23 Temmuz 2013 Salı

İslamoğlu Tef. Ders. AHKAF (01 - 04) (158-B)



A sayfasından devam


Rahman, rahiym Allah adına. Yarab, herkes bir şey adına başlar, hayatı herkes bir şey adına okur, hayatı herkes bir şey adına yaşar. Kimsi refah adına yaşar, kimisi maddi rahatlık adına yaşar, kimisi makam adına yaşar, kimisi mevki adına yaşar, Kimisi sahte efendiler ve sahte tanrılar adına yaşar. Biz mü’minler hayatı senin adına yaşarız. Onun içinde hayatın prospektüsünü, hayatın kullanma kılavuzunu senin adınla okuruz, senin adınla başlarız. Her güzel işe senin adına başladığımız gibi, işlerin en güzeli olan vahyi okumaya da senin adınla başlıyoruz.


1-) Haa, Miiiym;

Ha, Miim. (A.Hulusi)

01 - Hâ mîm. (Elmalı)


Haa, Miiiym hurufu mukadda malumunuz, heca harfleri başında geldiği surelerin hemen tamamında vahye atıf işlevini taşır. Bu surede de vahye atıf işlevini açıkça görüyoruz hemen şu ayette.


2-) Tenziylül Kitabi minAllâhil 'Aziyzil Hakiym;

Aziyz Hakiym Allâh'tandır O Bilgi tenzîli (tafsile indirme)! (A.Hulusi)

02 - Bu kitabın ceste ceste indirilmesi azîz, hakîm Allah dan dır. (Elmalı)


Tenziylül Kitabi minAllâhil 'Aziyzil Hakiym bu ilahi kelamın indirilişi, yüceler yücesi. Ulular ulusu, büyükler büyüğü ve sonsuz hikmet sahibi Allah katındandır.

Aziyz ve Hakiym isimlerinin bir ayetin sonunda gelmesi tesadüfi değil elbet. Aziyz ismi geldiği zaman o ayette, ya da o ayetin öncesinde anlatılan olayın mahiyetine ilişkin bize bir duruş verir. Nedir bu? Yani eğer siz, ki burada anlatılan olay vahiy, kitabın indirilişi. Eğer siz önünüze indirilmiş olan bu gök sofrasından yemiyorsanız, yüreğinizi doyurmuyorsanız, ruhunuzu kandırmıyorsanız; bunda Allah’ın hiçbir zararı olmaz. Aziyz isminden biz bunu anlarız. Yani bundan zarar edecek olan Allah değil sizsiniz. Allah’ın hiçbir şeyi eksilmez.

Neden? O Aziyzdir. O hiçbir şeye muhtaç olmayan, O üstündür. Bizatihi üstündür. Yani El Aziyz. Kendiliğinden yücedir. Siz yücelttiğiniz için yüce değil, topunuz Allah’ı yüceltmeyelim diye ittifak etseniz, Allah’ın yüceliğinden zerrece bir şey eksilmez. Bu zımnen bu manayı içerir.

El Hakiym de bu açıklamanın arkasından biri eğer kalkar da; O zaman ya rabbi bu insanoğlunun neye yarattın. Yani senin yüceliğini takdir etmeyecek, bilmeyecek bu insanoğlunu, madem yaptıkları sana bir şey katmayacaktı, neden yarattın diye bir soru gelirse cevabı olsun El Hakiym. Hikmeti vardır. Hikmetsiz yaratmamıştır. Bu hikmette yine ey insan seninle ilgilidir. Yani kötüye bak, iyiyi tanı. Küfre bak imanı tanı, batıla bak hakkı tanı. Güzele bak çirkini tanı diye bu hikmet ve daha sayamayacağımız bir çok hikmete mebni olarak yaratmıştır.


3-) Ma halaknes Semavati vel Arda ve ma beynehüma illâ Bil Hakkı ve ecelin müsemma* velleziyne keferu amma ünziru mu'ridun;

Biz semâları, arzı ve ikisi arasındakileri yalnızca Hak olarak ve bir süreç için yarattık... Hakikat bilgisini inkâr edenler ise uyarıldıkları şeyden (hakikatten) yüz çevirmektedirler. (A.Hulusi)

03 - Biz o Gökleri ve Yeri ancak Hakk ile ve müsemmâ bir ecel ile yarattık, küfredenler ise inzar edildikleri şeylerden alındırmıyorlar. (Elmalı)


Ma halaknes Semavati vel Arda ve ma beynehüma illâ Bil Hakkı ve ecelin müsemma biz gökleri, yeri ve bu ikisi arasında bulunan her şeyi ancak gerçek bir anlam ve amacı gerçekleştirmek için yarattık. Ne ki ayetin sonunda ki o itirazi cümle ve ecelin müsemma sınırlı bir süreliğine, yani sonsuzca değil. Gökleri yeri ve bu ikisi arasındakileri. Adeta ahiretin kalıcı dünyanın içinde bulunduğu alemle birlikte geçiciliğine bir atıf. Yine bu atıf aynı zamanda bu alemin, şu maddi alemin yaratılmamış olduğunu, dolayısıyla ezeli ve ebedi olduğunu savunan ilkel ve modern materyalizme bir ret, bir cevap içeriyor.

Anlam ve amaç. Evet, illâ Bil Hakk bir anlam ve amaçla yarattık diyor. Yaratılışın anlam ve amaçlılığı varlığın en temel yasasıdır. Yer çekimi yasası yokken, yaratılışın anlamlılığı yasası vardı. Dolayısıyla yaratılışın ilk yasası anlamlılık ve amaçlılık yasasıdır.

Bu ne demektir? Bu Allah demektir, anlam demek; Allah demektir. Allah demek anlam demektir. Onun için varlığın anlamsız olduğunu düşünen Allahsız bir kafadır, Allahsız bir tasavvurdur. Allah vardır; anlam vardır. Bir yerde düzen varsa, nizam varsa, sistem varsa, kozmos varsa, orada o düzeni sağlayan ve yaratan biri var demektir. Bir yerde sanat varsa orada bir sanatkar var demektir. Bir yerde fiil varsa, eylem varsa orada bir fail var, o eylemi ortaya koyan biri var demektir. Fiil var ama fail yok. Eylem var ama eylemci yok. Sanat var ama sanatkar yok. Ses var ama ağız yok demek anlamsızdır. Anlamsızlığı savunmaktır.

Anlamsızlığı savunan kendine en büyük kötülüğü yapmış olur, hakareti yapmış olur. Çünkü bu, şu alemin çok seçkin bir parçası olan insan, tasavvufi jargonla  konuşursak eşrefi mahlûkat olan, mahlûkatın şereflisi olan insan eğer kendi şerefiyle oynamayı göze alıyor, kendi anlamını yok sayıyor, kendini bir kör tesadüfün eseri sayıyor ve bu aleme gelişini solucanla eşitliyor, deniz yıldızlarıyla eşitliyor, eğer kertenkele ile eşitliyorsa o zaman bu insana bir başkasının hakaret etmesine gerek yok. Kendi kendisine bir kimse bundan daha büyük bir hakareti yapamaz. O nedenle Allah; Allahlı bir hayata çağırır. Bu anlamlı bir hayata çağırmaktır. Tüm peygamberlerin yaptığı şey aynıdır hayata anlamına döndürmek. Hayatı anlamına iade etmek. Tüm kafirlerin yaptığı şeyde aynıdır; hayatı anlamsızlaştırmak. Hayatın amacını yok etmeye kalkmak. Hayatın anlam ve amacı ancak Allah ile mümkündür. Vahiy işte bu anlam ve amacın yol haritasıdır.

velleziyne keferu amma ünziru mu'ridun ne ki inkar eden kimseler uyarıldıkları, davet olundukları hakikatten ısrarla yüz çeviriyorlar. Zımnen vahyi inkar denek istiyor bu cümle zımnen bu anlama geliyor; anlamı inkardır. Yani davet olunduğu şeyden inkar edenler yüz çevirmekle aslında hayatın anlam ve amacının olmadığını savunmuş oluyorlar. Zımnen böyle demiş oluyorlar.

İman; anlam ve amaçlılıktır buna göre. Küfür de anlamsızlık ve amaçsızlıktır. Ayetin son cümlesi zımnen bize bunu söylüyor. İşte Allah dışında tanrılaştırdıklarınız diyor. Misal mi istiyorsunuz. Yani küfrün anlamsızlık olduğuna, saçma olduğuna misal mi istiyorsunuz, örnek mi istiyorsunuz; Haydi size örnek vereyim bakın, verecek örneği;


4-) Kul eraeytüm ma ted'une min dûnillâhi eruniy ma zâ haleku minel Ardı em lehüm şirkün fiys Semâvat* iytuniy Bi Kitabin min kabli hazâ ev esâretin min ılmin in küntüm sadikıyn;

De ki: "Allâh dûnunda yöneldiklerinizi gördünüz mü (düşünün bakalım)? Gösterin bana arzdan ne yaratmışlar? Yoksa onların, semâların yaratılmasında bir ortaklığı mı var? Eğer doğruyu söylüyorsanız, bu konuda eskiden gelen bir bilgi yahut ilimden bir kalıntı getirin bana." (A.Hulusi)

04 - De ki: şimdi baksanız a şu sizin Allahın berîsinden yalvarıp durduklarınıza, gösterin bana onlar Arzdan hangi cüz'ü yaratmışlar, yoksa onların Göklerde mi bir ortaklıkları var? Haydin bana bundan evvel bir kitab yahut ilimden bir eser getirin eğer sadıksanız. (Elmalı)


Kul eraeytüm ma ted'une min dûnillâh baksanıza şu Allah dışında taptıklarınıza, dönüp de bir göz atın bakalım. Allah dışında tanrılaştırdıklarınıza. Bu ilginç bir bağ kuruyor önceki ayetle. Allah dışında bir şeyleri tanrılaştırmakla, varlığın anlam ve amacından soyutlanması aynı yere varıyor, aynı gözede buluşuyor. Bir tek Allah’a kul olmayan, her şeyi tanrılaştırmaya hazır hale gelir. Öyledir. Allah’a kul olmayı reddeden bir kimse kul olmak için her şeye tanrı gözü ile bakmaya açık hale gelmiştir. Dolayısıyla her şeye kul olmaya hazırdır.

Demek ki rabbimize kul olmakla çıkarı olan tek bir taraf var, o da insan. Yani bir çok tanrısı olup kula kul olmamak, eşyaya kul olmamak istiyorsa, Allah’a kul olmaktan başka çaresi yoktur. Allah’a kul olmak insan  onurunun zirvesidir. Neden? Çünkü insanı onursuzluğun en büyüğü olan kula kul olmaktan ve eşyaya kul olmaktan korur ve garanti altına alır.

eruniy ma zâ haleku minel Ard gösterin bana, onlar yer yüzünün neresinde neyi yaratmışlar? Şu Allah dışında tanrılaştırdıklarınız, Allah’a ait vasıfları kendisine yakıştırdıklarınız neyi yaratmışlar. em lehüm şirkün fiys Semâvat yoksa onların göklerde ortakları mı var.

iytuniy Bi Kitabin min kabli hazâ ev esâretin min ılmin in küntüm sadikıyn haydi bundan önce inmiş ilahi bir kelam, ya da hiç olmazsa bir bilgi notu, bir kırıntı kadar kabilinden bilgi getirin bana eğer iddianızda dürüstseniz, samimiyseniz.

Devam ediyor C sayfasına geçiniz.
        158. videoyu toplu olarak BURADA bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder