11 Kasım 2011 Cuma

İslamoğlu Tef. Ders. Yunus (068-077)(69-E)


D sayfasından devam

        68-) KalüttehazAllâhu veleden subhaneHU, "HU"vel Ğaniyy* leHU ma fiys Semavati ve ma fiyl Ard* in 'ındeküm min sültanin Bi hazâ* etekulune alAllâhi ma lâ ta'lemun;

        "Allâh oğul edindi" dediler. Subhan'dır O! (Zira) "HÛ" El Ğaniyy'dir (yarattıklarıyla kayıtlanmaktan ve sınırlanmaktan berîdir)... Semâlarda ve arzda ne varsa, O'nun içindir ("El Esmâ"daki mânâların açığa çıkması için)... İndînizde bununla (iftiranızla) ilgili bir kanıt yoktur! Allâh hakkında, ilminiz olmayan bir şeyi konuşuyorsunuz! (A.Hulusi)

        68 - «Dediler ki: Allah, velet edindi» hâşâ o sübhâne, ganiy o, Göklerdeki ve Yerdeki hep onun elinizde ona dair hiç bir burhan yoktur, Allaha karşı ilim ile ispat edemeyeceğiz şey mi isnat ediyorsunuz? (Elmalı)


        KalüttehazAllâhu veleden subhaneH bu gerçeklere rağmen Allah bir oğul edindi iddiasında bulundular. Ne münasebet, SübhaneH, bu ne demek, bu ne ağır söz, bu ne cür’et demektir aslında. Yani işlevi odur, O aşkın bir hakikattir. "HU"vel Ğaniyy O mutlak anlamda kendi kendine yeten bir zattır. leHU ma fiys Semavati ve ma fiyl Ard göklerde ve yerde ne varsa hepsi ona aittir. in 'ındeküm min sültanin Bi hazâ sizin ise elinizde bu tür bir iddiada bulunmak için hiçbir deliliniz yoktur. etekulune alAllâhi ma lâ ta'lemun; Buna karşın Allah’a bilmediğiniz bir şeyi mi isnat ediyorsunuz.

        Müşriklerin, Hıristiyanların şirkine bir atıf bu ayet. Gerçekte Allah’ı tanımlama cür’eti reddir. Biraz önceki ayeti tefsir ederken söylemiştim, kişi kendi tapınacağı varlığı tanımlama hakkına sahip değildir. Ancak tanıma hakkına sahiptir. Yani O’nu tanımalıdır, fakat tanımlamaya kalkmamalıdır. Mutlak aşkınlığı zedeleyen her inanç inkar olarak nitelendiriliyor.


        69-) Kul innelleziyne yefterune alAllâhil kezibe lâ yüflihun;

        De ki: "Allâh hakkında yalan uyduranlar elbette kurtulamazlar!" (A.Hulusi)

        69 - De ki: elbette yalanı Allaha iftira edenler felâh bulmazlar. (Elmalı)


        Kul innelleziyne yefterune alAllâhil kezibe lâ yüflihun; De ki; kesinlikle kendi yalanlarını Allah’a isnat edenler başarıya ulaşamayacaklar.


         70-) Metaun fiyd dünya sümme ileyna merciuhüm sümme nüziykuhümül azâbeş şediyde Bima kânu yekfürun;

        Dünyadan geçici bir yararlanma; sonra dönüşleri bizedir! Sonra hakikati inkâr etmeleri nedeniyle şiddetli azabı onlara yaşatacağız. (A.Hulusi)

        70 - Dünyada cüz'î bir zevk, sonra dönüşleri bizedir, sonra biz onlara o küfürlerinden dolayı azâbı tattıracağız. (Elmalı)


        Metaun fiyd dünya sümme ileyna merciuhüm yalnızca dünya ile sınırlı, geçici bir haz. Meta’u, geçici bir haz. Sonunda onların dönüşü bize olacak. sümme nüziykuhümül azâbeş şediyde Bima kânu yekfürun; en nihayet ısrarlı inkarlarından dolayı onlara şiddetli bir azabı tattıracağız.

        Allah’ın insan üzerine olan kaygılarını anlamak için sevgili dostlar, hayata; hayatın ötesinden bakmayı bilmek gerek. Bir de insanlık tarihinin tümüne kuş bakışı bakmak gerek. İşte insanlık tarihinin tümüne eğer kuş bakışı bakmayı denerseniz, Kur’an önünüze insanlık tarihinden birkaç örnek sunuyor, al karşılaştır da benim söylediğim hakikatler tarihte nasıl doğruymuş gör diye.


        71-) Vetlü aleyhim nebee Nuh* iz kale li kavmihî ya kavmi in kâne kebüre aleyküm mekamiy ve tezkiyriy Bi âyâtillâhi fe alAllâhi tevekkeltü feecmiu emreküm ve şürekâeküm sümme lâ yekün emruküm aleykum ğummeten sümmakdu ileyye ve lâ tunzırun;

        Onlara Nuh'un haberini anlat... Hani kavmine: "Ey kavmim! Eğer konumum ve Allâh işaretleriyle sizi uyarmam size ağır geldiyse, (artık ben) Allâh'a tevekkül (hakikatimdeki El Vekiyl isminin gereğini yerine getireceğine iman) ettim! Siz ve ortaklarınız toplanıp, ne isterseniz yapın; sonra yaptığınızdan endişe duymayın! Sonra da hiç vakit geçirmeden, hakkımdaki kararınızı uygulayın." (A.Hulusi)

        71 - Hem onlara Nuh’un kıssasını oku, bir vakit kavmine demişti ki: ey kavmim: eğer benim duruşum ve Allahın âyetlerini ihtar edişim size ağır geliyorsa, bilin ki ben, Allaha dayanmışım, artık siz ve şerikleriniz her ne yapacaksanız toplanıp bütün azminizle karar verin, sonra yapacağınız, size hiç bir gam da teşkil etmesin, sonra hükmünüzü bana icra edin ve elinizden gelirse bana bir lâhza göz de açtırmayın. (Elmalı)


        Vetlü aleyhim nebee Nuhin onlara Nuh’un kıssasını aktar. Makro plandan insanlık serüvenini ilahi kelamın gözü ile okumak denir bu örneklere. Nuh kıssasının ayrıntılı anlatımı burada değil. Burada çok kısa anlatılıyor. Asıl bir sonraki sure olan Hud suresinin 36. ve 48. ayetleri arasında en ayrıntılı olarak anlatılır  bu kıssa.

        iz kale li kavmihî ya kavmi in kâne kebüre aleyküm mekamiy ve tezkiyriy Bi âyâtillâhi fe alAllâhi tevekkeltü Hani bir zamanlar o kavmine demişti ki; Ey kavmim eğer benim konumum ve Allah’ın ayetlerini size hatırlatmam zorunuza gidiyorsa şunu iyi bilin ki ben yalnızca Allah’a güvendim. feecmiu emreküm ve şürekâeküm Haydi sizde yapacağınız eylemi kararlaştırmak için ortak koştuklarınız da dahil bir araya toplanın. sümme lâ yekün emruküm aleykum ğummeten Ki kararlaştırdığınız eylem sizi riske sokmasın.

        Çok ilginç, yine alttan alta bir ironi var. Ne diyor burada; ki diye çevirdim sümme’yi onun için bu bağlaçla çevirdim. İronik bir çağrı bu. Ortaklarınızı neden çağırın, neden? Çünkü siz Allah’ın vahyine karşı tedbir almakla, karşı bir plan hazırlamaya kalkışmakla Allah’a savaş açtınız. Allah’a savaş açmanın bir riski var. Allah’ın da size savaş açması. O zaman bir tedbir alın da riske girmeyin diyor. “Becerebilirseniz tabii”. Biz ünlem görüyoruz orada.

        sümmakdu ileyye ve lâ tunzırun; en sonunda bana karşı aldığınız kararı infaz edin hem de hiç göz açtırmaksızın.
  
         
        72-) Fein tevelleytüm fema seeltüküm min ecr* in ecriye illâ alAllâhi ve ümirtü en ekûne minel müslimiyn;

        "Eğer (bu yüzden) yüz çevirirseniz (çevirin; zaten) sizden bir karşılık istemedim... Benim ecrim (yaptığım işin getirisi) ancak Allâh'a aittir... Teslimiyeti yaşayanlardan olmakla emrolundum." (A.Hulusi)

        72 - Eğer aldırmazsanız ben de, sizden bir ecir istemedim â, benim ecrim ancak Allah’a dır, ve ben onun birliğine boyun eğen müslimînden olmakla emr olundum. (Elmalı)


        Fein tevelleytüm fema seeltüküm min ecr* in şunu da iyi bilin ki eğer yüz çevirirseniz hatırlayın ki ben zaten sizden davetime bir karşılık talep etmemiştim. in ecriye illâ alAllâh her peygamberin dediğini ben de demiştim diyor Hz. Nuh. Benim ücretimi takdir etmek yalnızca Allah’a düşer size değil. Onun için ben Allah’tan bekliyorum ücretimi. ve ümirtü en ekûne minel müslimiyn; zira ben Allah’a kayıtsız şartsız teslim olanlar arasında olmakla emr olundum.

        Hz. Nuh’un dini İslam’mış sevgili dostlar. Nuh Müslüman’mış yani. Buradan teslimiyetin öbür adı, İslam’ın da teslimiyetin öbür adı olduğunu anlıyoruz ve tüm peygamberlerin ortak tek dininin İslam olduğunu anlıyoruz.


        73-) Fekezzebuhu fenecceynahu ve men me'ahu fiyl fülki ve ce'alnahüm halâife ve ağraknelleziyne kezzebu Bi âyâtina* fenzur keyfe kâne akıbetül münzeriyn;

        (Yine de) Onu yalanladılar... Biz de Onu ve gemide onunla beraber olanları kurtardık ve onları halifeler kıldık... İşaretlerimizi yalanlamış olanları ise boğduk! Uyarılanların sonu nasıl oldu bir bak! (A.Hulusi)

        73 - Bunun üzerine yine onu tekzip ettiler. Biz de onu ve beraberindekileri gemide necâta çıkarıp bunları Yer yüzünün halifeleri kıldık, âyetlerimizi tekzip edenleri ise gark ettik, bak işte inzâr olunanların âkıbeti nasıl oldu. (Elmalı)


        Fekezzebuhu derken onu yalanladılar. fenecceynahu ve men me'ahu fiyl fülk bunun üzerine biz onu ve onunla birlikte gemide bulunanları kurtardık. ve ce'alnahüm halâif be onları yer yüzünün varisleri kıldık. ve ağraknelleziyne kezzebu Bi âyâtina ayetlerimizi ısrarla yalan sayan kimseleri ise boğulmaya terk ettik. fenzur keyfe kâne akıbetül münzeriyn; Dön de bir bak, “uyarılan ama uyanmayan” kimselerin akıbeti nice olurmuş.


        74-) Sümme be'asna min ba'dihi Rusulen ila kavmihim fecauhüm Bil beyyinati fema kânu li yu'minu Bima kezzebu Bihi min kabl* kezâlike natba'u alâ kulubil mu'tediyn;

        Ondan (Nuh'tan) sonra nice toplumlara, apaçık deliller (muhtevası özel Esmâ mânâları) olan Rasûller bâ'settik... Daha önceden yalanlamış oldukları şeye (gene) iman etmediler... İşte haddi aşanların kalpleri üzerine böyle mühür vururuz (şuurları kilitlenir)! (A.Hulusi)

        74 - Sonra onun arkasından bir çok Peygamberleri kavimlerine gönderdik, onlara açık mucizelerle vardırlar, fakat önce yalan dediklerine bir türlü inanmak istemediler, işte biz tecavüzü ı'tiyad edenlerin kalplerini böyle tabederiz. (Elmalı)


        Sümme be'asna min ba'dihi Rusulen ila kavmihim sonra onun izinden her birini kendi toplumuna olmak üzere daha başka elçiler de gönderdik. fecauhüm Bil beyyinati fema kânu li yu'minu Bima kezzebu Bihi min kabl ve onlar hakikatin apaçık belgeleri ile geldiler, fakat berikiler bir kez yalanlamış bulundukları hakikate inanmamakta ısrar ettiler. Hani bir kez yalanladık, bu saatten sonra nasıl dönelim dercesine.

        Önceki peygamberlerin son peygamberden farkını ima ediyor aynı zamanda bu ayet.

        Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil 'alemiyn; (Enbiya/107) deniyordu sırf peygamberimiz için kullanıyordu. Seni başka bir şey için değil, tüm alemlere, tüm insanlara rahmet olarak gönderdik.  ..illâ kâffeten linNas.. (Sebe’ /28) diyordu Kur’an tüm insanlığa gönderildiğini beyan sadedinde. Ama diğer peygamberler kendi kavimlerine gönderilmiş, biz onu anlıyoruz.

        Mekke’lilere de aslında şu vurgulanıyordu, siz ilk değilsiniz tüm geçmişte ki isyankar kavimler aslında sizin yaptığınızı yaptı. Nasıl ki peygamberler birbirlerinin devamı ise kafirler de birbirlerinin devamıdır. Mesajı var burada. kezâlike natba'u alâ kulubil mu'tediyn; işte biz haddi aşanların kalplerini böyle mühürleriz.


        75-) Sümme be'asna min ba'dihim Musa ve Harune ila fir'avne ve meleihi Bi âyâtina festekberu ve kânu kavmen mücrimiyn;

        Sonra, bunların ardından Musa'yı ve Harun'u, işaretlerimiz olarak bâ'settik, Firavun'a ve ileri gelenlerine... (Onlar ise) kibirlendiler ve suçlular toplumu oldular. (A.Hulusi)

        75 - Sonra bunların arkasından Musâ ile Harun’u Firavun ve cemaatine âyetlerimizle gönderdik, imanı kibirlerine yediremediler ve mücrim bir kavim idiler. (Elmalı)


        Sümme be'asna min ba'dihim Musa ve Harune ila fir'avne ve meleihi Bi âyâtina sonra onların izinden Musa ve Harun’u ayetlerimizle firavun ve onun etrafındaki yöneticilere gönderdik. festekberu ve kânu kavmen mücrimiyn; Fakat büyüklük tasladılar, zira onlar günaha batmış bir topluluktular.


        76-) Felemma caehümül Hakku min ındina kalu inne hazâ lesıhrun mubiyn;

        İndîmizden onlara Hak geldiğinde: "Muhakkak ki bu apaçık bir sihirdir" dediler. (A.Hulusi)

        76 - Tarafımızdan kendilerine hak geldiği vakit her halde bu açık bir sihir dediler. (Elmalı)


        Felemma caehümül Hakku min ındina kalu inne hazâ lesıhrun mubiyn; Şöyle ki katımızdan hakikatin ta kendisi geldiği zaman dediler ki işte bu kesinlikle apaçık bir büyüdür.

        Evet, peygamberimize de bu surenin 2. ayetinde müşrikler aynı ithamı yapmışlardı.


        77-) Kale Musa etekulune lil Hakkı lemma caeküm* esıhrun hazâ* ve lâ yüflihus sahırun;

        Musa dedi ki: "Size Hak geldiğinde böyle mi değerlendirirsiniz! Bu bir sihir midir? Sihirbazlar asla iflah olmazlar." (A.Hulusi)

        77 - Musâ, ya! dedi: size hak gelince böyle mi diyorsunuz? Bu sihir mi? Halbuki sihirbazlar felâh bulmazlar. (Elmalı)


        Kale Musa etekulune lil Hakkı lemma caeküm Musa dedi ki; Siz ayağınıza gelen hakikat hakkında hep bu tarz mı düşünürsünüz, esıhrun hazâ ne, bu da sihir ha..! Bu da büyü ha..! ve lâ yüflihus sahırun; ama sihirbazlar bunu başaramaz ki..! Musa’nın cevabı bu oldu. Aynı zamanda Musa’nın Firavuna cevabı Ey Mekkeliler, Muhammed’in size cevabıdır. Çünkü siz firavunun torunları gibi davranıyorsunuz. Muhammed ise Musa’nın. Onun için herkes vahye karşı aldığı tavra baksın, kimin devamı olduğuna karar versin.

        Kıssanın devamını gelecek ders işlemek üzere,


“Ve ahiru davana velil hamdülillahi rabbil alemiyn”

Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdadır.


69. videonun sonu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder