2 Aralık 2011 Cuma

İslamoğlu Tef. Ders. Hud (050-060)(72-E)



D sayfasından devam


50-) Ve ila Adin ehahüm Huda* kale ya kavmı'budullahe ma leküm min ilâhin ğayruHU, in entüm illâ müfterun;

Ad'a (halkına) da kardeşleri Hud'u... Demişti ki: "Ey halkım! Allâh'a kulluk edin... O'nun gayrı bir ilâhınız olamaz! (Şirk fikriniz dolayısıyla) siz ancak iftira ediyorsunuz." (A.Hulusi)

50 - Âda da kardeşleri Hûd’u gönderdik; ey kavmim! Dedi: Allaha kulluk edin, sizin ondan başka bir ilâhınız daha yok, siz sade iftirâ edip duruyorsunuz. (Elmalı)


Ve ila Adin ehahüm Huda Ad kavmine ise kardeşleri Hud’u göndermiştik. Araf suresini,n 65. ayetinde bunu tefsir etmiştik.

Umman – Harda-med (Hadramut) arasında yaşamış ahkaf adıyla bilinen kavimler silsilesi. Ki 19. yy da bulunan kimi yapılan kazılarda bir takım kitabeler bulunmuş ve o bölgedeki bazı kavimlerin geçmişte uğradığı felaketler bu kitabelerden okunmuştu. Mezkur ayeti A’raf 65 e atıftan sonra devam ediyoruz.

kale ya kavmı'budullahe ma leküm min ilâhin ğayruHU Ey kavmim dedi Hz. Hud, Ey kavmim, yalnızca Allah’a kulluk edin. Zira sizin ondan başka kulluk edeceğiniz bir ilah yoktur. in entüm illâ müfterun; siz başka değil, sadece yalandan tanrı uyduran kimselersiniz demişti Hz. Hud gönderildiği bu kavme.


51-) Ya kavmi lâ es'elüküm aleyhi ecra* in ecriye illâ alelleziy fetareniy* efela ta'kılun;

"Ey halkım! Bunun için sizden bir ücret istemiyorum... Benim yaptığımın karşılığı ancak beni bu işleve özel yaratana (Fâtır) aittir... Hâlâ aklınızı değerlendirmeyecek misiniz?" (A.Hulusi)

51 - Ey kavmim buna karşı ben sizden bir ecir istemiyorum, benim ecrim ancak beni yaratana aittir, artık akıllanmayacak mısınız? (Elmalı)


Ya kavmi lâ es'elüküm aleyhi ecran Yine o da Hz. Nuh’un söylediği aynı şeyi söylemişti kavmine ve demişti ki ey kavmim, sizden bu çabam için maddi bir karşılık talep etmiyorum. in ecriye illâ alelleziy fetareniy yaptıklarımın karşılığını takdir edecek olan yalnızca beni var edendir. Beni yaratandan isterim. Sizden hiçbir şey istemiyorum. efela ta'kılun; Yine o da aynen Hz. Nuh gibi demişti. Bunu olsun akıl edemiyor musunuz, bu kadarını bile düşünemiyor musunuz. Bu zatın derdi ne demiyor musunuz. Bu zatı böyle gece gündüz uykusuz bırakan, bu zatı koca bir toplumun karşısına çıkaran, hatta varlığını, hayatını tehlikeye atma pahasına bu hakikatleri tebliğ etmeye mecbur eden nedir demiyor musunuz.


52-) Ve ya kavmistağfiru Rabbeküm sümme tubu ileyHİ yursilisSemae aleyküm midraren ve yezidküm kuvveten ila kuvvetiküm ve lâ tetevellev mücrimiyn;

"Ey halkım Rabbinizden bağışlanma niyaz edin... Sonra O'na tövbe edin ki, semânın feyzini size yoğun olarak irsâl etsin ve kuvvetinize kuvvet katsın... Suçlular olarak yüz çevirmeyin." (A.Hulusi)

52 - Hem ey kavmim rabbinizin mağrifetini isteyin, sonra ona tevbe ile müracaat edin, ki üzerinize bol bol Semanın feyzini indirsin ve sizi kuvvetinize kuvvet katarak müzdad buyursun, gelin mücrim mücrim dönüp gitmeyin. (Elmalı)


Ve ya kavmistağfiru Rabbeküm sümme tubu ileyHİ yursilisSemae aleyküm midrare Haydi ey kavmim günahlarınız için O’ndan af dileyin ve bilincinizi yenileyerek O’na yönelin ki sizin üzerinize gökten bol bol rahmet yağdırsın.

Midrar sadece rahmet değil, göğün nesi varsa, yani yağmur değil, göğün bereketinin tamamı. Burada tarihsel olarak şöyle bir şey de hatırlıyoruz. Bu kavimler bolluk içinde yaşadıkları o coğrafya da bir den bire bir kıtlık ve bir kuraklığa maruz kalıyorlar.

ve yezidküm kuvveten ila kuvvetiküm ve lâ tetevellev mücrimiyn; ve gücünüze güç katsın. Ama her şeyden öte sizler günaha gömülerek yüz çevirmeyin.


53-) Kalu ya Hudu ma ci'tena Bi beyyinetin ve ma nahnu Bi tarikiy alihetina an kavlike ve ma nahnu leke Bi mu'miniyn;

Dediler ki: "Ey Hud! Bize mucize olarak gelmedin! Biz (sırf) senin sözünle tanrılarımızı terk etmeyiz... Sana iman da etmeyiz!" (A.Hulusi)

53 - Ey Hûd, dediler: sen bize bir beyyine getirmedin, biz ise senin sözünle ilâhlarımızı terk etmeyiz ve biz sana inanmayız. (Elmalı)


Kalu ya Hudu ma ci'tena Bi beyyinetin Peki Hud peygamberin bu uyarısına karşılık onlar ne cevap verdiler; Ey Hud, dediler. Sen bize bir delil ile gelmedin. ve ma nahnu Bi tarikiy alihetina an kavlik sırf senin sözlerine kanıp ta tanrılarımızı terk edecek değiliz dediler. Evet, tıpkı Nuh peygamberin toplumunun aristokratları, seçkinleri, yönetici elitleri gibi. ve ma nahnu leke Bi mu'miniyn; yani bizden sana inanmamızı asla bekleme cevabını verdiler.


54-) İn nekulü illâ'terake ba'du alilhetina Bi sû'* kale inniy üşhidullahe veşhedu enniy beriy'ün mimma tüşrikûn;

"Ancak şunu diyebiliriz: Tanrılarımızdan biri seni kötü çarpmış!"... (Hud) dedi ki: "Ben kesinlikle Allâh'ı şahit tutuyorum! Siz de şahit olun ki ben kesinlikle sizin ortak koştuklarınızdan berîyim." (A.Hulusi)

54 - Yalnız deriz ki her halde ilâhlarımızın bazısı seni fena çarpmış, dedi ki: işte ben Allah’ı işhad ediyorum siz de şahit olun, işte ben ondan başka koştuğunuz şeriklerin hiç birini tanımıyorum, (Elmalı)

İn nekulü illâ'terake ba'du alilhetina Bi sû' ve üstelik küstahlaştılar ve şunu söylediler. Seni tanrılarımızdan kimileri fena çarpmış demekten başka sana söyleyecek hiçbir sözümüz yok. kale inniy üşhidullahe veşhedu enniy beriy'ün mimma tüşrikûn; Peki onların bu küstahça cevaplarına bir peygamber ne diyebilirdi ki şöyle söylemekten başka. Hud peygamber de şu cevabı verdi. Bakın, Allah şahidim olsun ve siz de şahit olun ki ortak koştuğunuz tanrılarınızla hiçbir ilişiğim yoktur.

Beraetün minel Müşrikiyn derler buna. Şirkten ve müşriklerden teberi etmek, uzak durmak. Eğer muhataplarınıza hakikati anlatmış ve onlar batılda direniyorlarsa, size düşen artık onların küfrü ile aranıza bir set çekmektir.


55-) Min duniHİ, fekiyduniy cemiy'an sümme lâ tunzırun;

"O'na denk kabul ederek (ortak saydıklarınızla)... Hadi hepiniz bana tuzak kurun, sonra hiç mühlet vermeyin." (A.Hulusi)

55 - Artık hepiniz toplanın bana istediğiniz tuzağı kurun, sonra bana bir lâhza müsaade de etmeyin. (Elmalı)


Min duniHİ tabii ki Allah dışındaki taptıklarınıza. fekiyduniy cemiy'an sümme lâ tunzırun; Haydi artık toplunu bana tuzak kurun, sonrada bana soluk aldırmayın. Dedi.


56-) İnniy tevekkeltü alAllâhi Rabbiy ve Rabbiküm* ma min dabbetin illâ HUve ahızün Binasıyetiha* inne Rabbiy alâ sıratın müstekıym;

"Kesinkes ben, Rabbim ve Rabbiniz olan Allâh'a tevekkül (hakikatimdeki El Vekiyl isminin gereğini yerine getireceğine iman) ettim... Hareket eden hiçbir canlı yoktur ki onun 'Bi'nasiyesinde (alnında-beyninde var olarak/beyninden) tutmuş olmasın (Fâtır'ın beyni programlaması) (lafında kalanlara göre: Hükmüne boyun eğdirmek)... Muhakkak ki benim Rabbim sırat-ı müstakim üzeredir." (A.Hulusi)

56 - Her halde hem benim rabbim hem sizin rabbiniz olan Allaha dayanmışım, hiç yerde bir debelenen yoktur ki nasıyesini o tutmuş olmasın, şüphe yok ki rabbim doğru bir yol üzerindedir. (Elmalı)


İnniy tevekkeltü alAllâhi Rabbiy ve Rabbiküm ve Hud peygamber şu sözü söyledi; İyi bilin ki ben, yalnızca benim de rabbim, sizin de rabbiniz olan Allah’a güvendim. Başka ne diyebilirdi ki. Her müminin söylemesi gerekeni işte bu aziyz peygamber söylüyordu.

ma min dabbetin illâ HUve ahızün Binasıyetiha Hiçbir canlı yoktur ki O, onun kontrolünü elinde tutmuş olsun. Nasıye; kâkül anlamına gelir fakat kontrolü ele geçirmeyi ifade eden Arapça bir deyimden yola çıkılarak kullanılır. inne Rabbiy alâ sıratın müstekıym; Kuşkusuz benim rabbim dosdoğru bir yol üzeredir. Yani Allah’ımız ilkeli ve ahlaklı bir Allah’tır. Öyle ilkeler koymuştur ki kendisi için, öyle prensipler vaz etmiştir ki Mesela;

ve ma ene bi zallamin li'l-abid (ve ma Rabbüke Bi zallâmin lil 'abiyd (fussilet/46)olsa gerek) ben diyor kesinlikle kullarıma zulmetme ihtimalim yoktur,

Yine bir başka ilkesi; ketebe alâ nefsiHİr rahmeh.. (Enam/12) Kendisi için rahmeti ilke edinmiştir. İşte bu.


57-) Fein tevellev fekad eblağtüküm ma ursiltu Bihi ileyküm* ve yestahlifü Rabbiy kavmen ğayreküm* ve lâ tedurrunehu şey'a* inne Rabbiy alâ külli şey'in Hafiyz;

"Eğer yüz çevirirseniz, ben gerçekten kendisiyle irsâl olunduğum şeyi (Hakikat bilgisini) size tebliğ ettim... Sizden başka bir halkı yerinize getirir Rabbim; siz O'na bir zarar veremezsiniz... Muhakkak ki benim Rabbim her şey üzerinde Hafiyz'dir." (A.Hulusi)

57 - Şimdi siz yüz çevirirseniz ben işte size gönderilmiş olduğum vazifemi tebliğ ettim, hem rabbim sizin yerinize başka bir kavmi getirir de siz ona zerrece zarar edemezsiniz, her halde rabbim her şey'e karşı hafîzdır. (Elmalı)


Fein tevellev fekad eblağtüküm ma ursiltu Bihi ileyküm ama eğer yüz çevirirseniz ey topluluk artık ben sizinle, size gönderilen mesajı ulaştırmış bulunuyorum, başka ne yapabilirim ki. Hidayet benim elimde olsaydı onu size verirdim demeye getiriyor. Ama ben sadece görevimi yaparım. İşte bu.

ve yestahlifü Rabbiy kavmen ğayreküm imdi, rabbim dilerse eğer sizin yerinize başka bir toplumu getirir. Gözden çıkarır sizi ..men yertedde minküm an diynihı fesevfe ye'tillâh.. (Maide/54) onun dininden yüz çevirenin yerine Allah yepyeni bir toplum getirir. Dediği gibi bir başka ayetinde Kur’an ın, tıpkı sizi gözden çıkarır.

ve lâ tedurrunehu şey'an ve yokluğunuzla O’na hiçbir zarar veremezsiniz. inne Rabbiy alâ külli şey'in Hafiyz; çünkü benim rabbim her şeyin denetimini elinde bulundurandır.


58-) Ve lemma cae emruna necceyna Huden velleziyne amenû meahu Bi rahmetin minna* ve necceynahüm min azâbin ğaliyz;

Hükmümüz oluştuğunda Hud'u ve onunla beraber iman etmişleri rahmetimizle kurtardık... Onları ağır bir azaptan kurtardık. (A.Hulusi)

58 - Vaktâ ki emrimiz geldi, Hûd’u ve maiyetinde iman etmiş olanları tarafımızdan bir rahmet ile kurtardık, hem onları galîz bir azâb dan kurtardık. (Elmalı)


Ve lemma cae emruna necceyna Huden velleziyne amenû meahu Bi rahmetin minna ve cezalandırma talimatımız geldiğinde Hud’u ve inançlarıyla onun yanında yer alanları katımızdan bir rahmetle kurtardık.

ve necceynahüm min azâbin ğaliyz; Dahası onları ahiretin berbat ve ağır azabından da kurtardık. Sadece dünyanın değil.


59-) Ve tilke Adün cehadu Bi âyâti Rabbihim ve asav RusuleHU vettebeu emre külli cebbarin aniyd;

İşte Ad (kavmi olayı buydu)... Rablerinin (nefslerindeki) işaretlerini bile bile inkâr ettiler... O'nun Rasûllerine isyan ettiler... Her inatçı zorbanın emrine tâbi oldular. (A.Hulusi)

59 - İşte Âd, rablerinin âyetini inkâr ettiler ve Peygamberlerine isyan eylediler ve her bir inatçı cebbarın emri ardına gittiler. (Elmalı)


Ve tilke Ad işte böyleydi Ad kavmi. cehadu Bi âyâti Rabbihim ve asav RusuleH rablerinin mesajlarını reddettiler ve O’nun elçilerine karşı geldiler. vettebeu emre külli cebbarin aniyd; üstelik her inatçı zorbanın yönetimine boyun eğdiler. Yani inatçı zorbaların emrine girdiler, onların yasalarını kabul ettiler.


60-) Ve ütbiu fiy hazihiddünya lâ'neten ve yevmel kıyameti, ela inne Aden keferu Rabbehüm* ela bu'den li Adin kavmi Hud;

Hem şu dünyada hem de kıyamet sürecinde lânete uğradılar (hakikatlerindekini yaşamaktan uzak düştüler)! Kesinlikle bilin ki; Ad, Rablerini inkâr edenlerden oldu! Kesinlikle bilin ki; uzaklık Hud'un halkı olan Ad içindir. (A.Hulusi)

60 - Hem bu Dünyada bir lânetle takip edildiler hem Kıyamet gününde, bak Âd, rablerine hakikaten küfrettiler, bak defoldu gitti o Hûd kavmi Âd. (Elmalı)


Ve ütbiu fiy hazihiddünya lâ'neten ve yevmel kıyameh sonuçta peşlerine bu dünyada da bir lanet takıldı, kıyamette de. ela inne Aden keferu Rabbehüm unutmayın ki rableri ısrarla inkar eden işte bu Ad idi. ela bu'den li Adin kavmi Hud; unutmayın Hud’un kavmi Ad tarih sahnesinden böyle silindi. Bu Allah’ın yasasıdır. Kim, hangi toplum ilahi hakikatlere ısrarla karşı gelip birbirlerine zulmederek ayakta durmaya kalkıyorsa, çalışıyorsa akıbetinin böyle olacağından korksun.


“Ve ahiru davana enil hamdülillahi rabbil alemiyn”

Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdadır.


72. videonun sonu.
72. videoyu toplu olarak http://kurantefsir.wordpress.com/2011/11/25/islamoglu-tef-ders-hud-025-06072/ bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder