3 Şubat 2014 Pazartesi

İslamoğlu Tef. Ders. MÜLK (01 -04) (178-B)a











Şimdi Mülk suresine geçiyoruz. Mushafta 67. sure. Mülk Suresi adını Allah’ın mutlak hükümran oluşunu ifade eden ilk ayetinden alıyor. Sahabe mania, engelleyen diye, hatta daha farklı isimler de almış itkam da münciye, kurtarıcı, vakiye koruyucu isimleriyle de  anılıyor bu sure. Yani çok isimli bir sure.



Sure Mekki. Beleğati önceleyen ses yapısı bunun delili zaten. Konu itibarıyla bütüncül bir konusu var. Yani ayıramıyoruz. Farklı zamanlarda nazil olmuş diyemiyoruz. Osman tertibinde Tûr suresinin ardına yerleştirilmiş. Muhtemelen boykot dönemi surelerinden biri. Ki boykot dönemi peygamberliğin 7. – 9. yılları arasına tekabül eder. 28. ayet suikasti ima ettiğine göre muhtemelen bu dönemde indiğini pekiştiren bir unsurdur diye düşünüyorum.



Suremizin konusu Allah, İnsan ve kainat. Bunların arasında ki ilişki. Hayat ve ölümün yaratılış sırrı bu surede dile getirilir. ..halekalmevte velhayâte liyeblüveküm eyyüküm ahsenu 'amela* (2) Allah hayatı ve ölümü yarattı ki hanginiz daha güzel eylem ortaya koyacak sınasın diye.



Evet, evrenin kusursuz nizamına bak ey insan der bu surede rabbimiz. Anlam ve amaca dikkat çeker. 10. ayetinde bu surenin Ve kalu lev künna nesme'u ev na'kılu ma künna fiy ashabisse'ıyr (10) cehennemliklerin dilinden; Biz eğer akletseydik, ya da nakle uysaydık, gelen vahyi dinleseydik şimdi cehennemlik olmazlık derler. İnsan Allah’a borçludur der bu sure 23-27. ayetleri arasında ve peygamberden surenin önemine dair bir çok rivayet gelir. Bu rivayetler bize özetle şunu verir. Bu surenin muhtevasına dikkat edin. Bu surenin muhtevası çok önemlidir.



[Ek bilgi; Sûre, Bakara sûresindeki;

"Allah'ı nasıl inkâr edersiniz? Halbuki siz, ölüler idiniz, sizi O diriltti. Sonra öldürecek, sonra tekrar diriltecektir. Nihayet O'na döndürüleceksiniz. Yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yaratan O'dur. Sonra göğe yönelip onları yedi gök olarak düzenleyen de O'dur" (Bakara,28-29)

Ayetlerde verilmek istenen mesajı tafsili bir şekilde gözler önüne sermektedir. Katıksız bir tevhid akidesine ulaştırılmak için insan, varlık âlemini ve ötesindekileri düşünmeye davet edilir. Nasıl olur da insan, yoktan var edildiği halde, onu var edeni inkâr edebilir! Ve nasıl olur da, her akıl sahibini hayrete düşürüp iman etmeye sevk edecek azametteki olaylar her gün çevresinde cereyan ettiği halde, kâinatın tek sahibi olan ve onu dilediği gibi sevk eden Allah'a iman etmeyi beceremez!

Yeryüzünde ne varsa hepsini insan için yaratan Allah'tır. Ama insan, her gün etrafında cereyan eden ve yaratanın mutlaka bir alâmetini taşıyan olaylara karşı körelmiş bir durumdadır….

..Bu sûrenin muhtevası ve konuyu ele alışı öteki sûrelerden farklıdır. Düşünen insanı Allah'a imana götürecek olan, görülen ve görülmeyen yaratılıştaki mükemmellik ve incelikler, yeryüzünün dar sınırlarının ötesine taşarak bütün kâinatı kucaklayan, maddî hayatı aşıp âhiret âlemini de içine alan bir üslûpla ele alınmaktadır. İnsana, kâinattaki hadiselerin dış görünüşü ile uğraşmaktan kurtulup onun iç gerçeklerini kavramanın yolları açılır. (Besairu-l Kur’an-Ali Küçük)]



Bu kısa girizgâhtan sonra tefsirimize geçebiliriz.








1-) Tebârekelleziy BiyediHİlMülkü, ve HUve 'alâ külli şey'in Kadiyr;



Mülk (fiiller boyutu) elinde olan (onu her an dilediğince tedbir eden) ne yücedir! O, her şeye Kaadir'dir. (A. Hulusi)



01 - Ne yücedir o ki mülk onun elinde ve o her şey'e kadîrdir. (Elmalı)





Tebârekelleziy BiyediHİlMülk mutlak hükümranlık kudret elinde bulunan Allah ne yüce, ne ulu bir bereket kaynağıdır. Bu kadar uzun çevirmek zorunda kaldım. Tebareke çekim dışı bir fiil. Yani tasrifi yok, çekimi yok. Çoğaltılamaz. Fiiller biliyorsunuz teceddüt ve istimrar ifade eder. Yani yenilenme ve kesintisizlik ifade eder. İnsan eylemine bağlı olarak kesintisiz, bereketin kaynağı demektir. Kim? Allah. Allah kesintisiz bir bereketin kaynağıdır. El Mülk; Malik ül mülk. Dikkat burada kainatın yegane sahibi Allah’ın mülkiyetine bir atıf var. Peki bizim mülkiyetimiz? Bunların hepsi mecazi, biz emanetçiyiz.



ve HUve 'alâ külli şey'in Kadiyr zira O her şeye güç yetirendir. Kadiyr in delalet ettiği kudretle birlikte mülkü anlarsak doğru anlamış oluruz. Yani her şeye güç yetirenin Malik ül Mülk olanın mülk üzerinde tasarrufu tartışılabilir mi. Siz deO’nun mülküsünüz ey insanoğlu, sana verdiği de O’nun mülkü. O zaman mülkünü, mülküne vermiştir. Yani sen verince elinden çıkar ama Allah verince elinden çıkmaz. Çünküğ sen de O’nun mülküsün.





2-) Elleziy halekalmevte velhayâte liyeblüveküm eyyüküm ahsenu 'amela* ve "HU"vel 'Aziyzul Ğafûr;



Ortaya koyacaklarınız itibarıyla hanginizin daha mükemmel olduğunu yaşatmak için ölümü ve hayatı yaratan "HÛ"dur! O, Aziyz'dir, Ğafûr'dur. (A. Hulusi)



 02 - O ki ölümü ve dirimi kadir edip yarattı, sizi imtihana çekip şunu bildirmek içinki hanginiz amelce daha güzel, hem o öyle azîz öyle gafur. (Elmalı)





Elleziy halekalmevte velhayâte liyeblüveküm eyyüküm ahsenu 'amela O ki; Malik ül Mülk olan ve Kadiyr olan Allah hayatı ve ölümü yarattı. Niçin? liyeblüveküm eyyüküm ahsenu 'amela hanginiz daha iyi eylem üretecek diye sınamak için yarattı.



Ölüm, farkında mısınız yokluk manasına da gelir, ikincisi canlanmadan önceki elementer köken manasına da gelir. Onun için önce ölüm zikredilmiş. O, ölüme de hükmeder. Yani hayat öncesi de O’nun denetimi altındadır der bu ayet zımnen. Varlık varsa onu da O yaratır. Varlık vardır onu O yaratır. Yokluk varsa yokluğu da Allah yaratır. Eğer yokluk diye müstakil bir şey varsa onu da Allah yaratır. Yoksa zaten konuşmaya gerek yok. Buradan böyle bir şey çıkıyor. Onun için önce ölümü yarattığı ifade edilmiş.



Teveffi ve mevt Kur’an da ölüm hakkında iki kelime kullanılır. Mevt nefse nispet edilir, teveffi Allah’a yani izafe edilir. Yani ceset ölür, Allah ruhu teveffi ettirir, alır. Dolayısıyla hayvanların ölümü mevttir, ama insanın ölümü hem mevt hem teveffidir. Teveffi ruhun geldiği yere vefa göstermesidir. Ruhun kaynağına vefa göstermesidir. Onun için insanın cesedi ölür, ruhu değil.



ve "HU"vel 'Aziyzul Ğafûr zira O yüceler yücesi ve sonsuz bağış sahibidir.





3-) Elleziy haleka seb'a Semavatin tıbaka* ma tera fiy halkırRahmâni min tefavut* ferci'ılbasare hel tera min futûr;



Semâları yedi boyut (hâlinde) yaratan "HÛ"dur! Rahmân'ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin! Hadi bakışını döndür de bak! Bir kopukluk - uyuşmazlık görüyor musun? (A. Hulusi)



03 - o ki yedi sema yaratmış birbiriyle mutabık, göremezsin o rahmânın yarattığında hiç bir nizamsızlık, haydi çevir gözü görebilir misin hiç bir çatlak, bir kusur? (Elmalı)





Elleziy haleka seb'a Semavatin tıbaka O yedi göğü eşsiz bir uyum içinde yaratmıştır. Veya ta ba ka nın çoğulu sayarak kat kat, tabakalar halinde yaratmıştır manasına da gelir. Tercihimiz tabaka dan mastar oluşuna binaendir. Haleka; Hâlk; aslında üç manaya birden gelir.

1 - Takdir demektir birinci manası. Yani sınırlamak, belirlemek, sınır koymak.

2 – İcattır. Vardan var kılmaktır.

3 – İbdadır, yoktan var kılmaktır. Hâleka’nın üç manası birden var.



ma tera fiy halkırRahmâni min tefavut O sopnsuz rahmet sahibinin yaratışında hiçbir kusur, bir düzensizlik bir nizamsızlık, bir intizamsızlık göremezsin ey insan.



Evet, tefevt; tıbakanın zıddı. Yani o düzen di bu da düzensizlik, uyumsuzluk. Yedi kat gök, aslında belki işaret olarak vahiy + akıl + beş duyu diyebiliriz buna. Ben idraki bizim arz’ımızdır, yer yüzümüzdür. Vahiy en yüksek göktür. Eğer aklımıza ve beş duyumuza vahiy göğünden yağmur yağarsa, vahiy rahmeti aklımıza ve beş duyumuza inzal olursa, rahmet inerse o zaman yüreğimizde baharlar açar. O zaman içimiz cennetasa bir bahara döner. Belki zımnen böyle bir yoruma varabiliriz buradan.



ferci'ılbasare hel tera min futûr haydi çevir gözünü de bir bak bakalım bir kusur görebiliyor musun onda. Futûr; yırtık, delik, çatlak manasına gelir. Fatır da oradan gelir yarıldığı açıldığı için tohumun ağzı. Yani kusur görebiliyormusun.





4-) Sümmerci'ıl basare kerrateyni yenkalib ileykelbasaru hasien ve hüve hasiyr;



Sonra bakışını iki kere daha döndür de bak! Bakışın en yorgun (aradığın kusuru bulamamış hâlde), hor-hakir olarak sana döner! (A. Hulusi)



04 - Sonra yine çevir gözü, tekrar tekrar, sana döner ö göz hîtap olarak zelîl-ü hakîr. (Elmalı)





Sümmerci'ıl basare kerrateyn sonra tekrar tekrar dön de bir bak bakalım yenkalib ileykelbasaru hasien ve hüve hasiyr bakışın yılgın ve bezgin bir şekilde sana geri dönecektir. Yani bir kusur bulamayacaksın. Veya şaşkın ve hayretler içinde sana geri dönecektir.



Devam ediyor b sayfasına geçiniz.
           Mülk (1 – 12) toplu olarak BURADA bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder