Tin suresi 95. sure. Adını ilk
ayetinden alıyor. İncir, veya incir ağacı manasına geliyor. Mekki bir sure,
Buruç ile Kureyş suresi arasına yerleştirmiş meşhur nüzül tertipleri. Bu da
yaklaşık 2. yılın sonu 3. yılın başına denk gelir peygamberliğin. Konusu ilk
ayetlerinde; VetTiyni
vezZeytûn,(1) Ve Tûri Siyniyne,(2) Ve hâzelBeledil'Emiyn (3)ilk üç
ayetinde 4 unsur sayılır. İlk ikisi meyve bitki, ondan sonrakiler mekan. Onun
içinde müfessirlerimizin otorite olanları burada aslında meyve olarak, bitki
olarak sayılanların da mekana delalet ettiğini, bu dördünün de 4 ayrı mekana
delalet ettiğini söylemişler ki bu surenin ilk üç ayetinin en güzel yorumu ve
açıklaması da budur.
1. incir, incir ağacı çöl inciri
manasına gelir. Tiyn. Hz. İbrahim’in vahiy mahalline delalet eder. Zaten bir
Akdeniz bitkisidir incir ve en çok yetiştiği yerde peygamberlerin yoğun olarak
geldiği bölgedir. Hz. Nuh ve Hz. Musa da aynı yerde peygamberlik yapmışlardır.
Alternatif bir okuma ve yorum da Hamidullah hoca tarafından yapılır. Budanın
vahiy aldığı veya ilham gelen ağaç incir ağacıdır. İncir ağacının altında
otururken Buda, veya yatarken kendisine ilk vahiy veya ilk ilham gelir. Hatta
bu da adını öyle alır. Çünkü budiy ağacı yaban inciri demektir. Dolayısıyla
Muhammed Hamidullah üstadımız başka bazı otoritelere de dayanarak böyle bir
yorum yapar ki yabana atılacak bir yorum olmasa gerek.
2. Zeytin, vezZeytûn zeytin dağı ki Hz.
Süleyman mabedinin inşa edildiği mekanın ismi zeytin dağıdır. Bugün bile öyle
anılır. Hz. İsa’ya vahiy inen yerdir, bölgedir aynı zamanda. Mübarek ve
mukaddes bölge olarak anılır Kur’an da. Hz. İbrahim de orada vahiy almıştır.
3. Sina dağı, Hz. Musa’nın vahiy
aldığı yerdir ki iki kez mübarek kılınmış bölgeyi de kapsar ..fahla' na'leyk, inneke Bil
vadil mukaddesi Tuva. (Tâha/12) ayakkabılarını çıkar, çünkü sen iki
kez mukaddes kılınmış, iki kez kutsanmış Tuva, yani tıven, iki kez kutsanmış
mukaddes vadidesin.
4. Emin
belde, ResulAllah’ın vahiy aldığı bölge ki A. İmran/96. ayetinde oranın mübarek
kılındığı ifade buyrulur. Yani bu dört yerde Kur’an da mübarek ve mukaddes
kılınan yerler arasında zikredilir. Mübarek ve mukaddes kelimeleri bizzat
anılarak zikredilir. Onun için aslında burada bizim şunu anlamamız gerekiyor;
Bu 4 mekanı da mübarek ve mukaddes kılan şey kendisinden değildi. Mukaddesliği
ve mübarekliği Allah verdi. Bunların bereketi de vahiydendi, buralarda vahiy
indi, vahiy indiği toprağı, coğrafyayı, dağı bile mübarek kılarsa ey insan
vahiy sana inince seni ne kılmaz manasına gelir. Çünkü şerefü-l mekan bil
mekin. Mekanın şerefi orada temekkün eden şeyledir derler Araplar.
Dolayısıyla
mekan kendi başına şerefli olmaz. Orada şerefli biri oturmuşsa mekan da
şereflenir. Şerefli bir şey inmişse mekan da şereflenir. Ey insan vahiy senin
yüreğine inerse sen de mübarek olursun, sen de mukaddes olursun manasına gelir.
Şimdi tefsire geçebiliriz.
1-) VetTiyni vezZeytûni;
İncir'e
ve Zeytin'e, (A.Hulusi)
1
- Kasem olsun o Tîne ve o Zeytune,
(Elmalı)
VetTiyni vezZeytûn İncir şahit
olsun, incir diyarı şahit olsun. İbrahim’e vahyin indiği mekan şahit olsun,
Nuh’a vahyin indiği mekan şahit olsun. vezZeytûn ve zeytin şahit olsun. Yani zeytin dağı
şahit olsun, İsa’ya vahyin indiği mekan şahit olsun. Yine İbrahim’e vahyin
indiği mekan şahit olsun. Veya incir ve zeytin şahit olsun. Eğer 4. ayetle
birlikte alırsak insanın yaratılışı ile birlikte, bazıları bunu şöyle de
anlamışlar; İncir çok çekirdekli, zeytin tek çekirdekli meyvedir dolayısıyla
çok ve tek manasına gelir. Veyahut ta tek olan kadın yumurtası, çok olan erkek öz
suyu, sperması, menizi manasına gelir şeklinde bir açıklama olmuşsa da biz bu
bağlamda böyle bir açıklamayı tefsir sayamıyoruz maalesef.
[Ek bilgi; İncire, yemin ederim”;
kalbin idrak ettiklerinden ibaret olup cüzilerden koparılmış külli anlamlara
yemin ederim. Bu külli anlamların incire benzetilmesinin sebebi, maddi
olmamaları, sırf manevi olup kendi cüzlerini kuşatmaları, nefsi güçlendirmeleri
ve tıpkı çekirdeği olmayan incir gibi lezzetli olmalarıdır. İncirin çekirdeği
yoktur; tamamı özdür ve taneleri kapsamaktadır. Tıpkı külliyatların kapsamında
yer alan cüziyat gibi. İncir, hem gıda hem de meyve olarak bedeni besleyicidir.
“Zeytine yemin ederim.” Nefsin
idrak ettiklerinden ibaret olan cüzi anlamlara yemin ederim. Bu cüzi anlamların
zeytine benzetilmesinin nedeni de maddi olmaları, nefsi külli anlamları idrak
etmeye hazırlayıcı etki göstermeleridir. Tıpkı çekirdeği bulunan, beslenme
organlarını temizleyici olup iştah açıcı özelliğe sahip zeytin gibi.(İbn.
Arabi-Te’vilat)]
2-) Ve Tûri Siyniyne;
Sîna
Dağı'na; (A.Hulusi)
2 - Ve
o Turi sînîne, (Elmalı)
Ve Tûri Siyniyn ulu Sina dağı şahit
olsun. Dağ şahit olur mu diyeceksiniz, olur. Allah resulü bir dağa çıktığında
iki rekat şahadet namazı kılardı şahit olsun diye ve Allah resulü bir dostu
ziyarete gider gibi Uhud’u ziyarete giderdi hemen hemen her hafta. Hatta Sahabe
bunu anlamamış ve sormuşlardı sebebini, Allah Resulü de Uhud’ün cebelün yuhibbune ve yuhibbu. Uhud dağdır ama o bizi sever,
biz onu severiz demişti. Yani dağa dağ diye bakma ey insan, taşa taş diye
bakma, toprağa toprak diye bakma. Şahittir, şahidindir ne yaptığına bak, onu
şahit kılmaya bak. Biz, siz, insan bu dünyaya sahip olmaya değil şahit olmaya
geldi mesajı var.
3-) Ve hâzelBeledil'Emiyn;
Şu emin
beldeye ki, (A.Hulusi)
3 - Ve
Bu beledi emîne, (Elmalı)
Ve hâzelBeledil'Emiyn ve bu emin
belde şahit olsun hâzelBeledil'Emiyn Kur’an
da 2 yerde gelir ve ikisinde de kesinlikle Mekke ve civarına delalet eder.
Çünkü Hâze ile geldiğinde el beled mutlaka Mekke’ye delalet eder. Emin belde, neden?
Çünkü Hz. İbrahim’in duasına mazhar oldu. Ya rabbi bu beldeyi beldeyi âmine kıl
diye dua etti ve duası da kabul edildi. Onun için, emin belde olduğu için
Kabe’nin içi putlarla dolu olduğu halde Ebrehe Kâbe’ye saldırdığında; Kâbe’nin
rabbi Kâbe’yi korumuştu, emin beldeydi.
Emin belde olmasının ekmeğini en
çok bu beldenin akidesine ihanet eden beldenin sakinleri yediler bu ekmeği. Ama
ekmek yedikleri sofrayı da kirlettiler maalesef. Onun için onlara bu
hatırlatılıyor. Siz bu emin beldenin ekmeğini yediniz, ekmeğini yediğiniz
rabbinize ihanet ettiniz manası.
4-) Lekad halaknel'İnsane fiy ahseni takviym;
Gerçekten
biz "İnsan"ı en güzel bir sûrette yarattık. (A.Hulusi)
4 - Ki
biz insanı en güzel bir biçimde yarattık. (Elmalı)
Lekad halaknel'İnsane fiy ahseni takviym
doğrusu biz insanı en güzel surette yarattık. Yani kıvamında yarattık tam
olarak çevirmem gerekirse, en güzel kıvamda yarattık fiy ahseni takviym en güzel kıvamda, yani hani hanımlar derler ya
kıvamında olmuş, kıvamı gelmiş. Kıvama gelmeden yoğurduğunuz hamuru eğer bir
şey yapmaya kalkarsanız yapamazsınız. Kıvamı gelmemiş pastayı yedirmeye
kalkarsanız olmaz, tadını alamazsınız, kabarmaz şu olmaz, bu olmaz. Onun için
insanı kıvamında, en güzel kıvamda yarattı. Fakat kıvam sadece ve sadece hammaddenin
en ideal olma halini temsil eder. Bir de onu son haline getirmek var ki;
[Ek bilgi; Yani, insan, içinde
zulmet ve nurun birleştirilmesiyle, zıtların birleştirilip uyuşturulmasıyla
dengeli bir şekilde yaratılmıştır. Böylece iki âlem arasında bir vasıta,
ikisini kapsayan bir özellikte var edilmiştir. Yaratılışı düzgün, ahlakı ve
sureti güzel kılınmıştır. Bunun anlamı, insanın en dengeli mizaca, en kâmil
varlık türüne ve en üstün yaratılışa sahip kılındığıdır. (İbn. Arabi- Te’vilat)]
Devam ediyor b sayfasına geçiniz.
Tîn suresini tolu olarak BURADA
bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder