28 Temmuz 2011 Perşembe

İslamoğlu Tef. Ders. En’am (136-137)(49-C)

B sayfasından devam


136-) Ve ce'alu Lillahi mimma zerae minel harsi vel en'ami nasıyben fekalu hazâ Lillahi Bi za'mihim ve hazâ lişürekâina* fema kâne li şürekâihim fela yesılu ilAllah* ve ma kâne Lillahi fehuve yesılu ila şürekâihim* sae ma yahkümun;

(O'nun) yarattığı ekinden ve hayvandan Allâh'a bir pay ayırdılar! Kendi zanlarınca şöyle dediler: "Bu Allâh'ın, bu da ortak koştuklarımızındır." (Oysa) ortak koştukları için olan Allâh'a vâsıl olmaz! (Ama) Allâh için olan, onların ortak koştuklarına ulaşır... Ne kötü hüküm veriyorlar! (A.Hulusi)

136 - Tuttular Allâh için onun yarattıklarından: Hars ve en'amdan bir hisse ayırdılar, zuumlarınca şu, dediler: Allâh için, şu da şeriklerimiz için, amma şerikleri için olan Allah tarafına geçmez, Allah için olana gelince o şerikleri tarafına geçer, ne fenâ hükümet yapıyorlar. (Elmalı)


Ve ce'alu Lillahi mimma zerae minel harsi vel en'ami nasıyben fekalu hazâ Lillahi Bi za'mihim ve hazâ lişürekâina Allah’ın yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan bir pay ayırıp batıl inançlarına göre dediler ki; Bu Allah’a aittir, bu da Allah’a koştuğumuz ortaklarımıza aittir.

Şimdi yeni bir pasaja geçtik. Yukarıdaki pasaj toplumdaki bozulmanın, toplumsal kokuşmanın temel sebeplerine indi ve onları aktardı. Mutluluğun düşmanlarından söz etti. Mutluluğa ebediyen ulaşamayacak olanlardan ve mutluluğu bir sancak gibi ellerinde taşıyanlardan söz etti ve onun arkasından, mutluluğa ulaşamazlar dedikten sonra, kesinlikle ulaşamazlar dedikten sonra, hurafeye ve inanç kokuşmasına getirdi sözü. Yani kimler ulaşamaz. İnsanın ebedi mutluluğu kaybetmesinin, zayi etmesinin temelinde yatan en büyük problem inanç bozulmasıdır. İnanç kokuşmasıdır ki hurafe diyoruz biz buna. İnsan kendi eli ile kendi mutluluğunu nasıl yok eder sorusuna tarihsel örnekler vereyim diyor Kur’an.

Şimdi indiği toplumdan örnekler sunuyor bize. Bize sunuyor tabii ki, neden? İbret alın, ibret alın ve bu yanlışa sizde düşüp ebedi mutluluğunuzu ellerinizle yok etmeyin dercesine bize örnekler sunuyor ve diyor ki sunduğu örnekte;

Ve ce'alu Lillahi mimma zerae minel harsi vel en'am Allah’ın yarattığı ekinlerden ve hayvanlardan ne yapıyorlar? nasıyben bir pay ayırıyorlar onlar.

fekalu hazâ Lillahi Bi za'mihim batıl inançlarına göre, yani kuruntularına göre Bi za'mihim Kuruntuları var onların. İnançları yok. Hurafe hiçbir zaman inanç olamaz. Hurafe kuruntudur. Bir şeye iman diyebilmemiz için o şeyin mutlaka ve mutlaka hakikat olması lazım. Hakikatte ya insanın kendi tecrübelerinden yola çıkarak elde ettiği bilgiye, ya da Allah’ın verdiği ilahi bilgiye dayanır. Onun için iman kimi zaman insanın kendi öz bilgisi ile ulaştığı hakikate inanması, kimi zaman da Kur’an ın gayp dediği, aklın idrak alanına, çerçevesine sığmayan aşkın hakikatlere, Allah’ın bildirmesi sebebi ile, Allah’tan gelen bir bilgi sebebi ile iman etmesi, inanmasıdır. İman, bu iki unsurun bir araya gelmesidir.

İşte burada tam zıddı bir şey söylüyor Kur’an; Onlar dediler ki; Bu Allah’a aittir, bu da Allah’a koştuğumuz ortaklarımıza. Dikkatinizi çekiyor mu sevgili Kur’an dostları. Allah’a aittir diye Allah’a kurban sunuyorlar. Kimler bunlar, şu sizin bildiğiniz putperestler, müşrikler, Kur’an ın pislik dediği o inanç sahipleri.

Dikkatinizi çekerim, Allah’a kurban sunuyorlar. Yani Allah’a inanıyorlar, bu açık. Kim onlar, İbrahim dininin tahrifçileri. Bu nokta çok önemli, bu nokta unutuluyor. Mekke putperestleri Hz. İbrahim’in takipçileri idi. Ama onun getirdiği mesajı, saf mesajı tahrif etmiştiler. Tıpkı Yahudilerin Hz. Musa’nın getirdiği İslam’ı tahrif etmesi, tıpkı Pavlus Hıristiyanlığının Hz. İsa’nın getirdiği Hıristiyanlığı tahrif etmesi gibi onlar da Hz. İbrahim’in getirdiği İslam’ı tahrif etmişlerdi. Muharriftiler yani.

Şu soruyu sormak acaba çok mu yersiz, Sakın biz de Hz. Muhammed AS. ın getirdiği İslam’ın tahrifçileri olmayalım? Hz. İbrahim’in getirdiği İslam’ı tahrif edenler çıkıyorsa, Hz. Musa’nın getirdiği İslam’ı tahrif edenler çıkıyorsa, Hz. İsa’nın getirdiği İslam’ı tahrif edenler çıkıyorsa, Hz. Muhammed’in getirdiği İslam’ı tahrif edenler neden olmasın ve Kur’an Hz. İbrahim’in Muharriflerine sesleniyorsa, Hz. Musa’nın muharriflerine sesleniyorsa tahrifçilerine, Hz. İsa’nın tahrifçilerine sitem ediyor, onları eleştiriyor, onları yerden yere vuruyor, onları reddediyorsa. Hz. Muhammed’in getirdiği mesajın tahrifçilerine neden sitem etmesin. Neden onları eleştirmesin, neden bu ayetler onlar içinde söz konusu olmasın.

İman ile hurafeyi nasıl karıştırdıklarına tarihi bir örnektir Mekke putperestleri buradaki örnek.

Ekinlerden ve hayvanlardan kendi kafalarına göre bir tasnif yapıyorlar. Diyorlar ki Şu putlarımızın,ü Allah’ koştuğumuz ortakların, şu da Allah’a aittir diyorlar. Böyle bir tasnife gidiyorlar. Kurban sunuyorlar. Allah’a da sunuyorlar putlarına da. Yani bu günün ikirçikli insanı gibi. Bu günün, imanı potbori olmuş, mozaik olmuş, imanına, iman kazanına, imanın bal kazanına bir kaşık pislik, şirk pisliği karıştırmış insanı gibi işi karıştırıyorlar. O bal kazanından mideniz götürüp de yiyebilir misiniz artık. Canım bir kaşık ne olacak diyebilir misiniz.

Bir kazan balın içerisine isterse bir kaşık olsun, hatta bir kahve kaşığı olsun pislik atıldıktan sonra artık mideniz kaldırır mı onu. O pistir. Komple pistir o. Ama diyeceksiniz ki veya birileri diyeceklerdir ki; Efendim bu kadar balın içerisinde bu minik bir kaşıkçık pislikte ne olur ki..! Ne hükmü var ki. Herhalde demezsiniz bunu değil mi?

Ya bunu balda diyemiyorsanız, iman gibi bir değerde nasıl söyleyebilirsiniz. Küfür gibi korkunç bir pislik hususunda nasıl söyleyebilirsiniz. Onun için burada Mekke putperestlerinin işte bu mozaik iman anlayışı gündeme getiriliyor ve onların bir pay Allah’a, bir pay da putlarına ayırdıkları dile getiriliyor.

Onlar putlarına ayırdıkları payı ne yapıyorlardı? Put sektörüne veriyorlardı. Unutmayın tüm hurafeler kendi sektörlerini yaratırlar. Onun için Hurafe salim inancı, imanı yok eder. Bir yere hurafe girince iman oradan çıkar ve hurafe kendi kara sektörünü de imal eder, ortaya çıkarır, yaratır. Yani manevi mafya ortaya çıkarır hurafe. Onun için Hurafenin olduğu yerde bakarsınız hurafe sektörü de türeyivermiş. O sektör ciddi paraların döndüğü sektör olur.

Onun için Mekke putperestleri de böyle bir sektöre bir takım ürünler veriyorlardı. Hayvanlardan, bitkilerden ve Kur’an onu dile getiriyor.

[Atlanan cümle; ve hazâ lişürekâina bu da ortak koştuklarımızındır. A.H.)]

fema kâne li şürekâihim fela yesılu ilAllah oysaki ortakları için olan Allah’a ulaşmıyor, ve ma kâne Lillahi fehuve yesılu ila şürekâihim fakat Allah için olan ortaklarına ulaşıyordu.

Açık aslında, şöyle yapıyorlardı tarihlerin ve tefsirlerin bize naklettiğine göre; Şu Allah’a ait diyorlardı, şu da Allah’a koştuğumuz ortaklarımıza ait. Aslında onlar Allah’a ortak koşarken daha önce, bu sureden önceki sureyi işlerken dile getirdiğimiz hakikatlerde olduğu gibi, onlar açıkça bu Allah’ın ortağıdır falan demiyorlardı. Ancak ortak koştukları şeyleri; Bizi Allah’a götürecek aracılar diye ortak koşuyorlardı. Allah katında bize torpil geçecek diyorlardı.

Müşrik zihindeki, şirk mantığını doğru kavramak lazım ki şirkin temelini doğru anlayalım. Öyle diyorlardı. Onun için şu Allah’a, şu da ona koştuğumuz ortaklara ait. Niçin Çünkü onlar bizi Allah’a götürecek. Ama koştukları ortaklara verdikleri mallar tabii ki sektöre gidiyordu. Ama Allah’a ayırdıkları mallar orada kalıyordu. Allah acıkmaz, Allah susamaz, Allah’ın ihtiyacı olmaz.

Aslında samimi değillerdi. Samimi olsalardı Allah’a ayırdıklarını yoksullara vermeleri gerekiyordu, onu da vermiyorlardı. Allah nasıl olsa bizden zengindir deyip Allah’a ayırdıklarını ihtiyaç halinde hemen geri alıyorlardı. Onun ihtiyacı yok, O nasıl olsa bizden zengindir, dolayısıyla O’nun hakkını geri alalım. Böyle gerçekten de gülünç  bir hal, gülünç bir inanç biçimi. İşte hurafeye dayanırsa inanç, insanı da böyle gülünç yapardı.

sae ma yahkümun; Ne berbat yargılara kapılıyorlar.


137-) Ve kezâlike zeyyene li kesiyrin minel müşrikiyne katle evladihim şürakâühüm liyurduhüm ve liyelbisu aleyhim diynehüm* velev şaAllahu ma fealuhu fezerhüm ve ma yefterun;

Yine böylece onların ortakları (varsandıkları tanrıları), müşriklerden birçoğuna evlatlarını öldürmeyi süslü gösterdi ki hem onları helâk etsinler, hem de dinlerini karmakarışık etsinler... Eğer Allâh dileseydi onu yapmazlardı... (O hâlde) onları uydurdukları ile baş başa bırak. (A.Hulusi)

137 - Yine bunun gibi müşriklerden çoğuna evlatlarını öldürmeyi de o taptıkları şerikler iyi bir şey gibi gösterdi, hem kendilerini ifnâ etmek için, hem dinlerini berbat edip şaşırmak için, eğer Allah dilese idi bunu yapmazlardı, o halde bırak onları uydurdukları kanunlarla ne halleri varsa görsünler. (Elmalı)
Ve kezâlike zeyyene li kesiyrin minel müşrikiyne katle evladihim şürakâühüm liyurduhüm ve liyelbisu aleyhim diynehüm ve yine onların yaptığı bir başka gülünçlüğü dile getiriyor Kur’an. Ama bu tabii ki çok daha gözle görülür bir kötülük. Bu gerçekten de insanın tüylerini diken diken eden bir vahşet görüntüsü. Neydi o? “Ve yine Allah’a koştukları ortaklarına olan inançları ”onlara olan inançları şirk koşanların çoğuna çocuklarını öldürmeyi güzel gösteriyordu.

Evet, yani sadece kurban sunma aşamasında kalmıyor, her hurafe mutlaka en sonunda bir vahşete, insana zarara yol açar. Yani insan hurafesinin zararını yine kendisi görür sonunda. Onun için hurafenin yasaklanması, inanca düşmüş mikroplar gibi yasaklanmasının sebebi,Allah’ın bundan zarar görmesi değil. Ya kimin zarar görmesi? Hurafeye inanan insanların bizzat kendilerinin zarar görmesi.

İşte burada çok tipik bir örneğini sergiliyor Kur’an diyor ki; Allah’a koştukları ortaklarına olan inançları yüzünden şirk koşanların çoğunu çocuklarını öldürmeyi güzel gösterir bu inançları ve böylece onları yok oluşa sürükler ve değer sistemlerini yozlaştırır. Liyurduhüm onları yok oluşa sürükler. ve liyelbisu aleyhim diynehüm değer sistemlerini yozlaştırır. dinehüm dinlerini yozlaştırır diyor meşhur kullanımıyla. Aynen dile getirelim literal anlamda, dinlerini yozlaştırır. Bu din ne idi ki? Yukarıda söyledik. İbrahim peygamberden gelen hakikatleri işte böyle yozlaştırdılar. İbrahim peygamberi doğru anlamadılar. Onlar çocuklarını katlediyorlardı.

Çocuk katli iki sebebe dayanıyordu, hatta 3 sebebe Zemahşeri’nin naklettiğine göre:

1 – Yoksulluktan dolayı katlediyorlardı ki, yoksulluk, açlık korkusu ile olur. Oysaki yarattığının rızkını da yarattığına inandığınız zaman, yani Allah’a güvendiğiniz zaman hiç böyle bir vahşete sarılabilir misiniz, hiç böyle bir vahşeti birazcık vicdanı olan bir insan gözünü kırpmadan işleyebilir mi? Öz evladının kanına girebilir mi, nasıl bir duygudur, yani hurafe nasıl korkunç, batıl inanç nasıl korkunçtur ki insana elleri ile öz yavrusunu katlettiriyor bakınız.

Aslında bugün olanda çok farklı bir şey değil. Baksanıza, o gün insanlar öz elleri ile yavrularını, ciğer parelerini diri diri toprağa gömüyorlardı. Yani dünyalarını mahvediyorlardı. Bugünkü anne babalar öz elleri ile ciğer parelerinin ahiretini mahvediyorlar. Sizce hangisi daha korkunç?

2 – Ahlaki amaçlarla gömüyorlardı. Hz. Ömer’in kızını gömmesi yoksulluktan değildi. İlerde büyüyecek ve ahlaksız toplumda o da ahlaksızlık yapacak, bozulacak, yüz karası olacak, namusumuza leke getirecek amacı ile daha çocukken infaz etmeye kalkıyordu. Masum bir yavruyu.

3 – Kurban sunmak için erkek çocuklardan bazen sadece tanrılarına kurban sunmak için katlettikleri de olurdu.

Burada da Hz. İbrahim’i yanlış yorumlayarak yaparlardı bunu, ilginçtir hayvanlardan putlarına ayırırken Allah yolunda Kurban etmezler ve yoksula dağıtmazlardı. Ama çıkarlar, katliam yaparlar, bazen öz çocuklarını putlarına kurban sunabilirlerdi.

İşte böylesine bir zihin alaborası, böylesine bir düşünce kısırlığına yol açıyordu yanlış inanç, bozulmuş inanç. Yani temeli bilgiye dayanmayan, temeli sağlam olmayan, temeli vahye dayanmayan her tür inancın insanı götürdüğü nokta işte böylesine vahşet, dehşet ve gülünçlüklerdir. Burada söylenen de budur.

Aslında müşrik sapmanın temelinde Hz. İbrahim’in tevhidi inancını yozlaştırmanın olduğunu hatırlamamız gerekiyor bu ayeti anlamamız için.

velev şaAllahu ma fealuhu Ne ki Allah dileseydi bunları yapamazlardı. fezerhüm ve ma yefterun; Şu halde onlardan da, uydurduklarından da uzak dur.

Devam ediyor D sayfasına geçiniz.
49. videoyu toplu halde http://kurantefsir.wordpress.com/2011/07/21/islamoglu-tef-ders-en%E2%80%99am-128-14449/ bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder