1 Mayıs 2014 Perşembe

İslamoğlu Tef. Ders. KIYAMET SURESİ (27-40)(184-B)d



c sayfasından devam

27-) Ve kıyle men rak;

"Kimdir ölümden kurtaracak?" (A. Hulusi)

27 - Ve denilir: kim var bir okuyacak? (Elmalı)


Ve kıyle men rak  orada sekte var okunuşta. Küçük bir durulur. Denilecek ki şifacı nerede, kim şifacı. Rak; Aslında rukye oradan gelir, şifa duası talebidir rukye aslında, doğru rükye, şifa duası talebi, hastayım dua eder misin. Bu dua talebine rukye denir. yoksa garip garip şekillerde, İslam’ın izin vermediği bir biçimde Allah dışında, Allah’ı yok sayarak bir takım nesneler üzerinden şifa istismarı yapmak değil tabii ki. Tedavi olmak.

Ne diyordu? Ya Resulallah tedavi oluyoruz, ilaç kullanıyoruz, otları kullanıyoruz. Peki Allah’ın kaderine karşı mı geliyoruz.? Efendimiz de;

Tedavi olmakta Allah’ın kaderidir buyurmuştu.Hz. Ömer de öyle demiyor muydu. Ordugâhı ziyaret etmişti Kûfe de, veba salgını vardı, bileğinden aşağı inmedi; Ordu komutanı; Ne o? Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun deyince; Evet dedi. Allah’ın kaderinden, Allah’ın kaderine kaçıyorum.


28-) Ve zanne ennehulfirak;

Bilmiştir ki, yaşanacak o malûm ayrılık! (A. Hulusi)

28 - Ve sezer o dem temamelfirak. (Elmalı)


Ve zanne ennehulfirak ayrılık vaktinin gelip çattığına aklı iyice kesmiştir. Yukarıda ki zanne yine geldi. Aklı yatmıştır.


29-) Velteffetissaku Bissak;

Ayaklar dolanmıştır! (A. Hulusi)

29 - Ve dolaşır el ayak: bacağa bacak. (Elmalı)


Velteffetissaku Bissak ayaklar birbirine karışmıştır. Dizinde derman kalmamış artık bitmiştir bitmiş. Yürüyecek dermanı kalmamış, ayakları birbirine dolaşmıştır.


30-) İla Rabbike yevmeizinilmesâk;

O süreçte sevk rabbinedir! (A. Hulusi)

30 - Rabbinedir o gün yalnız mesak. (Elmalı)


İla Rabbike yevmeizinilmesâk sürüklenip rabbine doğru o gün insan götürülecektir. Ayağında derman kalmasa da onu sürükleyip götürecek birileri mutlaka olacaktır.

Evet, Buhari de nakledilen efendimizin bir hadisi var. Kim Allah’a kavuşmayı severse, Allah’ta ona kavuşmayı sever. Kim Allah’a kavuşmayı sevmezse, Allah’ta onunla buluşmayı sevmez. Gerçekten müthiş.


31-) Fela saddeka ve lâ sallâ;

Ne tasdik etti, ne salât eyledi (yöneldi Rabbine). (A. Hulusi).

31 - Fakat o ne sadaka verdi ne namaz kıldı. (Elmalı)


Fela saddeka ve lâ sallâ fakat o insan hakikati tasdik etmedi ve Allah’a yüzünü dönmedi ve lâ sallâ geldi bakınız? Namaz kınladı diye çevirmiyorum, çevirmemem daha doğru. Çünkü namazın, salât ın Kur’an da görüldüğü her yerde namaz karşılığının verilmesi, üstün körü bir anlayış. Çünkü salât çok manalı bir kelime, Kur’an da da çok manalı olarak kullanılır. Onun için tipik bir örneği burada geldi.


32-) Ve lâkin kezzebe ve tevellâ;

Fakat yalanladı ve yüz çevirdi! (A. Hulusi)

32 - Ve lâkin yalan dedi ve döndü. (Elmalı)


Ve lâkin kezzebe ve tevellâ .kezzebe vetevella nın zıddı, mukabili sadaka ve sallâ dır. sadaka kezzebenin zıddıdır. Nedir? Tasdik etti, yalanladı. Sallâ da tevellâ nın zıddırdır. Tevella sırtını döndü, sallâ Allah’a yüzünü döndü. Onun için Allah’a yüzünü dönmedi ve imanı, hakikati tasdik etmedi. Ne oldu? yalanladı ve Allah’a sırtını döndü.


33-) Sümme zehebe ila ehlihi yetemetta;

Sonra da (benlikle) gerine gerine ehline gitti. (A. Hulusi)

33 - Sonra da genneşe genneşe ehline gitti. (Elmalı)


Sümme zehebe ila ehlihi yetemetta sonra çalım satarak aşiretine sığındı, benim kabilem var dedi, kavmim var dedi.


34-) Evlâ leke feevlâ;

Gereklidir sana, gerekli! (A. Hulusi)

34 - Gerektir sana o belâ gerek. (Elmalı)


Evlâ leke feevlâ yazıklar olsun sana ey insan, yazıklar olsun. Öyle ha? Allah’tan kaçacağını sanıyorsun öyle mi? Kabilene, kavmine, aşiretine, taraftarlarına, hizbine, gücüne, silahına, parana, malına, evladına, ideolojine güveniyorsun öyle mi?


35-) Sümme evlâ leke feevlâ;

Evet, kesinlikle gereklidir sana gerekli! (A. Hulusi)

35 - Evet, gerektir sana o belâ gerek. (Elmalı)

Sümme evlâ leke feevlâ sonra bir daha yazıklar olsun sana ey insan, bir daha yazıklar olsun.


36-) Eyahsebul'İnsanu en yutreke süda;

İnsan, başıboş olarak bırakılacağını mı sanır? (A. Hulusi)

36 - Sanır mı insan muhmel bırakıla. (Elmalı)


Eyahsebul'İnsanu en yutreke süda ne yani şimdi insan başıboş bırakılacağını mı sanıyor. Allah’ın ipini başına dolayıp ta saldım çayıra diyeceğini mi zannediyor. Allah bir şah eser yaratsın da çayıra salsın öyle mi? Siz bir şah eser yapsanız götürür de çöpe mi atarsınız ki Allah atsın. Nasıl diyorsunuz bunu. Kendinize hakaret olmuyor mu, çelişki olmuyor mu? İnsan Allah’ın şah eseri, ahseni takvim. Ey insan başıboş bırakılmayacaksın, anlamlılık ve amaçlılığın yasası, yer çekimi yasasından önce vardı. Varlığın ilk yasası anlamlılık ve amaçlılık yasasıdır. Şu varlık içinde anlamsız ve amaçsız hiçbir şey yoktur. Yoksa sizi amaçsız yarattığımızı mı zannediyorsunuz buyuruyordu ya Kur’an. Hayır. Anlamsız yaratılmadı. Onun için anlamınız var ey insan, sizin anlamınız var, yaratılış amacınız var diyor.


37-) Elem yekü nutfeten min meniyyin yümna;

Dökülen meniden bir sperm değil miydi? (A. Hulusi)

37 – Değil miydi bir nutfe dökülen menîden? (Elmalı)


Elem yekü nutfeten min meniyyin yümna o insan bir zamanlar akıtılan bir damlacık sıvı değil miydi?


38-) Sümme kâne 'alekaten fehaleka fesevva;

Sonra katılaşmış kanda genetik yapı oldu da; yarattı, tesviye etti (amacına göre programladı). (A. Hulusi)

38 - Sonra bir aleka, oldu derken biçimine koydu, derken tesviye etti de. (Elmalı)


Sümme kâne 'alekaten fehaleka fesevva sonra bir parçacık pıhtı olmuş ve Allah şekil vermişti.


39-) Fece'ale minhüzzevceynizzekere vel'ünsâ;

Ondan iki eşi; erkek (bilinç - aktif yapı) ve dişiyi (beden - pasif - edilgen) (bilinç - beden) oluşturdu. (A. Hulusi)

39 - Yaptı ondan da iki eşi: erkek ve dişi. (Elmalı)


Fece'ale minhüzzevceynizzekere vel'ünsâ nihayet ondan erkek ve dişi eşler var etmiştir Allah. Yani basit bir sıvıdan başlayan süreç, öyle bir noktaya geldi ki, önce her canlı sudan yaratıldı ve ce'alna minelMai külle şey'in hayy. (Enbiya/30)sudan yaratılan canlılar içerisinde Kur’an ın başka bir ayetinde ifade buyrulduğu gibi 4 ayaklısı var, iki ayaklısı var, karnı üzerinde sürüneni var. Yani beşer de bunlar içinden biriydi. Bu canlı kategorilerinden birinin de adı beşerdi. Henüz ruh üflenmemiş ama can verilmişti. Can verilmeden önce beşerdi. Fakat can verilince melekler emrine amade oldu. İşte o can sayesinde öğrendi yani ruh üflenince öğrenme kabiliyeti kazandı. İrade kabiliyeti kazandı. Seçme kabiliyeti kazandı. Artık Allah’ın muhatabıydı. Artık vahyin muhatabıydı. Çünkü artık düşünebilen bir varlık oldu, işte o sayede beşer insan oldu. Onun için insan beşer doğar fakat insan olur. Olursa tabii. Olmazsa olmaz. Olmazsa insanlığı niye zayi ettin diye insanlığın hesabı sorulur ondan. Seni Allah insan görmek istedi, ama sen kendin beşer olmakta direndin. Neden? Denilir.


40-) Eleyse zâlike BiKadirin 'alâ en yuhyiyel mevta;

İşte O (bunları yapan Allâh sistemi ve düzeni), ölüleri diriltmeye Kaadir değil midir? (A. Hulusi)

40 - O, ölüleri diriltmeye kadir değil mi? (Elmalı)


Eleyse zâlike BiKadirin 'alâ en yuhyiyel mevta  şu halde aynı Allah bir önceki ayetle beraber çevireyim. Ölüye hayat vermeye kadir değil midir? Ölüye de hayat vermeye de kadirdir. Dolayısıyla böyle bir Allah’ınız var, böyle bir Allah size vahiyle hayat veriyor, ölü canlara vahiyle hayat veriyor, ölü kalbi, ölü aklı vahiyle diriltiyor, diriltmek istiyor. Neden O’na teslim olmuyorsunuz. Rabbim vahiy ile dirilenlerden kılsın.


“Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn”

Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd’adır.


(İnsan suresine giriş)


Derken yeni bir surenin en azından girişini yapmak istiyorum. Çünkü bundan sonra ki tüm derslerimizde zaman çok önemli. Çünkü 10 yılını doldurmuş olan bu proje şu anda 200 derste Kur’an ın tamamının tefsirini bitirmek üzerine kurulmuş bir proje. Onun için tefsir dersimizin buradan müdavimi olan Kur’an dostlarımız bizim neden zaman problemi yaşadığımızı sanırım böylece, bu açıklama sayesinde anlamış olurlar.





İnsan suresi, Kur’an ın, Mushaf’ın 76. suresi. Adı mahlukat ağacının tohumu, hem de meyvesi olan İnsan. Kur’an da insan diye bir surenin olması harika değil mi? İnsan. Allah bir sureyi insana ithaf etmiş. Ne muhteşem. Buhari de ki rivayet ilk ayetinin tamamıyla anıldığını gösteriyor surenin. Hel eta alel'İnsani hıyn (1) Emşac, dehr, Ğafaci, ebrar diye de anılmış suremiz.

Suremizin zamanı Mekki mi, Medeni mi olduğu konusunda ihtilaf edilmiş. İbn. Abbas, İbn. Ebi Talha, Katade, Mukatil Bin Süleyman Mekki dir demişler. Mücahit ve diğerleri ise Medeni dir, Medine de nazil oldu demişler. Delilleri ne peki Medine diyenlerin? 8. ayet. O ayette esiyran geçiyor. Esiyr. Bunu savaş esiri olarak almışlar savaş ta Medine de yapıldığına göre bu sure de Medenidir demişler ki, bizce asla isabetli bir görüş değil. Orada ki esiyr sadece savaş esiri diye niye alınsın, kaldı ki savaşlar sadece Medine de yapılmadı. Mü’minlerle kafirler arasında Mekke de bir savaş olmadı ama savaş öteden bir var, Mekke de öteden beri esiyr olarak ele alınıp köle edilmiş bir yığın insan var. Bunlar içinde sahabe de var. Dolayısıyla esiyr i Medine’ye hasretmenin hiçbir tutarlılığı yok. Onun için sure Mekki dir Üslubu bunu ele veriyor zaten. Zira peygamber Kıyame suresiyle insan suresini birlikte okuyor namazda. Demek ki bir arada gelmiş olmalılar ki Allah resulü bu iki sureyi birbirine arkadaş kılıyor.

Suremizin konusu insan. Adından da belli zaten. İnsan iradesinin belirleyiciliğini ele veriyor. Daha doğrusu bu surenin konusu, insanın iradeli bir varlık oluşu. İradesini kullanınca insanın insan oluşu. Beşer olmaktan insan olmaya terfi etmek için iradeyi kullanmanın şart oluşunu işliyor bu sure. Ne diyor?

İnna hedeynahussebiyle imma şakiren ve imma kefura. (3) biz onu, insanı yola soktuk, yönelttik. İsterse şükreder, isterse küfreder. Yani isterse iman eder, isterse küfreder. Buradan da iradeye vurguyu anlıyoruz.

[Ek bilgi; SURENİN KONUSU.
Sûrede insana kendisi tanıtılır, kendi değeri anlatılır. İnsan nedir, kim tarafından var kılınmıştır, ne için var kılınmıştır, niçin bu dünyada bulunmaktadır, varlık sebebi nedir, değeri nedir konusu ortaya konur. Eğer insan kendisini tanır, varlık sebebini bilir ve var edicisine karşı görevlerini yerine getirerek bir hayat yaşarsa, var edicisine şükre, kulluğa yönelirse âkıbetinin nasıl olacağı, aksine hareket ederse, yaratıcısına karşı nankörce bir tavır sergilerse sonunda neleri kaybedeceği ortaya konur. (Besâiru-l Kur’an – Ali Küçük)]

ResulAllah’ı inşa eden bir sure. 23 – 28. ayetler arası bunu gösteriyor. Yine iradeye atıfla başlayan sure aynı iradeye atıfla bitiyor. Ve ma teşâune illâ en yeşâAllâhu Rabbül'alemiyn (Tekviyr/29) Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz ayetinin ne manaya geldiğini bir önceki surede izah etmiştim. Allah sizin dilemenizi dilemiştir manasına.

Bu girizgâhtan sonra BismillahirRahmanirRahıym  diyerek insan suresine giremiyoruz zira dersimizin vakti burada doldu. İnşaAllah bir sonraki derste girizgâh olmaksızın insan suresinin tefsirine gireceğiz. Allah ömür verir, nefesimiz yeterse.

Rabbim Hitamuhu misk buyurduğu gibi sonunu misk etsin ve inşaAllah 10 yıldan beri süren bu mübarek projenin Kul e'ûzü BirabbinNâs (Nas/1) ile sonuçlandığı günü bizlere göstersin.


“Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn”

Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd’adır.


Kıyamet suresinin sonu- İnsan suresi giriş.
       Kıyamet suresini toplu olarak BURADA bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder