Değerli Kur’an dostları, Beyyine
suresinin hemen arkasından zelzele suresi geliyor. 99. sure. Zelzele ismini ilk
ayetinden alıyor zilzal, İzâ zülziletil Ardu zilzaleha deprem manasına
geliyor zilzal, zelzele. Zilzal diye de anılmış, zelzele diye de anılmış. Ben
zelzele diye anmayı dilimize yatkın buluyorum.
İniş zamanı Mekki hiç şüphesiz,
konu ve üslubu bunun delili. Sureyi; Karia, Zariyat, Tekviyr, İnfitar, İnşikak,
Ğaşiye, Tekâsür, Adiyat gibi surelerin hizasına dizmek lazım çünkü konu
bütünlüğü var. Medine de indiği iddiaları var ama bu iddialar doğru değil,
sadece sebebi nüzule istinaden yapılmış iddialar. Sebebi nüzul Medine ile
ilgili bir olayı nüzül sebebi olarak anlatırken bu sure bu olay üzerine indi
demek o surenin gerçek zamanını ifade etmez tefsir usulünde ve ulûmül Kur’an da
Suyuti’nin de isabetle ifade ettiği gibi. Neyi ifade eder ya? Sahabenin
zihninde o olayla bu ayetler arasında irtibat kurduğunu ifade eder, bunun
delilidir.
[Ek bilgi; İbn Ebî Hâtim, Ebû Saîd Hudrî'den
nakletmiştir: "Her kim zerre miktarı hayır işlerse onu görecekler. Her kim
de zerre miktarı bir şer işlerse onu görecektir" (7-8) âyetleri ile ilgili
olarak Rasûlullah (s.a.s)'a şöyle demiştir: "Ya Rasûlullah, kendi
amellerimi görecek miyim?" Al-lah Rasûlü şöyle buyurmuştur:
"Evet!" Ben şöyle dedim: "Ben mahvoldum." Allah Rasûlü
(s.a.s): "Sevin, ya Ebû Said. Çünkü Yaptığın her salih amele on sevap
verilecektir" buyurdu. Bu hadis sûrenin Medenî olduğuna delil teşkil eder.
Çünkü Ebû Said Hudrî Ensar'dandı. Ayrıca Uhud'dan sonra baliğ olmuş olduğu için
bu rivayet, bu âyetin, dolayısıyla sûrenin Medine'de nâzil olduğunu te'yid
etmektedir. (Besâiru-l Kur’an- Ali Küçük)] Allahu alem.
Aslında bunun arka planında
harika bir şey yatar o da şu; Sahabe Kur’an ı
bir anda nazil olmuş bir metin gibi değil, bir hitap gibi değil her an
nazil olan, hayatın içine nazil olan bir hitap gibi gördüğünü ifade eder. Bu
hoş bir bakıştır.
Suremizin konusu ahiret ve ilahi
adaletin tecellisidir. Zımnen şu mesajı veriyor bu mübarek sure; Ey insan
Allah’tan hiçbir şeyi kaçıramazsın, Allah’tan hiçbir şeyi saklayamazsın. Yer
yüzünü şahit olarak konuşturan Allah ne kadar güçlüdür bir düşünsene. Yer
yüzünü dile getirip de şahit yapan Allah seni konuşturamaz mı zannediyorsun.
Yani Allah’tan bir şey kaçırırım mı zannediyorsun. Koca dünyayı, koca alemi
dile getirip konuşturacak olan Allah, buna gücü yeten Allah’ın seni
konuşturmaya, sana hakikati söyletmeye gücü yetmez mi bir düşünsene ey
insanoğlu. Niye böyle Allah’a karşı baş kaldırırsın zımnen söylediği bu.
Berceste ayetleri sonundaki
ayetler. Femen
ya'mel miskale zerretin hayren yerah, Ve men ya'mel miskale zerretin şerren
yerah (7-8) Haydi hep beraber görelim şimdi.
1-) İzâ zülziletil Ardu zilzaleha;
Arz (beden), şiddetli bir
sarsıntı ile sarsıldığında; (A.Hulusi)
1 - Arz
o sarsıntısıyla sarsıldığı. (Elmalı)
İzâ zülziletil Ardu zilzaleha yer
yüzü şiddetli bir depremle sarsıldığı zaman. Zilzaleha yerine Zilzalen
gelebilirdi. Ama o zaman bir nüans olurdu, mana ve bir farklılık olurdu. Eğer
böyle gelseydi az ya da çok bir sarsıntıya hamledilirdi. Fakat Zilzaleha diye
yer yüzüne ait zamire izafe edilmesi depremin çapının yer yüzünün çapıyla
orantılı olduğunu gösteriyor. Ne demek? Bu bölge sallanır, tektonik bir
sarsıntıdır, işte bu plakanın hafif oynamasıdır.
Bakarsınız 8 şiddetinde deprem
üretir. Bu plaka biraz daha büyük olur ve sarsılır, bakarsınız 9 şiddetinde bir
deprem üretir. 8 şiddetinde4 bir deprem ürettiğinde nüfusunuzun Allah
göstermesin %5-10 kaybedersiniz. Hanelerinizin %15-20 sini kaybedersiniz. 9
şiddetinde ürettiğinde hanelerinizin %40 ını kaybedersiniz. 10 şiddetinde
deprem ürettiğinde hanelerinizin %90 ını kaybedersiniz. 11. şiddetinde deprem
ürettiğinde hanelerinizin hiçbiri kalmaz. 12. şiddetinde bir deprem ürettiğinde
yer yüzünde insan yapısı bir şey ayakta kalamaz. 13 şiddetinde bir deprem
ürettiğinde dağlar yer değiştirir.
Ondan sonrasını jeofizikçiler de
artık tahmin edemiyorlar. Çünkü depremin şiddeti bir derece artınca verdiği
tahribat bir derece artmıyor. Korkunç katlanıyor. Yani aritmetik de
diyemeyeceğim, hatta geometrik de diyemeyeceğim daha yüksek bir katlamayla
katlanıyor. Onun için 15 şiddetinde bir depremin ne yapacağını tahmin
edemiyorlar. Yani şöyle diyebiliriz 15 şiddetinde ki bir depremde kıtalar
oynuyor. 17 şiddetinde ki bir depremde yer yüzü tamamıyla şekil değiştiriyor.
19 şiddetindeki bir depremde yer yüzü yörüngesinden fırlıyor, 21 şiddetinde ki
bir depremde yer yüzü patlıyor. Haydi buyurun, 9 a gücü yeten 21 e gücü yetmez
mi. Ey insan ne diyorsun sen buna. 9 a gücü yetenin 20 ye gücü yetmez mi.
Evet Öznesi yok, meçhul gelmiş
zülzilet, meçhul fiil. Genellikle kıyamet ayetlerinde, son saat ayetlerinde
meçhul ve mutavaat kipi kullanılır. Olay o kadar dehşetli ki kim yaptı bile
diyemeyeceğimizi ima eder gibidir. Ansızın gerçekleşeceği içindir. Kevn ve
fesat yasaları ile iç dinamik gereği işler. Dışardan bir emre gerek duymaz
yani. Kevn ve fesadın yasalarını Allah koymuştur kendi içindeki dinamikle bu
yasalar gerçekleşir. Üçüncüsü de insanın amelleri etkili olduğu için özneye
gerek yok. Yani özne sadece tek değil, insanın eylemleri yeryüzünün eylemlerini
belirlemiş ve Allah’ın koyduğu yasalar gereği yeryüzü insandan öç almıştır.
Bütün bunlara delalet edebilir meçhul gelmesi.
2-) Ve ahrecetilArdu eskaleha;
Arz,
ağırlıklarını dışarı çıkardığında, (A.Hulusi)
2 - Ve
Arz ağırlıklarını çıkardığı. (Elmalı)
Ve ahrecetilArdu eskaleha tüm maddi
ve manevi ağırlıklarını çıkarttığı zaman. Tüm maddi ve manevi ağırlıklarını
çıkarttığı zaman, dışarı attığı yani kustuğu zaman tabir caizse.
Bu ne manaya gelir? İlk aklıma
gelen doğrusu bugünkü o dehşetli hummalı faaliyetleri görünce yer yüzünün içini
boşaltma geliyor. Bir taraftan petrolünü, bir taraftan gazını, bir taraftan
madenlerini, bir taraftan kömürünü, bir taraftan elmasını, bir taraftan
altınını yani yer yüzünün içinde hiçbir şey bırakmayacak şekilde herkes yer
yüzünün göbeğine doğru tırtıklamaya çalışıyor. Adeta kıyametin gelişi yer
yüzünün içinde ki tüm değerler boşaldığında. Veyahut ta yer yüzünün içi dışına
çıktığında, o manaya gelebilir. Klasik tefsirimiz bunu yeryüzünde metfun
bulunan ölüler dışarı çıktığında şeklinde anlamışlar. Ama bugün yaşayan
insanlar bizler olarak gördüğümüz gerçek yer yüzünün içi boşaldığında daha
yakın gözüküyor, çünkü boşaltılıyor yeryüzü.
Boşaltılıyor ama asla ilahi
mimariye dikkat edilmiyor. Dikkat buyurun ilahi mimari dedim. Şu dağlar şu
ovalar şu yeryüzü şekilleri Allah’ın mimarisinin bir ifadesi ve en büyük mimar
Allah’tır bu manada. En muhteşem mimari de Allah’ın yaptığı mimaridir. Baksanıza
etrafınıza bu ne muhteşem bir denge, bu ne muhteşem bir güzellik, kim yapsa
böyle yapabilirdi ki ve insanoğlu hoyratça ilahi mimariyi talan ediyor,
parçalıyor, saygı duymuyor. Dağa taşa saygı duymuyor.
Allah Resulü bir dağa çıktığında
saygısından şahadet namazı kılardı. Allah Resulü Uhud’u bir dostu ziyarete
gider gibi her hafta ziyaret ederdi. Allah resulü yağmur yağarken elbisesini
bir gün yağmur’a tutmuş, ne yapıyorsun ya Resulallah diyenlere; Onun Allah işle
olan sözleşmesi benden daha yeni, istifade ediyorum demişti. Bu saygı nere
bugünkülerin modernlerin saygısı nere bir düşünsenize.
[Ek bilgi; “Toprak
ağırlıklarını…” beden arzı, “..dışarı çıkardığı…vakit.” Metaını dışarı attığı
zaman. Çünkü beden, kuvvetlerden, ruhlardan, amellerin heyetlerinden ve kalpte
kökleşmiş inançlardan oluşan bu metalarla değerlenir. Ayette geçen “eskal”
kelimesi “sakl” in çoğuludur ve ev eşyası anlamına gelir. (İbn. Arabi-
Te’vilat)]
3-) Ve kalel İnsanu ma leha;
İnsan (bilinç, bedene bakarak):
"Buna ne oluyor?" diyerek (panik
yaşadığında), (A.Hulusi)
3 - Ve
insan «noluyor buna?» Dediği vakit. (Elmalı)
Ve kalel İnsanu ma leha ve diyecek
ki insan; Ona ne oluyor, buna ne oldu?
Hac/1-3 cü ayetleri geldi aklıma;
Ya eyyühenNas Ey insanlık ütteku Rabbeküm * inne zelzeletessaati şey'ün azıym (Hac/1) rabbinize karşı sorumluluğunuzun
bilincinde olun. Bilincinde olun ki son saatin sarsıntısı korkunçtur, aziym bir
şeydir, tarif edilmez bir şeydir son saatin o korkunç sarsıntısı. Şey’ün azıym.
Yevme teravneha tezhelü küllü murdıatin
amma erda'at sen bugün görürsün.
Neyi görürsün biliyor musun her emzikli kadının çocuğunu, kucağında ki bebeğini
unuttuğunu görürsün. Anne bebeğini unutur mu? Anne kendini unutur da bebeğini
unutmaz. Ama öyle bir dehşet olacak ki o gün anne emzikli bebeğini unutacak.
Dahası? ve teda'u küllü zâti hamlin hamleha ve teranNase sükâra
ve ma hüm Bi sükâra (Hac/2) ve
her hamile kadın çocuğunu doğuracak, yani atacak ve insanları sarhoş olarak
göreceksin. Ama aslında onlar sarhoş değiller, içmemişler. İçmeden sarhoş
olacaklar. O günün dehşetinden, o günün azametinden, o günün korkunçluğundan. O
sarsıntı öyle bir sarsıntı olacak. Bu ayetler gerçekten de gözümüzün önüne
getirir gibi izah ediyor o büyük saatin korkunçluğunu.
4-) Yevmeizin tühaddisü ahbâreha;
İşte o
süreçte haberlerini söyler. (A.Hulusi)
4 - O
gün bütün haberlerini anlatır. (Elmalı)
Yevmeizin tühaddisü ahbâreha işte o
gün yeryüzü dile gelir şahit olduklarını bir bir haber verecek. Dile gelecek ve
diyecek ki ben şuna, şuna, şuna şahit oldum. Tühaddisü ahbâreha, haberlerini bir bir dile getirecek, yer yüzü
dile gelecek yer yüzünün dili olacak. Yani Allah’ın gücü yer yüzünü
konuşturacak. Yer yüzünü konuşturan Allah seni konuşturmayacak öyle mi? Yani
mahkemeyi yanılttım ama Allah’ı da yanıltırım diyorsan eğer yanılıyorsun ey
insan. Mahkemeyi kitabına uydurdum, bir biçimde kafaladım. Büyük mahkemede de
bir şeyler düşünürüz diyorsan ey insan yanılıyorsun. Dağları, yerleri, gökleri
dile getiren Allah seni dile getirmeyecek mi sanıyorsun. Hücrelerin konuşacak
ey insan.
Elyevme nahtimü alâ efvahihim ve
tükellimüna eydiyhim ve teşhedü ercülühüm Bimâ kânu yeksibûn.
(Yasin/65) o gün ağızlarını bantlarız bize elleri konuşur, ayakları şahitlik
yapar. Sen ne diyorsun ey insan.
Devam ediyor b sayfasına geçiniz.
Zilzal suresini toplu olarak BURADA
bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder