9 Mayıs 2013 Perşembe

İslamoğlu Tef. Ders. MÜ’MİN (10 - 14) (147-D)



C sayfasından devam

10-) İnnelleziyne keferu yünadevne lemaktullahi ekberu min maktiküm enfüseküm iz tüd'avne ilel iymani fetekfürun;

Muhakkak ki hakikat bilgisini inkâr edenlere: "Allâh'ın şiddetli öfkesi, sizin kendinize kızgınlığınızdan daha büyüktür... Hani siz imana çağrılıyordunuz da, inkâr ile reddediyordunuz!" diye nida olunur. (A. Hulusi)

10 - O küfredenlere muhakkak şöyle bağırılacaktır: elbette Allahın buğzu sizin nefislerinize buğzunuzdan daha büyük, zira siz imana davet olunuyordunuz da küfrediyordunuz. (Elmalı)


İnnelleziyne keferu yünadevne lemaktullahi ekberu min maktiküm enfüseküm iz tüd'avne ilel iymani fetekfürun elbet küfürde ısrar edenlere o gün şöyle nida edilecektir; İman etmeye çağrıldığınız halde inkar etmeyi sürdürdüğünüz zaman, Allah’ın size olan sitemi ve kahrı, sizin şu an kendi kendinize ettiğiniz sitemden daha büyüktür.

Ne ilginç bir ifade, İman etmeye çağrıldığınız zaman ısrarla bunu inkar ettiğinizde Allah’ın size olan sitemi ve kahrı, ey cehennemi boylayanlar sizin şu anda cehenneme girer ayak kendi kendinize yaptığınız sitemden daha büyüktür. lev ennehüm kânu yehtedun. (Kasas/64) İşte bu, ben bu ayeti okuduğumda iliklerime kadar titremiştim. Ne olurdu sanki doğru yolu bulmuş olsalardı. Rabbimiz diyor. Ne olurdu sanki hidayete ermiş olsalardı. Ne olurdu sanki şimdi burada yanmasalardı. Evet, Allah’ın kuluna olan şefkati, annenin evladına olan şefkatinden sınırsızca daha büyüktür diyen efendimiz bunu kastediyordu. Ne olurdu sanki..!

Akıl verdi. Akıl verdim ya neyine yetmiyor demedi. İrade verdi. İrade verdim ya neyine yetmiyor demedi. İbret alacak göz verdi, kulak verdi, neyine yetmiyor demedi, onunla da yetinmedi. Peygamber gönderdi. Bir tane göndermedi. Bir tane gönderdim hepinize yeter demedi, binlerce gönderdi. Onunla da yetinmedi kitap gönderdi. Bir tane göndermedi, defaatle gönderdi. Daha ne yapsın Allah. Onun için işte lev ennehüm kânu yehtedun ne olurdu sanki hidayete ermiş olsalardı, ne olurdu.

Üç sebeple sitem edecekler kendi kendilerine;

1 - Arkalarına düştüklerinin hiçbir yararı olmayacağını görecekler. Olmadığını.

Ve yevme ye'adduzzâlimü alâ yedeyhi yekulü ya leytenit tehaztü maar Rasûli sebiyla. (Furkan/27) O gün arkasın düştüğü adam kendisini dahi kurtaramadığını görünce, yani beni kurtaracak diye bakıyor, adam kendini kurtaramamış. Bu aldanmışlığın verdiği hırsla diyor kahırla, elinin kemiğine dişlerini geçirecek diyor. Ayet aynen böyle. ye'adduzzâlimü alâ yedeyhi yekulü ya leytenit tehaztü maar Rasûli sebiyla. Ve diyecek ki keşke nolaydım Resulün yolunu yol edineydim. Ya veyleta leyteniy lem ettehız fülanen haliyla. (Furkan28) falanca adamı kendime yar ve yardımcı dost edinmeseydim. Nolaydı böyle yapsaydım, keşke böyle yapsaydım diyecek ama, hiçbir işe yaramayacak çünkü yararsız.

2 – Şeytan gerçeği söyleyince sitem edecek kendi kendisine. Ne diyecek Fela telumuniy ve lumû enfüseküm. (İbrahim/22) beni kınamayın, kendinizi kınayın. Ben çağırdım siz geldiniz. Oysa çağıranın kim olduğunu ve kötüye çağırdığını bilmeniz gerekiyordu. Ama kalktınız şimdi beni kınıyorsunuz.

3 – Dünyada beğenmediklerine karşı rezil oldukları için kendilerini kınayacaklar, sitem edecekler. Yani dünyada beğenmediklerine bakacaklar, ahiretin gözdesi olmuşlar. Yani; Bari şunlara karşı rezil olmasaydık diye sitem edecekler.


11-) Kalu Rabbena emettenesneteyni ve ahyeytenesneteyni fa'terefna Bi zünubina fehel ila hurucin min sebiyl;

Dediler ki: "Rabbimiz, bizi iki kere öldürdün (bedenden ayrılma ile yaşanan ve mahşerde benliksizlik yaşamı {ferd olarak gelirler âyetindeki olay}) ve iki kere(sinde) de dirilttin (yeni bir benlikle bâ's ettin) de kendimizdeki eksiklikleri itiraf ettik! (Bu durumdan) bir çıkış yolu var mı?" (A. Hulusi)

11 - Diyecekler ki ya rab! Bizi iki öldürdün iki de dirilttin şimdi günahlarımızı anladık fakat var mı çıkmaya bir yol? (Elmalı)


Kalu Rabbena emettenesneteyni ve ahyeytenesneteyn şöyle karşılık verecekler; Rabbimiz sen bizi iki kez öldürdün, iki kez de diriltin. İsneteyn; iki kez manasına gelir harfiyen ama, tekzip içinse tekrar tekrar manasına gelir. Önce bedeni ölüm, ahirette ise manevi, ruhani ölüm.

Ölümden bin beter ölüm; Lâ ted'ul yevme süburen vahıden ved'u süburen kesiyra. (Furkan/14) o gün, (cehennemlikler için söyleniyor) bir tek ölümü çağırmayın, sübur, mevt ten farklı. Mevt; dünya değiştirmektir. Bir başka hayata geçmek. Sübur ise yok olmaktır. Böyle bir şey yok. Bugün bir yok oluşu çağırmayın, size bir tek yok oluş yetmez, ölümleri çağırın. Sizin imdadınıza ancak bir çok ölüm gelebilir, ki o da yok. Yani yok olmayacaksınız, yok olmak isteyeceksiniz. İşte bunu ifade ediyor.

Ki burada da aslında ahirette ki bu manzara bir kere ölüm değil, bin kere ölüm gibi gelecek. Bin ölüm acısıyla. Onun içinde isneteyn, tekrar tekrar, yani bizi ölümden bin beter öldürdün diyecekler.

fa'terefna Bi zünubina fehel ila hurucin min sebiyl işte şimdi günahlarımızı itiraf ettik. Şimdi bizim için çıkış yolu yok mudur.


12-) Zâliküm Bi ennehu izâ du'ıyAllâhu VahdeHU kefertüm* ve in yüşrek Bihi tu'minu* felhükmü Lillâhil 'Aliyyil Kebiyr;

İçinde bulunduğunuz hâlin sebebi şudur: Allâh, TEK'liğine davet ettiğinde (vehmettiğiniz - varsandığınız benliğinizden arınmayı teklif ettiğinde), küfür (inkâr) ettiniz! Eğer (teklif edilen) O'na şirk anlayışı olsa, iman ederdiniz... Hüküm, Alîy, Kebiyr olan (açığa çıkan kuvvelerinin hükmediciliğini reddedemeyeceğiniz) Allâh'ındır! (A. Hulusi)

12 - İşte bu size şu yüzdendir ki bir olarak Allaha çağırıldığında küfrettiniz ona şirk koşulunca ise iman ediyordunuz, işte hüküm o ulu, o büyük Allahın. (Elmalı)


Zâliküm Bi ennehu izâ du'ıyAllâhu VahdeHU kefertüm* ve in yüşrek Bihi tu'minun durum işte böylesine vahimdir. Çünkü ne zaman tek Allah’a çağrılmışsa siz inkarı tercih ettiniz O’na ortak koşulduğunda ise inanıverdiniz. İnkara çağrıldığında hemen buna inandınız imana çağrıldığınızda inanmadınız inkarı tercih ettiniz. Bilincin baş aşağı dönme hali. Batıla iman, hakka inkar. Bilinç amuda kalkarsa, baş aşağı dönerse hep ters davranmaya başlar. Allah’a sırt döner nefse önünü döner. Ahirete sırtını döner, dünyaya yüzünü döner. Ayağıyla düşünüp başı ile yürümeye başlar. Ters dönme halidir bilincin.

felhükmü Lillâhil 'Aliyyil Kebiyr sonuçta hüküm yüceler yücesi mutlak büyük olan Allah’ındır. Ahirette hüküm Allah’ın.Buhari de; Said El Hudri’den bir hadis nakledilir. Hz. Nebi A.S.; kalbinde hardal tanesi kadar iman olan en sonunda Allah affeder, affeder, affeder günahkar mü’minleri. Öyle bir noktaya gelir ki kalbinde hardal tanesi kadar imanı olanlara sıra gelir. Yani iman kırıntısı olanlara. Onları hayat ırmağının kenarına atar, mantar suyu gibi adeta. Mantar suyu gibi hayat ırmağının kenarına serper, onun kenarında yeniden yeşillenir ve dirilirler. Böyle Buhari de bir hadis nakledilir iman kitabında. Ben de onu burada nakletmiş olayım.


13-) "HU"velleziy yüriyküm âyâtiHİ ve yünezzilü leküm mines Semai rizka* ve ma yetezekkeru illâ men yüniyb;

"HÛ" ki, işaretlerini size gösteriyor ve semâdan (bilincinize) sizin için bir rızık (hakikatine dair ilim) indiriyor... (Bunun ne demek olduğunu hakikatine) yönelenden başkası hatırlayıp üzerinde derin düşünemez! (A. Hulusi)

13 - Odur ki size âyetlerini gösteriyor ve sizin için Semâdan bir rızık indiriyor, fakat ancak gönül veren anlar. (Elmalı)


"HU"velleziy yüriyküm âyâtiHİ ve yünezzilü leküm mines Semai rizka Yeni bir pasaja girdik; O’dur size varlık delillerini gösteren ve size semadan rızık indiren.

Varlık dünyası ayetler mucizelerle doludur, bu ayet bunu söylüyor dostlar. Onların mucize oluşunu unutmamızın tek nedeni vardır, sık sık karşılaşmanız. Aslında yaşadığımız hayatın her alanında sınırsız mucize var, bizde de olduğu gibi. Biz insanoğlunun kendi içinde de bir yığın mucize var. Onların mucize oluşunu unutmamızın tek nedeni var sık sık görüyor olmamız. Ender görseydik mucize olduğunu unutmayacaktık. Sık gerçekleşiyor olması mucize olduğunu unutmamıza neden oluyor.

ve ma yetezekkeru illâ men yüniyb istikametini O’na yöneltenlerden başkası bundan ders almaz. Allah’ın gör dediği yerden bakanlar ancak bunu görür diyor. Ama Allah’ın gör dediği yerden bakmayanlar bunu göremezler.


14-) Fed'ullahe muhlisıyne lehüd diyne ve lev kerihel kâfirun;

Öyle ise hakikat bilgisini inkâr edenler kerih görse de, Din'i O'na has kılarak Allâh'a yönel! (A. Hulusi)

14 - O halde siz, dini Allah için halis kılarak hep ona çağırın isterse kâfirler hoşlanmasınlar. (Elmalı)


Fed'ullahe muhlisıyne lehüd diyne ve lev kerihel kâfirun hakkı inkar edenleri ne denli kızdırsa da siz dini yalnızca O’na has kılarak saf ve samimi bir iman ile sadece Allah’a yalvarın.

Devam ediyor E sayfasına geçiniz.
147. videoyu toplu olarak BURADA bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder