30 Temmuz 2011 Cumartesi

İslamoğlu Tef. Ders. En’am (141-144)(49-E)



D sayfasından devam


141-) Ve "HU"velleziy enşee cennâtin ma'ruşatin ve ğayre ma'ruşatin vennahle vezzer'a muhtelifen ükülühu vezzeytune verrummane müteşabihen ve ğayre müteşabih* külu min semerihi izâ esmere ve atu hakkahu yevme hasadih* ve la tüsrifu* inneHU la yuhıbbul müsrifiyn;

Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, hurmaları, yemişleri muhtelif ekinleri, zeytinleri ve narları müteşabih ve gayrı müteşabih olarak inşa eden "HÛ"dur... O'nun ürünlerini meyve verdiğinde yeyin; hasadının gününde ise onun hakkını verin (zekât)... İsraf etmeyin, çünkü O, israf edenleri sevmez. (A.Hulusi)

141 - O ma’ruş ve gayri ma'ruş Cennet âsâ bağları: O tatları, yemişleri muhtelif mezru atı, o hurmaları, zeytinleri, narları, birbirlerine hem benzer hem benzemez bir halde vücuda getiren hep odur, her biri mahsul verince mahsûlünden yiyin, hasat günü hakkını da verin, bununla beraber israf etmeyin, çünkü o israf edenleri sevmez. (Elmalı)


Ve "HU"velleziy enşee cennâtin ma'ruşatin ve ğayre ma'ruşat ve O’dur insan eli ile yetiştirilen ve kendi başına yetişen bahçeleri bağları, vennahle vezzer'a muhtelifen ükülühuvezzeytune verrummane müteşabihen ve ğayre müteşabih biri diğerine çok benzeyen asılda, esasta yani yapı olarak biri diğerine çok benzeyen ve biri diğerinden çok farklı görüntüde, tatta, lezzette, renkte zeytini ve narı var eden kimdir? Yalnızca Allah’tır. hurma ağaçlarını, çeşit çeşit ürün veren tarlaları,

Burada lafzen yukarıdaki ma'ruşatin ve ğayre ma'ruşatin ibaresi lafzen çardaklı, çardaksız anlamına geliyor ama Celaleyn; gövdeli bitkiler gövdesiz bitkiler açıklamasını koymuş ki en uygun olan anlamda bu olsa gerek. İbn. Abbas’tan naklini esas alarak biz burada, kendi başına ki, Taberi naklediyor İbn. Abbas’ın bu yorumunu, kendi başına yetişen bitkiler ve insan eli ile dikilerek yetiştirilen bitkiler, hepsi Allah’ındır, Allah yaratmıştır bunları diyerek devam ediyor Kur’an;

külu min semerihi izâ esmere her biri ürün verdiğinde ürünlerinden yiyin.

Niye böyle bir ayet geldi hurafelerin arkasından, hurafeleri ifade eden, müşriklerin hurafelerini bize aktaran ayetlerin ardından neden Allah’ın nimetlerini aktaran bir ayet geldi? Şunun için; İnsanın yaşadığı dünyayı süsleyen diğer yaratıkların var oluş yasası insana hizmet ve hayatı kolaylaştırmak içindir. Yani her yaratılan şeyi, yaratıldığı amaç için kullanın. Çünkü Allah insanı yaratmış ve insanın görevini, sorumluluğunu mükemmel bir biçimde yerine getirebilmesi için gerekli olan şeyleri de yaratmıştır.

Zulüm, bir şeyi Allah’ın yarattığı yerden etmektir. Onun için hayvanlar insana hizmet içindir. Bitkiler insana hizmet içindir. Siz bunları hizmet dışı bırakırsanız, amacı dışına çıkarmış olursunuz.

Görmüyor musunuz, eğer hizmet dışına çıkarırsanız, hayvan tanrı bile olur, tanrılaştırılabilir. Budistlerin ineğine ne buyrulur. Oysa ki insana hizmet için yaratılan bir şey eğer yerinden edilir, ona yamuk bakılırsa, o insana hizmet için yaratılmış olmaktan çıkarılır, insan onu tanrılaştırmaya kadar varabilir. İşte Budizm’in ineğe olan tavrı ve daha devam eden birçok toplumdaki hurafeler gibi. Onun için bir şeyi yerli yerine koymak hikmettir ve hurafelerin, Allah’ın koyduğu dinin dışına taşmanın en büyük zararı insana, bir takım şeyleri yaratılış amacı dışına çıkarmaktır.

ve atu hakkahu yevme hasadih ve hasat günü geldiğinde yoksula payını verin.

Mekke’de inen bu surede Allah’ın verdiklerinden ihtiyaç sahiplerine vermek, ürünleri ona muhtaç olanlarla paylaşmak bir hak, yani yerine getirme yükümlülüğü olan bir görev, bir ödev olarak ortaya konuluyor.

ve la tüsrifu* inneHU la yuhıbbul müsrifiyn; fakat israf etmeyin, unutmayın ki O israf edenleri sevmez.


142-) Ve minel en'ami hamuleten ve ferşa* külu mimma razekakümullahu ve la tettebi'u hutuvatiş şeytan* innehu leküm adüvvün mubiyn;

Hayvanlardan yük taşıyanı da (yününden) döşek - sergi yapılanı da (yaratan O'dur)... (Öyle ise) Allâh'ın size verdiği rızıktan yeyin ve şeytanın fikirlerine uymayın... Kesinlikle o sizin apaçık düşmanınızdır. (A.Hulusi)

142 - En'âm içinden gerek yük götüreni ve gerek serileni vücuda getiren de o, Allâhın size merzuk kıldığı nimetlerden yiyin fakat Şeytanın adımlarına uymayın, çünkü o sizin için açık bir düşmandır. (Elmalı)


Ve minel en'ami hamuleten ve ferşa* külu mimma razekakümullah ve yük taşımaya elverişli olan ve olmayanıyla hayvanlardan, Allah’ın size rızık olarak verdiklerini yiyin. ve la tettebi'u hutuvatiş şeytan ve şeytanın izinden gitmeyin. innehu leküm adüvvün mubiyn; unutmayın ki o sizin apaçık düşmanınızdır.


143-) Semâniyete ezvac* minedda'nisneyni ve minel ma'zisneyn* kul âzzekereyni harrame emil ünseyeyni emmeştemelet aleyhi erhamül'ünseyeyn* nebbiuniy Bi ılmin in küntüm sadikıyn;

Sekiz çift/eş: Koyundan iki, keçiden iki (çift)... De ki: "İki erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin rahimlerinin iştimal ettiğini mi (sarıp içine aldığını)... Eğer doğru iseniz bana ilimle haber verin." (A.Hulusi)

143 - Sekiz eş: koyundan iki, keçiden iki, de ki: İki erkeği mi haram kıldı? Yoksa iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinin müştemil olduklarını mı? Eğer sadıksanız bana bir ilim ile haber verin. (Elmalı)


Semâniyete ezvacin yine devam ediyor örnek vermeye Kur’an. Müşriklerin hurafelerinden, sayısı 8 e ulaşan dört çift hayvanın da insana yasak olduğunu iddia ettiler. Semâniyete ezvac 8, çifterli 8 demektir. Ki ezvac, tekili zevc. Zevc hem bir şeyin çiftini, hem de çifti oluşturan her bir elemanı gösterir, işaret eder.

minedda'nisneyni ve minel ma'zisneyn koyun ve keçinin iki cinsinden her biri,  kul âzzekereyni harrame emil ünseyeyni emmeştemelet aleyhi erhamül'ünseyeyn sor onlara, sor şu hurafecilere. O’nun haram kıldığı çiftlerin erkekleri mi, yoksa dişileri mi. Ya da yasak dişilerin rahimlerinde bulunan yavruları da kapsar mı.

Rabbimiz bu tip hurafavi yasakların ne kadar mantıksız olduğunu göstermek için bu ayrıntıları da vereydiniz diyor. Şimdi yasaklar da erkekler mi yasak dişiler mi. Madem siz erkekleri dişilere yasaklıyorsunuz, bazı etleri erkeklere yediriyorsunuz, bazılarını erkeklerle beraber dişilere yediriyorsunuz. Şimdi bunu da söyleyin bakalım diyor.

Bu ayrıntıların amacı iyi ve kötüyü belirleme hakkının, insanın keyfi yararlarına,keyfi kararlarına bırakıldığında ne gülünç sonuçlara ulaşacağına bir örnek olsun diyedir. Burada ki ayrıntıların bildirilmesinin tek amacı budur. İnsana keyfi din belirlerseniz sizi getireceği gülünç nokta budur mesajı vermek.

Bugün böyle şeylerin olmadığını söylemeyin sakın. Böyle bir şey demiyorsunuz değil mi? Gelişmiş toplumların gelişmiş hurafeleri var, baksanıza etrafınıza. Uğur, fal, burç, astroloji, tarot, ufo, reenkarnasyon ve daha sayın sayabildiğiniz kadar. Bunlar da modern toplumların modern hurafeleri değil mi? Ne farkı var Allah aşkına. Benim uğurum diyor şu sayı, düşünebiliyor musunuz, modern insan hesapta. Aklı gelişmiş insan. Onun için hurafenin mantığı geçmişte de bugün de aynıdır.

nebbiuniy Bi ılmin in küntüm sadikıyn; Haydi, bilgiye dayalı bir haber verin bana. Tabii ki iddianızda haklıysanız.

Burada çok önemli bir şey söyleniyor. nebbiuniy Bi ılmin bilgiye dayalı bir haber verin. Yani yukarıda soruları soruyor; Bunların erkekleri mi yasak dişileri mi. Bu yasağa karınlarındaki yavrular da dahil mi, kapsar mı deniliyor ve Kur’an imanın hurafeye değil,bilgi ve bilinç üzerine bina edilmesini telkin ediyor burada.


144-) Ve minel ibilisneyni ve minel bakarisneyn* kul â(aaa)zzekereyni harrame emil ünseyeyni emmeştemelet aleyhi erhamül ünseyeyn* em küntüm şühedae iz vassakümullahu Bi hazâ* femen azlemü mimmeniftera alAllahi keziben li yudıllenNase Bi ğayri 'ılm* innAllahe la yehdilkavmezzalimiyn;

Deveden iki, sığırdan iki (çift)... De ki: "İki erkeği mi (Allâh) haram kıldı, iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin rahimlerinin iştimal ettiğini mi (içine aldığını)? Yoksa Allâh size bunu vasiyet ettiğinde, şahitler mi idiniz?"... İnsanları saptırmak için, bilgisizce Allâh üzerine yalan uydurandan daha zâlim kimdir?.. Muhakkak ki Allâh zâlim halka hidâyet etmez. (A.Hulusi)

144 - Ve deveden iki, sığırdan iki, de ki: İki erkeği mi haram kıldı? Yoksa iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinin müştemil olduklarını mı? Yoksa Allah size bu tahrîmi ferman buyururken şahitler miydiniz? Öyle bi gayri ilmin nasi ıdlâl için uydurduğu yalanı Allâha isnat edenlerden daha zalim kim olabilir? Her halde Allah zalimler güruhunu doğru yola çıkarmaz. (Elmalı)


Ve minel ibilisneyni ve minel bakarisneyn Yukarıdakiler küçükbaş hayvanlardan yaptıkları hurafelerdi, bu da büyük baş havanlar için de koydukları hurafeler var, onlara geldi sıra; Deve ve sığırın iki cinsinden her birini de haram sayıyorlardı.

kul â(aaa)zzekereyni harrame emil ünseyeyni emmeştemelet aleyhi erhamül ünseyeyn Sor onlara O’nun haram kıldığı çiftlerin erkeleri mi yoksa dişileri mi. Yahut ta dişilerin rahimlerinde bulunan yavruları mı, hangileri. Bu ayrıntıyı da versenize madem. Kendi kafanızdan helal ve haramlar koyuyorsunuz. Kendi kafanızdan Allah’ın insanın kullanımına sunduklarını kullanım dışına atıyorsunuz. Madem bu kadar belirleyici görüyorsunuz kendinizi, bu ayrıntıları da ortaya koysanıza diyor Kur’an ve soruyor.

em küntüm şühedae iz vassakümullahu Bi hazâ Ya yoksa Allah bütün bunları yasaklarken siz yanında mıydınız, şahit miydiniz diyor.

En dehşet yalan, Allah adına söylenen yalandır değerli Kur’an dostları. En korkunç iftira, Allah’a yapılan iftiradır. Allah adına işlenen hurafelerdir ve işte onu söylüyor Kur’an, bakalım ne diyor;

femen azlemü mimmeniftera alAllahi keziben li yudıllenNase Bi ğayri 'ılm hiçbir gerçek bilgiye dayanmaksızın insanları saptırmak için kendi uydurukları yalanı Allah’a isnat edenden daha zalim biri olabilir mi? Hiçbir gerçek bilgiye dayanmaksızın, insanları saptırmak için, zaten gerçek bilgiye dayanmaksızın bu Allah’ın yasasıdır diye hurafenizi insanlara din adı altında, Allah’a atfederek iletiyorsanız, Allah’a yapılmış en büyük iftiradır bu. Bundan daha zalim kim olabilir diyor Kur’an soruyor.

innAllahe la yehdilkavmezzalimiyn; ve bu sorusunu şu hükümle tamamlıyor. Unutmayın ki Allah zalim bir topluma doğru yolu göstermez.

Zalim bir toplum, hakikatin belirleyicisi olduğunu düşünen toplum. İyi ve kötüyü, hak ve batılı belirleme işini, kendisinin yapacağını zanneden insanların oluşturduğu bir toplum. Bu toplum hem gülünç olur, hem Allah’ın insan yararına yarattığı şeyleri, yarar dışı çıkarır. Hem de en büyük vahşeti, inanç, hurafe adı altında işler ve bunun vahşet olduğunu da görmez.

Onun için Allah’a en büyük iftira, Allah adına söylenmiş yalandır. Bu anlamda tüm hurafelerden inancımızı korumasını rabbimizden niyazlıyor, hurafesiz bir iman diliyorum.


“Ve ahiru davana velil hamdülillahi rabbil alemiyn”



49. videonun sonu.
49. videoyu toplu haldehttp://kurantefsir.wordpress.com/2011/07/21/islamoglu-tef-ders-en%E2%80%99am-128-14449/ bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder