B
sayfasından devam
195-) Ve enfiku fiy sebiylillahi ve lâ
tülku Bi eydiyküm ilet tehlüketi ve ahsinû* innAllahe yuhıbbul muhsiniyn;
Fiysebilillah (Allâh'a ermek
için) karşılıksız bağışlayın ve (cimrilik yaparak) kendi kendinizi
mahvetmeyin... Ve ihsan edin!... Muhakkak Allâh ihsan edicileri sever.(A.Hulusi)
Allah yolunda mal harcayın da kendinizi ellerinizle tehlikeye
bırakmayın ve güzel hareket edin. Çünkü Allah güzellik ve iyilik edenleri
sever. (Elmalı)
Ve enfiku fiy sebiylillahi ve lâ tülku Bi eydiyküm ilet
tehlüketi Allah yolunda sınırsızca harcayın,
Allah yolunda bol bol harcayın. ve lâ tülku Bi eydiyküm ilet tehlüketi Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın.
Bunu savaş
bahsi olan bir pasaj içinde böyle bir ayetle karşılaştınız mı siz nasıl
anlarsınız? Hemen dersiniz ki demek ki savaşta falan böyle kendimizi ölüme
atmayacağız. Hayır böyle anlamışlar da İstanbul’un fethine çıkan ordu, o
ordunun içinde bulunan ve şu an İstanbul’da metfun bulunan Ebu Eyyup el Ensari
Hz. leri bunu düzeltmiş. Demiş ki; hayır bu manaya gelmez bu ayet-i kerime,
sahih bir haber bu, Buhari ve Müslim de başta olmak üzere birçok kaynağımızın
naklettiği.
- Bu ayet
bu anlama gelmez, bu ayet bizim için nazil oldu, biz Ensar için nazil oldu. Biz
şöyle düşünmüştük: Allah artık İslam’ı yüceltti, İslam yayıldı, artık iyice
düşmanlarımızı kahrettik, artık mallarımızın başına dönsek te, biraz da
işlerimizi yoluna koysak diye düşünmüştük, bu ayet nazil oldu. “Ey müminler böyle mala, işe güce, dünyaya
kendinizi verip te helak etmeyin kendinizi”. Allah yolunda harcamamak
kendini helak etmektir.
Diye
bitirmiş Ebu Eyyup El Ensari. Hz.leri bu ayete getirdiği yorumda.
Evet
sevgili dostlar. Burada Allah yolunda harcamayanlar, Allah yolunda fedakârlık
yapmayanlar, kendilerini tehlikeye atmış olurlar. Bu ayetin ifade ettiği gerçek
bu.
ve ahsinû Ve hep
iyilik yapın. innAllahe
yuhıbbul muhsiniyn; Allah iyilik yapanları sever.
Bakınız
biraz önce 190. ayette böyle bitti. Allahe la yuhıbbu diye
bitti yalnız sevmez diye bitti, burada da sever diye bitti. Çok ilginçtir bu
surede sever sevmezler çoğaldı. Merak etmiyor musunuz, tabii sizler yürek
devletini okuduğunuz için merak etmiyorsunuz. Sebebini orada okudunuz. Ama
yürek devletini okumayanlar için burada hemen kısaca söyleyeyim ki, Mekki
surelerde yer almaz bu. Mekki sureler genelde azap ile korkutur, ceza ile
korkutur, çünkü Kur’an ın terbiye ettiği nesil, Mekke de çocukluk
seviyesindedir.
Medine de
artık büyüdü. Kur’an ın terbiye ettiği nesil, öyle büyüdü ki, ilişki sever
sevmeze geldi. Yakar yakmazdan, sever sevmeze geldi. Sever sevmez ilişkisi,
ilişkinin zirvesidir. Allah artık onlara; Sizi severim, sizi sevmem deyince
onlar yerlerinde çivi gibi çakılıyorlardı. Allah sevmezse bundan büyük bela mı
olur diyorlardı. Allah sevmezse, başıma bundan büyük ne bela gelebilir ki..!
Allah severse bundan büyük ödül mü olur. Diyorlardı.
İşte
ilişki bu noktaya gelince artık yakar yakmaz kalktı. Allah sever, Allah sevmez
üslubu geldi. İşte bu ilişkinin zirvesidir. Allah’la kul ilişkisinin
çıkabileceği en yüksek noktadır. Sevgi ilişkisi.
196-) Ve etimmül Hacce vel 'Umrete
Lillâh* fein uhsırtüm femesteysera minel hedy* ve lâ tahliku ruûseküm hattâ
yeblüğal hedyü mahılleh* femen kâne minküm merıydan ev Bihî ezen min re'sihi
fefidyetün min Sıyâmin ev Sadakatin ev Nüsükin, feizâ emintüm* femen temette'a
Bil 'Umreti ilel Hacci femesteysera minel hedy* femen lem yecid feSıyâmü
selâseti eyyâmin fiyl Hacci ve seb'atin izâ raca'tüm* tilke aşeratün kâmiletün,
zâlike li men lem yekün ehlühu hadıril Mescidil Harâm* vettekullâhe va'lemû
ennAllahe şediydül 'ıkab;
Haccı da umreyi de Allâh için
tamamlayın. (Bunu yapmaktan) engellenirseniz hediye kurban da yeterlidir.
Kurbanınız kesilene kadar başınızı tıraş etmeyin. İçinizden kim hasta olursa ya
da başında (hacca engel) bir sıkıntısı olursa, oruç yahut sadaka veya
kurban diyet gerekir. (Engelleme kalktığında) emin olduğunuzda kim hacca
kadar umreyi yaşamak, yararlanmak isterse, kolayına gelen bir hediye kurbanı
kessin. Fakat bulamayana hac günlerinde üç, döndükten sonra da yedi olmak üzere
on gün oruç gerekir. Bunlar ailesi (yerleşim alanı) Mescid-i Haram
civarı olmayanlar içindir. Allâh'a karşı gelmekten korunun. Ve iyi bilin ki
Allâh, hak edilen karşılığı şiddetle verir. (A.Hulusi)
Hac ve umreyi de Allah için tamam yapın. Eğer bunlardan
alıkonursanız, o zaman kolayınıza gelen bir kurban gönderin. Bununla beraber bu
kurban, kesileceği yere varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden
hasta olana veya başından bir rahatsızlığı bulunana tıraş için oruç veya sadaka
yahut da kurbandan ibaret bir fidye gerekir. Engellemeden kurtulduğunuz zaman
da her kim hacca kadar umre ile sevab kazanmak isterse, ona da kolayına gelen
bir kurban gerekir. Bunu bulamayana ise üç gün hacda, yedi de döndüğünüzde ki
tam on gün oruç tutması lazım gelir. Bu hüküm, ailesi Mescid-i Haram civarında
oturmayanlar içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah'ın azabı gerçekten çok
şiddetlidir. (Elmalı)
Ve etimmül Hacce vel 'Umrete Lillâh Allah rızası için Haccı ve umreyi yerine getirin.
Hacc, Ha’g
İbranicede, aslında Sami bir kelimedir. Aramca da İbranicede, Süryanicede,
Keldanice de ve Arapçada hemen hemen aynı, yaklaşık telaffuzlarla kullanılan
yaklaşık manalara gelen bir kavramdır. İbranicede Ha’g, bayram manasına geldiği
gibi, hacc manasına da kullanılır. Kelime anlamı dolanmak, dönmek, bir şeyin
etrafını dönmek manasına gelir. Arapça da ise kelime anlamı; Bir yere sık sık
gidip gelmek, bir yeri merkez edinmek anlamına gelir.
Hacc, bildiğiniz
gibi İslam’ın öngördüğü, Müslümanlar üzerine farz kıldığı ibadetlerden biridir.
Hacc ibadeti belli zamanlarda ve belli mekanlarda, ona bir yol bulana..!
Bakınız, Ali İmran suresinin ilgili ayetine dayanarak söylüyorum, 193. ayet; olsa
gerek yanlış hatırlamıyorsam, (hayır 97)
{..ve Lillahi
alenNasi hıccül beyti menisteta'a ileyhi sebiyla..(A.İmran/97)
Ona bir yol bulabilenlerin Beyt'i haccetmesi Allah'ın insanlar
üzerinde bir hakkıdır.(E.m.)}
Ona
bir yol bulana gitmesi, Allah’ın insanlar üzerinde ki hakkıdır diyor. Şimdi bu
noktada, ona bir yol bulan herkes, parası olmaz da bir başka yol bulur. Ama yol
bulabiliyorsa eğer hacca gitmesi farzdır her mümine. Belli zamanlarda belli
mekanlarda, belli ritüelleri yani belli ibadetleri ifa etmekten ibarettir.
Hacc,
Allah’la sözleşme yenilemektir.
Hacc,
bir ümmet kongresidir.
Hacc,
insanın Âdem olarak, İnsanlık destanını kendi şahsında yeniden yaşamasıdır.
Hacc,
İnsanın kaybettiği, yitirdiği cenneti yeniden bulmasıdır.
Hacc..,
İnsanın 0 Km. de olmasıdır.
Hac..,
İbrahim’in, İsmail’in, Hacer’in ve Muhammed A.S. ın (Allah onlara selam etsin)
Rollerini oynamaktır. İşte hacc.. budur.
Haç
konusunda daha ilerde ayrıntılarıyla durmak üzere burada kesip devam ediyorum;
fein uhsırtüm femesteysera minel hedy Eğer muhasara altına alınmış, önünüz kesilmiş, hacca gitmek
için önünüzde bir engel var ise sizi hacdan alıkoyan o durumda femesteysera minel hedy kurbandan kolayınıza gelen herhangi bir şeyi kurban olarak
gönderin, ya da kurban edin, gücünüzün yeteceği bir kurban verin.
Ayetten
hatırlamışsınızdır, bu ayetler Hudeybiye’de nazil olduğu için orayı göz önüne
getiriyor. Çünkü Hadeybiye’de müşrikler engellemiş, anlaşma neticesinde bir yıl
sonra gitmek üzere anlaşılmıştı. Kurbanlarıyla yola çıkmışlardı Müslümanlar, Resulallah
orada ihramlı olarak kurbanını kesti ve müminler de kestiler.
ve lâ tahliku ruûseküm hattâ yeblüğal hedyü mahılleh Razi’nin ifadesinde olduğu gibi buradaki mahılleh yani kurban mahalline varmadan saçlarınızı traş etmeyiniz.
Mahalline varmayı Razi, kurban kesmeden olarak anlatmış, yorumlamış. Ama biz
şöyle de anlayabiliriz eğer mümkünse sizin Hacca gitmenizi engelleyen bir şey
yarı yolda ortaya çıkmışsa, Hacdan yarı yolda geri dönmüşseniz ihrama girdikten
sonra, kurbanınızı oraya gönderebiliyorsanız gönderirsiniz. Kurbanınız
kesilmeden ihramdan çıkmayın demektir. Gönderemiyorsanız bulunduğunuz yerde
kesersiniz, yine kesmeden ihramdan çıkmayın. Başın Traş edilmesi İhramdan
çıkmanın sembolü, yani yasakların, ihram yasaklarının bitişine delalet eder. Onun
için başı traş etmek ifadesi konmuştur.
femen kâne minküm merıydan ev Bihî ezen min re'sihi fefidyetün
min Sıyâmin ev Sadakatin ev Nüsuk Kimin de başından
bir rahatsızlığı varsa, ya da hasta ise fidye olarak oruç tutmak, sadaka
vermek, ya da kurban kesmek gibi her üç şeyden bir tanesini yapmalı. Eğer hasta
ise ya da başından bir rahatsızlığı varsa diyor, oruç tutabilir, ya da sadaka
verebilir, ya da kurban kesebilir. Bu üçünden birini fidye olarak, karşılık
olarak yapmalı.
feizâ emintüm Tabii ki
emniyete kavuştuktan sonra.
femen temette'a Bil 'Umreti ilel Hacc Kim de Hac ile umreyi birleştirmek istiyorsa, daha doğrusu
Hacc dan önce Umre yapmak istiyorsa, yani haccı temettuya, -bunun ismi Temettu
haccı- Hacdan önce umre yapmak üzere hacca niyet etmektir. Kimde böyle bir
hacca niyet etmişse: femesteysera
minel hedy gücünün yettiği cinsten bir
kurban kesiversin.
femen lem yecid feSıyâmü selâseti eyyâmin fiyl Hacc Bu kurbanı bulamayan böyle bir temettu haccına gidip te bu
kurbanı bulamayan kimse ise; Hacc da 3 gün, ve seb'atin izâ raca'tüm
döndüğünde de 7 gün olmak üzere tilke aşeratün kâmiletün hepsi 10 adede bali olan bir oruç tutsun. Yani 10 günlük, 3.
hacda, 7.si döndüğünde, memleketinde olmak üzere 10 günlük oruç tutsun. Kim?
temettu haccına gidip, hacdan önce Umreye girip, ondan sonra haccı yapmak üzere
niyetle giden ama kurbanı orada kesmeyen, kurban kesecek imkânı bulamayan kimse
de böyle telafi etsin.
zâlike li men lem yekün ehlühu hadıril Mescidil Harâm Tabii bu hükümler ailece Mescid-i haram civarında
oturmayanlar içindir. Mescid-i haram civarında oturanlar için bu hüküm geçerli
değil.
vettekullâhe Allah’a
karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun. va'lemû ennAllahe şediydül 'ıkab; Çok iyi bilin Allah’ın kötülüğe karşılık vermede çok
şiddetli olduğunu aklınızdan çıkarmayın.
197-) ElHaccü eşhürun ma'lumât* femen
ferada fiyhinnel Hacce felâ rafese ve la füsûka ve lâ cidâle fiyl Hacc* ve ma
tef'alû min hayrin ya'lemhullâh* ve tezevvedû feinne hayrez zadit takvâ*
vettekuni yâ ulil elbâb;
Hac bilinen aylardadır. Kim o aylarda
haccı edâya azmederse, artık hacda seviyesiz konuşmalar, hacca yakışmayan
davranışlar, fiiller, kavga yapmamalıdır. Ne hayır yaparsanız Allâh bilir.
Azıklanın ki en hayırlı azık takvadır (Allâh için beşeriyetinin
noksanlarından korunma). Ey derin düşünen akıl sahipleri, benden korunun (yanlış
yapmanız yüzünden karşılığını vermemden korunun)!(A.Hulusi)
Hac, bilinen aylardadır. Her kim o aylarda hacca başlayıp
kendisine farz ederse; artık hacda kadına yaklaşmak, günah işlemek ve kavga
etmek yoktur. Siz hayırdan ne işlerseniz, Allah onu bilir. Kendinize azık
edinin. Şüphesiz ki azıkların en hayırlısı Allah korkusudur. Ey akıl sahipleri!
Benden korkun! (Elmalı)
ElHaccü eşhürun ma'lumât Hacc, bilinen aylardadır. Bilinen aylar, ne kastediliyor?
Şevval, Zilkade, Zilhicce demişler. Ki bunlar ay yılının kameri yılın son 3
ayı.
Bu ayet,
Kadim, eski ulemanın dediği gibi İhram zamanını ifade için midir, yoksa hacc
mevsiminin farklı zamanlarda yapılabileceğine delil olur mu diye bir tartışma
açılmıştır bugün. Bugün bu tartışmayı açan kimi ilim adamları bu ayeti delil
göstererek şu gerekçeyi ileri sürüyorlar.
- Hacc kalabalıklaştı, milyarlar hacca gidiyor,
izdihamdan insanlar ölüyor, hatta bu ölümler bazen 100 lere bali oluyor. Onun
içinde bu ayete dayanarak haccı farklı farklı günlerde yapılması gerekir diyorlar. Böyle bir teklifleri var.
Peki,
bu ne kadar doğru, bu ayetten bu çıkar mı diye soracak olursanız, bizce bu
ayetten bu çıkmaz. Neden çıkmaz? femen ferada fiyhinnel Hacce felâ
rafese ve la füsûka ve lâ cidâle fiyl Hacc Buraya geçmeden önce neden çıkmaz oluşuna bir cevap vermek
istiyorum.
1 - Ayette ElHaccü eşhürun ma'lumât geçiyor. Malum, bilinen aylarda. Malumat olduğu ifade
edildiğine göre böyle bir uygulama hiçbir kaynakta yok. Yani bilinen aylar
diyerek aslında Kur’an İbrahim peygamberden beri bilinen bir uygulamaya dikkat
çekiyor. Herkes biliyor, binlerce insan biliyor bunu. Biliyor ki Kur’an
söylemeye bile gerek duymuyor. Ama herkesin bildiği böyle bir şey gariptir bize
bir tek belli günler dışında hac edildiğine dair delil sunmuyor. Eskiden beri öteden
beri malum günlerin dışında hac eden herhangi birine rastlayamıyoruz.
2 – Bu
surenin hemen bir sonraki ayeti, 198. ayette arafattan çağlayıp gelirken
ifadesi var. feizâ efadtüm min 'Arafatin çağlayıp gelirken ifadesi.
Yine 199.
cu, bir sonraki ayette; Sümme efıydû min haysü efâdanNâs İnsanların çağlayıp geldiği yerden sonra siz de gelin,
çağlayıp gelin ifadesi var.
Burada
Haccın tüm insanların katılımıyla aynı anda yapıldığını anlıyoruz.
3 – Yine bir
başka delil, 203 te sayılı günlerden söz ediliyor. Hemen karşı sayfada. ma'dudât, eyyamin ma'dudât sayılı
günler, bunların teşrik günleri, ya da hacc günleri olduğu sabit yani teşrik
günleri değilse, bayram günleri değilse hac günleridir. eyyamin ma'dudât 0, eyyamin ma'dudât ı ne yapalım diye bir soru gündeme geliyor. Sayılı günler
var. Ve hacc o günlerde yapılıyor.
4 - Yine bir
başka delil Hacc suresinin 28. ayeti; fiy eyyamin ma'lumât geçiyor.
Bilinen günlerde.
fiy eyyamin ma'lumât Peki bu bilinen günler hangi günler, yine
aynı. Ya bayram günleri, ya da haccın yapıldığı Zilhicce’nin 8 – 9 – 10 – 11 ve
12. 5 gün. Yani tevriye gününden başlamak üzere bayramın sonuncu gününe kadar
olan 5 gün. Ki hac, bu 5 günde yapılır. Arafat’ta vakfa, Müzdelife’de vakfe,
Mina’da vakfe ve Remy'i Cimar, şeytan taşlama, kurban kesme ve tavaf. Ziyaret tavafı. İşte
bunlardan oluşur ve sa’y Hacc bu 5
günde biter, başlar ve biter. Onun için de bu 5 günün dışında hacc yapıldığına
dair ne tarihsel bir malumatımız var, ne de şu hacc/28. ayetle bu surenin karşı
sayfadaki 203. ayeti böyle bir anlamaya delalet eder.
O halde bu
ayeti nasıl anlayacağız? Bu ayeti de peygamberimizin de tefsir ettiği gibi,
tabii zayıf bir haber olduğu için ben o haber üzerine böyle bir yorumu kurmak
ta istemiyorum ama bu tefsiri de önemsiyorum. Peygamberimiz bunu şöyle tefsir
ediyor;
- Hacc da ihrama girmenin müddetini tayin ediyor bu
ayet.
Yani
ihrama girip, ihramdan çıkma müddeti işte bu ayetteki ifade edilen eşhürun ma'lumât bilinen aylardadır. Gerisini önümüzdeki derste devam etmek
üzere.
[Ek
bilgi; HAC
ZAMANI ÜZERİNE DÜŞÜNCELER
…..Kurban
bayramı ve onun bir gün öncesi olan arife günü Kuranda tek bir kelimesi bile
geçiyor mu onu düşünelim? Allah oruç tutun der ama bayram yapın demez, kurban
kesin der ama bayram yapın dememiştir kurbanı da hacca gittiğinizde kesilmesini
emreder. Günümüzde bayram yaptığımız ve kestiğimiz kurban, farz değil zaten
vacip olarak adlandırılır. Dini bayramlarımızın ikisi de Peygamberimizin
bizlere bir hediyesi yani İslam âleminin BİR
GELENEĞİDİR.
Bakın ne dedim
geleneğidir. Bizler gelenekleri öyle bir hale getirmişiz ki kuranın emirlerini
bile göremez olmuşuz, adeta düşünmeyi bir kenara bırakmışız. Allah’ın emri dahi
olmayan kuranın hiç bahsetmediği bir gün kutsallaştırılıp o gün olmaz ise hac
kabul edilmez deme yanlışlığına öyle bir düşmüşüz ki.
Şimdi bu
söylenenlere inananlara bir sorum olacak. Yukarıdaki sözü söyleyen
peygamberimize, günümüzde söylenenlere inanan bir âdem kulu çıkıp ta, mahşer
gününde kendisine; Ey Allah’ın elçisi kuranın tam açıklanmayan özet bilgiler
olan ayetlerini, senin hadislerinden sözlerinden öğrendim bende kabahat yok,
bende o sözlere göre dinimi yaşadım diyecek bir babayiğit var mı aramızda?
Yorum sizlerin.
Sayın
İslamoğlu önce bu bilgilerin bizlere gelişi konusunda kısa bir açıklama yapmış.
Sıhhatli bilgiler olmadığını da söylemesi ilginçtir. Bu ayların haram aylar
olarak zilkade, zilhicce ve muharrem olması da kuvvetle muhtemeldir diyor.
Düşünebiliyor
musunuz kuvvetle muhtemel diyerek kesin ve emin olunamadığını böylece her işi
rivayetlere nasıl bağladığımızın apaçık delilidir. Sayın İslamoğlu son
paragrafında ise, Kuranda geçen bazı ayetleri örnek gösterip haram aylar içinde
canının çektiği zaman hac görevini yapamazsınız diyor.
Bakara/199
ayeti örnek vererek bakın nasıl anladığını söylüyor?( insanların çağlayıp
geldiği yerden" ibaresi ve Hz. Peygamberin fiili sünneti haccın topluca
yapılacağını amirdir.)
Bakara/198-199
iki ayete tarafsız ve yansız bakan bir insan asla ve asla tüm İslam âleminin
bir seferde hac görevini yapsın dediğini bu iki ayetten çıkarması mümkün
değildir. Burada anlatılan hac görevini nasıl yerine getireceğimizin en ince
detaylarıdır.
Hac görevini
yapmaya gidenlere hep birlikte topluca Arafat tan ayrılıp Meş a -i haram da
Allah ı hep birlikte zikredin. Günümüzde her isteyenin gidemediği, gideninde
sıkışmalarla ezilenleri de hesaba kattığınızda, eğer haram aylarda serbest bir
imkân olduğunda yine kalabalık guruplar oluşacak ve huzur içinde haç görevi
yapılacaktır.
Sayın
İslamoğlu Bakara 203 ayeti örnek vererek bakın ne demiş? (sayılı günler"
ibaresi açıktır. Bu, hac menasikinin zamanını ifade eder.)
Şimdide
birlikte ayete bakalım gerçekten bu ayet sayılı günler sözünden neyi anlatmak
istiyor? Gerçekten bu ayetten sizler haccın sayılı günler dışında
yapılamayacağını mı anladınız, yoksa rabbim hac görevini anlatırken, o en ince
detaylarına mı giriyor bizlerin anlaması için?
Ayetin başında
sayılı günlerde Allah ı zikredin diyor ve bakın o sayılı günleri ne maksatla
söylüyor? Hac görevini yerine getirmek, bitirmek için acele eden varsa bunu iki
gün içinde yerine getirebilirsiniz diyor. Demek ki sayılı gün hac görevinin en
az iki günde bitebileceği ve o günlerde Allah ı bol bol zikretmemizi öneriyor
Rabbim. Allah en az iki gün veriyor ama bakın haram aylar içinde, hangi iki gün
diye bahsedip sınırlıyor mu bizleri? Şimdi size tekrar soruyorum bu ayetten
sayılı günler sözünden, haccın yalnız tek bir zamanda yapılmasını mı anladınız,
yoksa rahman hac konusunda hiç eksiksiz detaylarını mı veriyor bizlere. Allah
ayetlerimi böyle detaylı açıklıyorum ki anlayasınız diyor. Sanırım biz kurana
uymak yerine, Kuranı kendimize uydurmayı çok güzel başarmışız.
Bakın Allah
sabitlemiş mi insanlara illaki bu günde yapacaksın diye? Siz bu sözcükten tüm
Müslüman âlemi hep birlikte yalnız bir kez hac yapsın diye mi anladınız? Dikkat
edin belli günlerde diyor belirlenen günde değil.
Bakara/197.
ayeti ilkokul beşinci sınıftaki bir öğrenciye göstersek ve desek ki ardından,
hac görevini yalnız zilhiccenin 9. günü yaparsak kabul olur. Sizce o öğrenci
nasıl cevap verir?
Herhalde “evet
doğru bir kez yapılabilir diye anlaşılıyor” diye asla demez. Peki, ne der
sizce? “Hayır, öyle olur mu nereden çıkartıyorsunuz? Bilinen aylar
sözüyle bahsedilen aylarda hac yapma niyetine girenler, haç ibadetini yapabilir
diye anlaşılıyor “ der.
Yukarıda
verdiğim günümüzdeki uygulanış biçimi ve kuranın apaçık ayetlerini lütfen
karşılaştırınız, sizlerde özgür iradenizle Allah’ın verdiği aklı kullanıp Hac
suresi 27. ayetinde Rabbin söylediği gibi;( gerek yaya, gerek uzak yollardan
(derin vadilerden) gelen yorgun düşmüş develer üstünde sana gelsinler.)
açıklamalarından, sizler bahsedilen gün, ( ama Kuranda hiç geçmeyen arife günü)
zilhiccenin 9. günü haricinde, haç yapılmayacağını anlıyorsanız, bu kadar uzak
yollardan gelen insanlara, geçmiş yılları da hesaba katarak, bu denli zorluklar
içinde Rabbim in kullarına haç görevini yaptıracağını düşünüyorsanız, yazdığım
bu yazıyı lütfen dikkate almayınız ve unutunuz. (Haluk GÜMÜŞTABAK)(Yazının
tamamı BURADA)]
[Ek bilgi; Bayraktar
Bayraklı’nın buna yakın parelelde yorumu.)]
“Ve ahiru davana velil
hamdülillahi rabbil alemiyn”
Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan
Allah’a hamd’adır.
Bakara(187-197) ayetlerinin sonu.
Bakara
(187-197) ayetlerini toplu olarak BURADA
bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder