A sayfasından devam
86-) Ve lein şi'na le nezhebenne Billeziy evhayna ileyke sümme lâ tecidü leke Bihi aleyna vekiyla;
Dilersek sana vahyettiğimizi elbette gideririz... Yaptığımıza karşı sana arka çıkacak bir vekîl bulamazsın.. (A.Hulusi).
086 - Celâlim hakkı için dilersek sana vahy ettiğimizi de tamamen gideriveririz, sonra bize karşı kendine bir vekîl de bulamazsın. (Elmalı)
Ve lein şi'na le nezhebenne Billeziy evhayna ileyk ve eğer dileseydik kesinlikle sana vahy ettiklerimizin tamamını giderirdik. sümme lâ tecidü leke Bihi aleyna vekiyla ardından da bize karşı sana kol kanat gerecek yardımcı olacak, seni sırtlanacak seni koruyacak birini bulamazdın.
Burada ki ve lein girişi böyle bir şeyin olmadığının delaletidir aynı zamanda. Yani eğer isteseydik. Ama bunu istemiş mi rabbimiz? Buyurun onun cevabını 87. ayetten alalım.
87-) İlla rahmeten min Rabbik* inne fadleHU kâne aleyke kebiyra;
Rabbinden olan bir Rahmet dışında! Muhakkak ki O'nun senin üzerine olan lütfu çok büyüktür! (A.Hulusi)
087 - Ancak rabbinden bir rahmet başka, hakikat senin üzerinde onun fazlı pek büyük bulunuyor. (Elmalı)
İlla rahmeten min Rabbik neyse ki rabbinin rahmeti sayesinde bundan uzaksın. Yani seni böyle bire sapmadan emin kıldık. Dolayısıyla böyle bir şey mümkün değil. Bunu yaparsa ancak Allah yapar, O da yapmadı, çünkü rabbinin sana sonsuz ve sınırsız bir rahmeti var. inne fadleHU kâne aleyke kebiyra işte bu da onu destekliyor. Unutma ki O’nun senin üzerinde ki lütfu her daim büyük, çok büyük olmuştur.
88-) Kul leinictemeatil'insü vel cinnü alâ en ye'tu Bi misli hazel Kur'âni lâ ye'tune Bi mislihi ve lev kâne ba'duhüm li ba'din zahiyra;
De ki: "Andolsun, eğer İNS (türü - insan denmiyor) ve CİNN şu Kurân'ın benzerini getirmek üzere bir araya toplansalar, birbirlerine destek de olsalar, gene de onun benzerini getiremezler!" (A.Hulusi)
088 - De ki: yemin ederim eğer İns-ü Cinn bu Kur'an ın mislini getirmek üzere toplansalar bir mislini getiremezler, birbirlerine zahîr de olsalar. (Elmalı)
Kul leinictemeatil'insü vel cinnü alâ en ye'tu Bi misli hazel Kur'âni lâ ye'tune Bi mislihi ve lev kâne ba'duhüm li ba'din zahiyra De ki; bütün insanlar ve onlara ilaveten görünmez varlıklar. Görünen ve görünmeyen tüm varlıklar. Bu Kur’an ın bir benzerini ortaya koymak için bir araya toplansalar ve bu konuda birbirlerine var güçleri ile destek verselerdi yine de onun bir benzerini ortaya koyamazlardı.
85. ayette ki ruhu, vahyin kaynağı olarak anlamamızı destekleyen bir ayet bu. Vahyin kaynağına yönelik kuşkulara meydan okuyor çünkü. Bakınız; ..yes'eluneke anirRuh (85) sana vahyin kaynağını soruyorlar diye çevirmiştik burada ise vahyin kaynağına yönelik kuşkulara bir meydan okuma var. Eğer onun kaynağına nispetini, yani Allah’tan gelişini inanılmaz buluyorsanız haydi, nereden geliyorsa siz de oradan alıp getirin. Çünkü eğer kendiliğinden, kendisinden bir insan eseri ise sizde insansınız buyurun siz de getirsenize. O bitmez tükenmez anlam hazinesini.
Vahyin meydan okuduğu bu mucizelik vasfı dilden öte bir şeydir. Bu mucizelik vasfı sadece indiği dilde değil, hangi dile çevrilirse çevrilsin o dilde kendini gösterir. Çünkü mucizelik vasfı kaynağa aittir. Kaynağınsa dili diller üstüdür. Anlamın dilidir o.Mananın dilidir. Onun için bu mucize eğer vahyi konuştuğunuz kendi dilinize çevirin orada kendini gösterir. Anlam başlar kendisini üretmeye ve vahyin imkanını şimdiye kadar tüketen bir kafa çıkmamıştır. İşte vahyin mucize oluşunun en büyük göstergelerinden biri budur. Vahyin anlam hazinelerini ben tükettim, bitirdim. Benden sonra bir daha üretilemez diyecek bir akıl gelmiş midir. İşte meydan okuyan vahyin mucizelerinden biri.
Öyle bir mucize ki, Dallas’ta bir dostum var. Dallas’ta doğmuş büyümüş. Dallas’ta gidiyordum diyor, bir gün kitapçı vitrinini seyrederken bir Kur’an gördüm. Aldım ve hayatım değişti. Hangi mucizeyi arıyorsunuz. Neresi mucize diyenlere ithaf olunur. Hayatınızı değiştiriyor. Milyonlarca kadın ve erkeğin hayatını yüzlerce yıldan beri değiştiriyor. Ve bundan böyle binlerce yıl daha değiştirmeyi sürdürecek. İşte budur mucize. Binlerce insanın, yüz binlerce, milyonlarca, yüz milyonlarca insanın hayatında devrim yapan, büyük inkılaplar yapan ve onlara iman hamlesini başlatan böyle bir hitap ancak Allah kelamı olabilir.
[Ek bilgi; Bu âyetin iniş sebebinde rivayet ediliyor ki;
Önceki Yahudilerden bir grup: "Ey Muhammed!" demişler. "Bize şu getirdiğin hakkı açıkla, bu Allah katından gelen bir hakk mıdır? Çünkü biz bunu Tevrat'ın düzenli bir şekilde dizilişi gibi birbirine uygun olup nizamlı bir şekilde dizilmiş olarak görmüyoruz"
Hz. Peygamber (s.a.v) buyurmuş ki: "Vallahi siz, bunun Allah katından gelen bir hakk olduğunu çok iyi biliyorsunuz."
Bunun üzerine onlar: "Amma bu senin getirdiğin gibisini biz de sana getiririz." demişlerdi ve bunun üzerine yüce Allah, bu âyeti indirdi.
Diğer taraftan Kureyş'ten bir topluluk da: "Bize bu Kur'ân'dan başka olağanüstü bir âyet getir, yoksa bunun benzerini biz de yapabiliriz." demişlerdi ki, olağanüstü âyet dedikleri bundan sonra;
"Kâfirler şöyle dediler: Bizim için yerden suyu kesilmeyen bir kaynak çıkarmadıkça sana iman etmeyeceğiz." (İsrâ, 17/90) âyetlerinde açıklanacak olan öneriler olacaktır. Bu âyet, ile bütün bunlara kesin cevap verilmiş, o gün bu gün bunca asırlardan beri bütün tecrübe ve teşebbüslerin karşısında bu cevap, tam bir doğrulukla gerçekleşerek heybet ve ululuğunu artırmış durmuştur.
(Bakara, Sûresindeki "Onun benzeri bir sûre meydana getirin."; (2/23) Hûd Sûresi'ndeki, "De ki: Siz de Kur'ân'ın benzeri, on uydurma sûre meydana getirin bakalım. Eğer iddianızda doğruysanız, Allah'tan başka yardımını isteyebileceklerinizi de çağırın..."; (11/13) Hıcr Sûresi'ndeki "Onun (Kur'ân'ın) koruyucusu da şüphesiz ki biziz" (15/9 âyetlerinin tefsirine bkz.) İşte Kur'ân'ın her hükmü böyle ilim, böyle şüphesizdir.(Elmalı)]
89-) Ve lekad sarrafna linNasi fiy hazel Kur'âni min külli mesel* feeba ekserun Nasi illâ küfura;
Andolsun, insanlar için şu Kurân'da (Hakikati) her türlü MİSALLERLE açıkladık. İnsanların çoğunluğu (misalleri orijin gibi gerçek olarak {muhkem} kabul ederek) hakikati örttüler. (A.Hulusi)
089 - Celâlim hakkı için biz bu Kur'an da dillere destan olacak her manâda türlü türlü ifadeler yaptık, yine nâsın ekserisi gâvurlukta ısrar ettiler. (Elmalı)
Ve lekad sarrafna linNasi fiy hazel Kur'âni min külli mesel doğrusu biz bu Kur’an da ele alınan her bir konuyu karşılaştırmalı örneklerle farklı açılardan açıklamışızdır.
Mesel; vasfetmek, nitelemek, tanımlamak,i onun niteliklerini ortaya dökmek yolu ile kıyas yapmaktır. İki şeyi birbirine tanımlamak yolu ile kıyaslamaktır. Ki burada bizim çevirimiz meselin bu dilsel açıklamasına yöneliktir.
feeba ekserun Nasi illâ kefura buna rağmen insanların çoğunun yüz çevirmesi nankörlükten başka bir şey değildir. Evet, yani biz bu vahyi evire çevire anlatalım, insana kıyas imkanı sunalım. Olgularla ilkeler arasında bağ kuralım. Öte ile bura arasında bağ kuralım. Akılla ruh arasında bağ kuralım. Madde ile mana arasında Allah’la yaratıklar arasında, insanla Allah arasında, geçmişle gelecek arasında bağ kuralım. Bilgi ile ahlak arasında bağ kuralım ve böyle kıyaslar meseller, temsiller yolu ile insana bu bağı anlatalım. Ama insan kalksın nankörlük etsin. Revamıdır bu.
Evet, Kefur, feul veznindendir. İlginçtir Arap dilinde bu vezin, bu kalıp hem ismi fail, hem ismi meful. Yani hem etken, hem edilgen anlamdadır. Bu manada Allah’a nankörlük yaptığı için insanların da nankörlüğüne uğrayan diyebiliriz. Yani faildir, nankördür. Fakat nankörlüğe de uğramıştır. çünkü Allah’a nankörlük yapan, insanların da nankörlüğüne uğrar.Onun için feul vezninin böyle bir nüktesi böyle bir inceliği var. Adeta içinde bunu da taşıyor ve tabii bir mübalağa, abartı veznidir bu, kalıbıdır. Yani sıradan nankör değil, çok nankör. Kat kat nankör. Neden kat kat nankör? İlerde insanın ekremiyetiyle ilgili ayet gelecek. Ve lekad kerremna beniy Adem (70) biz ademoğluna üstünlük verdik. Yani kat kat ikram ettik. Kat kat ikram edilmiş bir varlık Allah’a nankörlük ediyorsa bu kat kat nankörlüktür. Onun için kefurdur. Kat kat hain. Ama tek kat hain olmaktan bile korusun.
Devam ediyor C sayfasına geçiniz.
92. videoyu toplu olarak http://kurantefsir.wordpress.com/2012/04/13/islamoglu-tef-ders-isra-083-11192/ bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder