3 Mayıs 2012 Perşembe

İslamoğlu Tef. Ders. KEHF (045-050)(94-D)









C sayfasından devam


45-) Vadrib lehüm meselel hayatid dünya kemain enzelnahu mines Semai fahteleta Bihi nebatül' Ardı feasbeha heşiymen tezruhürriyah* ve kânAllâhu alâ külli şey'in muktedira;

Onlara dünya hayatının MİSALİNİ ver... (Dünya hayatı) semâdan indirdiğimiz bir su gibidir ki, onunla arzın nebatı birbirine karıştı... Derken (o bitki) rüzgârın savurduğu çöp kırıntısı hâline geldi... Allâh her şeye Muktedir'dir. (A.Hulusi)

045 - Onlara Dünya hayatın meselesi de şöyle yap: Sanki bir su, onu Semadan indirmişiz, derken onunla Arzın nebatâtı birbirine karışmış, derken bir çöp kırıntısı olmuştur, rüzgârlar onu savurur gider, Allah her şey'e muktedir bulunuyor. (Elmalı)


Vadrib lehüm meselel hayatid dünya onlara dünya hayatını da örnek ver. kemain enzelnahu mines Sema bu hayat gökten indirdiğimiz su gibidir.

Hatırlayalım, yağmur O’na ait, gök O’na ait, toprak O’na ait. Ürün neden mutlak manada size ait olsun ki. İnsanoğlunun nankörlüğüne bakınız dostlar. Çok az katkıda bulunduğu bir şeyin tamamına sahip olmak isterken, tamamına sahip olan ve tamamını verene sırt çeviriyor ve nankörlük ediyor. İşte bir su gibidir diyor, gökten indirdiğimiz suya benzer dünya hayatı.

 fahteleta Bihi nebatül' Ard derken toprağın bunu emmesi ile yer bitki örtüsüne kavuşur. Yani toprakta bitki bitiyorsa eğer bu Allah’ın gönderdiği rahmet sayesinde.

feasbeha heşiymen tezruhürriyah en sonunda bütün bunlar kuruyup yerinde yellerin estiği çerçöpe döner. Yani ey insanoğlu sen varlığını yer yüzünde ki bu varlığı serveti ebedi mi sanıyorsun. Allah’ın yağdırdığı yağmura benzersin. Yer yüzünde bittin. Fakat bir gün kuruyacaksın. Unutma yerinde yeller esecek unutma.

ve kânAllâhu alâ külli şey'in muktedira Zira Allah istediğini yapacak güce sahip olandır.


46-) El malu vel benune ziynetül hayatid dünya* vel bakıyatus salihatu hayrun 'ınde Rabbike sevaben ve hayrun emela;

Zenginlik - mal ve oğullar dünya hayatının süsüdür (fânidir - yok olucudur, geçicidir)! Bâkî kalacak olan imanın gereği yapılanlar ise; Rabbinin indînde mükâfat olarak da hayırlıdır, beklenti olarak da hayırlıdır. (A.Hulusi)

046 - o mal ve oğullar Dünya hayatın ziynetidir, bâkı kalacak Salih ameller ise Rabbinin indinde sevapça da hayırlıdır, emelce de hayırlıdır. (Elmalı)


El malu vel benune ziynetül hayatid dünya servette evlatta geçici dünya hayatının süsleridir. vel bakıyatus salihatu hayrun 'ınde Rabbike sevaben ve hayrun emela ürünü kalıcı olan güzel ve erdemli davranışlarsa değer açısından rabbinin katında daha hayırlı, ümit etmeye de daha layıktır.

Vahiy kalıcı ve geçici kavramlarına ilişkin tasavvurumuzu bu iki meselle inşa ediyor değerli Kur’an dostları. Allah’ın gör dediği yerden bakarsanız işte göreceğiniz gerçek budur. Yani ne geçici, ne kalıcı ve belki bu ayetlerin bizi uyardığı en büyük handikap dünyevileşme handikabıdır. Dünyevileşme tuzağı İşte ona karşı uyarılıyoruz.


47-) Ve yevme nüseyyirul cibale ve teral'Arda barizeten ve haşernahüm felem nüğadir minhüm ehadâ;

Dağları yürüttüğümüz gün (organları işlevsiz bıraktığımızda), arzı çırılçıplak görürsün! Onların hepsini bir araya toplamışızdır; öyle ki hiçbiri ihmal edilmez! (A.Hulusi)

047 - Düşün o günü ki dağları yürütürüz, Arzı görürsün çır çıplak ve onları hep mahşere toplamışızdır da hiç bir kimse bırakmamışızdır. (Elmalı)


Ve yevme nüseyyirul cibale ve teral'Arda barizeten ve dağları yürütüp düzleyeceğimiz o gün, yer yüzünü düz ve çıplak görürsün.

Barizaten hem içindekini ortaya çıkarmak manasına gelir, ki bazı müfessirlerimiz bu anlamı vermişler; bağrındakini dışına atar. Ama bu bağlamda düz ve çıplak anlamına gelse gerek.

ve haşernahüm felem nüğadir minhüm ehadâ ve geride tek bir kişi bırakmadan onların tümünü bir araya toplayacağız.


48-) Ve 'uridu alâ Rabbike saffa* lekad ci'tümuna kema hâlâknaküm evvele merretin, bel zeamtüm ellen nec'ale leküm mev'ıda;

Saf saf Rablerine arz olunmuşlardır (inanç mertebelerine göre yer alırlar)! Andolsun ki, sizi ilk yarattığımız gibi (bilinç karışıklığından arınmış, saf şuurlar olarak) bize geldiniz... Belki siz, sizin için böyle bir aşamayı oluşturmayacağımızı sandınız! (A.Hulusi)

048 - Ve hepsi saff olarak Rabbine arz edilmişlerdir, işte buyurur celâlim hakkı için ilk defa yarattığımız gibi bize geldiniz, fakat size hiç bir mev'id yapmayacağız zuummetmiştiniz değil mi. (Elmalı)


Ve 'uridu alâ Rabbike saffa sonunda saf halinde rabbinin huzuruna çıkarıldıklarında lekad ci'tümuna kema hâlâknaküm evvele merrah işte nihayet sizi ilk yarattığımız günkü gibi bize geldiniz bel zeamtüm ellen nec'ale leküm mev'ıda fakat dünyada iken böylesi bir buluşmayı sizin için gerçekleştiremeyeceğimizi düşünüyordunuz denilecek.

Evet, Yani bize kavuşacağınızı hiç düşünmüyordunuz, ahirete inanmıyordunuz. Bir türlü içinizden inanmak gelmiyordu. Biz vahiylerimizle, nebilerimizle bunu size duyurmuştuk. Ama öldükten sonra bir hayat olduğuna inanmak işinize gelmedi, çünkü hesabını veremeyeceğiniz şekilde yaşadınız. Hesabını veremeyeceğiniz şekilde yaşadığınızı itiraf etmek zorunuza gittiği için hesap gününü inkar ettiniz.

İnsanoğlunun kıt akıllılığına bakınız. Hesabını verecek bir hayatı yaşamak zoruna gidiyor, gücüne gidiyor, onun içinde hesap gününü inkar etmeye kalkıyor. Ne yazar, inkar etseniz, gerçeği inkar edenin gerçeğe hiçbir zararı dokunamaz. Sadece kendisine eder.


49-) Ve vudı'al Kitabu feteral mücrimiyne müşfikıyne mimma fiyhi ve yekulune ya veyletena mali hazel Kitâbi lâ yuğadiru sağıyraten ve lâ kebiyreten illâ ahsaha* ve vecedu ma amilu hadıra* ve lâ yazlimu Rabbüke ehadâ;

Kitap (kişinin tüm yaşam bilgisi) ortaya konmuştur! Suçlu durumundakilerin hepsinin, o bilgilerden korkup ürpererek "Yandık şimdi! Bu nasıl 'Kitap'mış (kaydedilmiş bilgi) ki, küçük - büyük demeden tüm düşünce ve yaptıklarımızı kaydetmiş!" dediklerini görürsün... Ne yapmışlarsa onu hazır bulmuşlardır! Rabbin kimseye zulmetmez. (A.Hulusi)

049 - Defter de konulmuştur, artık o mücrimleri görürsün bulundukları haileden helecanlar içinde titreşiyor ve diyorlardır: «Eyvah bize! bu defter de ne acayip ne küçük koymuş ne büyük hepsini zapt etmiş» ve bütün yaptıklarını hazır bulmuşlardır, Rabbin kimseye zulmetmez. (Elmalı)


Ve vudı'al Kitab sonunda tutulan kayıt önlerine konulur.

Sicilleri tutulmuştu ya. Nasıl bir sicilmiş? feteral mücrimiyne müşfikıyne mimma fiyhi ve yekulun bunun üzerine suçluların orada gördüklerinden dolayı dehşetle irkildiklerini ve şöyle dediklerini görürsün; Tabii sicilleri kayda geçmiştir. Yani tüm hayatları filme alınmıştır ve onu izlediklerinde dehşetle tir tir titremeye başlarlar ve derler ki; ya veyletena mali hazel Kitâbi lâ yuğadiru sağıyraten ve lâ kebiyreten illâ ahsaha vay gele başımıza..! Ya da Vay canına be..! Bu nasıl bir kayıtmış ki küçük büyük dememiş hepsini bir bir sayıp dökmüş.

ve vecedu ma amilu hadıra ve yapıp ettikleri her şeyi kayda alınmış olarak önlerinde bulurlar. ve lâ yazlimu Rabbüke ehadâ zira senin rabbin hiç kimseye haksızlık etmez.

Femen ya'mel miskale zerretin hayren yerah (Zilzal/7) hatırlayalım o ünlü ayetleri;

Ve men ya'mel miskale zerretin şerren yerah (8)

Kim zerre kadar bir hayır yaparsa onu mutlaka görecek. Yani o kayda alınacak anlamına, görecek. O atlanmayacak, mutlaka kayda geçecek. Ama sonuçta rabbimiz rahmeti ile bağışlayacak o ayrı bir şey. Kim de en ufak bir şer yapmışsa o da kayda geçecek.


50-) Ve iz kulna lil Melaiketiscüdu liAdeme fesecedu illâ ibliys* kâne minel Cinni fefeseka an emri rabbih* efetettehızunehu ve züriyyetehu evliyâe min dunİY ve hüm leküm adüvv* bi'se liz zâlimiyne bedela;

Hani biz meleklere "Secde edin Âdem'e" dedik de İblis hariç hepsi hemen secde ettiler! İblis CİNN (türün)dendi; (bu nedenle) Rabbinin hükmüne (hakikat ilmi yoktu {Cin türünde hakikat ilmi ve kader sistemi bilgisi yoktur - RUH İNSAN CİN Kitabı. A.H.}) uymadı! O hâlde siz, beni bırakıp onu (iblis'i) ve neslini mi dostlar ediniyorsunuz? Hâlbuki onlar sizin düşmanınızdır! Zâlimler için ne kötü bir dost seçimi oldu! (A.Hulusi)

050 - Yine düşün o vakit ki Melâikeye Âdem için secde edin demiştik hemen secde ettiler, ancak İblis, Cinden idi de Rabbinin emrinden çıktı, ya şimdi siz beni bırakıp da onu ve zürriyetini kendinize evliyamı ittihaz ediyorsunuz onlar size öyle düşman iken? zalimler için ne fena bedel. (Elmalı)


Ve iz kulna lil Melaiketiscüdu liAdeme fesecedu illâ ibliys

Kur’an yepyeni bir kıssaya getirdi sözü ve yine aslında yukarıdan beri vermek istediği şeyi farklı bir boyutla bu kıssayla da devam ettiriyor.

Hani bir zamanlar meleklere, Adem’in önünde yere kapanın demiştik te, İblis hariç onların tümü yere kapanmıştı. Burada bir üsteki kıssayla ve ondan önceki meselle alakası açık. İnsanoğlunun nankörlüğü nereden kaynaklanıyor. İnsanoğlu nankörlük yapmakla aslında kimin izini takip ediyor. Kime öykünüyor ve özeniyor onu veriyor Kur’an burada.

kâne minel Cinni fefeseka an emri rabbih O görünmeyen varlıklardan biriydi. Sonunda rabbinin emrine karşı geldi.

Surenin diğer kıssa ve mesellerine uygun olarak yine eşyanın çift kutuplu tabiatına bir atıf var. İyi ve kötünün mahiyeti. Gecesiz gündüz, kışsız bahar, dikensiz gül nasıl yoksa bu dünya da kötüsüz bir iyide düşünülemez. Onun için gece gündüzün zıddı, kötü de iyinin zıddıdır ve her şey zıddıyla kaimdir. Bu yaratılmışlar aleminde. İşte bize hayatın bir gerçeği olan kötü ve iyinin tarifini, tanımını doğru yapmamız veriliyor, öğütleniyor burada.

efetettehızunehu ve züriyyetehu evliyâe min dunİY ve hüm leküm adüvvun. Şimdi onun size olan düşmanlığına rağmen beni bırakıp ta onu ve onun ürünü olanları can dostları mı edineceksiniz.

Şeytan Allah’ın değil insanın rakibidir. Değerli Kur’an dostları. Allah’ın kuludur o, ama asi bir kuludur unutmayın. Onun için şeytanı Allah’ın rakibi gibi algılayan bir düşünce İslam’da yok. Hatta yasak bir düşüncedir. Onun gücü yoktur, Kur’an bunu sık sık söyler.,,leyse leke aleyhim sultan. (İsra/65) Senin kullarım üzerinde bir gücün olmayacaktır.

Peki şeytan nasıl icra eder görevini? Çirkin işini? İnsandan aldığı güçle onu insana karşı kullanarak. Yani şeytana siz güç transfer edersiniz ve sizden transfer ettiğiniz gücü size karşı kullanır. İradenizden ne kadar zayıflatırsanız o da o kadar güçlenir. Olay budur. Yani iradenizden her düşüş, şeytana, onun gücüne bir ilavedir.

bi'se liz zâlimiyne bedela zalimler hatırına yapılan bu takas ne berbat bir takastır.

İfadeye dikkat buyurun lütfen. Zalimler hatırına takas yapıyorsunuz, kimle kimi? Allah’ın rızası ile şeytanın rızası. İçinizde, beden ülkenizin başkenti olan yürekte imanın iktidarını destekleyeceğiniz yerde şeytanın iktidarını destekliyorsunuz ve dolayısıyla başkentte ki iktidar şeytana geçince eliniz ayağınız, gözünüz kulağınız, diliniz dudağınız da onun emrine geçiyor.


Devam ediyor E sayfasına geçiniz.
94. videoyu toplu olarak http://kurantefsir.wordpress.com/2012/04/27/islamoglu-tef-ders-kehf-027-05994/ bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder