18 Aralık 2012 Salı

İslamoğlu Tef. Ders. RÛM (03-06) (127-B)



A sayfasından devam

3-) Fiy ednel Ardı ve hüm min ba'di ğalebihim seyağlibun;

Yakın bir bölgede... Onlar (Rum) bu yenilgiden sonra, galip geleceklerdir. (A.Hulusi)

03 - Arzın yakınında, mamafih onlar bu mağlûbiyetlerinin arkasından bir kaç sene içinde muhakkak galebe edecekler. (Elmalı)


Fiy ednel Ard üstelik en yakın yerde Bizans’lılar yenilgiye uğradılar. En yakın yer. Birkaç anlama gelebilir. Yani bölgeye, bu ayetlerin indiği bölgeye en yakın yer. Ama en yakın yerin en makul anlamı Bizans’ın kalbine en yakın yer de bile yenilgiye uğradılar. Bizans’ın kalbine Yani Gibbon der ki Bizantolog, Bizans uzmanı, Bizans’ın bu yenilgisi inanılmaz bir yenilgi idi. Kimse Bizans’ın bu kadar kısa süre içinde böylesine paramparça olup dağılacağına inanamıyordu Ve bundan sonra bir şeye daha inanamazdı kimse artık Bizans belini ebediyen doğrultamaz görüşünde herkes müttefikti. Onun için Gibbon bu ayetleri anlamakta baya zorlanmış, tabii ayetlerin Allah’a ait bir haber olduğuna da inanmıyor ve şaşkınlığını şöyle dile getiriyor.

- Hayret diyor, Hayal bile dahi kimsenin edemeyeceği bir şeyi Muhammed nasıl bildi. (Sallahu aleyhi ve selem) Yani Fiy ednel Ard en yakın yerde. Bizans kalbinde dahi yenildi.

ve hüm min ba'di ğalebihim seyağlibun ama onlar bu yenilginin ardından yeniden galip gelecekler.

İşte mucize burada. Mucizevi haber bu. 3. ayetin son cümlesi. Ama onlar bu yenilmelerinin ardından yenecekler, galip gelecekler. Kimler? Bizans lılar. Yenilen onlardı çünkü. Seyağlibun.


4-) Fiy bıd'ı siniyn* Lillâhil' Emru min kablü ve min ba'd* ve yevmeizin yefrahul mu'minun;

Birkaç sene içinde... Başından sonuna hüküm Allâh'ındır! O zaman iman edenler sevinir (Allâh'ın bildirdiği gerçekleştiği için). (A.Hulusi)

04 - Önünde de sonunda da emir Allahın, ve o gün mü'minler Allahın nusretiyle ferahlanacaklar. (Elmalı)


Fiy bıd'ı siniyn bir de süre veriyor. Birkaç yıl içerisinde Mutlaka tekrar galip gelecekler. Birkaç yıl diye çevirdim bıd’ı; aslında Arap dilinde 3 ile 9 arasında ki süreye tekabül eder. 3 ten çok, 10 dan az bir süre içerisinde tekrar yenecekler.

Evet, çok ilginç. Bu ayet indiğinde üzülen mü’minler sevinmişlerdi. Bu ayetlerin nübüvvetin 6 ya da 7. yılına tarihlendiğini unutmayın. Yani Mekke döneminin 6 ya da 7. yılı. Zaten tam da o yıllara denk geliyor bu Bizans’ın mağlubiyeti. Unutmayın 613 – 615 arası. Ki bu hemen hemen peygamberliğin 5. yılına tekabül ediyor. Peygamberlik 610 yılında geldiğini kabul edersek, 609 veya 610 yılında. Peygamberliğin 5. yılında pers galibiyeti, hatta 6. yılında, çünkü 616 da Mısır düştü ve kesin Pers galibiyeti tescillenmiş oldu. 616 yılı da peygamberliğin 6. yılıdır. Yani bu ayetlerin tarihlendiği yılın kendisi aynısı.

Bu yılda bu müjde gelince Mü’minler seviniyorlar. İlahi vahye o kadar güvenleri var ki İman etmişler ki Hz. Ebu Bekir daha hiç istişare etmeden Ubey Bin Halef’le bu konuda çekişiyor. Diyor ki “Yenecekler. Siz boşuna sevinmeyin, geri alacaklar.” Übey Bin Halef’te; “O kadar eminsen gel diyor bahse girelim..” Hz. Ebu Bekir “olur” diyor, “girelim, nesine?” “10 devesine”. “Peki kaç yıl? 3 yıl.

Heyecanla girilmiş bu bahis Resulallah’a aktarıldığında Resulallah diyor ki “Ya Ebu Bekir bıd’ı, 3 ile 10 arasıdır. 9 a kadardır sen süreyi uzat, deveyi de artır.”

Geri dönüyor, “Var mısın diyor, madem o kadar eminsin 100 devesine.” O adam çok emin çünkü hakikaten tüm rasyonel veriler Bizans’ın böyle kısa sürede bir daha belini doğrultamayacağı yönünde. Hiç kimse inanmaz buna. Bunu ancak bir vahiy söyler. Gibbon’un dediği gibi gerçekten de bu inanılası değil. Yani rasyonel bir izahı yok.

“ Olur diyor. Hay hay..! 100 deve ve de 9 yıl, maksimum 9 yıla 100 deve. Tamam. 9 yıl içerisinde eğer geri galip gelmezse Bizans, senden 100 deveyi alırım, yoksa galip gelirse veririm.”

Ve böyle anlaşıyorlar. Aslında akıbet ne oldu hemen bu olay kaynamasın Ubey Bin Halef öldü daha sonra. Yani bu anlaşma süresi dolmadan öldü ve Hz. Ebu Bekir ayetin verdiği haberin doğruluğunu gösterdi ve gördü. Kazandı yani bahsi. Ubey Bin Halef’in mirasçılarından 100 deveyi aldı. Resulallah onların tasadduk edilmesini istedi, alma demedi. Al ama onları sadaka ver dedi. Aldı ve onları dağıttı. Yani olay böyle kapanmıştı.

Ama ilginç olan mü’minlerin vahye bakışı. Vahyin söylediğini, vahye tabii ki iman edecek, iman etmese mü’min olur mu. Fakat hık, mık etmemeleri, te’vil etmemeleri, vahiy dedi mi tamam, sadakallahül aziym. Allah doğru söyledi, Büyük Allah doğru söyledi. Onun için, işte böyle bir manzara ve vahiy bir mucize gerçekleştiriyor, mucizevi bir haber veriyor. Yıllar öncesinden hiçbir ihtimalin olmadığı bir haberi veriyor.

Bu haber gerçekleşti dostlar, birkaç yıl 3 – 9 yıl arasıydı zaten. Hz. Ebu Bekir’in bu bahse girdiği bu hadise de, zaman Hz. Ebu Bekir’i haklı çıkardı ve Bizans 623 te karşı saldırıya geçti. 624 te ateşperest olan Pers İmparatorluğunun en kutsal kenti, çünkü dinlerinin kurucusu Zerdüşt’ün doğduğu kenti yerle bir etti. Azerbaycan’a girdi. Ateş tapınağını yıktı. 627 de Ninova da Persler meydan savaşında çok ağır bir yenilgiye uğradılar. 628 de Pers başkentine ulaştı Bizans ordusu. Yani iş tamamen tersine döndü ve Hüsrev iç ihtilal ile devrildi 18 oğlu öldürüldü kendiside hapiste öldü.

Peki bu ayetin geldiği zaman neye denk geliyordu? Tam da Bizans’ın Azerbaycan zaferi, Perslerin Azerbaycan yenilgisine denk geliyordu. Ve devam edelim.

Lillâhil' Emru min kablü ve min ba'd tabii ki mutlak karar eninde sonunda Allah’a aittir. Yani Allah, yasasının mahkumu değil, hakimidir. Öyle anlamayın. Yani karar Allah’a aittir. Fakat böyle olacak bu, bunu böyle bilin. ve yevmeizin yefrahul mu'minun (Devam ediyor)


5-) Bi nasrillâh* yensuru men yeşa'* ve "HU"vel 'Aziyzür Rahıym;

Allâh yardımıyla... Dilediğine zafer verir! "HÛ"; Aziyz'dir, Rahıym'dir. (A.Hulusi)

05 – O, kimi dilerse muzaffer kılar ve azîz odur, rahîm o. (Elmalı)


ve yevmeizin yefrahul mu'minun Bi nasrillâh Allah’ın yardımı sayesinde işte o gün mü’minler de sevinecekler. İşte 2. mucize. 1. Mucize yukarıda ve hüm min ba'di ğalebihim seyağlibun (3) Burada ise 2. mucize. Mü’minler de o gün sevinecekler. Yani bu 2. mucize neye tekabül ediyordu?

Çok ilginç dostlar, tarih önümüze hakikatleri sıralamış. Zaman bir gerçektir. Azerbaycan zaferini kazandığında Pers’ler 624 yılının Ocak ayı idi. İlginçtir, Bedir zaferinin yapıldığı ay da güneş takvimi ile Ocak’a, kameri takvimle ramazan ayına denk gelmişti. Yani hicretin 2. yılının kameri takvimde ki ramazan, o yılın güneş takviminde ocak ayına tekabül ediyordu. Bir tane günü bilmiyoruz. Yani sanırım onu da bilsek, eğer bilmemiz mümkün olsaydı aynı günlere tekabül ettiğini görecektik. Bu tesadüf olamaz.

İşte 2. mucize de buydu. Bedir zaferi müminleri sevindirirken, Azerbaycan zaferi Bizans’ı sevindiriyordu. Yani o gün mü’minler de sevinecekler müjdesini o günden kaç yıl evvel, yaklaşık 8 – 9 yıl evvel Kur’an muhataplarına veriyordu. Sadece inanan muhataplarına değil, inanmayan muhataplarına da. Ve ilginç olanda şudur eğer bu olay gerçekleşmemiş olsaydı Kur’an ın kaynağının sahte olduğuna dair propaganda ile ortalığı velveleye vereceklerdi. Çünkü bu ayetleri sadece müminler dinlemiyor, bilmiyor; müşrikler de dahil tüm iman etmeyenler, inkar edenler de biliyor. Herkesin bilgisi dahilinde bu ayetler. Aksi oluyor, bu ayetler gerçekleştiğinde kitlesel ihtidalar oluyor, yani Kur’an ın vahyin mucizeliği ortaya çıktığı için sırf bu ayetlerin verdiği mucizenin gerçekleşmesi üzerine iman eden birçok insandan söz ediyor tefsirlerimiz. Evet, Tarihte böyle bir olay yaşanıyor.

 yensuru men yeşa' o dilediğine yardım eder. ve "HU"vel 'Aziyzür Rahıym zira o yüceler yücesidir, sonsuz merhamet sahibidir.


6-) Va'dAllâh* lâ yuhlifullahu va'deHU ve lâkinne ekseranNasi lâ ya'lemun;

Allâh'ın vaadi (bu)! Allâh, vaadinden dönmez! Ne var ki insanların ekseriyeti bilmezler. (A.Hulusi)

06 - Allahın vaadi bu, Allah, vaadine hulf (Ahdinde durmazlık) etmez ve lâkin nasın ekserisi bilmezler. (Elmalı)


Va'dAllâh bu Allah’ın mutlak vaadidir. Mutlak diye çevirmem boşuna değil. Çünkü yalın kat mutlak mef’ul olarak gelmiş. Yani tümleç olarak gelmiş. Onun için yüklemini atlamış. Yüklemini adeta işim acele dercesine eylemini fiilini atlamış, mutlak meful olarak gelmiş. Onun için bu Allah’ın mutlak vaadidir diye anlamak gerekiyor.

lâ yuhlifullahu va'deH Allah vaadinden dönmez.

Ve en leyse lil İnsani illâ ma se'a. (Necm/39) Hatırlayınız bu ayeti; insan için çalıştığının karşılığı mutlaka vardır. Fakat asıl Allah’ın vaadi bu surede tefsir edilmiş. Bir başka ayetle. Bu surenin 47. ayetini okuduğumuzda Allah’ın vaadini görüyoruz;

ve kâne hakkan aleyna nasrul mu'miniyn (47) Buyurun, bu da bir mucize. Bu da aslında biraz önce okuduğumuz ayetin devamı olan bir mucize. Ve unutmayınız bu haber geldiğinde müminler, doğdukları Mekke de duramayıp gidecek yer arıyorlar ve ne diyor 47. ayet; müminlere yardım etmek boynumuzun borcudur. ve kâne hakkan aleyna üzerimize bir haktır. İşe bakın nasrul mu'miniyn ve bu ayetler indiğinde unutmayınız Mü’minler henüz can emniyetine sahip değiller. Resulallah’a suikast yapılacak kadar ortalıkta büyük bir tehlike var. Mekke de yaşamakta zorlanıyorlar, ama bu ayet; müminlere yardım etmek boynumuza borç oldu diyor. Üstümüze vazifedir diyor.

Oysa ki rabbimize borç falan yok. Yani Allah’ın boynuna borç olur mu? Ama aleyna diyor, hakkan aleyna bizim üzerimize yazıldı. Böyle anlayacağız başka çaresi yok, başka yolu yok, başka şekli yok. Rabbimiz bize böylesine garanti veriyor. Ama bu garantiyi alan müminler yan gelip yattılar mı dersiniz. Madem Allah bizim için bu vaadi verdi, hem de boynuna yüklendi, (mecazen konuşuyorum) o zaman bu nasıl olsa gerçekleşecek mi dediler, yoksa var güçleriyle çaba mı gösterdiler. Evet, tarih ortada.

ve lâkinne ekseranNasi lâ ya'lemun ne var ki insanların çoğu bunu bilmezler. Yani neyi bilmezler? Bu vaadin nasıl gerçekleşeceğini, bu vaadin gerçekleşmesinin hangi şartlara mebni olduğunu bilmezler. Onun içinde yanlış anlarlar. Madem Allah’ın vaadi var, yan gel yat şeklinde anlarlarsa, işte bilmezler. Bilmeyen onlar. Bilen ki? Allah’ın vaadi, Allah’ın yasaları çerçevesinde gerçekleşir. Ve en leyse lil İnsani illâ ma se'a. (Necm/39) da bu yasaların başında gelir. İnsan için yalnızca çalıştığının karşılığı vardır.

Devam ediyor C sayfasına geçiniz.
127. videoyu toplu olarak burada bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder