6 Kasım 2013 Çarşamba

İslamoğlu Tef. Ders. HADİYD (28 - 29)(172-A)



B sayfasından devam



 28-) Ya eyyuhelleziyne amenûttekullahe ve aminu BiRasûliHİ yü'tiküm kifleyni min rahmetiHİ ve yec'al leküm nuren temşune Bihi ve yağfir leküm* vAllâhu Ğafûrun Rahıym;



Ey iman edenler! Allâh'tan korunun ve Rasûlü olarak Esmâ'sıyla açığa çıkışına iman edin ki rahmetinden size iki pay versin ve sizin için kendisiyle yürüdüğünüz bir nûr oluştursun ve sizi mağfiret etsin... Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir. (A. Hulusi)



28 - Ey o bütün iman edenler! Allah dan korkun ve Resulüne iman edin ki sizlere rahmetinden iki nasip versin ve size bir nur bahşeylesin ki onunla yürüyesiniz hem de size mağfiret buyursun. Allah gafurdur rahîmdir. (Elmalı)





Ya eyyuhelleziyne amenûttekullahe ve aminu BiRasûliHİ yü'tiküm kifleyni min rahmetiHİ ey iman edenler Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun, Allah’a karşı saygılı olun, Allah’a karşı yükümlülüğünüzü terk etmeyin. Yani sorumlu davranın varlığın zirvesi olan Allah’a karşı, mahlukatın zirvesi olan insan sorumlu davransın. ve aminu BiRasûliHİ ve yine O’nun elçisine de iman edin. yü'tiküm kifleyni min rahmetiHİ böyle yaparsanız o size ne yapar? Rahmetinden iki avuç dolusu demektir kifleyn. İki avuç dolusu. Ama aslında bu ondan öte bir şey. İki kat verir. Eh Allah kudret elleriyle iki kat verirse Allah’ça verir. Zaten cennet insan yaptıklarının bedeli değil Allah’ın rahmetinin ödülüdür. Cömertliğinin ifadesidir.



Sevaben min indillâh. Allah’tan bir ödül olarak diyor. vAllâhu 'ındeHU husnüs sevab. (A. İmran/195) ödüllerin en güzeli Allah katındadır. Cennet bedel değildir değerli Kur’an dostları Cennet ödüldür, Allah’ça bir ödül. Kul, kul kadar yapar, Allah, Allah kadar yapar.



ve yec'al leküm nuren temşune Bihi ve yağfir leküm yine size aydınlığında yürüyeceğiniz bir nûr bahşetsin ve size mağfiret etsin diye. vAllâhu Ğafûrun Rahıym zira Allah çok bağışlayandır, sonsuz merhamet sahibidir.





29-) Liellâ ya'leme ehlülKitabi ella yakdirune 'alâ şey'in min fadlillâhi ve ennelfadle Biyedillâhi yü'tiyhi men yeşa'* vAllâhu Zülfadlil 'Azıym;



Tâ ki ehl-i kitap (din - hakikat ilmi verilmiş olanlar) Allâh'ın lütfundan bir şey elde edemeyeceklerini bilsinler... (Biline ki) kesinlikle lütuf Allâh'ın eliyledir (onların kazanması değil), onu dilediğine verir... Allâh, "Zül Fadlil Aziym"dir.(A. Hulusi)



29 - Çünkü Ehli kitab bilmeyecek mi ki Allahın fadlından bir şey'e güç yetiremezler ve hakikat fadıl, Allahın yedindedir, onu dilediğine verir ve Allah çok büyük fadıl sahibidir. (Elmalı)





Liellâ ya'leme ehlülKitabi ella yakdirune 'alâ şey'in min fadlillâh (bunu, şunun için yaptık ki “lâm” zaten ta’lil niçin ini veren bir cevap bu, şunun için yaptık ki) kitap ehli kendilerinin Allah’ın lûtfu üzerinde hiçbir yetkilerinin olmadığını, devam edelim; ve ennelfadle Biyedillâhi yü'tiyhi men yeşa' dahası bu Lûtfun Allah’ın yetkisinde olup onu dilediğine verdiğini bilmezden gelmesinler. Kim; kitap ehli. Yani kitap ehli Allah’ın rahmetinin kendi ellerinde, tekellerinde olmadığını bilsinler ve yine onu Allah’ın istediğine, dilediğine verdiğini unutmasınlar diye böyle yaptık.



Bu ima nereden geliyor? Allah resulü peygamber olarak seçildiğinde özellikle kitap ehli içinden Yahudiler; Peygamber bizden çıkar. Çıkarsa bizden çıkar, çıkmazsa hiç çıkmaz mantığını dile getirdiler. Böyle yaklaştılar ve inkarlarının temelinde de bu ırkçı yaklaşım yatıyor. Onun için Kur’an bunu şiddetle reddetti, zaten bu ayette, Hadid suresinin son ayeti de bu hakikati ifade ediyor.



vAllâhu Zülfadlil 'Azıym ve Allah sonsuz Lütuf sahibidir, muhteşem lütuf ve kerem sahibidir. İstediğini peygamber seçer. Abdulmuttalib’in yetimini alır, Mekke’nin ot bitmez dağlarını mübarek kılar, getirir ortasına Kâbe’yi yerleştirir, tıpkı o ot bitmez vadilerin içine Kâbe’yi yerleştirdiği gibi bir yetimi de alır alemlere rahmet eder. İtirazınız mı var? Ağzınızın işi mi bu. Kimin itirazı olabilir. Bize de bu nokta da öğütler var. Allah’ın birine bir nimeti vermesi durumunda onu hasetleyen herkes hasetlerken aslında ey Allah sen kime ne vereceğini bilmiyorsun demiş olur zımnen. Hasetçinin hasetinden Allah’a sığınırız, hasetten de Allah’a sığınırız.





Ve ahiru davahüm enil hamdülillahi rabbil alemiyn



Çağrımız ve davamız Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamd’adır.



172-A videonun sonu.

172. videonun tümünü BURADA bulabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder