Şimdi Mülk suresine geçiyoruz.
Mushafta 67. sure. Mülk Suresi adını Allah’ın mutlak hükümran oluşunu ifade
eden ilk ayetinden alıyor. Sahabe mania, engelleyen diye, hatta daha farklı
isimler de almış itkam da münciye, kurtarıcı, vakiye koruyucu isimleriyle
de anılıyor bu sure. Yani çok isimli bir
sure.
Sure Mekki. Beleğati önceleyen
ses yapısı bunun delili zaten. Konu itibarıyla bütüncül bir konusu var. Yani
ayıramıyoruz. Farklı zamanlarda nazil olmuş diyemiyoruz. Osman tertibinde Tûr
suresinin ardına yerleştirilmiş. Muhtemelen boykot dönemi surelerinden biri. Ki
boykot dönemi peygamberliğin 7. – 9. yılları arasına tekabül eder. 28. ayet
suikasti ima ettiğine göre muhtemelen bu dönemde indiğini pekiştiren bir
unsurdur diye düşünüyorum.
Suremizin konusu Allah, İnsan ve
kainat. Bunların arasında ki ilişki. Hayat ve ölümün yaratılış sırrı bu surede
dile getirilir. ..halekalmevte
velhayâte liyeblüveküm eyyüküm ahsenu 'amela* (2) Allah hayatı ve
ölümü yarattı ki hanginiz daha güzel eylem ortaya koyacak sınasın diye.
Evet, evrenin kusursuz nizamına
bak ey insan der bu surede rabbimiz. Anlam ve amaca dikkat çeker. 10. ayetinde
bu surenin Ve
kalu lev künna nesme'u ev na'kılu ma künna fiy ashabisse'ıyr (10)
cehennemliklerin dilinden; Biz eğer akletseydik, ya da nakle uysaydık, gelen
vahyi dinleseydik şimdi cehennemlik olmazlık derler. İnsan Allah’a borçludur
der bu sure 23-27. ayetleri arasında ve peygamberden surenin önemine dair bir
çok rivayet gelir. Bu rivayetler bize özetle şunu verir. Bu surenin muhtevasına
dikkat edin. Bu surenin muhtevası çok önemlidir.
[Ek bilgi; Sûre, Bakara
sûresindeki;
"Allah'ı nasıl inkâr
edersiniz? Halbuki siz, ölüler idiniz, sizi O diriltti. Sonra öldürecek, sonra
tekrar diriltecektir. Nihayet O'na döndürüleceksiniz. Yeryüzünde ne varsa
hepsini sizin için yaratan O'dur. Sonra göğe yönelip onları yedi gök olarak
düzenleyen de O'dur" (Bakara,28-29)
Ayetlerde verilmek istenen
mesajı tafsili bir şekilde gözler önüne sermektedir. Katıksız bir tevhid
akidesine ulaştırılmak için insan, varlık âlemini ve ötesindekileri düşünmeye
davet edilir. Nasıl olur da insan, yoktan var edildiği halde, onu var edeni
inkâr edebilir! Ve nasıl olur da, her akıl sahibini hayrete düşürüp iman etmeye
sevk edecek azametteki olaylar her gün çevresinde cereyan ettiği halde,
kâinatın tek sahibi olan ve onu dilediği gibi sevk eden Allah'a iman etmeyi
beceremez!
Yeryüzünde ne varsa hepsini
insan için yaratan Allah'tır. Ama insan, her gün etrafında cereyan eden ve
yaratanın mutlaka bir alâmetini taşıyan olaylara karşı körelmiş bir
durumdadır….
..Bu sûrenin muhtevası ve
konuyu ele alışı öteki sûrelerden farklıdır. Düşünen insanı Allah'a imana
götürecek olan, görülen ve görülmeyen yaratılıştaki mükemmellik ve incelikler,
yeryüzünün dar sınırlarının ötesine taşarak bütün kâinatı kucaklayan, maddî
hayatı aşıp âhiret âlemini de içine alan bir üslûpla ele alınmaktadır. İnsana,
kâinattaki hadiselerin dış görünüşü ile uğraşmaktan kurtulup onun iç
gerçeklerini kavramanın yolları açılır. (Besairu-l Kur’an-Ali Küçük)]
Bu kısa girizgâhtan sonra
tefsirimize geçebiliriz.
1-) Tebârekelleziy BiyediHİlMülkü, ve HUve 'alâ
külli şey'in Kadiyr;
Mülk (fiiller boyutu) elinde olan
(onu her an dilediğince tedbir eden) ne yücedir! O, her şeye Kaadir'dir. (A. Hulusi)
01 - Ne
yücedir o ki mülk onun elinde ve o her şey'e kadîrdir. (Elmalı)
Tebârekelleziy BiyediHİlMülk mutlak
hükümranlık kudret elinde bulunan Allah ne yüce, ne ulu bir bereket kaynağıdır.
Bu kadar uzun çevirmek zorunda kaldım. Tebareke çekim dışı bir fiil. Yani
tasrifi yok, çekimi yok. Çoğaltılamaz. Fiiller biliyorsunuz teceddüt ve
istimrar ifade eder. Yani yenilenme ve kesintisizlik ifade eder. İnsan eylemine
bağlı olarak kesintisiz, bereketin kaynağı demektir. Kim? Allah. Allah
kesintisiz bir bereketin kaynağıdır. El Mülk; Malik ül mülk. Dikkat burada
kainatın yegane sahibi Allah’ın mülkiyetine bir atıf var. Peki bizim
mülkiyetimiz? Bunların hepsi mecazi, biz emanetçiyiz.
ve HUve 'alâ külli şey'in Kadiyr
zira O her şeye güç yetirendir. Kadiyr in delalet ettiği kudretle birlikte
mülkü anlarsak doğru anlamış oluruz. Yani her şeye güç yetirenin Malik ül Mülk
olanın mülk üzerinde tasarrufu tartışılabilir mi. Siz deO’nun mülküsünüz ey
insanoğlu, sana verdiği de O’nun mülkü. O zaman mülkünü, mülküne vermiştir.
Yani sen verince elinden çıkar ama Allah verince elinden çıkmaz. Çünküğ sen de
O’nun mülküsün.
2-) Elleziy halekalmevte velhayâte liyeblüveküm
eyyüküm ahsenu 'amela* ve "HU"vel 'Aziyzul Ğafûr;
Ortaya
koyacaklarınız itibarıyla hanginizin daha mükemmel olduğunu yaşatmak için ölümü
ve hayatı yaratan "HÛ"dur! O, Aziyz'dir, Ğafûr'dur. (A. Hulusi)
02 - O ki ölümü ve
dirimi kadir edip yarattı, sizi imtihana çekip şunu bildirmek içinki hanginiz
amelce daha güzel, hem o öyle azîz öyle gafur. (Elmalı)
Elleziy halekalmevte velhayâte liyeblüveküm
eyyüküm ahsenu 'amela O ki; Malik ül Mülk olan ve Kadiyr olan Allah
hayatı ve ölümü yarattı. Niçin? liyeblüveküm eyyüküm ahsenu 'amela hanginiz daha
iyi eylem üretecek diye sınamak için yarattı.
Ölüm, farkında mısınız yokluk
manasına da gelir, ikincisi canlanmadan önceki elementer köken manasına da
gelir. Onun için önce ölüm zikredilmiş. O, ölüme de hükmeder. Yani hayat öncesi
de O’nun denetimi altındadır der bu ayet zımnen. Varlık varsa onu da O yaratır.
Varlık vardır onu O yaratır. Yokluk varsa yokluğu da Allah yaratır. Eğer yokluk
diye müstakil bir şey varsa onu da Allah yaratır. Yoksa zaten konuşmaya gerek
yok. Buradan böyle bir şey çıkıyor. Onun için önce ölümü yarattığı ifade
edilmiş.
Teveffi ve mevt Kur’an da ölüm
hakkında iki kelime kullanılır. Mevt nefse nispet edilir, teveffi Allah’a yani
izafe edilir. Yani ceset ölür, Allah ruhu teveffi ettirir, alır. Dolayısıyla
hayvanların ölümü mevttir, ama insanın ölümü hem mevt hem teveffidir. Teveffi
ruhun geldiği yere vefa göstermesidir. Ruhun kaynağına vefa göstermesidir. Onun
için insanın cesedi ölür, ruhu değil.
ve "HU"vel 'Aziyzul Ğafûr
zira O yüceler yücesi ve sonsuz bağış sahibidir.
3-) Elleziy haleka seb'a Semavatin tıbaka* ma
tera fiy halkırRahmâni min tefavut* ferci'ılbasare hel tera min futûr;
Semâları
yedi boyut (hâlinde) yaratan "HÛ"dur! Rahmân'ın yaratışında hiçbir
uyumsuzluk göremezsin! Hadi bakışını döndür de bak! Bir kopukluk - uyuşmazlık
görüyor musun? (A. Hulusi)
03 - o
ki yedi sema yaratmış birbiriyle mutabık, göremezsin o rahmânın yarattığında
hiç bir nizamsızlık, haydi çevir gözü görebilir misin hiç bir çatlak, bir
kusur? (Elmalı)
Elleziy haleka seb'a Semavatin tıbaka
O yedi göğü eşsiz bir uyum içinde yaratmıştır. Veya ta ba ka nın çoğulu sayarak
kat kat, tabakalar halinde yaratmıştır manasına da gelir. Tercihimiz tabaka dan
mastar oluşuna binaendir. Haleka; Hâlk; aslında üç manaya birden gelir.
1 - Takdir demektir birinci
manası. Yani sınırlamak, belirlemek, sınır koymak.
2 – İcattır. Vardan var
kılmaktır.
3 – İbdadır, yoktan var
kılmaktır. Hâleka’nın üç manası birden var.
ma tera fiy halkırRahmâni min tefavut
O sopnsuz rahmet sahibinin yaratışında hiçbir kusur, bir düzensizlik bir
nizamsızlık, bir intizamsızlık göremezsin ey insan.
Evet, tefevt; tıbakanın zıddı. Yani
o düzen di bu da düzensizlik, uyumsuzluk. Yedi kat gök, aslında belki işaret
olarak vahiy + akıl + beş duyu diyebiliriz buna. Ben idraki bizim arz’ımızdır,
yer yüzümüzdür. Vahiy en yüksek göktür. Eğer aklımıza ve beş duyumuza vahiy
göğünden yağmur yağarsa, vahiy rahmeti aklımıza ve beş duyumuza inzal olursa,
rahmet inerse o zaman yüreğimizde baharlar açar. O zaman içimiz cennetasa bir
bahara döner. Belki zımnen böyle bir yoruma varabiliriz buradan.
ferci'ılbasare hel tera min futûr
haydi çevir gözünü de bir bak bakalım bir kusur görebiliyor musun onda. Futûr;
yırtık, delik, çatlak manasına gelir. Fatır da oradan gelir yarıldığı açıldığı
için tohumun ağzı. Yani kusur görebiliyormusun.
4-) Sümmerci'ıl basare kerrateyni yenkalib
ileykelbasaru hasien ve hüve hasiyr;
Sonra
bakışını iki kere daha döndür de bak! Bakışın en yorgun (aradığın kusuru bulamamış hâlde), hor-hakir olarak sana döner! (A. Hulusi)
04 - Sonra
yine çevir gözü, tekrar tekrar, sana döner ö göz hîtap olarak zelîl-ü hakîr.
(Elmalı)
Sümmerci'ıl basare kerrateyn sonra
tekrar tekrar dön de bir bak bakalım yenkalib ileykelbasaru hasien ve hüve hasiyr
bakışın yılgın ve bezgin bir şekilde sana geri dönecektir. Yani bir kusur
bulamayacaksın. Veya şaşkın ve hayretler içinde sana geri dönecektir.
Devam ediyor b sayfasına geçiniz.
Mülk (1 –
12) toplu olarak BURADA
bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder