23 Aralık 2011 Cuma

İslamoğlu Tef. Ders. Yusuf (024-029)(75-E)




D sayfasından devam.

24-) Ve lekad hemmet Bihi ve hemme Biha* levla en rea burhane Rabbih* kezâlike linasrife anhüssue velfahşa'* innehu min ıbadinel muhlesıyn;

Andolsun ki (o kadın) Onu arzulamıştı... Rabbinin burhanı olmasaydı (aklı, duygusuna hâkim olmasaydı Yusuf da) ona meyletmiş gitmişti! Biz böylece Ondan kötülüğü (nefsanî duyguları) ve şehveti uzak tuttuk! Çünkü O, ihlâslı kullarımızdandır. (A.Hulusi)

24 - Hanım cidden ona niyeti kurmuştu, o da ona kurmuş gitmişti amma rabbinin bürhanını görmese idi, ondan fenalığı ve fuhşu bertaraf edelim için öyle oldu, hakikat o bizim ıhlâsa mazhar edilmiş has kullarımızdandır. (Elmalı)


Ve lekad hemmet Bih Doğrusu, çok ilginç bir bilgi veriyor Kur’an burada; Doğrusu kadın onu gözüne kestirmişti. ve hemme Biha* levla en rea burhane Rabbih eğer rabbinin bürhanını müşahede etmemiş olsaydı, o da kadını gözüne kestirmişti.

Allah Allah, ilginç, ama şaşılacak hiçbir yer yok. Şaşmak yanlış olur. Bunun böyle olması gerekiyor, doğrusu da bu. İffetin ve erdemin gerçek anlamı böyle bir sahnede arzu duymamak değil ki, arzu duyduğu halde, arzusuna rağmen onu dizginlemek, Allah’tan korktuğu için sakınmak ve direnmektir. Günaha karşı direnmek. Erdem budur zaten. Yoksa arzu duymamak değil ki. Zaten arzu duymamış olsa bu bir erdem olmazdı. Taş, ağaç, ot gibi olurdu. Otun bir başkasının hakkını yememesi otluğunu erdem kılmaz. Onun erdemi sayılamaz. Onun için burada şaşılacak bir şey yok. Onu yapabilecek olduğu halde, hatta hatta, o noktada arzu duyduğu halde bundan sırf ahlaki davranmak için kaçınmış olmasıdır asıl başarı. Asıl nefsine karşı, öz benliğine karşı verdiği savaşta başarısı buradan gelir Hz. Yusuf’un. Yani peygamber deyince biz, peygamberlerin hiçbir şeyi olmaz.

İşte öyle değil diyor Kur’an. Peygamberler de insandır, fakat peygamberin vasfı; Allah’ın çizdiği sınırı aşmamasıdır. Ama yine de diyor ki burada; Eğer rabbinin bürhanını görmemiş olsaydı. Demek ki bu çok önemli. Tabii rabbinin bürhanını görmekten kasıt; Yüreğinde O’nun korkusunu, O’na karşı saygı duymak, yüreğinde o imanın kendisini dizginleyen frenlerini duymaktır. Asıl odur burada söylenen.

kezâlike linasrife anhüssue velfahşa' işte bunun nedeni, her türlü kötülük ve tutkuya bağlı taşkınlığı ondan uzaklaştırmak istediğimiz içindi. Yani ondan fuhşiyatı, taşkınlığı, kötülüğü uzaklaştırmak için biz ona bürhanımızı gösterdik.

innehu min ıbadinel muhlesıyn; Çünkü o bizim seçkin kullarımızdan biriydi. Muhlesiyn; İhlas verilmiş, seçilmiş, halis kılınmış. Yani Kur’an da iki şekilde kullanılır.

1 – İsmi fail olarak muhlisiyn,

2 – Muhlasiyn, burada olduğu gibi. İsmi mef’ul olarak.

1. Kendisi ihlaslı olan samimi davranan. 2. Bir de Allah’ın samimiyetini takviye ettiği, güçlendirdiği. İşte Muhlasiyn o.

 Her Yusuf’un bir Züleyha’sı var. Züleyha’sız Yusuf olmaz. Peki, herkes kendi Züleyha’sının ne olduğunu düşünsün. Size saldıran, sizi ayartan, sizi baştan çıkarmaya çalışan mutlaka bir Züleyha’var, fakat kim. Bu sadece bir hanım olmayabilir, bu çoğu zaman bir mal, para, dünya, makam ve bunun dışında bir çok şey olabilir. Herkes kendi Züleyha’sının ne olduğunu düşünsün.


25-) Vestebekal babe ve kaddet kamısahu min dübürin ve elfeya seyyideha ledel bab* kalet ma cezaü men erade Bi ehlike suen illâ en yüscene ev azâbün eliym;

(İkisi de) kapıya (yarışırcasına) koştular... (Kadın) Onun gömleğini arka tarafından boylu boyunca yırttı... Kapının (hemen) yanında, kadının kocası ile karşılaştılar... (Kadın) dedi ki: "Karına kötülük yapmak isteyenin cezası, zindana atılmaktan veya acı bir azaptan başka nedir?" (A.Hulusi)

25 - İkisi bir kapıyı koşuştular, Hanım onun gömleğini arkasından yırttı, kapının yanında Hanımın beyine rast geldiler, Hanım, senin, dedi: ehline fenalık yapmak isteyenin cezası zindana konulmaktan veya elîm bir azâb dan başka nedir? (Elmalı)


Vestebekal babe ve kaddet kamısahu min dübür ve kapıya koşuştular. Kadın ise onun gömleğini arkasından yırtıverdi. ve elfeya seyyideha ledel bab tam kapıya dayanmışlardı ki kadının beyi ile yüz yüze geldiler. kalet ma cezaü men erade Bi ehlike suen illâ en yüscene ev azâbün eliym; Kadın dedi ki üste çıkarak, hem suçlu, hem güçlü halde; Senin karına tecavüze kalkışan bir kişinin cezası hapsedilmekten ya da daha acı bir cezaya çarptırılmaktan başka ne olabilir ki.

Kitabı Mukaddeste ki versiyonunda Hz. Yusuf’un elbisesini tamamen kadının çekip aldığı, elinde kaldığı ve Hz. Yusuf’un öyle çıplak kaldığı şeklinde bir anlatım. Ki tabii gerçekten de akıl kârı olmayan bir anlatım.


26-) Kale hiye ravedetniy 'an nefsiy ve şehide şahidün min ehliha* in kâne kamiysuhu kudde min kubulin fesadekat ve huve minel kâzibiyn;

(Yusuf) dedi ki: "Nefsimden yararlanmak isteyen o idi"... Onun hane halkından biri, olayın çözümünü gösterdi: "Eğer Onun (Yusuf'un) gömleği ön tarafından yırtılmışsa, (kadın) doğru söylemiştir, O (Yusuf) yalancılardandır." (A.Hulusi)

26 - Yusuf, o kendisi, dedi: benim nefsimden kâm almak istedi, Hanımın akrabasından bir şahit de şöyle şahadet etti: Eğer gömleği önden yırtılmış ise Hanım doğru söylemiş bu yalancılardandır. (Elmalı)


Kale hiye ravedetniy 'an nefsiy Yusuf dedi ki; Asıl beni baştan çıkarmaya çalışan odur. ve şehide şahidün min ehliha* in kâne kamiysuhu kudde min kubulin fesadekat ve huve minel kâzibiyn; ve kadının yakınlarından biri olan görgü tanığı; Eğer onun gömleği önden yırtılmışsa bu durumda kadın doğru söylüyor, o da yalancının teki demektir. Dedi. Yani görgü tanıklarından biri böyle harika bir çözüm metodu teklif ediyor. Tabii aslında kimin suçlu olduğunu biliyor. Fakat bunu açıktan söylemek yerine suçluyu kendi delili ile ortaya çıkarmaya çalışıyor. Bu da ayrıca bir Kur’ani eğitimdir. Bir öğretimdir, terbiyedir. Yani suçluyu; sen suçlusun demek yerine, suçunu kendisine itiraf ettirecek bir delillendirme yöntemi bulmak.


27-) Ve in kâne kamiysuhu kudde min dübürin fekezebet ve huve mines sadikıyn;

"Eğer Onun gömleği arka tarafından yırtıldı ise, (kadın) yalan söylemiştir, O (Yusuf) gerçeği söyleyendir." (A.Hulusi)

27 - Yok eğer gömleği arkadan yırtılmış, ise o yalan söylemiş ve bu sadıklardandır. (Elmalı)


Ve in kâne kamiysuhu kudde min dübürin fekezebet ve huve mines sadikıyn; yok eğer onun gömleği önden yırtılmışsa bu durumda kadın yalan söylüyor, beriki dürüst biri demektir. Yani eğer kadın yalan söylüyor, beriki dürüst biri demektir. Birincisinin tam tersi. Birincisinde eğer önden yırtılmışsa erkek yalan söylüyor kadın dürüst, eğer arkadan yırtılmışsa erkek doğru söylüyor, kadın yalancı demektir diyordu.


28-) Felemma rea kamiysahu kudde min dübürin kale innehu min keydikünne, inne keydekünne azıym;

(Aziyz) Onun (Yusuf'un) gömleğini arkadan (yırtılmış) görünce, şöyle dedi: "Kesin, bu, siz kadınların hilelerindendir... Muhakkak ki siz kadınların hilesi çok büyüktür!" (A.Hulusi)

28 - Vaktâ ki gömleğini gördü arkasından yırtılmış, anlaşıldı, dedi: o, siz kadınların kendinizden, her halde sizin keydiniz çok büyük. (Elmalı)


Felemma rea kamiysahu kudde min dübürin kale bunun ardından kadının kocası onun gömleğinin arkadan yırtılmış olduğunu görünce dedi ki; innehu min keydikünne, inne keydekünne azıym; anlaşıldı ki bu da sizin meşhur tuzaklarınızdan biridir ey kadınlar taifesi dedi. Doğrusu sizin tuzağınız pek dehşettir.


29-) Yusufu a'rıd 'an hazâ, vestağfiriy li zenbiki, inneki künti minel hatıiyn;

"Yusuf... Yüz çevir bundan (bu olanları unut)... (Kadın!) sen de suçun için bağışlanma dile... Muhakkak ki sen büyük bir yanlış yaptın." (A.Hulusi)

29 - Yusuf, sakın bundan bahsetme, sen de kadın, günahına istiğfar et, cidden sen büyük günahkârlardan oldun. (Elmalı)


Yusufu a'rıd 'an hazâ bu sefer Yusuf’a döndü ve dedi ki; Ey Yusuf, sen bu olayı yaşamadın say, hiç görmedin, ört üstünü dedi. Ev sahibi, efendisi. vestağfiriy li zenbik ve sen ey kadın dedi eşine dönerek kabahatinden dolayı özür dile. inneki künti minel hatıiyn; çünkü bu durumda senin suçlulardan biri olduğun kesindir.

Evet sevgili dostlar, bu bir kıssa fakat öyle çok hisse var ki, o hisseleri alabilecek engin bir basiret, engin bir ferasetle bakılabilirse gerçekten de sadece tarihte yaşanmış bir olay olmaktan çıkıp her tarafından öğüt fışkıran, nasihat fışkıran bir ayet deposu, bir ibret mahzeni oluveriyor. Herkesin elbisesi yırtılır. Herkesin bir Züleyha’sı nasıl ki varsa, herkesin elbisesi yırtılır. Hayatın içine çıkıyorsanız, elbiseniz yırtılır. Fakat yanlış olan elbisenin yırtılması değil, nereden yırtıldığına bakın doğru ve yanlışa öyle karar verin.

Elbisenizin arkadan yırtılması üzülünecek bir hadise değil, üzülünecek olan elbisenizin önden yırtılması onun için dünyanızla, malınızla, sevdanızla, evladınızla, hülyanızla, Leyla’nızla münasebetleriniz, ilişkilerinizi mesafeniz; elbisenizin önden yırtılmasını getirmemeli. Dünya ile girdiğiniz ilişki hep önünüzü Allah’a, arkanızı ona döndüğünüz bir ilişki olmalı. Kıbleye dönükse eğer yüzünüz, korkmayın, elbiseniz yırtılsa dahi arkadan yırtılacaktır.


“Ve ahiru davana enil hamdülillahi rabbil alemiyn”

Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd’adır.


75. videonun sonu.
75. videoyu tolu olarak http://kurantefsir.wordpress.com/2011/12/16/islamoglu-tef-ders-yusuf-001-02975/ bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder