17 Şubat 2014 Pazartesi

İslamoğlu Tef. Ders. KALEM SURESİ (01-04)(179-B)a






Değerli Kur’an dostları, dersimiz bitmedi sürüyor, yepyeni bir sureyle daha karşı karşıyayız devam ediyoruz Mülk suresinin arkasından Kalem suresini tefsir etmeye geçiyoruz.

Mushafta 68. sırada yer alan kalem suresi Nun, nun VelKkalem, nun, velKalemi ve ma yesturun, Kalem gibi isimlerle anılmış. 4. yy. dan sonra kalem ismi oturmuşa benziyor. Yani ilk yy. lar da kalem ismi henüz oturmamış. Sure Kur’an ın ilk nazil olan surelerinden biri. Kaçıncı suresi denirse elimizde ki meşhur kronolojilere göre 2. sure. Fakat buna, muhtevaya baktığımızda itirazımız var. 17 ve 52. ayetler arası daha sonra nazil olduğu iddiasını iç bütünlük desteklemiyor. Öncelikle onu söyleyeyim ki surenin bir bütün olduğu belli olsun.

Sure iddia edildiği gibi 2. sure değil, en iyimse tahminle bizce 5. ve daha sonra ki sure olabilir. Zira müşriklere tehdit içermektedir bu sure. 1. delilimiz budur. Müşriklere meydan okuyan bir sure ile karşı karşıyayız. Onları tehdit eden bir sureyle karşı karşıyayız. Zaten bu meydan okumayı surenin mukadda harfiyle başlamasından da anlıyoruz. Nun diye başlıyor ki Kur’an da mukadda harfiyle başlayan ilk suredir. Yani heca harfleri, kesik kesik müstakil harfler, mukadda harfleri. Kur’an da 29 surenin başında gelir. İşte ilk mukadda harfiyle başlayan sure bu suredir ve bu harflerin bir işlevi de muhataplara meydan okumasıdır.

Her ikisi içinde açık davet şarttır değil mi. Yani tehdit içermesi içinde, meydan okuması içinde müşriklere davetin açık olması lazım. Oysa ki ilk sureler gizli davet sırasında, henüz müddessir gelmeden önce davet gizli idi

Ya eyyühel müddessir, Kum feenzir. (Müddessir/1-2) emri ile Allah resulü açık daveti başlattı. O ana kadar Allah Resulünün daveti gizliydi. Zaten bu dönemde de inşai sureler gelmişti. Henüz Allah resulünün iç ve dış dünyası inşa ediliyordu. Bu da fetret-i vahiyden sonra olmak zorundadır. Fetret-i vahiyden  önce inmiş olamaz bu sure.

Hz. Aişe de bu görüştedir. Gerçekten de bu önemli bir nakildir. Bu takdirde ‘Alak suresi, Müzemmil suresi, Duha suresi, müddessir suresi bu sureden yani kalem suresinden önce nazil olmuş olmalıdır diyoruz. Yani biz Kalem suresini en erken 5. yıla yerleştirebiliriz.

Surenin konusu Hz. peygamberi inşadır. Efendimiz bu sure ile inşa ediliyor. Zaten müzzemmil suresi de Allah resulünü inşa ediyordu, ‘Alak suresi Allah resulünü inşa ediyordu, İnşirah suresi Allah resulünü inşa ediyordu, Duha suresi Allah resulünü inşa ediyordu, müddessir suresi Allah resulünü inşa ediyordu, bu sure de inşa ediyor.

İnkarcıların saldırısı bu surede reddediliyor. Hz. Peygamberin karakterini vurgulayan en çarpıcı ayet bu surenin 4. ayeti. Ve inneke le alâ hulukın 'azıym (4) hiç şüphe yok ki sen, evet sen muazzam ve muhteşem bir ahlaka sahipsin. Bu berceste ayet bu surede bulunuyor.

Fecr suresinden önce indiğini varsayarak ilk mesel ve kıssa bu surede yer alıyor Kur’an ın nüzül sürecinde. Bahçe sahibi kıssası Yemen kökenli bir kıssa. 17 – 32. ayetler arasında yer alıyor. Yine sakın büyük balık sahibi gibi olma, ayetiyle 47. ve 50. ayetler arasında nakledilen Hz. Yunus kıssası da Kur’an ın nüzül sürecinde nakledilen ilk peygamber kıssası olma özelliğini taşıyor. Şimdi surenin tefsirine geçebiliriz.



1-) Nuuun, velKalemi ve ma yesturun;

Nun (Ulûhiyet ilmi) ve Kalem'e (ilmi açığa çıkaran) ve satır satır yazdıklarına (ilmin gereğini tüm detaylarıyla Sünnetullâh olarak yaratana) kasem ederim ki... (A.Hulusi)

01 - Nun ve kalem ve ehli kalemin satra dizdikleri ve dizecekleri hakkı için. (Elmalı)


Nuuun nüzül sürecinde ilk gelen mukaddaa harfi, 29 surenin başında gelir mukadda harfleri. Sayıları 1 ile 5 harf arasında değişir. Nuun; 1 harfli mesela. Elif lâm mim. 3 harfli mesela. Elif lâm ra yine 3 harfli mesela. Ya sin 2 harfli mesela. Ha mim 2 harfli mesela. Yani 5 harfe kadardır. İlginç olanı Arap dilinde tüm kelimelerin yapısı da böyledir. 1 ile 5 harf arasında değişir. Alfabenin yarısı kadar harften oluşur, yani 14 harften.

35 ayrı görüş vardır bu harflerin işlevi ve anlamı üzerine. Bizce bu harfler üzerine bir kaç görüş zikredilmeye değer görünüyor;

1 – Beleğat öncelikli surelerin başında geliyor. Yani sureleri ikiye ayırabiliriz. Anlam öncelikli sureler, beleğat öncelikli sureler. Belağat öncelikli sureler genellikle Mekki surelerdir ve muhatabın dikkatini çekmeyi amaçlar. Anlam öncelikli sureler ise belli bir manayı ulaştırmayı önceler. Dolayısıyla Heca harfleriyle, hurufu mukaddaa ile başlayan bu sureler anlamı değil de muhatabın dikkatini çekmeyi önceleyen surelerdir diyebiliriz.

2 – Bu surelerin ikisi dolaylı gerisi dolaysız tamamı Kur’an a, vahye atıfla başlar. Demek ki ortak noktalarından biri de bu. Bir başka ortak noktası, bu sureler aslında bizce şu işleve sahiptir ki bu bendenize ait bir yaklaşım, Kur’an ın, vahyin bir tek harfi bile zayi edilmedi mesajıdır bu. Yani bir tek harf, nuun bile zayi edilmedi mesajıdır, bizim yaklaşımımız budur. Ki en son olarak ta Hz. Ebu Bekir’in görüşünü vereyim; Her kitabın bir sırrı vardır, Kur’an ın sırrı da  bu harflerdir.

Nun’un anlamı var mı? Hokka demiş bazı müfessirler. Yani kalemin içine batırıldığı hokka, divit. Yine cennet nehri diyenler var, büyük balık diyenler var, kılıcın keskin ağzı diyenler var ki o zaman Nuuun, velKalemi şöyle çevireceğiz, Kılıç ve kaleme yemin olsun. Gerçekten güzel bir ikili oldu. Evet, nun üzerine söylenecek bir çok söz olmakla birlikte bu kadarla kifayet edelim.

Nuuun, velKalemi ve ma yesturun Nuun kaleme, ve kalemin yazdıklarına yemin olsun. Kelemi ve kalemin yazdıklarını düşün. Her iki şekilde de çevirebiliriz.

İlk muhatabın dikkati yazıya çekiliyor. İstikamet açısı veriliyor böylece. Yani Allah resulünün dikkati yazıya çevriliyor ki Allah resulü başta olmak üzere bulunduğu şehirde 17 kişi dışında okuma yazma bilen yok. Dolayısıyla sözlü kültürden yazılı kültüre geçiş istikameti gösteriliyor Allah resulüne.

Kalem; vahyi yazan kalem buradaki kalem aslında. Satırlar da vahyi temsil ediyor. Mukaddaat vahye atıf yapan surelerin başında geliyordu unutmayalım. Bununla birleştirdiğimizde velKalemi ve ma yesturun daha iyi anlaşılıyor.

[Ek bilgi: El Kalem. Bu el ya aht içindir, ya cins içindir. Aht içinse o zaman bir kaleme atıftır. O bir kaleme atıfsa eğer o kalem de vahyin yazıldığı bilmediğimiz alemde ki, alemler ötesi alemde ki o kalem olsa gerek. Yani Allah’ın mahiyetini bilmediğimiz, kelamın ilk ortaya çıktığı, ilk söze döküldüğü mahiyetini bilmediğimiz ilahi kalem.
Kalem aslında yazı aletidir. Onun için kalem deyince geçmiştekilerin aklına kamış gelirdi değil mi. Son yy. da teknolojik aletlerle üretilen işte kurşun kalem, tükenmez kalem, dolma kalem geliyor. Şimdikilerin aklına da klavye gelmeli. Ama 100 sene sonra ne olacağını ben bilemem. Yazma aleti.
Aslında biz burada aletlerden herhangi birine bir atıf olarak değil bu kalem, Allah’ın insanoğluna konuşma yeteneğini vermesinin yanında, konuşmasının arka planında da o konuşmayı hazırlayacak akıl yeteneğini. Yani düşünme yeteneğini vermiş,
Düşünme yeteneğini verse de konuşma yeteneğini vermeseydi ne olurdu? Hokkanın içi dolu ama bu yazıya nasıl dönüşecek. Kafanın içi dolu ama bu düşünce nasıl dile gelecek. Hokkanın içine kalem daldırılmadan, yazılmada o manalara dönüşmüyor. Yani aklınızın çokluğu, büyüklüğü, zekanızın gücü ancak konuşunca belli oluyor değil mi onun için de kalem bu işte. Kalem aracının olmaması zekanın aklın olup da dilin olmaması gibidir. Tabir caizse kalemin karşılığı dildir.
Onun için hokkanın içindeki de akıldır işte. Akıl kendisini nasıl dil ile gösteriyorsa mana da kendisini kalemle gösterir. kalemle ortaya çıkar. Onun için kalem yazma aracıdır.  Hemen hatırlayalım kalemle ilgili ayetler indi. Neydi onlar?
Ikra' ve Rabbükel'Ekrem, Elleziy 'alleme BilKalem, Allemel'İnsane ma lem ya'lem (‘Alak/3-4-5-) ilk inen 5 ayetin sondan gelenleri. Bakın; Ikra; Oku ve Rabbükel'Ekrem oku ki rabbin ikram sahibidir, en cömerttir. Niye cömert, cömertliğinin alameti ne?Dikkat buyurun, lütfen. Ekmek verdi ya, su verdi ya, meyve verdi ya, sebze verdi ya demiyor. Ne diyor ya? Elleziy 'alleme BilKalem cömertliğinin bir numaralı alameti, insana öğrenme yeteneği verdi.
Görüyorsunuz değil mi Allah bizim hayvani tarafımıza değil, insani tarafımızla ilgileniyor. Biz hala işi aşağı çekmeye çalışıyoruz. Dünyaya, ednaya çekiyoruz. Allah bizi ulvi olana çekiyor, biz süfli olana. Allah bizi yüceye çekiyor, biz cüceye. Bakınız Elleziy 'alleme BilKalem o sonsuz cömert olan Allah ki kalemle öğretti. Allemel'İnsane ma lem ya'lem insana bilmediğini öğretti. Kella yoo..! dur bir dakika ey insan innel'İnsane leyatğâ (‘Alak/6) insan mutlaka azar En reâhüstağnâ (7) kendi kendine yettiğini zannedince azar diyor. İnsan kendi kendine yettiğini zannedince mutlaka azar.
Demek ki öğrenmek nedir? Kalemin öğrettiği en güzel şey nedir? Şimdi kalemin de süflisi var. Ama kalemin öğrettiği en büyük şey insanın kendi kendisine yetmediği, Allah’ın insana yeteceği ve Allah’ın kendi kendisine yettiği. Kendi kendine yeten tek zat Allah’tır. Ey insan sen kendi kendine yetemezsin. Yettiğini zannettiğinde tanrılık iddia edersin. İşte bu kalem.
Bu ayetler aynı zamanda yazmaya bir teşviktir. Yazmaya teşvik olduğu içindir ki Allah resulü bu mesajı almış. Ardı ardına ilk inen ayetlerde kalemin işaret edilmesi, hemen arkasından, yani ilk inen 6. sure içerisinde kalem suresi gibi bir surenin olması Allah resulüne bir mesaj vermek içindi, Allah resulü de mesajı almıştı. Vahyi kalem ile sabitle. Yani sen okuma yazma bilmiyorsun. Fakat vahyi kayıtlandır, kayıt altına aldır. Ondan sonradır ki Allah resulü vahiy katipleri seçmiş, vahiy katipleri istihdam etmiştir ömür boyunca. Ve inen her sureyi bu katiplere yazdırmıştır.
(Mustafa İslamoğlu- Kuranvebiz.com dan tefsir dersleri)]


2-) Ma ente Bi nı'meti Rabbike Bi mecnun;

Sen, Rabbinin nimeti olarak, bir cin (görünmeyen varlık türlerinden biri) hükmü altında olan değilsin! (A.Hulusi)

02 - Sen rabbinin nimeti ile, mecnun değilsin. (Elmalı)


Ma ente Bi nı'meti Rabbike Bi mecnun sen rabbinin nimeti sayesinde cinlerin tasallutuna uğramadın. Mecnun’u deli diye çevirmedim. Çünkü onlar mecnun derken bizim bildiğimiz manada yalınkat, aklını kaybetmiş anlamına kullanmıyorlardı, ki Allah resulü içlerinde en akıllısıydı, onu çok iyi biliyorlardı. Ama cin uğramış, cin musallat olmuş anlamına kullanıyorlardı, çeviriyi böyle yapmak doğru olur.


3-) Ve inne leke leecren ğayre memnun;

Muhakkak ki senin için ardı kesilmeyen bir mükâfat vardır. (A.Hulusi)

03 - Ve tükenmez bir ecir var muhakkak senin için, (Elmalı)


Ve inne leke leecren ğayre memnun ve senin için kesintisiz bir ödül vardır. Yine Allah resulüne. Veya şöyle de çevirebiliriz; Minnet anlamına meneden geliyorsa eğer; başa kakılmayan bir ecir vardır. Kesintili vahiy, kesintisiz ecir. Vahiy kesintisinin arkasından geldiğine bir delalet olabilir mi? Bizce olabilir. Yani fetret-i vahiyden, ki Allah resulüne vahiy bir ara kesilmişti. Bu kesinti süresi 40 günden 6 aya, 6 aydan hatta 3 yıla, 2.5 yıla kadar çıkaranlar bile var. Ama ne kadar olduğunu bilemesek de bir müddet vahyin kesildiğini biliyoruz. Kesintili vahye kesintisiz ecir vaad ediliyor. Belki bir tesellidir bu, ilahi bir teselli.


4-) Ve inneke le alâ hulukın 'azıym;

Muhakkak ki sen aziym bir ahlâklasın! (A.Hulusi)

04 - Ve her halde sen pek büyük bir ahlâk üzerindesin. (Elmalı)


Ve inneke le alâ hulukın 'azıym çünkü sen muhteşem bir ahlaka sahipsin. El Hulk; Aslında benim tabiatım manasına gelir. Kişiliktir, benliktir. Yani insanın ahlakı. Ahlak diyoruz zaten. Hâlk, yaratılış. Hilkat; yaratılış. Şura/52. ayetinde şöyle buyrulur. mâ künte tedriy melKitâbu ve lel iymân. (Şûrâ/52) sen peygamber olmadan önce, bundan önce kitap nedir, iman nedir bilmezdin.

Şimdi Kur’an dostları sizden bir ricam var. Sen muhteşem bir ahlaka sahipsin. Muhakkak sen muazzam bir ahlak sahibisin diyen ayetin yanına, Kalem/4  ün yanına Şûrâ/52. ayetini koyunuz, ikisini birlikte okuyunuz. Sen kitap nedir iman nedir bilmezken muhteşem bir ahlaka sahiptin. Bunun üstüne şu soruyu sormanın sırası. Din binasında Ahlak katı kaçıncı kattır.

İbn. Abbas din binasını 4 katlı bir bina olarak niteler. Bir katı akait, bir katı ahlak, bir katı ibadet, bir katı muamelat. Peki sizce ana kat, giriş katı, temel kat hangisi? Akait mi akide mi yani. Bizce temel kat ahlak. Asklında bizce değil Kur’an ca temel kat ahlak. Bu, bunu göstermiyor mu? Adeta Allah resulünün neden ben sorusuna bir cevap var burada. Bu inne yi eğer ta’lil için alırsak, ki inne nin iki genel manası var; Biri te’kit için, diğeri ta’lil için, gerekçe içindir. Yani ya rabbi neden beni seçtin, bu kadar insan dururken sualine cevap sanki şöyle gelmiş. Zira sen, çünkü sen muhteşem bir ahlâka sahiptin. Böyle anlarsak hiç şüphesiz doğru anlamış oluruz.

Onun ahlakı Kur’an dı Hz. Aişe öyle diyor. Yani o fıtratıyla barışıktı böyle anlıyorum bendeniz. Çünkü Kur’an aslında ilahi fıtratın üstüne indirilmiş bir üst yapıdır. Alt tazının üst yazısıdır. Bu ikisi birleştiğinde somunla cıvatanın birbirini kapması gibi Alt yapı ile üst yapı birbirine kavuşmuş, sıkı sıkı birbirini sarmış olur başka değil.

Devam ediyor b sayfasına geçiniz.
       Kalem suresi 1-33 ayetlerini toplu olarak BURADA bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder