9 Ocak 2013 Çarşamba

İslamoğlu Tef. Ders. SECDE (10-14) (130-C)



B sayfasından devam

10-) Ve kalu eizâ dalelna fiyl Ardı einna lefiy halkın cediyd* bel hüm Bi Lıkai Rabbihim kafirun;

Dediler ki: "Yerde yok olduktan sonra, biz mi yeni bir yapı ile yaşama devam edeceğiz?" Hayır, onlar, Rablerinin (Esmâ'sıyla) varlıklarında açığa çıkışı farkındalığını yaşamayı (likâsını) inkâr edenlerdir. (A. Hulusi)

10 - Bir de: â! Arzda gaip olduğumuzda mı? Cidden biz mi muhakkak yeni bir hilkatte olacağız? dediler, fakat onlar rablerinin likasını (huzuruna varacaklarını) inkâr eden kâfirlerdir. (Elmalı)


Ve kalu eizâ dalelna fiyl Ardı einna lefiy halkın cediyd bir de kalkıp derler ki; Yani biz toprağın içinde kayıplara karıştığımızda sahiden de yeniden yaratılacak mıyız? bel hüm Bi Lıkai Rabbihim kafirun aslında bu tavırlarıyla onlar rablerinin huzurunda hesap vermeyi inkar etmektedirler.

Bu çok mühim. Yani ahireti inkar eden bir inkarcının zihninin derinliklerinde ki rahatsızlığı aslında ahiretin kendisi değil. Hesap verecek bir hayatı yaşama endişesi. Yani kendisinden hesap soracak biri olsun istemiyor. Adaleti inkar ediyor aslında. Ahireti her inkar, adaleti ve hukuku inkardır. Çünkü ahiret büyük hukuktur. Büyük adalettir. Onun içinde hesaptan, yargıdan, sorumluluktan kaçmaktan başka bir şey değildir ahireti inkar. Kur’an ın dilinde budur.


11-) Kul yeteveffaküm melekül mevtilleziy vükkile Biküm sümme ila Rabbiküm turceun;

De ki: "Sizde (yapınızda mevcut) vekîl kılınmış (işlevlendirilmiş) Melek'ül Mevt (ölüm kuvvesi - biyolojik bedensiz olarak ruh bedenle yaşama çekiş kuvvesi) sizi vefat ettirir (bedeninizden ayırır)! Sonra Rabbinize rücu ettirilirsiniz (Hakikatinizin ne olduğu fark edersiniz)." (A. Hulusi)

11 - De ki size müvekkil kılınmış olan melekül'mevt canınızı alacak, sonra döndürülüp rabbinize götürüleceksiniz. (Elmalı)


Kul yeteveffaküm melekül mevtilleziy vükkile Biküm De ki; sizin için görevlendirilmiş ölüm meleği nasıl olsa sizin canlarınızı alacak sümme ila Rabbiküm turceun en sonunda rabbinize döndürüleceksiniz.

Bir soru geliyor bu ayeti okuyunca, öldükten sonra ne olmayı düşünüyorsunuz. Bu ayet bunu sormamız için indirilmiş gibi adeta. Ey insan öldükten sonra ne olmayı düşünüyorsun. Hani çocuklara sorarlar; Büyüyünce ne olmayı düşünüyorsun. Aslında büyüklere de sormak şart. Ölünce ne olmayı düşünüyorsun. Bu ayette onu zımnen soruyor. Mutlaka bir gün Allah’ın görevlileri canınızı alacak ve zorunlu olarak O’na döneceksiniz. Ne olmayı düşünüyorsunuz. O’nun huzuruna ne olarak dönmeyi düşünüyorsunuz, kendiniz karar verin.


12-) Velev tera izil mücrimune nakisu ruusihim 'ınde Rabbihim* Rabbena ebsarnâ ve semi'na fercı'na na'mel salihan inna mukınun;

Suçlular (hakikat bilgisini inkâr edenler), Rablerinin indînde başlarını eğmişler: "Rabbimiz... Gördük gerçeği ve algıladık! Geri döndür bizi (dünya - beden yaşamına da), gerekli çalışmaları uygulayalım! Doğrusu biz ikân sahibiyiz (artık)" (derler) iken (onları) bir görsen! (A. Hulusi)

12 - Görsen o vakit ki mücrimler rablerinin huzurunda başlarını eğmişler: Rabbenâ! Gördük, dinledik şimdi bizi geri çevir salih bir amel işleyelim, zira yakîn hasıl ettik derlerken. (Elmalı)


Velev tera izil mücrimune nakisu ruusihim 'ınde Rabbihim günahı hayat tarzı haline getirenleri, el mücrimun’u böyle çevirmek çok daha uygun gibi görünüyor. Yani bir tek suç işleyene mücrim denmez. El mücrim; suçu içselleştiriş olmalı, yani suç onun tabiatı haline gelmiş olmalı. Suçu adı gibi taşımalı. Onun için suçu, günahı hayat tarzı haline getirenleri rablerinin huzurunda başları eğik vaziyette şöyle derken bir görmeliydin. Ne diyorlar?

Rabbena ebsarnâ ve semi'na fercı'na na'mel salihan inna mukınun  Ey rabbimiz diyorlar, işte artık gördük ve işittik. Şu halde bizi dünyaya geri döndür de iyi bir şeyler yapalım. Şimdiye kadar yapmadım, bari şimdi yapalım. Bir fırsat daha ver. Çünkü yeniden dirilişe ikna olmuş bulunuyoruz. İnna mukınun, artık ikna olduk.

Evet dostlar, ne diyoruz..! Ahiretten bir enstantane, bir manzara. Görünce ikna olmak, görünce kani olmak. Tersi mümkün mü? Bari ikna olmayaydın. Bu iman değildir biliyorsunuz. İman bu değil. İman görmeden ikna olmak;

Elleziyne yu'minûne Bil ğaybi.. (Bakara/3) onlar ki görmeden inanırlar. Gayba inanırlar. Hem de görmüş gibi. Her ne kadar sen onu görmüyorsan da O seni görüyor. İhsan ile inanırlar. Muhsiniynden olurlar.

Allah gibi bir bilgi kaynağına kuşku ile yaklaşmak o günde utançtan insanın yüzünün etleri dökülüp, boynunu bükecek davranış olacak. Ayet bunu söylüyor. Neden..!

nakisu ruusihim 'ınde Rabbihim. boyunları iki büklüm olacak yerde sürünecek yüzleri rableri katında. Çünkü Allah gibi bir bilgi kaynağına kuşku ile yaklaştılar. Herkese acaba doğru söylüyor mu diye düşünülür de Allah için düşünülür mü. Böyle düşünenin sonu bu olacak diyor.


13-) Velev şi'na leateyna külle nefsin hüdaha ve lâkin hakkal kavlü minniy leemleenne cehenneme minel cinneti venNasi ecma'ıyn;

Eğer dileseydik, her benliğe kendi hakikatini elbette fark ettirirdik! Ne var ki benden: "Cinlerden ve insanlardan oluşan toplulukla cehennemi elbette dolduracağım" sözü hak olmuştur. (A. Hulusi)

13 - Eğer dilemiş olsa idik her nefse hidayetini verirdik ve lâkin benden şu kavil Hakk oldu: elbette ve elbette Cehennemi dolduracağım bütün Cinlerle İnsanlardan. (Elmalı)


Velev şi'na leateyna külle nefsin hüdaha eğer biz isteseydik herkesi doğru yola zorla sokardık. Zorla da aslında fahvel hitab dan, sözün gelişinden anlaşılıyor. Eğer biz isteseydik doğru yola, hidayete insanları zorla sokardık. Fahvel hitabdan devamını da söyle getirmek zorundayız değil mi, ama istemedi. Metinde bu yok ama sözün gelişinden bunu biz rahatlıkla çıkarabiliyoruz. Ama istemedi.

Evet, neden istemedi? Çünkü irade verdi. Eğer zorla soksaydı irade boşa çıkmış olacaktı değil mi. O zaman iradenin bir anlamı kalmayacak, sorumluluk boşa çıkacak, sorumluluk olmayınca ödül ve cezanın bir anlamı olmayacak, bu olmayınca cennet ve cehennemin bir anlamı olmayacak, yargılamanın bir anlamı olmayacak. Yani zımnen Anadolu lisanıyla söylersek; suyu getirenle testiyi kıran bir olacak. Bunun bir olmaması için böyle gerekiyor.

ve lâkin hakkal kavlü minniy leemleenne cehenneme minel cinneti venNasi ecma'ıyn Daha önceki bir sureye, Sâd/84 – 85. ayetlerine atıf yapan bir ayet.. Manalandıralım. ve lâkin hakkal kavlü miniy (fakat bunu istemedik) Ki, iyiler kötülerden seçilsin de katından verilmiş olan mutlaka cehennemin görünmeyen carlıkların ve insanların kötüleriyle dolduracağım sözü gerçekleşsin diye böyle yaptık. Mutlaka cehennemi cinlerin ve insanların, görünmeyen varlıkların ve insanların kötüleriyle dolduracağım sözü gerçekleşsin diye böyle yaptık.

Evet, Sâd suresine atıf bu işte değerli dostlar.ilahi adaletin tecellisine delalet ediyor bu. Yani, adalet gerçekleşsin, suyu getirenle testiyi kıran ayrılsın diye böyle yaptık.


14-) Fezûku Bi ma nesiytüm Lıkae yevmiküm hazâ* inna nesiynaküm ve zûku azâbel huldi Bi ma küntüm ta'melun;

Bu gününüze kavuşmayı unuttuğunuzdan dolayı, tadın! Gerçek ki, biz de sizi unuttuk! Yaptıklarınızdan ötürü, sonsuz azabını tadın! (A. Hulusi)

14 - O halde tadın unuttuğunuz için bu gününüzün çatmasını, işte biz de sizi unuttuk ve tadın huld azâbını yapıp durduğumuz işler yüzünden. (Elmalı)


Fezûku Bi ma nesiytüm Lıkae yevmiküm hazâ haydi bu buluşma gününü hatırlanmaya değer bulmadığınız için azabı tadın bakalım. Evet, Bu azabı, bu buluşma gününü unuttuğunuz, hatırlanmaya değer bulmadığınız için tadın. inna nesiynaküm ve zûku azâbel huldi Bi ma küntüm ta'melun çünkü biz de sizi hatırlanmaya değer bulmuyoruz. Evet, bugün bizde sizi hatırlanmaya değer bulmuyoruz ve yapmakta ısrar ettiklerinizden dolayı ebedi azabı tadın.

Tevbe/67 ayeti olacak nesullahe fenesiyehüm. Tevbe/67) Evet, Allah onları hatırlanmaya değer bulmadı, unuttu. Çünkü onlar Allah’ı unutmuştular.

Dahası; Haşr/19 ayeti; Ve lâ tekûnu kelleziyne nesullahe feensahüm enfusehüm. (Haşr/19) Allah’ın kendisini unuttuğu, kendisi Allah’ı unutan, Allah’ın da kendisini kendisine unutturduğu. Kimse gibi olmayın. Çok ilginç, feensahüm enfusehüm kendi nefsini kendisine unutturduğu. Çok ilginç değil mi? Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler. Allah’ı ve ahireti unutmanın Allah’a bir ziyanı yok diyor ayet zımnen. Asıl ziyan insanadır. Çünkü insan Allah’ı unutmakla aslında kendini unutmuş olur. Yoksa Allah.ı hatırlasanız da unutsanız da bir şey değişmez. Allah açısından bunun hiçbir ziyanı yok ama, Allah’ı unutmak insanın kendisini unutmasıdır, asıl felaket bu.

Devam ediyor D sayfasına geçiniz.
130. videoyu toplu olarak BURADA bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder