B sayfasından devam.
32-) Allâhulleziy halekas Semavati vel Arda ve enzele mines Semai maen fe ahrece Bihi mines semerati rizkan leküm* ve sahhare lekümül fülke li tecriye fiyl bahri Bi emriHİ, ve sahhare lekümül enhar;
Allâh ki Semâları ve Arz'ı yarattı; semâdan bir su inzâl etti de onunla sizin için rızık olarak semerattan çıkardı, hükmüyle denizde yüzsün diye gemiyi sizin hizmetinize verdi; nehirleri de! (A.Hulusi)
32 - Allah öyle bir İlahtır ki Gökleri ve Yeri yarattı ve yukarıdan bir su indirdi de onunla size rızk için türlü semereler çıkardı ve emriyle denizde cereyan etmek için size gemileri muhassar kıldı, size nehirleri de muhassar kıldı. (Elmalı)
Allâhulleziy halekas Semavati vel Arda unutmayın ki Allah’tır gökleri ve yeri yaratan. ve enzele mines Semai maen fe ahrece Bihi mines semerati rizkan leküm Gökten suyu indiren ve onunla size rızk olması için ürünler çıkaran, ve sahhare lekümül fülke li tecriye fiyl bahri Bi emriHİ ve kendi emri ile denizde yüzen gemileri sizin yararlanmanız için bir yasaya tabi kılan, ve sahhare lekümül enhar; ve nehirleri siz yararlanasınız diye bir yasaya bağlayan O’dur.
Teshıyr sırrı diyoruz buna. Sahhara, amade kıldı, bağımlı kıldı bağladı, bir şeyi bir başka şeye mecbur ve mahkum etti anlamına gelir bu sözcük. Bir şeyi bir başka şeye mecbur ve mahkum etti. sahhare lekümü birlikte alıp özellikle geçmiş klasik müfessirlerimiz sizin emrinize amade kıldı manası vermişler, ki bu yanlış anlamaya bir bakıma müsait bir mana olur. O zaman tepe tepe kullanın, ne yaparsanız yapın, işte bugün olduğu gibi. Allah’ın emanetinize verdiği, tevdi ettiği doğayı, altından girip üstünden çıkıp mahvedin anlamını çağrıştırabilir. Ama sahhara’yı kendi içinde bir bütün bir mana olarak alırsak, ki doğrusu budur: Bir yasaya bağlı kıldı. Leküm, sizin yararlanmanız için bir yasa koydu. Ki böyledir de. Gökler için, yer için, dağlar için, su için, yağmur için, toprak için, mevsimler için bir yasa koymuştur. Onun için eşyanın yasasına dikkat çekiyor bu.
Tabii bir şeye daha dikkat çekiyor; Eşyaya yasa koyan Allah, cansız varlıklara yasa koyan Allah, sizin için, sizin yararlanmanız için onlara yasa koyan, onlara yasa koymayı unutmayan Allah, onları kendisine amade kıldığı insanı başı boş mu bıraktı sanıyorsunuz. İnsan Allah’ın şaheseri iken, şaheserini başıboş bıraksın ister misiniz. Böyle bir düşünce nasıl bir düşüncedir. Onun için amaçlılığa bir atıf bu. İnsan amaçsız olamaz. Onların bile bir amacı, bir işlevi, bir esas duruşu var. Yukarıdan beri esas duruş güzel gittiği için söylüyorum. Eşyanın, ayın, yerin, göğün, yıldızın, dünyanın bir esas duruşu var. Allah’ın koyduğu yerde, koyduğu işlevi verdiği işlevi yerine getiriyorlar. Ya siz ey insanoğlu, ya sen?
33-) Ve sahhare lekümüş Şemse vel Kamere daibeyn* ve sahhare lekümül leyle vennehar;
Tam bir devamlılıkla işlevini yapmakta olan Güneş ve Ay, size hizmet eder (Güneş'in ve Ay'ın enerjilerini ve farkında olmadığınız çeşitli özelliklerini kullanmaktasınız)... Gece ve gündüzden de yararlanmaktasınız. (A.Hulusi)
33 - Ve sizin için birbiri ardınca Şems-ü Kameri muhassar kıldı, yine sizin için leyl-ü neharı verdi. (Elmalı)
Ve sahhare lekümüş Şemse vel Kamere daibeyn Yine sizin yararlanmanız için bir yörüngede devinip duran güneşi ve ayı yasalara tabi kılan O’dur. ve sahhare lekümül leyle vennehar; yine sizin için geceyi ve gündüzü yasalarına amade kılanda O’dur.
34-) Ve ataküm min külli ma seeltümuHU, ve in te'uddu nı'metAllâhi lâ tuhsuha* innel İnsane lezalumün keffar;
O, (fıtratlarınız gereği halkoluş sürecinde) O'ndan istemiş olduklarınızın hepsinden, size vermiştir... Eğer Allâh nimetlerini saymaya kalksanız, onları değerlendirerek sayıp bitiremezsiniz... Muhakkak ki insan çok zâlim ve ortadaki açık gerçeği örtücüdür! (A.Hulusi)
34 - Hem size istediğiniz şeylerin hepsinden verdi öyle ki Allahın nimetini saysanız onu bitiremezsiniz, her halde insan, çok zâlim, çok nankör. (Elmalı)
Ve ataküm min külli ma seeltümuH ve isteyebileceğiniz her türlü şeyden yararınıza olanları size verende O’dur.
İsteyebileceğimiz şeylerden verdi. Hepsini değil. Onun için oradaki “min” teb’iyz içindir. Yani bir kısmı, bir parça. Yoksa her şeyi değil.
Peki, mutluluk için gerekli olan hiçbir eksik var mıdır? İşte o yoktur. Burada da o söyleniyor. İnsanın ebedi saadeti ve mutluluğu için gerekli olan hiçbir şeyi eksik kılmamıştır Allah. Buradan aynı zamanda şu çıkıyor; Yaratılan her bir şeyin bir işlevi vardır. Siz bilmiyor veya fark etmiyor olabilirsiniz. Üzerinde düşünürseniz yaratılan hiçbir şeyin boş yere olmadığını görürsünüz.
ve in te'uddu nı'metAllâhi lâ tuhsuha Ve eğer Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız baş edemezsiniz.
Evet dostlar. İnsanı ağırlığı altında ezen bir hitap bu, bir cümle. Eğer Allah’ın nimetini saymaya kalkmış olsaydınız baş edemezdiniz. Fe Bi eyyi alai Rabbiküma tükezziban.. (Rahman) diyordu ya. Rahman suresi dönüp dönüp. O halde rabbinizin hangi bir nimetini yalanlarsınız, inkar edersiniz. Yok sayarsınız, görmezden gelirsiniz. Ey insanoğlu bunu nasıl yapabilirsin diye soruyordu ya..! O soruyu çağrıştırıyor ve hatırlatıyor. Eğer rabbinizin üzerinizdeki nimetini saymaya kakarsanız baş edemezsiniz. İsterseniz sayın, deneyin bir. Bir tek kıl için, tüy için deneyin. Bittiği yerden bitmesi bir nimet, bitmesi bir nimet, tersine bitmemesi bir nimet, o renkte bitmesi bir nimet. Bitmemesi gereken yerde bitmemesi bir nimet. Bir tek kıl için kaç nimet sayıyoruz bakınız. Ya gerisi..!
Onun için insan neden şikayet eder biliyor musunuz, eksikler az olduğu için şikayet eder. Çünkü var olan, sahip olduğu nimetleri sayamayacağını bilinç altında bilir insan. Onun için eksikler sınırlıdır. İhtiyaç aslında sınırlıdır. Kapitalizmin o temel mantığında olan o sloganı; “İhtiyaç sınırsızdır.” Hayır eksik sınırlıdır. Aslında verilen nimet sınırsızdır. Eğer eksiği saymaya kalksanız, bir yerde tıkanırsınız. Ama verilen nimeti saymaya kalksanız baş edemezsiniz. Onun için insan şikayete daha meyyaldir. Çünkü bilinç altında kendisine verilen nimetleri saymaya kalksa baş edemeyeceğini bilir.
innel İnsane lezalumün keffar; Şu da bir gerçek ki insanoğlu zulme pek yatkın, nankörlülüğünde hayli ısrarcıdır. Evet, insanın negatif boyutunu dile getiriyor bu ibare ve hemen ardından insanın çok zulme yatkın olduğunu, zalim olduğunu. İnsanın çok nankör olduğunu söyleyen bu ayetin hemen ardından bir pasaj geliyor. Hz. İbrahim’in sureye ismini veren duasının pasajı. Teslimiyet örneği yani. İnsanın nankörlüğüne değinen ayetin ardından, insanın nankör olmaması nasıl olur, nankör olmayan ne yapar. İnsanın Allah karşısındaki esas duruşuna nasıl bir örnek verilebilir. İbrahim gibi. İşte o sorunun cevabıdır aşağıda gelen bu pasaj.
Allah’ın şükrü nasıl ödüllendirdiğine de bir örnektir bu pasaj. Hz. İbrahim örneği. Yani eğer şükrederseniz, eğer Allah’a adam gibi bir kul olursanız, 4.200 yıl önceden gök kubbeye sakınmış bir ses nasıl hala gür bir biçimde yankılanıyor, bunun sırrını yakalarsınız. 4.200 yıl önce, ıssız kurak ve çorak bir vadinin ortasına salınmış bir sayha bir çığlık, bugün milyonları nasıl arkasına göz yaşları içinde döküyor, bunun sırrını kavrar ve anlarsınız demeye getiriyor ve şimdi o pasaja geçiyoruz.
35-) Ve iz kale İbrahiymu rabbic'al hazel belede aminen vecnübniy ve beniyye en na'büdel asnam;
Hani İbrahim şöyle dedi: "Rabbim, şu beldeyi emniyetli kıl... Beni de oğullarımı da tanrı edinilenlere tapınmaktan koru." (A.Hulusi)
35 - Bir de İbrahim’in dediği vakti an: rabbim! Bu beldeyi emin kıl, beni ve oğullarımı putlara uzak bulundur. (Elmalı)
Ve iz kale İbrahiymu rabbic'al hazel belede amine Bir zaman da İbrahim; Rabbim, demişti. Ey rabbim. Bu beldeyi güvenlikli kıl, emin bir belde kıl.
Tabii ki Mekke den söz ediyor. Hicazdan, harem-i şeriften ve belki hacc bölgelerini içine kapsayan içine alan o mukaddes topraklardan söz ediyor. Mekke’yi Mekke yapan onun duasıdır desek yeridir. Fiili duası. Kabe İbrahim peygamberin duasının eyleme dönüşmüş biçimiydi. Zaten dualar eyleme dönüşünce kabul olunurdu. Onun için o duanın her iki biçimini de yerine getiriyor. Her iki şartını da yerine getirdiği için duasının kabul olduğunu biz binlerce yıl sonradan görüyoruz. O duasının böylesine kabul edildiğini görememişti belki. Ama biz binlerce yıl sonra daha iyi görüyoruz ve rabbimiz test etmemiz için, farkı fark etmemiz için, İbrahim’i bir teslimiyetin Allah tarafından nasıl ödüllendirildiğini bizzat görmemiz için bu örneği tarihin içinden seçip gözümüzün önüne getiriyor.
vecnübniy ve beniyye en na'büdel asnam; Ben ve çocuklarımla birlikte hepimizi putlara tapmaktan uzak tut ey rabbim diye dua etti.
Bakınız ıssız bir vadinin ortasına yıllar sonra kısır olan karısından elde ettiği biricik yavrusunu bıraktıktan sonra bir baba, onlar için ekmek istenmesi gerekmez mi, su istemesi gerekmez mi. Bir babanın ıssız bir vadiye bıraktığı ailesi için ilk isteyeceği şey ne olmalı sorusunun cevabı işte burada. Hidayet, iman. O yoksa hiçbir şey yok. O varsa her şey var. Yani Allah’ın yoksa neyin var, Allah’ın varsa neye muhtaçsın diyen ne kadar doğru söylemiş.
İşte burada fatihayı bir kez daha hatırlıyoruz; İhdinasSıratal'müstakıym; (Fatiha/6) ey insanoğlu Allah’tan eğer bir tek şey istemek gibi bir kontenjan tanınsa sana, o bir tek şey hidayet olmalıdır mesajı budur işte.
36-) Rabbi innehünne adlelne kesiyren minen Nas* femen tebi'aniy fe innehu minniy* ve men asaniy feinneKE Ğafûrun Rahıym;
"Rabbim... Muhakkak ki onlar (tanrı edinilenler) insanlardan pek çoğunu saptırdılar... (Artık) kim bana tâbi olur ise, muhakkak ki o bendendir... Kim de bana isyan eder ise, muhakkak ki sen Ğafûr'sun, Rahıym'sin." (A.Hulusi)
36 - Rabbim!. Çünkü onlar insanlardan bir çoğunu şaşırtırlar, bundan böyle izimce gelirse işte o bendendir, kim de bana isyan ederse artık sen gafursun, rahîmsin. (Elmalı)
Rabbi innehünne adlelne kesiyren minen Nas Rabbim dedi, çünkü o putlar insanlardan bir çoğunu saptırdılar. femen tebi'aniy fe innehu minniy artık kim bana uyarsa işte o bendendir. ve men asaniy feinneKE Ğafûrun Rahıym; Kim de bana karşı çıkarsa biliyorum ki sen hep bağışlayan, sınırsız bir merhamet kaynağısın.
Devam ediyor.D sayfasına geçiniz.
82. videoyu toplu olarak http://kurantefsir.wordpress.com/2012/02/03/islamoglu-tef-ders-ibrahim-24-5282/ bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder