29 Ağustos 2011 Pazartesi

İslamoğlu Tef. Ders. Araf (139-145)(55-D)

C sayfasından devam
139-) İnne haülai mütebberun mahüm fiyhi ve batılün ma kânu ya'melun;

"Muhakkak ki onların inanç ve uygulamaları helâkı oluşturur! Yapmakta oldukları da boştur." (A.Hulusi)

139 -  Çünkü o gördüklerinizin, içinde bulundukları din helâke mahkûmdur, ve bütün yaptıkları batıldır. (Elmalı)


İnne haülai şunlara gelince, şu imrendiğiniz putperest topluma gelince; mütebberun mahüm fiyhi ve batılün ma kânu ya'melun; yaşam tarzları onları yok oluşa sürükleyecektir. Zira onların yaptıkları, saçmalıktan başka bir şey değildir.

Gerçekten de anlamsız, boş bir şeydi. Onun için mahüm fiyhi burada yaşam tarzı biçiminde çevirdim; ..alâ ma entüm aleyhi.. (Ali İmran/179) gibi tıpkı buda. Bu gibi kalıplar Arap dilinde hemen hemen üzerinde bulunduğumuz şey, yaşanılan şey, yaşanılan gerçek anlamlarına gelir ki, işte tam da yaşam tarzı, hayat tarzı demektir.


140-) Kale eğayrAllâhi ebğıyküm ilâhen ve HUve faddaleküm alel alemiyn;

"O sizi âlemlere (insanlara) üstün kılmışken (hilâfet hakikatini bildirmesi nedeniyle), sizin için Allâh'tan gayrı bir ilâh mı düşüneyim" dedi. (A.Hulusi)

140 - Hiç, dedi, Ben size Allah dan başka bir ilâh mı isterim? O, sizi âlemlerin üstüne geçirdi. (Elmalı)


Kale eğayrAllâhi ebğıyküm ilâhen ve ekledi, kim, Hz. Musa tabii ki. Size Allah’tan başka bir tanrı mı arayayım şimdi, ve HUve faddaleküm alel alemiyn; Üstelik o bütün insanlar arasından vahyi taşıma onurunu size bahşetmişken.


141-) Ve iz enceynaküm min ali fir'avne yesumuneküm suel azâb* yükattilune ebnaeküm ve yestahyune nisaeküm* ve fiy zâliküm belaün min Rabbiküm azıym;

Hani (şunu da hatırlayın) sizi Firavun hanedanından kurtarmıştık... (Hani onlar) azabın en kötüsünü size tattırıyorlardı; erkek çocuklarınızı öldürüyorlar, kadınlarınızı diri bırakıyorlardı... İşte bunda sizin için, Rabbiniz tarafından büyük deneme vardı. (A.Hulusi)

141 - Hem düşünseniz, a sizi Ali Firavundan kurtardığımız hengâmı, size azabın kötüsünü peyliyorlardı, oğullarınızı boyuna katlediyorlar, kadınlarınızı diri tutuyorlardı, bunda size rabbiniz tarafından azîm bir imtihan var. (Elmalı)


Ve iz enceynaküm min ali fir'avne yesumuneküm suel azâb Dahası, hatırlayın ki size en berbat acıları yaşatan Firavun toplumunun elinden kurtarmıştık sizi. Yani Musa o kadar dedi ama ben dahasını hatırlatayım, diyerek sözü birinci ağızdan, yani rabbimizden naklen verilen bu söz, ben dahasını hatırlatayım diyor rabbimiz.

Size en iğrenç acıları yaşatan firavun toplumun elinden kurtarmıştık. yükattilune ebnaeküm ve yestahyune nisaeküm onlar oğullarınızı öldürtüp evlat acısı çektirmek için kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. ve fiy zâliküm belaün min Rabbiküm azıym; İşte bu rabbiniz tarafından tabi tutulduğunuz büyük bir sınavdı.


142-) Ve va'adna Musa selasiyne leyleten, ve etmemnaha Bi aşrin fetemme miykatü Rabbihi erbe'ıyne leyleten ve kale Musa liehıyhi Harunahlüfniy fiy kavmiy ve aslıh ve lâ tettebı' sebiylel müfsidiyn;

Musa'ya otuz geceyi vadettik... Sonra ona on ekledik; böylece Rabbinin tayin ettiği süreç kırk geceye tamamlandı... Musa, kardeşi Harun'a: "Kavmim içinde benim yerime geç, ıslah et ve fesat çıkarmak isteyenlere uyma!" dedi. (A.Hulusi)

142 - Bir de Musâ’ya otuz geceye vaat verdik ve anı bir on ile tamamladık, bu sûretle rabbinin mîkatı tam kırk gece oldu ve Musâ kardeşi Harun’a şöyle dedi: kavmim içinde bana halef ol, ıslâha çalış da müfsitler yoluna gitme. (Elmalı)


Ve va'adna Bir başka enstantane sergileniyor aynı İsrail oğullarının Yahudileşme serüveninden ve devam ediyor ayetler;

Ve va'adna Musa selasiyne leyleten, ve etmemnaha Bi aşrin Ve Musa’ya 30 gecelik bir süre tayin ettik ve buna 10 gece daha ekledik.

Bu neden 30 ve 10 biçiminde geliyor, şöyle izah edebiliriz sahih rivayetlere göre ve İbn. Abbas’ın da görüşü bu. Tercüman ül Kur’an olan İbn. Abbas’ın; İlk 30 gün Resulallah’ın “hıra” sına bedel olan bir yürek hazırlığı. Vahyin iniş üssü olan kalp hazırlanıyor vahyin inişine. Son 1o gün ise 10 emir talim ettiriliyor. Musa A.S. a gelen on emir. Bunu sahih rivayetler bize böyle açıklıyorlar.

fetemme miykatü Rabbihi erbe'ıyne leyleten böylece rabbinin tayin ettiği süre 40 geceye tamamlanmış oldu. Aslında Miykad, hem ismi zaman, hem ismi mekan, hatta hem de mimli mastar formu olduğu için rabbinin tayin ettiği süre, rabbinin tayin ettiği yer. Gibi anlamlara da gelir.

 ve kale Musa liehıyhi Harun ve Musa kardeşi Harun’a dedi ki;

ahlüfniy fiy kavmiy ve aslıh ve lâ tettebı' sebiylel müfsidiyn; Halkımın arasındaki görevimi sen üstlen, düzeni sağla, sakın bozguncuların yoluna sapma.


143-) Ve lemma cae Musa limiykatina ve kellemehu Rabbuhu, kale Rabbi eriniy enzur ileyKE, kale len teraniy ve lakininzur ilelcebeli feinistekarre mekanehu fesevfe teraniy* felemma tecella Rabbuhu lilcebeli ce'alehu dekken ve harra Musa sa'ıka* felemma efaka kale subhaneKE tübtü ileyKE ve ene evvelül mu'miniyn;

Musa, takdir ettiğimiz süreç tamamlandığında; Rabbi de Ona seslenince, (şöyle) dedi: "Rabbim, göster kendini, bakayım sana!"... (Rabbi) buyurdu: "Beni, asla göremezsin!.. Fakat dağa (benlik dağı) nazar et... Şayet (tecelli ettiğimde) dağ hâlâ durursa, beni görebilirsin!"... Rabbi dağa (benliğine) tecelli edince, onu yok etti... Musa da baygın (benliğini yitirmiş olarak) düştü! Kendine döndüğünde: "Subhansın sen (seni tenzih ederim)! Sana tövbe ettim... Ben iman edenlerin ilkiyim" dedi. (A.Hulusi)

143 -  Vaktâki Musâ mikatımıza geldi, ve rabbi onu kelâmıyla taltif buyurdu, ya rab! dedi: göster bana bakayım sana, buyurdu ki: beni katiyen göremezsin ve lâkin dağa bak eğer yerinde durursa demek beni göreceksin, derken rabbi dağa bir tecelli buyurunca onu un ufrâ ediverdi, Musâ da baygın düştü, sonra vaktâki ayıldı sübhansın, dedi: sana tevbe ile döndüm ve ben müminlerin evveliyim. (Elmalı)


Ve lemma cae Musa limiykatina ve kellemehu Rabbuh ve Musa tayin ettiğimiz vakitte, ki yukarıda Miykad’ı açıklamıştık, tayin, tespit ettiğimiz yere gelince Rabbi de onunla konuştu. Kale Dedi ki Musa;..

Tarihin ender rastladığı bir hadise gerçekleşiyor. Bu an, zamanın donduğu an adeta.Musa peygamberi, tüm peygamberler içerisinde bir özelliği ile öne çıkaran; Kelimullah, Allah’la konuşan peygamber olma özelliğiyle öne çıkaran, zamanın donduğu muhteşem bir an. İnsanın tüylerini diken diken eden bir an.  

Kale Musa dediki; Rabbi eriniy enzur ileyK Rabbim göster bana zatını, göreyim seni.

Kale Allah cevap verdi; len teraniy ve lakininzur ilelcebeli feinistekarre mekanehu fesevfe teraniy asla, asla göremezsin beni dedi Allah. Fakat şu dağa bak, eğer yerinde kalırsa Bu dağ,..

Hz. Musa ile Alemlerin evrenin yaratıcısı arasında geçen bu diyalog Kur’an a o kadar canlı biçimde alınmış ki, zamanı adeta dinlerken de donduruyor. Adeta insanı çamaşır gibi sıkıyor.

Burada bir imkansızlık ifade ediliyor. Hacc suresinin 73. ayetinde;

..len yahluku zübâben ve levictemu leh.. (Hacc/73)

Diyor ya, aynı, len edatı kullanılarak. len teraniy, Len yahlıku,Yani isterse hepsi bir araya gelseler bir tek sineği dahi yaratamazlar. Bu hiçbir zaman yaratamayacaklar anlamına geliyor zaten. Burada bir imkansızlığı, bu gözlerle Allah’ı görmenin imkansızlığı dile getiriliyor.

felemma tecella Rabbuhu lilcebeli ce'alehu dekken ve harra Musa sa'ıka Kelimelere bakın, hiç Arapça bilmeseniz yine yeter. Ne olduğunu ruhunuz anlar Arapça bilmenize gerek yok. İsterseniz bir kez daha okuyayım:

felemma tecella Rabbuhu lilcebeli ce'alehu dekken ve harra Musa sa'ıka kelimelerin fonetiği sesi bile ne olduğunu gösteriyor. Ve rabbi daha tecelli eder etmez onu toza dumana çevirdi. Param parça etti. Dekka..!

Musa ise baygın yere düştü. felemma efaka kale subhaneK kendine geldiği zaman dedi ki, şanın ne yücedir senin rabbim..! tübtü ileyKE ve ene evvelül mu'miniyn; Pişmanlık duyarak sana yöneldim ve ben inananların ilkiyim. Herhalde burada inananların ilki olmaktan kasıt, Allah’a onun varlıkla birliğine inanmak değil. Çünkü o inananların ilki değil. Burada inananların ilkinden kasıt,Senin görünmeyecek olduğuna bizzat şahit olanların ilkiyim. Çünkü ilkti gerçekten. Buna bizzat şahit olanların ilki o olmuştu.


144-) Kale ya Musa innistafeytüke alenNasi Bi risalatiy ve Bi kelamiy* fehuz ma ateytüke ve kün mineş şakiriyn;

Buyurdu ki: "Ey Musa! Muhakkak ki Ben seni, risâletlerim ve kelâmım ile insanlar üzerine seçtim... Al sana verdiğimi ve şükredenlerden (değerlendirenlerden) ol!" (A.Hulusi)

144 - Buyurdu ki: ya Musâ! Haberin olsun ben risaletlerimle ve kelâmımla seni o insanların üzerine intihab eyledim, şimdi şu sana verdiğimi al ve şükrünü bilenlerden ol. (Elmalı)


Kale ya Musa innistafeytüke alenNasi Bi risalatiy ve Bi kelamiy Allah buyurdu ki; Ey Musa, mesajların yolu ile ve hitabım sayesinde seni insanlar arasından seçip onurlandırdım.

fehuz ma ateytüke ve kün mineş şakiriyn; Öyleyse sana bahşettiklerime sımsıkı sarıl ve şükredenlerden ol.

Bu ayetten peygamberliğin o anda verildiği çıkarılmamalı. Çünkü daha önce Hz. Musa’ya ilahi emirlerin geldiği zaten söyleniyordu. Ama o anda adeta peygamberlik süreci içerisinde bambaşka bir aşamaya geçildiğini de görüyoruz bu ayetle.


145-) Ve ketebna lehu fiyl'elvahı min külli şey'in mev'izaten ve tafsıylen li külli şey'in, fehuzha Bi kuvvetin ve'mür kavmeke ye'huzû Bi ahseniha* seüriyküm darel fasikıyn;

Biz Musa için levhalarda, kaçınılması gereken şeyler hakkında öğüt ve yaşam için gerekli olan şeyleri detaylarıyla yazdık... "Bunları sıkıca tut ve kavmine, bunlara en güzel şekilde uyup muhafaza etmelerini emret... (Bu hükümlere uymayan) itaatten çıkmışların yurdunu göstereceğim size." (A.Hulusi)

145 - Ve onun için elvahta her şeyden yazdık, mev'ızaya ve ahkâmın tafsiline dair her şey'i. Haydi, dedik: bunları kuvvetle tut, kavmine de emret onları en gözeliyle tutsunlar, ileride size o fasıkların yurdunu göstereceğim. (Elmalı)


Ve ketebna lehu fiyl'elvahı min külli şey'in mev'izaten ve tafsıylen li külli şey'in ve levhalara onun için her şey hakkında öğüt, ve her konuda net anlaşılır açıklamalar yazdık. Fehuzha bu levhalar Ahdi kadim de geçen on emir ve belki de onların ayrıntıları.

Tevrat bu anlamda 10 emir ve ayrıntıları Hz. Musa’ya bir seferinde inmiştir kanaati, inancı, işte bu ayette anlatılan o on günlük vahyi iletme sürecinde verilmesinden dolayı söylenir. Ki mahiyetini Allah bilir tabii.

fehuzha Bi kuvvetin ve'mür kavmeke ye'huzû Bi ahseniha artık onlara sımsıkı sarıl, halkına da emret iyi niyetle, onlarda sıkıca sarılsınlar. Vahye tabii ki. seüriyküm darel fasikıyn; Daha durun, size yoldan çıkmışların dünyasını da göstereceğim dedi Allah.


Devam ediyor E sayfasına geçiniz.
55. videoyu toplu halde http://kurantefsir.wordpress.com/2011/08/18/islamoglu-tef-ders-araf-127-15155/ bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder