9 Aralık 2011 Cuma

İslamoğlu Tef. Ders. Hud (084-090)(73-E)




D sayfasından devam


84-) Ve ila Medyene ehahüm Şu'ayba* kale ya kavmı'budullahe ma leküm min ilâhin ğayruHU, ve lâ tenkusul mikyale vel miyzane inniy eraküm Bi hayrin ve inniy ehafü aleyküm azâbe yevmin muhıyt;

Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı (irsâl ettik)... Dedi ki: "Ey halkım... Allâh'a kulluk etmekte olduğunuzun farkındalığına erin! Tanrınız olamaz, sadece "HÛ"! Ölçmeyi ve tartmayı noksan yapmayın... Sizin için hayrın nerede olduğunu görüyorum... Sizi kaplayacak bir azap sürecinden korkuyorum." (A.Hulusi)

84 – Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı gönderdik, dedi: ey kavmim! Allaha kulluk edin, sizin ondan başka bir ilâhınız daha yok, hem ölçeği, teraziyi eksik tutmayın, ben sizi bir hayr içinde görüyorum ve ben size muhit bir günün azâbından korkuyorum. (Elmalı)


Ve ila Medyene ehahüm Şu'ayba Medyen’e de soydaşları Şu’ayb’ı gönderdik. A’raf suresinin 85. ayetinde tefsiri geçtiği için Meyden kavmi ve Hz. Şu’ayb hakkında çok ayrıntıya girmek istemiyorum burada. Ama şu kadarını söyleyeyim ki; Akabe körfezinde antik bir yerleşim birimi olan Midyan, Yunanca ismiyle. Erki Yunan ve Roma kaynaklarında geçer. Sözü edilen bir yerleşim birimidir.

Hz. Şu’ayb; Hz. Musa’nın kayın pederidir bilindiği gibi. Eski ahitte; jihro, ya da yihro adıyla yer alır. Ki Amman yakınlarında medfundur, kabri bellidir, bilinmektedir, Amman’a yaklaşık yanlış olmasın 8 – 10 Km. kadardır. Bendeniz kabrine gittim, eğer yolu oraya düşenler olursa bu aziyz, bu sevgili nebinin kabrini görebilirler.

kale ya kavmı'budullahe ma leküm min ilâhin ğayruH Ey kavmim dedi. Yalnızca Allah’a kulluk edin, zira sizin O’ndan başka kulluk edeceğiniz bir ilah yoktur. ve lâ tenkusul mikyale vel miyzan bir de eksik ölçüp tartmayın.

İki evrensel çağrı. Tüm peygamberler, tüm misyonu ilahi olan insanların iki evrensel çağrısı; Tevhid ve Adalet. Bu çağrı zamanlar ve zeminler üstü iki evrensel çağrıdır. Tüm vahiyler, tüm nebiler, peygamberler bu iki şeye çağırırlar. Akide de tevhide ve hayatta adalete. Çünkü akidenin eksenini tevhid, toplumun eksenini de adalet oluşturur. Burada aslında.

Mekke’ye de bir atıf var, çünkü onlarda tıpkı Meyden toplumu gibi ticaret toplumuydu. Ölçüp tartan bir toplumdu. Onlarda yanlış ölçüp tartıyorlardı. Evet, Kur’an ın hani bir yerde buyurduğu gibi: Ölçtü biçti, kahrolası, nasıl da ölçtü biçti diyor ya, (Müddesir/19) Aslında sadece terazi ile, metre ile ölçüp biçmeye değil, zihinde ki tüm ölçüler yanlıştı. Zihin ölçüsü yanlış olunca terazi ve metre zaten yanlış olur. Onun yanlışlığı oradan kaynaklanıyor.

inniy eraküm Bi hayrin ve inniy ehafü aleyküm azâbe yevmin muhıyt; her ne kadar sizi şimdi refah içinde görüyorsam da, yine de ben sizi çepeçevre kuşatacak bir günün gazabından korkuyorum diye uyarmıştı Hz. Şu’ayb Medyen’lileri. Ve devam etmişti;


85-) Ve ya kavmi evfül mikyale vel miyzane Bil kıstı ve lâ tebhasün nase eşyaehüm ve lâ ta'sev fiyl Ardı müfsidiyn;

"Ey halkım... Ölçmeyi ve tartmayı adaletli olarak tastamam yapın, insanların hakkını vermemezlik etmeyin ve bozguncular olarak arzda taşkınlık yapmayın." (A.Hulusi)

85 - Ey kavmim kileyi, teraziyi dengi dengine tam tutun ve nasın eşyasına densizlik etmeyin ve Yer yüzünde müfsitlik ederek fenalık yapmayın. (Elmalı)


Ve ya kavmi evfül mikyale vel miyzane Bil kıst ey kavmim demişti. Ey kavmim, ölçüde ve tartıda adaleti tam gözetin. ve lâ tebhasün nase eşyaehüm ve insanları hakları olan şeylerden mahrum etmeyin. ve lâ ta'sev fiyl Ardı müfsidiyn; ve kötülüğü yaygınlaştırarak yeryüzünde ahlaki çürümeye öncülük etmeyin.

Gelişmiş bir ticaret toplumuna bir atıf bu. Biraz önce de söyledim, Mekkelilere de bir atıf aynı zamanda. Sizde ticaret toplumusunuz, sizde para ile çok meşgul oluyorsunuz, sizde kanaatkar değilsiniz, sizde aç gözlülük yapıyorsunuz. Aslında kula kulluğun sürmesini istemeniz biraz da kurduğunuz sektörden dolayı. Onun için Resulallah’a ve onun getirdiği mesaja karşı çıkışınızın temelinde bu yatıyor ve iki toplum arasında ilişki ve irtibat kuruyordu vahiy.


86-) Bekıyyetullâhi hayrun leküm in küntüm mu'miniyn* ve ma ene aleyküm Bi Hafiyz;

"Eğer iman edenlerseniz, Allâh helali sizin için daha hayırlıdır. Ben sizin bekçiniz değilim." (A.Hulusi)

86 - Allahın helâlinden bıraktığı kâr sizin için daha hayırlıdır, eğer mümin iseniz, mamafih ben sizin üzerinizde gözcü değilim. (Elmalı)


Bekıyyetullâhi hayrun leküm yine devam ediyor Hz. Şu’ayb’ın dilinden vahit. Allah’ın sizin için bıraktığı sizin için daha hayırlıdır. İlk etapta, ilk akla gelen kâr, helal kâr, meşru kâr payı. Ama onun dışında Allah’ın koyduğu tüm sınırlar akla gelebilir. in küntüm mu'miniyn tabii ki eğer ona inanıyorsanız. Allah’ın sizin için, size bıraktığı daha hayırlıdır. Allah’a güveniyorsanız; Allah’ın sizin için çizdiği sınırların hakkınızda en hayırlı olduğuna da inanırsınız demektir bu.

ve ma ene aleyküm Bi Hafiyz; zira ben sizin korumanız değilim, sizin jandarmanız değilim diyor.


87-) Kalu ya Şu'aybü e Salâtüke te'müruke en netruke ma ya'budu abaüna ev en nef'ale fiy emvalina ma neşa'* inneke leentelHaliymürReşiyd;

Dediler ki: "Yâ Şuayb... Yöneldiğin mi sana emrediyor, atalarımızın tapındıklarına tapınmamamızı ya da mallarımızda dilediğimiz gibi tasarruf etmememizi! Muhakkak ki sen Haliym'sin, Reşiyd'sin." (A.Hulusi)

87 - Ya Şuayb, dediler: atalarımızın taptıklarını terk etmemizi veya mallarımızda dilediğimizi yapmamızı sana namazını emrediyor? Her halde sen, çok uslu akıllısın. (Elmalı)


Kalu ya Şu'aybü e Salâtüke te'müruke en netruke ma ya'budu abaüna ev en nef'ale fiy emvalina ma neşa' Ey Şu’ayb dediler atalarımızın taptıklarını ya da mallarımız üzerinde keyfimizce tasarrufta bulunmayı terk etmemizi senin salâtın mı emretmektedir. “Senin salâtın mı” dan kasıt namaz da olabilir, yani namazın mı emretmektedir ki;

..innes Salâte tenha anil fahşai vel münker.. (Ankebut/45)

Biz Kur’an dan öğreniyoruz namazın kötülüklerden alıkoyucu bir yanı olduğunu. Ama bu Büyük müfessir İbn. Atıyye’nin muhalled tefsiri el-Muharreru'l-Vecîz’inde ifade ettiği gibi, bir ihtimal olarak, meçhul bir raviye atfen ifade ettiği gibi; senin davetin mi anlamına da gelebilir.

inneke leentelHaliymürReşiyd; Oysa ki bizce sen oldukça uyumlu ve akıllı bir adamsın. Belki burada “akıllı bir adamsın”, reşiyd. Akıllısın ile kasıt; işini bilen birisin, bizimde işimizi bilmemize niye mani oluyorsun anlamına bir ima olabilir.


88-) Kale ya kavmi eraeytüm in küntü alâ beyyinetin min Rabbiy ve razekaniy minhu rizkan hasena* ve ma üriydü en ühalifeküm ila ma enhaküm anh* in üriydü illel ıslaha mesteta'tü, ve ma tevfiykıy illâ Billâhi, aleyhi tevekkeltü ve ileyhi üniyb;

(Şuayb) dedi ki: "Ey halkım... Görmüyor musunuz? Ya Rabbimden kesin bir delil üstündeysem ve O bana kendinden güzel bir rızık verdiyse? Sizden yapmamanızı istediğim şeyde size ters düşmek istemiyorum... Gücüm yettiğince sizi düzeltmek istiyorum... Başarım ancak Allâh'ladır... O'na tevekkül (hakikatimdeki El Vekiyl isminin gereğini yerine getireceğine iman) ettim ve O'na yöneliyorum." (A.Hulusi)

88 - Ey kavmim! dedi: söyleyin bakayım eğer ben rabbimden bir beyyine üzerinde bulunuyorsam ve o kendisinden bana güzel bir rızk ihsan etmiş ise ne yapmalıyım? Ben size muhalefet etmemle sizi nehy ettiğim şeylere kendim düşmek istemiyorum, ben sade gücüm yettiği kadar ıslah istiyorum, muvaffakıyetim de Allah iledir, ben yalnız ona dayandım ve ancak ona yüz tutarım. (Elmalı)


Kale ya kavmi eraeytüm in küntü alâ beyyinetin min Rabbiy O da tıpkı önceki peygamberlerin söylediğini söyledi dedi ki Ey kavmim, düşünsenize bir ya ben rabbimin katından gelen açık bir delile dayanıyorsam, ve razekaniy minhu rizkan hasena ve O kendi katından güzel bir rızkla rızıklandırmışsa, yani burada peygamberlik, vahiy; birer rızk olarak anılıyor. Ki bu gerçekten de Kur’an ıstılahına uygun bir kullanım, çünkü rızk sadece kişinin yedikleri ve içtikleri değil, imanı da dahil, hidayette dahil Allah’ın verdiği her iyi şey rızktır.

ve ma üriydü en ühalifeküm ila ma enhaküm anh hem sizi sakındırdığım konulara girmem sadece size muhalefet etme arzumdan kaynaklanmıyor.

Bu çeviri bana özgü bir çeviri. Bu çeviri bizce de en münasip çeviri. Ama bu cümle şöyle de çevrilebilir; size muhalefet ettiğim konularda size rağmen ben tersini yapmak istemiyorum diye de çevrilebilir. Fakat benim çevirim bu aziyz Şu’ayb peygamberin; sizi sakındırdığım konulara girmem sadece size muhalefet etme arzumdan kaynaklanmıyor, in üriydü illel ıslaha mesteta'tüm aksine tüm arzum; gücümün yettiğince düzeltmeye çalışmaktan ibarettir. İşte bu ikinci cümleye çok çok daha uyumlu olduğu için bu çeviriyi daha doğru buluyorum. ve ma tevfiykıy illâ Billâh başarım ise yalnızca Allah’a bağlıdır. aleyhi tevekkeltü ve ileyhi üniyb; sadece O’na dayanıp güvendim ve yalnızca O’na yöneldim.

Hitabın güzelliğine bakın aziz dostlar. Peygamberin hitabının güzelliğine dikkat edin. Bu Resulallah’ın da hemen dikkatini çekmiş ve Hz. peygamberin dilinde bu kutlu nebinin adı; Hatibul enbiya, peygamberlerin en güzel hatibi, en iyi hatibi ismini almıştı.


89-) Ve ya kavmi lâ yecrimenneküm şikakıy en yusıybeküm mislü ma esabe kavme Nuhın ev kavme Hudin ev kavme Salih* ve ma kavmü Lutin minküm Bi beıyd;

"Ey kavmim... Bana karşı olmanız sakın sizi suça sürüklemesin; (böylece) Nuh halkına veya Hud halkına yahut Sâlih halkına isâbet edenin benzerinin size isâbet etmesi ile sizi cezalandırmasın... Lût halkı da sizden uzak değildir." (A.Hulusi)

89 - Ey kavmim! Bana karşı gelmeniz sakın sizi Nuh kavminin veya Hûd kavminin veya Sâlih kavminin başlarına gelenler gibi bir musîbete giriftâr etmesin, Lût kavmi de sizden uzak değildir. (Elmalı)


Ve ya kavmi lâ yecrimenneküm şikakıy ey kavmim, benimle yollarınızı ayırmanız sakın sizin günahta ısrarınıza yol açmasın. en yusıybeküm mislü ma esabe kavme Nuhın ev kavme Hudin ev kavme Salihin yoksa Nuh kavminin, Hut kavminin, ya da Salih kavminin başına gelenlerin benzeri sizin de başınıza gelebilir. ve ma kavmü Lutin minküm Bi beıyd; Kaldı ki Lut kavmi sizden pekte uzakta değil.

Bu toplumların öyküsünü Mekke’de biliyordu demiştim. Akabe körfezindeki ölü denizin, Lut gölünün doğusundaki Moab dağlarında yaşayan bu toplum, Şu’ayb kavmi yani Sodom ve Gomora’ya komşu idi. Burada o ima ediliyordu.


90-) Vestağfiru Rabbeküm sümme tubu ileyHİ, inne Rabbiy Rahıymun Vedûd;

"Rabbinizden bağışlanma isteyin, sonra O'na tövbe (rücu) edin... Muhakkak ki Rabbim Rahıym'dir, Vedud'dur." (A.Hulusi)

90 - Rabbinize istiğfar edin sonra ona tevbe ile rücu' edin, şüphe yok ki rabbim rahîmdir, veduddur. (Elmalı)


Vestağfiru Rabbeküm sümme tubu ileyH haydi günahlarınız için rabbinizden af dileyin ve bilinçlerinizi yenileyerek O’na yönelin. inne Rabbiy Rahıymun Vedûd; unutmayın ki benim rabbim çok merhametli davranır ve O sever ve sevilmeyi ister. Vedûd, Allah sever. Allah sevilmeyi ister. Sadece sevmez. Aynı zamanda insandan kendisini sevmesini de ister. Sadece sevindirmez, insanın da hidayetine tabi olarak kendisini sevindirmesini ister. İşte Allah’ın Vedûd ismi Resulallah’ın tıpkı anlattığı asi kul hikayesi gibi.

Öyle diyordu Resulallah sahih bir haberde.

- Asi kulun Allah’a tevbe etmesinden Allah nasıl emnun olur bilir misiniz? Hani sizden biriniz üzerinde her şeyinizin yüklü olduğu bir deveyi çölde kaybetse. Suyu, serveti o devenin üzerinde olsa ve o kimse her şeyinin yüklü olduğu deveyi çölde kaybetmiş olsa ve ararken yorgun, bitkin ve bıkkın, artık umudunu kesmiş bir halde yıkılsa. Bir de gözünü açsa, kaybettiği, her şeyinin üzerinde yüklü olduğu o deve, hiçbir şeyini zayi etmeden çıkagelmiş..! Nasıl sevinir, nasıl memnun olur, nasıl gözlerinin içi güler. İşte Allah günaha batmış, kendisini terk etmiş, kendisine asi olmuş bir kulunun tevbe edip kendisine tekrar yönelmesine işte çöldeki o devesini, her şeyini üzerine yüklediği devesini kaybettikten sonra bulan insanın sevinmesinden bin kat daha fazla sevinir. Demişti.

        Ben kıssayı yarıda kesmek pahasına Allah’ın Vedud ismi ile bu dersimi noktalamak istiyorum, ve diyorum ki Rabbim sizi sevsin, Allah sizi sevsin, Allah sizi sevdirsin, Allah sizi sevindirsin.


“Ve ahiru davana velil hamdülillahi rabbil alemiyn”

Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdadır.


73. videonun sonu.
73. videoyu toplu olarak http://kurantefsir.wordpress.com/2011/12/02/islamoglu-tefsir-ders-hud-061-09073/  bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder