlerin saygısı nere bir düşünsenize.

[Ek bilgi; “Toprak ağırlıklarını…” beden arzı, “..dışarı çıkardığı…vakit.” Metaını dışarı attığı zaman. Çünkü beden, kuvvetlerden, ruhlardan, amellerin heyetlerinden ve kalpte kökleşmiş inançlardan oluşan bu metalarla değerlenir. Ayette geçen “eskal” kelimesi “sakl” in çoğuludur ve ev eşyası anlamına gelir. (İbn. Arabi- Te’vilat)]


3-) Ve kalel İnsanu ma leha;

İnsan (bilinç, bedene bakarak): "Buna ne oluyor?" diyerek (panik yaşadığında), (A.Hulusi)

3 - Ve insan «noluyor buna?» Dediği vakit. (Elmalı)


Ve kalel İnsanu ma leha ve diyecek ki insan; Ona ne oluyor, buna ne oldu?  Hac/1-3 cü ayetleri geldi aklıma;

Ya eyyühenNas Ey insanlık ütteku Rabbeküm * inne zelzeletessaati şey'ün azıym (Hac/1) rabbinize karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun. Bilincinde olun ki son saatin sarsıntısı korkunçtur, aziym bir şeydir, tarif edilmez bir şeydir son saatin o korkunç sarsıntısı. Şey’ün azıym.

Yevme teravneha tezhelü küllü murdıatin amma erda'at sen bugün görürsün. Neyi görürsün biliyor musun her emzikli kadının çocuğunu, kucağında ki bebeğini unuttuğunu görürsün. Anne bebeğini unutur mu? Anne kendini unutur da bebeğini unutmaz. Ama öyle bir dehşet olacak ki o gün anne emzikli bebeğini unutacak. Dahası? ve teda'u küllü zâti hamlin hamleha ve teranNase sükâra ve ma hüm Bi sükâra (Hac/2) ve her hamile kadın çocuğunu doğuracak, yani atacak ve insanları sarhoş olarak göreceksin. Ama aslında onlar sarhoş değiller, içmemişler. İçmeden sarhoş olacaklar. O günün dehşetinden, o günün azametinden, o günün korkunçluğundan. O sarsıntı öyle bir sarsıntı olacak. Bu ayetler gerçekten de gözümüzün önüne getirir gibi izah ediyor o büyük saatin korkunçluğunu.


4-) Yevmeizin tühaddisü ahbâreha;

İşte o süreçte haberlerini söyler. (A.Hulusi)

4 - O gün bütün haberlerini anlatır. (Elmalı)


Yevmeizin tühaddisü ahbâreha işte o gün yeryüzü dile gelir şahit olduklarını bir bir haber verecek. Dile gelecek ve diyecek ki ben şuna, şuna, şuna şahit oldum. Tühaddisü ahbâreha, haberlerini bir bir dile getirecek, yer yüzü dile gelecek yer yüzünün dili olacak. Yani Allah’ın gücü yer yüzünü konuşturacak. Yer yüzünü konuşturan Allah seni konuşturmayacak öyle mi? Yani mahkemeyi yanılttım ama Allah’ı da yanıltırım diyorsan eğer yanılıyorsun ey insan. Mahkemeyi kitabına uydurdum, bir biçimde kafaladım. Büyük mahkemede de bir şeyler düşünürüz diyorsan ey insan yanılıyorsun. Dağları, yerleri, gökleri dile getiren Allah seni dile getirmeyecek mi sanıyorsun. Hücrelerin konuşacak ey insan.

Elyevme nahtimü alâ efvahihim ve tükellimüna eydiyhim ve teşhedü ercülühüm Bimâ kânu yeksibûn. (Yasin/65) o gün ağızlarını bantlarız bize elleri konuşur, ayakları şahitlik yapar. Sen ne diyorsun ey insan.


Devam ediyor b sayfasına geçiniz.
          Zilzal suresini toplu olarak BURADA bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder