B sayfasından devam
10-) Ve kalu eizâ dalelna fiyl Ardı einna lefiy
halkın cediyd* bel hüm Bi Lıkai Rabbihim kafirun;
Dediler
ki: "Yerde yok olduktan sonra, biz mi yeni bir yapı ile yaşama devam
edeceğiz?" Hayır, onlar, Rablerinin (Esmâ'sıyla) varlıklarında açığa çıkışı farkındalığını yaşamayı (likâsını) inkâr edenlerdir.
(A. Hulusi)
10 -
Bir de: â! Arzda gaip olduğumuzda mı? Cidden biz mi muhakkak yeni bir hilkatte
olacağız? dediler, fakat onlar rablerinin likasını (huzuruna varacaklarını)
inkâr eden kâfirlerdir. (Elmalı)
Ve kalu eizâ dalelna fiyl Ardı einna lefiy
halkın cediyd bir de kalkıp derler ki; Yani biz toprağın içinde
kayıplara karıştığımızda sahiden de yeniden yaratılacak mıyız? bel hüm Bi Lıkai
Rabbihim kafirun aslında bu tavırlarıyla onlar rablerinin huzurunda
hesap vermeyi inkar etmektedirler.
Bu çok mühim. Yani ahireti inkar
eden bir inkarcının zihninin derinliklerinde ki rahatsızlığı aslında ahiretin
kendisi değil. Hesap verecek bir hayatı yaşama endişesi. Yani kendisinden hesap
soracak biri olsun istemiyor. Adaleti inkar ediyor aslında. Ahireti her inkar,
adaleti ve hukuku inkardır. Çünkü ahiret büyük hukuktur. Büyük adalettir. Onun
içinde hesaptan, yargıdan, sorumluluktan kaçmaktan başka bir şey değildir
ahireti inkar. Kur’an ın dilinde budur.
11-) Kul yeteveffaküm melekül mevtilleziy
vükkile Biküm sümme ila Rabbiküm turceun;
De ki:
"Sizde (yapınızda mevcut) vekîl kılınmış (işlevlendirilmiş) Melek'ül Mevt (ölüm
kuvvesi - biyolojik bedensiz olarak ruh bedenle yaşama çekiş kuvvesi) sizi vefat ettirir (bedeninizden
ayırır)! Sonra Rabbinize rücu ettirilirsiniz (Hakikatinizin ne olduğu fark edersiniz)." (A. Hulusi)
11 -
De ki size müvekkil kılınmış olan melekül'mevt canınızı alacak, sonra döndürülüp
rabbinize götürüleceksiniz. (Elmalı)
Kul yeteveffaküm melekül mevtilleziy vükkile
Biküm De ki; sizin için görevlendirilmiş ölüm meleği nasıl olsa
sizin canlarınızı alacak sümme ila Rabbiküm turceun en sonunda rabbinize
döndürüleceksiniz.
Bir soru geliyor bu ayeti
okuyunca, öldükten sonra ne olmayı düşünüyorsunuz. Bu ayet bunu sormamız için
indirilmiş gibi adeta. Ey insan öldükten sonra ne olmayı düşünüyorsun. Hani
çocuklara sorarlar; Büyüyünce ne olmayı düşünüyorsun. Aslında büyüklere de
sormak şart. Ölünce ne olmayı düşünüyorsun. Bu ayette onu zımnen soruyor.
Mutlaka bir gün Allah’ın görevlileri canınızı alacak ve zorunlu olarak O’na döneceksiniz.
Ne olmayı düşünüyorsunuz. O’nun huzuruna ne olarak dönmeyi düşünüyorsunuz,
kendiniz karar verin.
12-) Velev tera izil mücrimune nakisu ruusihim
'ınde Rabbihim* Rabbena ebsarnâ ve semi'na fercı'na na'mel salihan inna
mukınun;
Suçlular
(hakikat bilgisini inkâr edenler), Rablerinin indînde başlarını eğmişler: "Rabbimiz...
Gördük gerçeği ve algıladık! Geri döndür bizi (dünya
- beden yaşamına da), gerekli çalışmaları
uygulayalım! Doğrusu biz ikân sahibiyiz (artık)" (derler) iken (onları) bir görsen! (A. Hulusi)
12 -
Görsen o vakit ki mücrimler rablerinin huzurunda başlarını eğmişler: Rabbenâ!
Gördük, dinledik şimdi bizi geri çevir salih bir amel işleyelim, zira yakîn
hasıl ettik derlerken. (Elmalı)
Velev tera izil mücrimune nakisu ruusihim 'ınde
Rabbihim günahı hayat tarzı haline getirenleri, el mücrimun’u böyle
çevirmek çok daha uygun gibi görünüyor. Yani bir tek suç işleyene mücrim
denmez. El mücrim; suçu içselleştiriş olmalı, yani suç onun tabiatı haline
gelmiş olmalı. Suçu adı gibi taşımalı. Onun için suçu, günahı hayat tarzı
haline getirenleri rablerinin huzurunda başları eğik vaziyette şöyle derken bir
görmeliydin. Ne diyorlar?
Rabbena ebsarnâ ve semi'na fercı'na na'mel
salihan inna mukınun Ey
rabbimiz diyorlar, işte artık gördük ve işittik. Şu halde bizi dünyaya geri
döndür de iyi bir şeyler yapalım. Şimdiye kadar yapmadım, bari şimdi yapalım.
Bir fırsat daha ver. Çünkü yeniden dirilişe ikna olmuş bulunuyoruz. İnna mukınun, artık ikna olduk.
Evet dostlar, ne diyoruz..!
Ahiretten bir enstantane, bir manzara. Görünce ikna olmak, görünce kani olmak.
Tersi mümkün mü? Bari ikna olmayaydın. Bu iman değildir biliyorsunuz. İman bu
değil. İman görmeden ikna olmak;
Elleziyne
yu'minûne Bil ğaybi.. (Bakara/3)
onlar ki görmeden inanırlar. Gayba inanırlar. Hem de görmüş gibi. Her ne kadar
sen onu görmüyorsan da O seni görüyor. İhsan ile inanırlar. Muhsiniynden
olurlar.
Allah gibi
bir bilgi kaynağına kuşku ile yaklaşmak o günde utançtan insanın yüzünün etleri
dökülüp, boynunu bükecek davranış olacak. Ayet bunu söylüyor. Neden..!
nakisu ruusihim
'ınde Rabbihim. boyunları iki
büklüm olacak yerde sürünecek yüzleri rableri katında. Çünkü Allah gibi bir
bilgi kaynağına kuşku ile yaklaştılar. Herkese acaba doğru söylüyor mu diye
düşünülür de Allah için düşünülür mü. Böyle düşünenin sonu bu olacak diyor.
13-) Velev şi'na leateyna külle nefsin hüdaha
ve lâkin hakkal kavlü minniy leemleenne cehenneme minel cinneti venNasi
ecma'ıyn;
Eğer
dileseydik, her benliğe kendi hakikatini elbette fark ettirirdik! Ne var ki
benden: "Cinlerden ve insanlardan oluşan toplulukla cehennemi elbette
dolduracağım" sözü hak olmuştur. (A. Hulusi)
13 -
Eğer dilemiş olsa idik her nefse hidayetini verirdik ve lâkin benden şu kavil
Hakk oldu: elbette ve elbette Cehennemi dolduracağım bütün Cinlerle
İnsanlardan. (Elmalı)
Velev şi'na leateyna külle nefsin hüdaha
eğer biz isteseydik herkesi doğru yola zorla sokardık. Zorla da aslında fahvel
hitab dan, sözün gelişinden anlaşılıyor. Eğer biz isteseydik doğru yola,
hidayete insanları zorla sokardık. Fahvel hitabdan devamını da söyle getirmek
zorundayız değil mi, ama istemedi. Metinde bu yok ama sözün gelişinden bunu biz
rahatlıkla çıkarabiliyoruz. Ama istemedi.
Evet, neden istemedi? Çünkü irade
verdi. Eğer zorla soksaydı irade boşa çıkmış olacaktı değil mi. O zaman
iradenin bir anlamı kalmayacak, sorumluluk boşa çıkacak, sorumluluk olmayınca
ödül ve cezanın bir anlamı olmayacak, bu olmayınca cennet ve cehennemin bir
anlamı olmayacak, yargılamanın bir anlamı olmayacak. Yani zımnen Anadolu lisanıyla
söylersek; suyu getirenle testiyi kıran bir olacak. Bunun bir olmaması için
böyle gerekiyor.
ve lâkin hakkal kavlü minniy leemleenne
cehenneme minel cinneti venNasi ecma'ıyn Daha önceki bir sureye,
Sâd/84 – 85. ayetlerine atıf yapan bir ayet.. Manalandıralım. ve lâkin hakkal
kavlü miniy (fakat bunu istemedik) Ki, iyiler kötülerden seçilsin de
katından verilmiş olan mutlaka cehennemin görünmeyen carlıkların ve insanların
kötüleriyle dolduracağım sözü gerçekleşsin diye böyle yaptık. Mutlaka cehennemi
cinlerin ve insanların, görünmeyen varlıkların ve insanların kötüleriyle
dolduracağım sözü gerçekleşsin diye böyle yaptık.
Evet, Sâd suresine atıf bu işte
değerli dostlar.ilahi adaletin tecellisine delalet ediyor bu. Yani, adalet
gerçekleşsin, suyu getirenle testiyi kıran ayrılsın diye böyle yaptık.
14-) Fezûku Bi ma nesiytüm Lıkae yevmiküm hazâ*
inna nesiynaküm ve zûku azâbel huldi Bi ma küntüm ta'melun;
Bu
gününüze kavuşmayı unuttuğunuzdan dolayı, tadın! Gerçek ki, biz de sizi
unuttuk! Yaptıklarınızdan ötürü, sonsuz azabını tadın! (A. Hulusi)
14 - O
halde tadın unuttuğunuz için bu gününüzün çatmasını, işte biz de sizi unuttuk
ve tadın huld azâbını yapıp durduğumuz işler yüzünden. (Elmalı)
Fezûku Bi ma nesiytüm Lıkae yevmiküm hazâ
haydi bu buluşma gününü hatırlanmaya değer bulmadığınız için azabı tadın
bakalım. Evet, Bu azabı, bu buluşma gününü unuttuğunuz, hatırlanmaya değer
bulmadığınız için tadın. inna nesiynaküm ve zûku azâbel huldi Bi ma küntüm ta'melun
çünkü biz de sizi hatırlanmaya değer bulmuyoruz. Evet, bugün bizde sizi
hatırlanmaya değer bulmuyoruz ve yapmakta ısrar ettiklerinizden dolayı ebedi
azabı tadın.
Tevbe/67 ayeti olacak nesullahe fenesiyehüm.
Tevbe/67) Evet, Allah onları hatırlanmaya değer bulmadı, unuttu. Çünkü onlar
Allah’ı unutmuştular.
Dahası; Haşr/19 ayeti; Ve lâ tekûnu kelleziyne nesullahe feensahüm
enfusehüm. (Haşr/19) Allah’ın kendisini unuttuğu, kendisi Allah’ı
unutan, Allah’ın da kendisini kendisine unutturduğu. Kimse gibi olmayın. Çok
ilginç, feensahüm
enfusehüm kendi nefsini kendisine unutturduğu. Çok ilginç değil mi?
Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler. Allah’ı ve ahireti
unutmanın Allah’a bir ziyanı yok diyor ayet zımnen. Asıl ziyan insanadır. Çünkü
insan Allah’ı unutmakla aslında kendini unutmuş olur. Yoksa Allah.ı
hatırlasanız da unutsanız da bir şey değişmez. Allah açısından bunun hiçbir
ziyanı yok ama, Allah’ı unutmak insanın kendisini unutmasıdır, asıl felaket bu.
Devam ediyor
D sayfasına geçiniz.
130. videoyu
toplu olarak BURADA
bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder