11 Nisan 2012 Çarşamba

İslamoğlu Tef. Ders. İSRA (061-067)(91-C)



B sayfasından devam


61-) Ve iz kulna lil Melaiketiscüdu liAdeme fesecedu illâ ibliys* kale eescüdü limen halakte tıyna;

Hani (yeryüzü) meleklerine (bedendeki Esmâ kuvvelerine): "Âdemî şuura boyun eğin" dedik de İblis hariç, doğal olarak boyun eğip gereğini uyguladılar (bu kuvveler kullanılmaya başlandı)... (İblis): "Balçık (su + toprak; maddeden oluşmuş beden {dabbe}) olarak yarattığına secde eder miyim?" dedi. (İblis'in insandaki varlığı, insandaki vehim kuvvesidir ki aklın {bilincin} hükmü altına girmeyen kuvvedir; "var"ı yok, "yok"u var kabul ettirir. A. Ciylî) (A.Hulusi)

061 - Yine unutma ki bir vakit Melâikeye Âdem için secde edin demiştik derhal secde ettiler, lâkin İblîs hiç dedi: ben bir çamur halinde yarattığın kimseye secde mi ederim? (Elmalı)


Ve iz kulna lil Melaiketiscüdu liAdeme fesecedu illâ ibliys Hani bir zamanlar meleklere; Adem’e secde edin demiştik te iblis dışında tümü secde etmişlerdi.

Dikkat buyurunuz. Yeni bir konu dedim, yeni bir pasaj. Fakat öncesiyle alakasız değil. İnsanoğlunun Allah’a karşı nankörlüğünü dile getirdi. Allah’ın merhametinin bir eseri olan vahye, insanın sırt dönüşünün nedenleri üzerinde durdu Kur’an, şimdi döndü başta da söylediğim gibi insanın ebedi mazisi ve ebedi istikbali ile ilgili olarak insan neslinin ta başına götürdü bizi ve insanoğluna Allah’ın şefkat ve merhametinin, daha doğrusu Allah’ın insana bakışlının nasıl olduğunu bize vahiyle işte böyle bildiriyor.

kale eescüdü limen halakte tıyna o, yani iblis; Ne yani, şimdi çamurdan var ettiğin birine mi secde edeceğim ben diyerek;


62-) Kale eraeyteke hazelleziy kerramte aleyye, lein ahharteni ila yevmil kıyameti leahtenikenne zürriyyetehu illâ kaliyla;

"Benden şerefli kıldığın şu kimseye bak! Andolsun ki, eğer bana kıyamet sürecine kadar zaman verirsen onun neslini, pek azı hariç, mutlaka boyunduruğum altına alacağım" dedi (İblis). (A.Hulusi)

062 - Baksan a dedi: şu benim üzerime tekrim ettiğine, kasem ederim ki eğer beni Kıyamet gününe kadar tehir edersen ben onun zürriyetini pek azı müstesna olmak üzere mutlak kumandan altına alırım. (Elmalı)


Kale eraeyteke hazelleziy kerramte aleyye itirazını şöyle sürdürdü; bula bula şuncağızı mı buldun bana üstün tutacak? Küstahlığa bakın, Rabbimiz nereden örnek veriyor bakınız, çok ilginç. Yani diyor ki ne yani şimdi çamurdan var ettiğin birine mi secde edeceğim ben. Eğileceğim, onun üstünlüğünü tasdik edeceğim. Buradaki secde bu anlama gelir, saygı duyacağım.

İnsana Allah’ın biçtiği değere bir atıftır bu.İlerde gelecek 70. ayeti hatırlatayım hemen Ve lekad kerremna beniy Adem Kur’an da bu hakikati, bu kadar açık ve çıplak biçimde veren tek ayettir. Ve lekad kerremna beniy Adem biz Ademoğullarını, onurlu, üstün ve ikram edilmiş kıldık. İşte ona da bir atıf. Allah’ın biçtiği değere bir atıf bu. İnsanın bu değeri bilmemesini rabbimiz işte böyle eleştiriyor. İnsanoğlu, ben sana ne değer verdim, sen kendine ne değer verdin. Neden bu pasaja giriliyor sorusunun cevabı da burada saklı.

Neden böyle bir konuya hemen giriverdi? İnsanın yaratılışına girdi? Çünkü ey insan şeytanlaşma. Unutma şeytan bir zamanlar senin konumundaydı. Ama Allah ile ayaklaşınca, teslimiyetini kaybedince, daha doğrusu kibrinden dolayı tard edildi, küstahlaştı. Sen de şeytanlaşma, dikkat et. Şeytanın akıbetine uğramamak istiyorsan şeytanlaşma. Çünkü şeytan Allah ile senin yüzünden takıştı. Senin yüzünden şeytanlaştı. Şimdi kalkıp sen ona kul olmaya çalışıyorsun Allah’a değil de. İşte burada ima edilen hakikatler bu.

Bakara suresinin 30-34. ayetlerinde bu olay daha ayrıntılı olarak anlatılmıştı. Yine A’raf suresinin 11-18. ayetlerinde, Yine Hicr suresinin 26 ve 41. ayetleri arasında bu olay farklı boyutlarıyla, farklı vurgularıyla dile getirilmişti. Burada da daha farklı vurgusuyla dile getiriliyor, o vurgu; Ey insan Allah’ın gözünde değerlisin sen, değerini beş paralık etme vurgusudur bu.

lein ahharteni ila yevmil kıyameti leahtenikenne zürriyyetehu illâ kaliyla eğer bana kıyamet gününe kadar izin verecek olursan çok azı dışında onun soyunu elbet kendime boyun eğdirecek, onun soyunun kafasına zincir takacak, ağzına gem vuracak ve ipini elime alacağım.

Yok bunlar tefsir değil. Bunlar; leahtenikenne sözcüğünün tam karşılığı. Hanek, alt çene demektir. Ihteneke hayvanın, atın çenesine gem geçirdi, ip taktı anlamına gelir. Yani ben onun soyuna ip takacağım, gem geçireceğim ağzına, yani atım yapacağım onları, binek yapacağım, sırtına bineceğim, iplerinin ucunu elime alacağım diyor. Evet, eğer bana izin verirsen. Onun için ipinin ucunu şeytana verme uyarısıdır bu. Allah’a kul olmaktan kaçan insanın şeytana köle oluşuna bir atıftır.

Ey insan Allah’a kul olmamak için bin bir dereden su getiriyorsun, fakat ipinin ucunu şeytanın eline veriyorsun. Bu uyarı. Yani kul olmuyorsun ama şeytana merkep oluyorsun. Kendi iç güdülerine tutsak oluyorsun. Seni kendi günahınla vuruyor şeytan. Şimdi seninki si nasıl iştir dercesine insanı uyarıyor bu ayet.


63-) Kalezheb femen tebiake minhüm feinne cehenneme cezaüküm cezaen mevfura;

(Allâh) buyurdu: "Git! Onlardan kim sana tâbi oldu ise, muhakkak ki cehennem sizin yaptığınızın sonucudur! Tam karşılık!" (Vehmine tâbi olarak kendini yalnızca beden sanıp şuurunu = hakikatini inkâr eden, bedenselliğin cehennemini yaşar.) (A.Hulusi)

063 - Allah buyurdu ki: defol haydi onlardan her kim sana tabi' olursa haberiniz olsun ki Cehennem de sizin cezanızdır, mükemmel bir ceza. (Elmalı)


Kalezheb femen tebiake minhüm Allah buyurdu ki; defol, git onlardan sana uyanlarla birlikte feinne cehenneme cezaüküm cezaen mevfura unutma ki tümünüzü bekleyen bir ceza olarak cehennem, yaptıklarınızın mükemmel bir karşılığı olacaktır.


64-) Vestefziz menisteta'te minhüm Bi savtike ve eclib aleyhim Bi haylike ve recilike ve şarikhüm fiyl emvali vel evladi ve ıdhüm* ve ma yaıdühümüşşeytanu illâ ğurura;

"Onlardan gücün yettiğini seslenişinle (vesveseyle) yerinden oynat; atlıların ve yayalarınla onların üzerine çullan; mallarda ve evlatlarda onlara ortak ol ve onlara vaatte bulun! (Ne var ki) şeytan onlara aldanıştan başka bir şey vaat etmez!" (A.Hulusi)

064 - Hem onlardan gücün yettiğini sesinle oynat, süvarilerin ve piyadelerinle üzerlerine bas gürültüyü, ve mallarına evlatlarına ortak ol ve onlarla vaatler yap, fakat Şeytan onlara bir aldanıştan başka ne vaat eder? (Elmalı)


Vestefziz menisteta'te minhüm Bi savtik ve onlardan gücünün yettiklerini sesinle yoldan çıkar. ve eclib aleyhim Bi haylike ve recilik atlarını ve adamlarını sal üzerlerine. Ya da, buradaki Vav’ı beyaniye vav’ı olarak alacak olursak, atlarını, yani adamlarını sal üzerlerine. Hani biraz önce leahtenikenne demişti yani çenelerine gem geçireceğim ağızlarına, kafalarına ipimi takacağım demişti ya. Atlarını, yani adamlarını, senin adamın, senin atın haline gelmiş. Gem geçirdiğin, yularını eline aldığın adamlarını sal üzerlerine.

ve şarikhüm fiyl emvali vel evladi ve ıdhüm servet ve evlat edinirken onlara ortak ol, bir de kalk onlara yapmayacağın vaatlerde bulun. Evet, buradaki sevet ve evlada ortak olmadan kasıt haram kazanç ve zinaya atıf. Ama şunu hiç unutmayalım ki, ebeveynin günahından dolayı evlat, zina mahsulü de olsa hiçbir biçimde İslam’da sorumlu tutulmaz.

ve ma yaıdühümüşşeytanu illâ ğurura nasıl olsa şeytanın vaadi aldatmadan başka bir şey ifade etmez.


65-) İnne ıbadİY leyse leke aleyhim sultan* ve kefa Bi Rabbike Vekiyla;

"Muhakkak ki Benim kullarım (Hakikatlerine = şuur varlık olduklarına iman etmiş olanlar) üzerinde senin bir sultan (zorlayıcı gücün) yoktur! Rabbin Vekiyl olarak kâfidir." (A.Hulusi)

065 - Doğrusu o benim kullarım yok mu! Senin onlar üzerine hiç bir saltanatın yoktur, vekîl ise rabbin yeter. (Elmalı)


İnne ıbadİY leyse leke aleyhim sultan ama unutma ki gerçek kullarım üzerinde senin etkin bir gücün olmayacaktır. Sultan, sahibinin otorite olduğunu gösteren yetki ya da belge anlamına gelir. İbn. Farisi’nin Dakâyık-ı lüga sın da. Böyle tanımlanıyor.

Şeytanın gücü yoktur insanın üzerinde. Kur’an bunu defaatle dile getirir. Peki ya şeytan gücünü nereden alır? Şeytan gücünü sizden alır. Şeytana güç transfer edersiniz, sizin verdiğiniz gücü size karşı kullanır. Onun için burada, ki İbrahim suresi/22. ayetinde, Hicr/42. ayetinde şeytanın insan üzerinde hiçbir gücü olmadığı tekrar tekrar vurgulanır. Dediğim gibi şeytan gücünü sizden alır ve size karşı kullanır.

ve kefa Bi Rabbike Vekiyla zira senin rabbin kullarına koruyucu otorite olarak yeterlidir. Yani bu manada şeytandan Allah’a sığınman yeter. Allah’ı vekiyl edinmen yeterlidir. Onun için başka bir şeye gerek yok. Euzü Billahi mineş şeytanir racim deme sadece, bunu yaşa, bunu yap.

Kul e'ûzü BiRabbil felak.(Felak/1) De emri de var,

festeız billâh..(Fussilet/36) Allah’a sığın emri var. Yani hem söyle, hem de yap. Yapmayıp sadece söyleme.


66-) Rabbükümülleziy yüzciy lekümül fülke fiylbahri litebteğu min fadliHİ, inneHU kâne Bi küm Rahıyma;

Rabbiniz ki, lütfunu arayasınız diye gemileri (bedenlerinizi) sizin için deniz (ilim) içinde yüzdürüyor! Muhakkak ki O, sizden Rahıym'dir (El Esmâ mânâlarının özelliklerini açığa çıkaran)! (A.Hulusi)

066 - Rabbiniz o kadirdir ki fadlından nasip arayasınız diye sizin için denizde gemiler sevk ediyor, hakikaten o size rahîm bulunuyor. (Elmalı)


Rabbükümülleziy yüzciy lekümül fülke fiylbahri litebteğu min fadliH Rabbiniz O’dur ki Lütfû kereminden payınızı arayasınız diye sizin için denizde gemileri yüzdürdü.

Yeni bir pasaja daha girdi Kur’an. Biraz önce insana olan bakışını vermişti rabbimizin Kur’an. Yani Allah indinde insanın ne kadar değerli olduğunu, fakat insanın kendi değerini beş paralık ettiğini söylemişti. Şimdi insanın ne kadar değerli olduğunu rabbimiz, etrafındaki tabiatı insanın emrine amade kılışını örnek göstererek aktarıyor.

inneHU kâne Bi küm Rahıyma  yine bitimsiz bir merhametle sizi kollayan da O’dur. İşte bütün bunlar Allah’ın size şefkat ve merhametinin bir eseridir demeye getiriyor.


67-) Ve izâ messekümuddurru fiylbahri dalle men ted'une illâ iyyaHU, felemma neccaküm ilel berri a'radtüm* ve kânel insanu kefura;

Denizde size sıkıntı dokunduğunda, O'ndan gayrı çağırdıklarınız kayboldu... Sizi kurtarıp karaya çıkardığında ise yüz çevirdiniz... İnsan çok nankördür! (A.Hulusi)

067 - Denizde size bir tazyik elverdiği vakit ondan başka yalvardıklarınız gaib olur, derken o sizi kurtarıp karaya çıkarınca da yüzü çeviriverirsiniz. İnsan da çok nankör bulunuyor. (Elmalı)


Ve izâ messekümuddurru fiylbahri dalle men ted'une illâ iyyaH İmdi, siz denizde bir tehlike ile karşılaştığınızda O’ndan başka yalvarıp yakardığınız kimseler sizi yüz üstü bırakırken felemma neccaküm ilel berri a'radtüm fakat O sizi kurtarıp karaya çıkardığı zaman bu kez de siz yüz çevirirsiniz. Yani ey insan nasıl nankörlük yapabiliyorsun bak. Olağan üstü zamanlarda içinin sesini dinleyip rabbine yönelirken, başından bela savuşuverince onu böyle çabuk unutuyor ve nankörlük ediyorsun diye soruyor adeta Kur’an. ve kânel insanu kefura zira insanoğlu kat kat nankördür. Çok nankör.

Kefur; sadece kafir değil, kefur bir abartı veznidir, mübalağa veznidir. Çok nankör. Neden?Çünkü Allah ona kat kat ikram etti. Allah’a yapılan nankörlük kat kat nankörlüktür. İşte Ve lekad kerremna beniy Adem (70) da ki kerremna’nın karşıtı kefur’dur, onun için öyle.

İnsanın iç çelişkilerine bir atıf yapıyor bu ayet. Onu en iyi tanıyandan öğrenin demek istiyor. O’nun perspektifinden bakınca insan nasıl görünüyor. Allah’ın gör dediği yerden bakmak. Ve yine unutmayalım, Allah insanı en iyi tanıyan, insanın ustasıdır. Prospektüsünü O yazar, yani kullanım kılavuzunu O yazar. Çünkü O, yarattığını çok iyi bilir.

Elâ ya'lemu men halâk.. (Mülk/14) Allah yarattığını bilmez mi?

Onun içindir ki işte prospektüs, işte kullanım kılavuzu. Yer yüzünde hayatın inşası için yaratılan insanın da inşasını Allah yapar ve vahiyle inşa eder, nasıl inşa ettiğini işte bu ayetler gösteriyor.


Devam ediyor D sayfasına geçiniz.
91. videoyu toplu olarak http://kurantefsir.wordpress.com/2012/04/06/islamoglu-tef-ders-isra-053-08291/  bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder