a sayfasından devam
5-) Ve lekad zeyyennes Semaeddünya Bimesabiyha
ve ce'alnaha rucûmen lişşeyatıyni ve a'tedna lehüm 'azâbes se'ıyr;
Andolsun
ki dünyanın (düşünce) semâsını, aydınlatıcılar (hakikat
bilgileriyle) olarak
donattık! Onları meydana getirdik ki, şeytanları (şeytanî fikirleri) taşlayıp uzaklaştırmaları için! Onlar için
alevli ateşin azabını hazırladık. (A. Hulusi)
05 - Celâlim
hakkı için biz o Dünya Semayı takım takım kandillerle donattık ve onları
Şeytanlar için (rucum) atmalar yaptık, hem onlar için o çılgın ateş azâbını
hazırladık (ki azâbı Seıyr). (Elmalı)
Ve lekad zeyyennes Semaeddünya Bimesabiyha
biz en yakın göğü kandillerle süslemişizdir. Burada ki Ve lekad; doğrusu budur,
sizin yani ötekilerin söylediği yanlıştır gibi bir nükte içerir. Yani
medyumlara bir cevap var burada aslında. Bakınız hemen arkasından gelen cümle
de o zaten.
ve ce'alnaha rucûmen lişşeyatıyni ve a'tedna
lehüm 'azâbes se'ıyr onları şeytanlığa soyunanlar şeytanlığa
soyunanlar için gayba dair spekülasyon aracı yaptık. Yıldızları yani. Ne
yapıyorlar? Zan ve tahmin yürütüyorlar, spekülasyon yapıyorlar yıldızlar üzerinden.
Allah’ın gaybını bilme iddiasında olan bu haddini bilmez şeytansılar, insanları
aldatmak için yıldızlardan, gök cisimlerinden müneccimlik yapıyorlar. Kahinlik
yapıyorlar. Falcılık yapıyorlar, burççuluk yapıyorlar vs. Kehf suresinde
..racmen Bil gayb. Kehf/22) diyor ya Kur’an. gaybı taşlamak. Tıpkı onun gibi
işte. Gaybı taşlıyorlar.
ve a'tedna lehüm 'azâbes se'ıyr ve
onlar için yakıp kavuran bir azab hazırladık. Sa’ıyr; aslında siyar, fiyat
demek. Fiyat manasına gelen si’ırden. İmaen acaba şöyle bir sonuca varabilir
miyiz diye düşünüyorum. Cehennem ne kadar ucuza alınırsa alınsın yine de pahalı
alınmıştır. ‘azabesse’ıyr, yani bir
bedel ödeyerek aldıkları azab. Ne kadar küçük bir bedel de ödeseler cehennem
pahalıdır. Cennet ne kadar fiyatlı da elde edilse ucuzdur. Belki buradan bunu
çıkarabiliriz.
6-) Ve lilleziyne keferu BiRabbihim 'azâbu
cehennem* ve bi'sel masıyr;
Hakikatlerini
oluşturan Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır! Ne kötü dönüş
yeridir o! (A. Hulusi)
06 - kendilerinin
rabbine küfredenler için de Cehennem azâbı vardır, ona gidiş de ne fena
akıbettir. (Elmalı)
Ve lilleziyne keferu BiRabbihim 'azâbu cehennem zira rablerine karşı böyle nankörlük yapanları cehennem
azabı beklemektedir. ve bi'sel masıyr o ne
fena bir son duraktır, dönüş yeridir.
7-) İzâ ülku fiyha semi'u leha şehiykan ve hiye
tefur;
Onun
içine atıldıklarında, o kaynayarak fışkırırken, onun gümbürtüsünü işitirler!
(A. Hulusi)
07 - İçine
atıldıkları vakit onun öyle bir hıçkırışını işidirler ki feveran ediyordur.
(Elmalı)
İzâ ülku fiyha semi'u leha şehiykan ve hiye
tefur onlar oraya atıldıklarında onun
kaynayış homurtusunu, yani insanın içini korkudan ciğerini düşürecek kadar
kaynayış homurtusunu işitecekler.
8-) Tekâdu temeyyezu minelğayz* küllema ülkıye
fiyha fevcun seelehüm hazenetüha elem yeti'küm neziyr;
Gayzından
(şiddetli taşmasından) neredeyse çatlayacak hâldedir! Onun içine her bir bölük
atıldıkça, muhafızları onlara: "Size bir uyarıcı gelmedi mi?" diye
sorar. (A. Hulusi)
08 - Hemen
hemen öfkeden patlayacak gibi bir hale gelir, içine bir alay atıldıkça her
defasında onlara onun bekçileri «size gocundurucu bir Peygamber (bir nezîr)
gelmedi mi?» Diye sorarlar. (Elmalı)
Tekâdu temeyyezu minelğayz neredeyse cehennem öfkeden patlayacak. Öfkeden kudurmuş
gibi patlayacak küllema ülkıye fiyha fevcun seelehüm hazenetüha elem
yeti'küm neziyr her grup günahkârın
atıldığı her seferinde onlara cehennemin bekçileri soracaklar; Size bir uyarıcı
gelmemiş miydi? Yani daha önce size bir peygamber gönderilmemiş miydi? Diye
soracaklar.
9-) Kalu belâ kad caena neziyrun fekezzebna ve
kulna ma nezzelAllâhu min şey'* in entüm illâ fiy dalâlin kebiyr;
(Cehennem ehli de) der ki:
"Evet, gerçekten bize bir uyarıcı geldi de biz inanmayıp reddettik! 'Allâh
hiçbir şey inzâl etmemiştir; sizin yaptığınız çok büyük bir sapıklıktır'
dedik." (A. Hulusi)
09 - Evet,
doğrusu bize gocundurucu bir Peygamber (bir nezîr) geldi, fakat biz ona
inanmadık ve Allah, hiç bir şey indirmedi, siz büyük bir dalâl içindesiniz diye
tekzip ettik derler. (Elmalı)
Kalu belâ kad caena neziyrun fekezzebna ve
kulna ma nezzelAllâhu min şey' onlar da diyecekler ki aksine bize
bir uyarıcı, yani bir peygamber gönderilmişti, Fekezzebna, fakat biz onu yalanladık ve kulna ma nezzelAllâhu min şey'
ve dedik ki Allah bize hiçbir şey indirmemiştir dedik. Dikkat buyurun, Allah’ı
inkar etmiyor bunlar. Allah’ı inkar eden münkirler değil, ateistler değil
bunlar. nübüvveti ve vahyi inkar ediyorlar. Allah bize bir şey indirmedi
diyorlar. Allah indirmedi diyor. Özünde Allah’ın hayata müdahil olmasını
reddediyorlar. İşin temeli bu. Allah’a inanıyorlar, ama Allah bu hayata müdahil
olamaz diye düşünüyorlar.
in entüm illâ fiy dalâlin Kebiyr siz
elçiler büyük bir şaşkınlık içindesiniz dedik. Bu son cümle Allah tarafından
inkarcılar içinde söylenmiş olarak anlaşılabilir. Ama doğrusu diğer cümlenin
devamı olarak okumaktır.
10-) Ve kalu lev künna nesme'u ev na'kılu ma
künna fiy ashabisse'ıyr;
Derler
ki: "Eğer dinleseydik onları, aklımızı kullansaydık; alevli ateşte yanan
halk içinde olmazdık!" (A. Hulusi)
10 - Ve
biz işidir veya akıl eder olsaydık bu Seıyr eshabı içinde bulunmazdık, derler.
(Elmalı)
Ve kalu lev künna nesme'u ev na'kılu ma künna
fiy ashabisse'ıyr ve dediler ki, yani diyecekler ki cehennemlikler
eğer biz işitseydik ev na’kılü, ya da akletseydik ma künna fiy ashabisse'ıyr şimdi şu
kışkırtılmış ateşin göbeğinde bulunmayacaktık. Sem’iyat, akliyat. Sem’iyat
vahye delalet eder. Akliyat ta aklı selime delalet eder.
Nakil, akıl aslında 3. bir unsur
daha var dikkat buyurun. Nedir o? Akıl kadar önemli 3. unsur.: çevre. ma künna fiy ashabisse'ıyr biz daha
önceden bunu dünyada, dünya için söylüyorlar. Cehenneme layık bir hayat yaşayanların
arasında bulunmazdık diyorlar. Demek ki çevre çok önemli. Belki bireysel
varlığımızın çevresi duyular kastedilmişte olabilir. Sonuç şu; doğru anlaşılan
vahiy, doğru kullanılan akıl ve doğru kullanılan duyular veya doğru çevre.
Aslında ma
künna fiy ashabisse'ıyr zımnen kendini yakacak ateşe en yüksek bedeli
ödemektir demiştik.
Doğru kullanılan akıl, doğru
anlaşılan vahiy. Vahiy aklın üzerine bir yağmur gibi yağarsa vahyin yağdığı
akıl çöl olmaktan çıkar göl olur, bahar olur, cennet olur. İşte vahyin altına
tutmak aklı. Onun için galiba Cafer Hz.lerine ifade nispet edilen güzel bir
ifade var. Nedir o? İmam Cafer’e, “Akıl insanın içinde ki peygamber, peygamber
insanın dışında ki akıldır.” Nakil doğru anlaşılırsa Akıl sahih tutulursa ve 5
duyu da doğru işlerse bu üçünden biri bile insanı hakikate götürmek için yeter.
Yani doğru işleyen bir akıl insanı vahyin kapısına getirir. Doğru anlaşılan bir
nakil, vahiy insana aklını nasıl kullanacağını öğretir. Doğru kullanılan 5 duyu
insana hem doğru aklın, hem de vahyi doğru anlamanın yolunu öğretir. Yani üçü
de birbirini destekler.
11-) Fa'terefu Bizenbihim* fesuhkan liashabis
se'ıyr;
Suçlarını
böylece itiraf ettiler! Uzaklığı yaşasın dev alevli ateş ehli! (A. Hulusi)
11 - İşte
günahlarını itiraf ettiler, kahrolsun o halde ashabı Seıyr. (Elmalı)
Fa'terefu Bizenbihim onlar
günahlarını itiraf ettiler. fesuhkan liashabis se'ıyr olmaz olsun o harlı
ateş ashabı.
12-) İnnelleziyne yahşevne Rabbehüm Bilğaybi
lehüm mağfiretun ve ecrun kebiyr;
"Gayb"ları
olarak Rablerinden haşyet duyanlara gelince, onlar için bir mağfiret ve büyük
bir ecir vardır. (A. Hulusi)
12 - Çünkü
o rablerine gıyab da saygı besleyenler yok mu, muhakkak ki mağfiret ve büyük
bir ecir onlar içindir. (Elmalı)
İnnelleziyne yahşevne Rabbehüm Bilğaybi lehüm
mağfiretun ve ecrun Kebiyr öte yanda rablerine o gaybi bir hakikat
olmasına rağmen. Cümlei mutarıza, bil gayb. Yani O gayb olmasına rağmen derin
bir sevgi duyanlara gelince lehüm
mağfiretun onlar için sınırsız bir bağış vardır. ve ecrun Kebiyr sınırsız bir bağışla yetinmeyecek Allah, bir de
onlara bağışladığı gibi sonsuz, tarifsiz bir ecir, yani ödül verecek, büyük bir
ödülle sevindirecek.
Sınırsız bir bağış ve büyük bir
ödül. Rabbim bizi sınırsız bir bağış ve büyük bir ödülü hak eden, bunu hak
etmek için de O’na kulluğa yaraşır bir ömür yaşayan kullarından eylesin.
“Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn”
Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan
Allah’a hamd’adır.
Mülk suresi (01-12) ayetlerinin sonu.
Mülk (1–12) toplu olarak BURADA
bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder