4 Şubat 2014 Salı

İslamoğlu Tef. Ders. MÜLK SURESİ (05 -12) (178-B)b



a sayfasından devam

5-) Ve lekad zeyyennes Semaeddünya Bimesabiyha ve ce'alnaha rucûmen lişşeyatıyni ve a'tedna lehüm 'azâbes se'ıyr;

Andolsun ki dünyanın (düşünce) semâsını, aydınlatıcılar (hakikat bilgileriyle) olarak donattık! Onları meydana getirdik ki, şeytanları (şeytanî fikirleri) taşlayıp uzaklaştırmaları için! Onlar için alevli ateşin azabını hazırladık. (A. Hulusi)

05 - Celâlim hakkı için biz o Dünya Semayı takım takım kandillerle donattık ve onları Şeytanlar için (rucum) atmalar yaptık, hem onlar için o çılgın ateş azâbını hazırladık (ki azâbı Seıyr). (Elmalı)


Ve lekad zeyyennes Semaeddünya Bimesabiyha biz en yakın göğü kandillerle süslemişizdir. Burada ki Ve lekad; doğrusu budur, sizin yani ötekilerin söylediği yanlıştır gibi bir nükte içerir. Yani medyumlara bir cevap var burada aslında. Bakınız hemen arkasından gelen cümle de o zaten.

ve ce'alnaha rucûmen lişşeyatıyni ve a'tedna lehüm 'azâbes se'ıyr onları şeytanlığa soyunanlar şeytanlığa soyunanlar için gayba dair spekülasyon aracı yaptık. Yıldızları yani. Ne yapıyorlar? Zan ve tahmin yürütüyorlar, spekülasyon yapıyorlar yıldızlar üzerinden. Allah’ın gaybını bilme iddiasında olan bu haddini bilmez şeytansılar, insanları aldatmak için yıldızlardan, gök cisimlerinden müneccimlik yapıyorlar. Kahinlik yapıyorlar. Falcılık yapıyorlar, burççuluk yapıyorlar vs. Kehf suresinde ..racmen Bil gayb. Kehf/22) diyor ya Kur’an. gaybı taşlamak. Tıpkı onun gibi işte. Gaybı taşlıyorlar.

ve a'tedna lehüm 'azâbes se'ıyr ve onlar için yakıp kavuran bir azab hazırladık. Sa’ıyr; aslında siyar, fiyat demek. Fiyat manasına gelen si’ırden. İmaen acaba şöyle bir sonuca varabilir miyiz diye düşünüyorum. Cehennem ne kadar ucuza alınırsa alınsın yine de pahalı alınmıştır. ‘azabesse’ıyr, yani bir bedel ödeyerek aldıkları azab. Ne kadar küçük bir bedel de ödeseler cehennem pahalıdır. Cennet ne kadar fiyatlı da elde edilse ucuzdur. Belki buradan bunu çıkarabiliriz.


6-) Ve lilleziyne keferu BiRabbihim 'azâbu cehennem* ve bi'sel masıyr;

Hakikatlerini oluşturan Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır! Ne kötü dönüş yeridir o! (A. Hulusi)

06 - kendilerinin rabbine küfredenler için de Cehennem azâbı vardır, ona gidiş de ne fena akıbettir. (Elmalı)


Ve lilleziyne keferu BiRabbihim 'azâbu cehennem zira rablerine karşı böyle nankörlük yapanları cehennem azabı beklemektedir. ve bi'sel masıyr o ne fena bir son duraktır, dönüş yeridir.


7-) İzâ ülku fiyha semi'u leha şehiykan ve hiye tefur;

Onun içine atıldıklarında, o kaynayarak fışkırırken, onun gümbürtüsünü işitirler! (A. Hulusi)

07 - İçine atıldıkları vakit onun öyle bir hıçkırışını işidirler ki feveran ediyordur. (Elmalı)


İzâ ülku fiyha semi'u leha şehiykan ve hiye tefur onlar oraya atıldıklarında onun kaynayış homurtusunu, yani insanın içini korkudan ciğerini düşürecek kadar kaynayış homurtusunu işitecekler.


8-) Tekâdu temeyyezu minelğayz* küllema ülkıye fiyha fevcun seelehüm hazenetüha elem yeti'küm neziyr;

Gayzından (şiddetli taşmasından) neredeyse çatlayacak hâldedir! Onun içine her bir bölük atıldıkça, muhafızları onlara: "Size bir uyarıcı gelmedi mi?" diye sorar. (A. Hulusi)

08 - Hemen hemen öfkeden patlayacak gibi bir hale gelir, içine bir alay atıldıkça her defasında onlara onun bekçileri «size gocundurucu bir Peygamber (bir nezîr) gelmedi mi?» Diye sorarlar. (Elmalı)


Tekâdu temeyyezu minelğayz neredeyse cehennem öfkeden patlayacak. Öfkeden kudurmuş gibi patlayacak küllema ülkıye fiyha fevcun seelehüm hazenetüha elem yeti'küm neziyr her grup günahkârın atıldığı her seferinde onlara cehennemin bekçileri soracaklar; Size bir uyarıcı gelmemiş miydi? Yani daha önce size bir peygamber gönderilmemiş miydi? Diye soracaklar.


9-) Kalu belâ kad caena neziyrun fekezzebna ve kulna ma nezzelAllâhu min şey'* in entüm illâ fiy dalâlin kebiyr;

(Cehennem ehli de) der ki: "Evet, gerçekten bize bir uyarıcı geldi de biz inanmayıp reddettik! 'Allâh hiçbir şey inzâl etmemiştir; sizin yaptığınız çok büyük bir sapıklıktır' dedik." (A. Hulusi)

09 - Evet, doğrusu bize gocundurucu bir Peygamber (bir nezîr) geldi, fakat biz ona inanmadık ve Allah, hiç bir şey indirmedi, siz büyük bir dalâl içindesiniz diye tekzip ettik derler. (Elmalı)


Kalu belâ kad caena neziyrun fekezzebna ve kulna ma nezzelAllâhu min şey' onlar da diyecekler ki aksine bize bir uyarıcı, yani bir peygamber gönderilmişti, Fekezzebna, fakat biz onu yalanladık ve kulna ma nezzelAllâhu min şey' ve dedik ki Allah bize hiçbir şey indirmemiştir dedik. Dikkat buyurun, Allah’ı inkar etmiyor bunlar. Allah’ı inkar eden münkirler değil, ateistler değil bunlar. nübüvveti ve vahyi inkar ediyorlar. Allah bize bir şey indirmedi diyorlar. Allah indirmedi diyor. Özünde Allah’ın hayata müdahil olmasını reddediyorlar. İşin temeli bu. Allah’a inanıyorlar, ama Allah bu hayata müdahil olamaz diye düşünüyorlar.

in entüm illâ fiy dalâlin Kebiyr siz elçiler büyük bir şaşkınlık içindesiniz dedik. Bu son cümle Allah tarafından inkarcılar içinde söylenmiş olarak anlaşılabilir. Ama doğrusu diğer cümlenin devamı olarak okumaktır.


10-) Ve kalu lev künna nesme'u ev na'kılu ma künna fiy ashabisse'ıyr;

Derler ki: "Eğer dinleseydik onları, aklımızı kullansaydık; alevli ateşte yanan halk içinde olmazdık!" (A. Hulusi)

10 - Ve biz işidir veya akıl eder olsaydık bu Seıyr eshabı içinde bulunmazdık, derler. (Elmalı)


Ve kalu lev künna nesme'u ev na'kılu ma künna fiy ashabisse'ıyr ve dediler ki, yani diyecekler ki cehennemlikler eğer biz işitseydik ev na’kılü, ya da akletseydik ma künna fiy ashabisse'ıyr şimdi şu kışkırtılmış ateşin göbeğinde bulunmayacaktık. Sem’iyat, akliyat. Sem’iyat vahye delalet eder. Akliyat ta aklı selime delalet eder.

Nakil, akıl aslında 3. bir unsur daha var dikkat buyurun. Nedir o? Akıl kadar önemli 3. unsur.: çevre. ma künna fiy ashabisse'ıyr biz daha önceden bunu dünyada, dünya için söylüyorlar. Cehenneme layık bir hayat yaşayanların arasında bulunmazdık diyorlar. Demek ki çevre çok önemli. Belki bireysel varlığımızın çevresi duyular kastedilmişte olabilir. Sonuç şu; doğru anlaşılan vahiy, doğru kullanılan akıl ve doğru kullanılan duyular veya doğru çevre. Aslında ma künna fiy ashabisse'ıyr zımnen kendini yakacak ateşe en yüksek bedeli ödemektir demiştik.

Doğru kullanılan akıl, doğru anlaşılan vahiy. Vahiy aklın üzerine bir yağmur gibi yağarsa vahyin yağdığı akıl çöl olmaktan çıkar göl olur, bahar olur, cennet olur. İşte vahyin altına tutmak aklı. Onun için galiba Cafer Hz.lerine ifade nispet edilen güzel bir ifade var. Nedir o? İmam Cafer’e, “Akıl insanın içinde ki peygamber, peygamber insanın dışında ki akıldır.” Nakil doğru anlaşılırsa Akıl sahih tutulursa ve 5 duyu da doğru işlerse bu üçünden biri bile insanı hakikate götürmek için yeter. Yani doğru işleyen bir akıl insanı vahyin kapısına getirir. Doğru anlaşılan bir nakil, vahiy insana aklını nasıl kullanacağını öğretir. Doğru kullanılan 5 duyu insana hem doğru aklın, hem de vahyi doğru anlamanın yolunu öğretir. Yani üçü de birbirini destekler.


11-) Fa'terefu Bizenbihim* fesuhkan liashabis se'ıyr;

Suçlarını böylece itiraf ettiler! Uzaklığı yaşasın dev alevli ateş ehli! (A. Hulusi)

11 - İşte günahlarını itiraf ettiler, kahrolsun o halde ashabı Seıyr. (Elmalı)


Fa'terefu Bizenbihim onlar günahlarını itiraf ettiler. fesuhkan liashabis se'ıyr olmaz olsun o harlı ateş ashabı.


12-) İnnelleziyne yahşevne Rabbehüm Bilğaybi lehüm mağfiretun ve ecrun kebiyr;

"Gayb"ları olarak Rablerinden haşyet duyanlara gelince, onlar için bir mağfiret ve büyük bir ecir vardır. (A. Hulusi)

12 - Çünkü o rablerine gıyab da saygı besleyenler yok mu, muhakkak ki mağfiret ve büyük bir ecir onlar içindir. (Elmalı)


İnnelleziyne yahşevne Rabbehüm Bilğaybi lehüm mağfiretun ve ecrun Kebiyr öte yanda rablerine o gaybi bir hakikat olmasına rağmen. Cümlei mutarıza, bil gayb. Yani O gayb olmasına rağmen derin bir sevgi duyanlara gelince lehüm mağfiretun onlar için sınırsız bir bağış vardır. ve ecrun Kebiyr sınırsız bir bağışla yetinmeyecek Allah, bir de onlara bağışladığı gibi sonsuz, tarifsiz bir ecir, yani ödül verecek, büyük bir ödülle sevindirecek.

Sınırsız bir bağış ve büyük bir ödül. Rabbim bizi sınırsız bir bağış ve büyük bir ödülü hak eden, bunu hak etmek için de O’na kulluğa yaraşır bir ömür yaşayan kullarından eylesin.


 “Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn”

Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd’adır.


Mülk suresi (01-12) ayetlerinin sonu.
Mülk (1–12) toplu olarak BURADA bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder